bugün

swatch

devamli hareket halinde olan kimselerin tercih etmemesi gereken saat markasi.

liseli adamim. hani öyle bir swatch var ki kolumda, kiz olsam birine sirf o saat icin veririm, o derece. sifir olan karizmami aliyor, tavan yaptiriyor. cok hos bir saat. liseli adamim dedim... e ne oluyor? her ögle arasi basketbol, her cikista basketbol... üseniyorum saati cikarmaya. kolumda duruyor öyle. eh, bir zikim de olmuyor yani. top mu carpacak? yok daha neler. el mi carpacak? carpsin, carpanin eli aciyor.

peki sonra n'oluyor? mactan sonra kantinden bir seyler aliyorum, sinifa cikiyorum. sirama oturacakken, saatin kollarimdan kayip yere düstügünü, pek cok parcasinin da etrafta görünmedigini görüyorum. "hay anani!" deyip oturuyorum ve 4 liraya aldigim sosisli + ice tea ikilisini üzgün bakislarla, mutsuzlukla yiyorum.

sen git o swatch'i kir, bir de üzerine sandvic ekmegine yapilmis dandik bir sosisliye 2.50 lira vermek zorunda birakil, git bir de disarda 1.25'e satilan ice tea'ye 1.50 lira vermek zorunda kal... sormazlar mi adama, "o kadar kupon yapiyon, bunlara 4 lira veriyon, kolunda svoc saatnen basketbol oynuyon, aidati niye vermiyon göto?" diye...