bugün

kemal kılıçdaroğlu

iktidara geldiğinde başörtüsü sorununu çözecekmiş. öyle diyor kendileri. bu kafayla olmayacak duadır ama olsun, biz yine de ciddiye alıp eğilelim olaya.

nasıl çözeceksin kemal efendi? kamuoyu çözüm önerilerin hakkında en ufak bir bilgiye sahip değil. çözeriz demekle işler çözülseydi şimdiye çözümsüz mesele kalmazdı. evet kemal efendi, söyle. nasıl çözeceksin? eğer çözümden kastın serbestlik değilse tabi. çünkü anayasa değişikliği ile çözülen sorunu sen ve arkadaşların gidip iptal ettirdiniz, unuttun mu? yoksa yoksa, o zaman genel başkan değildin ve genel başkana katılmadığın halde sırf o istedi diye mi gidip imza attın?

söyle kemal efendi.
çözüm önerini söyle.
çözümden kastın, başörtülülerin başörtüsünü çözmek ise, bak işte böyle bir çözüm kimsenin aklına gelmediydi.

boşuna kasma kemal efendi. senin hiçbir şeyi çözeceğin yok. başkanı olduğun parti bu güne kadar hiçbir şey çözmedi çünkü. aksine, sürekli sorun üretti.

senin başörtüsü konusundaki geçmişin bu kadar sabıkalıyken, millet ne diye sana inansın? varsa bir çözüm önerin yasa önerisi olarak getirsene meclise...başbakan kaç defa söyledi bunu? sen getir de önerini onlar desteklemeyip yan çizsinler...

bak kemal efendi.
bu ülkenin iki temel sorunu var:
birincisi dinsel özgürlükler.
ikincisi etnik ve siyasal özgürlükler.

senin anlayacağın birine başörtüsü sorunu diyorlar, ama aslında başörtüsünden ibaret değildir.
ötekine de kürt sorunu diyorlar ama sadece kürtlerle ilgii değildir.

bu dinsel özgürlüklere mesela alevilere yönelik sorunlar da dahildir. nedir efendim bu konuda çözümün? daha alevi kelimesini ağzına almadın. mesela bazı sünniler diyanetin kaldırılmasını, devletin dinsel olan her şeyden elini çekmesini ve din eğitiminin yaş sınırlaması olmadan sivil toplum örgütleri eliyle yapılmasını istiyorlar. buna ne diyorsun kemal efendi? var mısın diyaneti kaldırmaya? bu kadar cesur olabilir misin?

son olarak kürt meselesi var. bu konuda da hiçbir şey bilmiyoruz. statükonun 100 yıldır dillendirdiği şeylerin dışında farklı bir şey söylediğini duymadık.

gel gelelim fakirlik ve yolsuzluk meselesine,
evet biliyoruz ki her iktidarda yolsuzluklar var ve bu iktidarda da var. sorun şu ki, senin daha az yolsuzluk yapacağına insanlar inanmıyor. ayrıca sen ne dersen de insanlar fakirliğin ve yoksulluğun arttığına da inanmıyor. bak referandumda o kadar kastınız. kaç parti bir araya geldiniz. normal desteği yüzde 40+ olan parti yüzde 60 destek aldı. demek ki millet siyasal meseleleri daha çok önemsiyor. hadi diyelim normal ak parti seçmeni partizanlık yaptı. fazla gelen yüzde 20 nedir?

durum bundan ibaret kemal efendi. sorunu çözerim, kaynağı bulurum demekle olmuyor işte...