bugün

entry'ler (30)

sözlük yazarlarının telefon zil sesleri

kansas - dust in the wind.

en saçma reklamlar

tüm diş fırçası, macunu temalı reklamlar.

sözlük yazarlarının itirafları

sözlük bazen o kadar yalnız hissediyorum ki. mesela şu an. konuşacak, dertleşecek adam gibi kimse kalmadı. olanlar da hep uzak hep uzak. günlerden beri bu ruh halinden çıkamıyorum. hani millet tatilde eve geldiğinde canım evim, canım çocukluk arkadaşlarım sizi ne kadar özlemişim moduna giriyor ya, bende tam tersi işte. evde yapacak bir şey bulamıyorsun hadi arkadaşlarla buluşayım diyorsun kaç aydır görüşmedin sonuçta ama muhabbetler o kadar yabancı ki. kendimi çok yabancı hissediyorum onların yanında. konuştukları, hoşlandıkları şeyler o kadar uzak... ve ben de o muhabbetlerden zevk alıyormuş gibi görünmek zorundayım. ilk zamanlar düşünüyordum acaba bende mi bi gariplik var diye ama bana hitap etmiyorlar arkadaşım. kimse için hele de böyle bir durumda kendimi değiştiremem. aksi halde kendime hemen bi instagram hesabı açmam ya da gittiğim tüm beni entel gösterecek yerlerde check-in yapmam lazım.
kendini geri çekince bi de trip yeme durumu var o da ayrı. 'yaa o unuttu bizi yaa, oğlum baksana şuna o kadar zaman oldu bi buluşalım demedi' ama sor bi neden diye!!!
istiyorum ki sözlük sabahtan akşama kadar müzik konuşabileceğim bi arkadaşım olsun. açgözlülük yapmıyorum bak bikaç tane olsa yeter.
tatil zamanlarında depresyona girmemi engelleyecek bi'şey'ler lazım. öyle işte...

ayrıldığı sevgilisi hakkında kötü konuşmayan erkek

egosuna yenilmeyen erkektir. aferindir ona.

erkek cinsel organı

geçen gün babamla!!! belgeselimsi bir şey izlerken bol bol gördüğüm hede. adamlar gitmiş çıplak bowling oynuyor. bari insan bi sansür bişey yapar insafsızlar rahat 10 dakika izledik öyle. işin kötüsü kumanda da benim elimde, her şey bana bağlı yani. ama değiştirir miyim, haayyıırr. biz aştık öyle şeyleri canım, hangi çağda yaşıyoruz allah aşkına.

how i met your mother

9x16 bittiğinde bi dakka lan, bu bölümü niye kısa yapmışlar deyip, tüm sahneleri izlediğimden emin olmak için geri geri sardığım dizidir. 200. bölümü gerçekten güzel yapmışlar. sonunda anne hakkında daha çok şey biliyoruz ama önceki yorumlara katılarak ben de diyorum ki 9. sezon çok yavaş ilerliyor. düğüne 50 saat kala 45 saat kala diye diye eehhh yeter lan artık moduna giriyorsunuz. artık şu düğün olsun, ted'le anne tanışsın da hepimiz rahatlayalım.

sosyal medyayı ego mastürbasyonu için kullanan tip

en yakın çevresini 'like'ladığı ya da 'follow'ladığı kişiler oluşturan, bi baltaya sap olamamış kişilerin kendilerini kandırma yöntemidir.

güneşli havada şemsiye kullanan insan

japonya, çin gibi ülkelerde beyaz tenli olmak ayrıcalık olarak görüldüğü için oralarda biyerde yaşaması muhtemel insandır. neymiş efendim esmerlik kirliliği sembol ediyormuş. bu kadar acımasız olmayın nolusunuz ya.

çocukken yapılan şerefsizlikler

balkonda arkadaşla pusu kurup kim aşağıdan geçenlerin kafasına tükürüğünü isabet ettirebilecek diye iddiaya girmek. ey gidi günler az küfür yemedik öyle.

hayatta mutluluk veren küçük şeyler

bankta otururken yanınıza bir kedinin gelmesi ve sonra kendini sizin kucağınıza atıvermesi.

para için her şerefsizliği yapan insan

ben bunların öğretmen versiyonuna denk gelmiştim. öğrenciler üniversite sınavına hazırlanıyor, haliyle alan derslerini almak istiyorlar seçmeli ders olarak. fakat yalaka bi öğretmen, bölümle de en alakasız dersin hocası, müdürün yanına gidiyor hemen seçmeli dersi ona versin diye. neymiş efendim ek ders ücreti artacak. şerefsiz adam senin paran mı daha önemli yoksa çocukların geleceği mi. müdür de zaten bayılıyor kendisine yalakalık yapılmasına hoop o ders yalakanın. işin kötüsü de bir tane bile öğrenci velisi gelmiyor çocuğumun hakkını yiyorsunuz diye.
işte ben bu insanların geceleri nasıl uyuyabildiklerini çok merak ediyorum. bir insan nasıl bu kadar bencilce düşünebilir, kendi ihtiyaçlarını diğer herkesten üstün tutar. azalarak bitseler keşke.

iyi yemek yapamayıp evlenmeyi düşünebilen kız

Zaten kadinin evlilikteki gorevi yemek ve temizlikle ugrasmak. Hem yemek yapamiyor hem de evlenmeyi dusunuyor, asin bunu! Kadini bu kadar metalastirmayin yav. Ac kalsinlar demiyorum tabii elbet yemek bilmesi gerekir bir insanin evlenirken ama bunlarin hep kadina yuklenmesi... Neyse feminist damarim tuttu galiba.

hamile kadın sokağa çıkamaz

Bu zihniyette olan insanlarin laflarini duymaktan artik gercekten bunaldim. Size ne kardesim hamile kadinin hareketlerinden. Cok mu dikkatini cekiyor? Bundan da mi tahrik oluyorsun? Nasil bastirilmis duygulariniz var artik hayal dahi edemiyorum. Senin cumlelerinle asagiladigin, resmen ikinci sinif muamelesi ettigin kadinlar olmasaydi ne biz olurduk ne de sizin gibi oksijen israflari. Sadece uzuluyorum hala boyle dusunenler oldugu ve bunlari bu kadar rahat dile getirebildikleri icin...

türkiye de olduğumuzu hatırlatan şeyler

yere tüküren insanların varlığı.

sözlük yazarlarının ruh halleri

yapacak tonlarca iş olmasına rağmen üşengeç olmanın verdiği rahatsızlık.

recep tayyip erdoğan

partisinin il başkanları toplantısında söylediklerini duydum, sonra bi silkelendim, bi gözümü açıp kapattım, tekrar baktım ve televizyondakinin maalesef doğru olduğunu anladım. ne demek biz dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz? ne demek bizden ateist mi yetiştirmemizi bekliyorsunuz? sanane milletin dindarlığından, ateistliğinden. onları yönlendirmek sana mı kaldı? bir de bunları böyle beyan ediyorlar ya, vallahi şaşıp kalıyorum. böyle giderse çok yol alırız biz...

her sabah 7 14 yaş arası çocuğa yemin ettirmek

çocuklarda hiçbir etkisinin olmadığını düşündüğüm eylemdir. hafta içi her gün onu öğrencilere okutuyorsun da hepsi çok mu ahlaklı, çok mu dürüst, iyi niyetli insanlar oluyor? onlar için alışkanlıktan öte bir şey değildir bu. ileride de büyüklerinden gördüğü gibi her şeye "türküm been şöyleyim böyleyim" derler fakat iş bir şeyler yapmaya gelince kimsecikler kalmaz ortada. herkes de böyle değildir tabii ki ama böyle davrananlar da azımsanmayacak derecede fazladır. özet olarak önemli olan sözde değil davranışlarla çocuklara bir şeyler öğretmektir.

sözlük yazarlarının son zamanlarda fark ettikleri

Neye inanırsan onu yaşarsın. Şimdi içinizden "ben hep inanmak istiyorum ama bişey de olmuyo yeaa" diyenleri duyar gibiyim. Ama öyle değil işte. Eğer gerçekten inanırsan, istersen hayatını ona göre şekillendirirsin ve gerçekten istediğin şeyleri yapma fırsatın olur. Bunu anladım işte.

forrest gump

"koş forrest koş" ve " hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını asla bilemezsin" replikleriyle aklıma kazınmış olan izlenesi film.

kahrolsun demek istenilen ideoloji ve isimler

kahrolsun egoist insanlar.