bugün

bireycilik

şimdilerde hiç de iyi anlamda kullanılmayan bu sözcüğün kökündeki "birey", tarih boyunca uygarlıkların dönüp dolaşarak vardıkları, varmak için çabaladıkları eşitlik ilkesinin bir tür simgesi olmuştur. bunu adları sanları bilinmeyen, sadece bir sürüden oldukları söylenen, birbirlerinden ayırdedilemez kişiler yerine, huyu suyu belli tek tek bireylerin geçmesi diye de açıklayabiliriz. kuşkusuz, burjuva sınıfıdır tarihte bu akımın öncüsü. burjuvalar, soylularla çatışmalarında, çarpışmalarında, bir yandan kendi "birey"lerini yaratmaya bakmışlardır.

sonunda bütün sorun gelir, birey ile toplum arasındaki ilişkiler konusunda dayanır. zamanla bu ilişki, iki karşıt kavramı çıkarır sanki ortaya. sadece bireyciliğin anarşizme dek uzanması yanında, saygıdeğer bireyler toplumu anlayışını da içeren çeşitli toplumcu görüşlerin bulunması ne ilginçtir; aklın varlığını, kişinin onuruna temel gösteren düşünürler çıkmıştır. bunun yanında insanın maddesel varlığına, bireyine saygı duyulması gerektiği bir hukuksal sorun olarak da işlenmiştir.

burada, bütün değerlerin toplumdan değil bireyden çıktığına inanan görüş, doğal ayıklanma kuramı, ya da rekabet düşüncesi üzerine kurulan liberalizm olarak "bireycilik" konusundan söz etmiyorum, onu bir yana bırakacak olursak, eşit bireylere saygı, çağdaş ahlakın da temeli olmalıdır. bu açıdan bakıldığında, birey ile toplum birbirine karşıt olmaktan çıkar.
güncel Önemli Başlıklar