bugün

şehirler arası yolculukta ishal olmak

öl daha iyi durumu. yaşamadan bilinmez.

bir kez başıma gelmişti. bu çileli yolculuktan bahsedeyim.

yolculuk günü dikkat etmeyince üşütmüşüm. her şeyin, kabus dolu saatlerin başlama nedeni yani. başladık yolculuğa. ilk mola kısa süre sonra geldi. indim, hallettim. iyi geldi. sorun yaşamadım yani başlarda. gece yolculuğuydu. o yüzden, ilk moladan sonra dalmışım. ikinci mola verildiğinde gözlerimi açtım dünyaya. mideyi kontrol ettim. baktım sorun yok gibi duruyor, inmeyeyim dedim. uyku tatlı tabi. uykuya devam ettim.(ki bu hayatımda en çok pişman olduğum kararlar arasında yerini aldı) ettim etmesine ama sabaha karşı uyandım bir karın ağrısıyla. saate baktım yolun bitmesine daha 4 saat kadar var. aldı bir korku. yolu da iyi bilmiyorum. mola verdi mi, verecek mi soruları arasında yolu izlemeye koyuldum, endişeli bakışlarla. aha burada verebilir, yok yok kesin burada verecek falan derken uzun bir zaman geçti, mola yok. tabi durum kötüye gidiyor. kıvrana kıvrana mola tahmin etmeye devam. bir iki yerde yolcu indirdi alan ama inilecek gibi değil. içimden kendime, şoföre, yola aklıma kim/ne gelirse saydırıyorum.

nihayetinde 4 saat sancılarla şöyle böyle geçti, mola vermeden. otobüsten attım kendimi dışarı. aldım eşyaları. koydum bir kenara, ama bilgisayarmış, bavulmuş gözümde değil. çalınırsa çalınsın. yeter ki kendimi şu tuvalete atayım, başka bir şey istemiyorum modundayım. zor da olsa başardım. işimi hallettim, döndüm. ama yanılmışım, çile bitmemişti benim için. serviste geçen dakikalar da hayatı zindan etmeye yetecek cinstendi. onu da atlattıktan sonra çok sevgili, biricik tuvaletime kavuştum. allah ayırmasın.