bugün

senarist

yazarını bilemem. ancak iyi bir senarist çok nadir bulunan birşeydir. senaryo nun öneminden bahsediyorken bu eseri ortaya çıkaran senaristten bahsetmemek ayıp olur. David Mamet, John Sayles bu konuda aşmış abartmış kimselerdir.
genelde hep itilir hep bi kakılır okan bayülgen beyefendi programına vizyondaki türk filmlerinin ekiplerini çıkarır hiçbir zaman orda senarist olmaz.
Genelde insanlar üstün bi oyunculuk bile sergilenmeyen ancak muhteşem bir quote duyduklarında doğrudan oyuncuya yönelir ve onu göğe çıkararır bu durumda rahatlıkla senarist in adı yok diyebiliriz. Yaşadığım yerde bir burhan altıntop taklidi var. bu genç arkadaşım her fırsatta anlattıklarını burhan gibi aktarmaya çalışıyor. Ancak özellikle sordum gülse birsel den aynı oranda nefret ediyor. Keşke o olmasa, oynamasa diyebiliyor gaffur u burhan ı yaratanın o olduğu bilincinden uzak bi şekilde.

genelde senarist aynı zamanda metin yazarıdır da (bkz: script) fakat tv programlarında durum değişebilir. Kurgulamayı bir başkası metin yazımını ise bir başkası*nın yazdığını görebiliriz.

unutmamalı ki önemli olan da olay örgüsü ve kurgudur. Senaryo diyalog yazmak demek değildir! Oyunculuk ta yazılmış diyalogları okumak değil jest ve mimiklere hakim olmaktır.