bugün

ibrahim tatlıses ile ahmet kaya arasındaki fark

ibrahim tatlıses'in vurulup yaşam mücadelesi verdiği şu günlerde, şöyle geriye dönüp bakıldığında insanın aklının ucuna takılan düşünce.

Dünya basınında ibrahim tatlıses'in vurulması olayı ile ilgili neredeyse tüm avrupa gazetelerinde, tüm avrupa dillerinde haber yapılması beni çok şaşırtmıştı. "ne adammış yahu" dedim, sonra da bu olaya daha az reaksiyon gösterdiğim ve ilgilenmediğim için kendimi sorgulayacaktım ki! saflığımı anladım.
Halbuki dünya basının asıl ilgisini çeken belki de şaşırtan şey:
japonya, bir ülkenin görebileceği en büyük doğal felaketler zincirini deneyimleye dururken, bu da yetmezmiş gibi bir de nükleer bir felaketin eşiğindeyken, efendime söyleyeyim, ortadoğu arap dünyası ilk defa otokrasiye ses yükseltip (yeni dünya düzeninde) savaş pozisyonuna girerken; tüm türkiye'nin, bir sanatçının hayatını dünyanın en büyük meselesi yapmasıymış.

ibrahim tatlıses elbette önemli, o sadece bir türkücü değil, aynı zamanda bir iş adamı ve bir "siyasi" varlıklı bir insan; hatta öyle ki bir başbakanın onun yattığı hastaneyi arayıp " gereği neyse yapılsın" diyebileceği biri. ayrıca türkiye'dki kürt milleti için, bu beyaz türkler arasında nasıl yükselinebileceğinin sembolu, bir tür idol (yılmaz erdoğan değil o, karıştırdın sen)

ahmet kaya sadece bir sempatizandı, hayatı sürgünlerde geçti, işte vatan haini oldu, çatal atıldı, kaşık fırlatıldı; ödül aldığı gecenin mekana kapıdan girdi, mutfak penceresinden kaçtı felan.

Düşününce, Ahmet kaya ile ibrahim tatlıses arasındaki fark, türkiye'nin şu haliyle, bir 7-8 önceki halinin arasındaki farka eşittir. (mat 1 terk)

işte Böyle bir şey, değilse de bunun gibi.