bugün

17 ağustos 1999

Çocuklarının ölü bedenlerini taşıyan babaları gördüğümüz, hafızalarımıza acıyla kazanan, yerle bir olduğumuz tarihtir. Ne ilk ne de son olmamasına rağmen deprem denen ülke gerçeğini tartışmamıza düşünmemize yol açmıştır. Ancak sadece tartışmanın işe yaramadığını arkasından gelen 12 Kasım 1999 Düzce depremiyle birkez daha görmüş olduk. Ölümler, acılar, yıkılan yuvalarla ardından açtığı sosyal yaralarla hala sorunların en büyüğü olarak ortada duran deprem gerçeğini hatırlamak, hatırlatmak bunlarla yetinmeyip çözümler üretmeye çalışmalıyız. Aksi halde sadece yeri farklı nice acılara tanık olmamız kaçınılmazdır.