entry'ler (120)

önden darbeli arkadan vuruk bayanla evlenmek

çük beyinli kafasıdır.

boş vakitlerinde fıkra okuyan kişi

bunalmış kişidir, öyle böyle değil.

gün gelip devran dönünce yapılacaklar

beklenen gün geldiğinde ne yapacağını şaşırıp hiç bir şey yapamamakla beraber bir gerizekalı gibi davranmaktır.

söylemek isteyip de içimizde kalanlar

iyi kalpli olucaz diye sürekli yutkunarak mideye doğru gönderdiğimiz sonra içimizde şişen cümlelerdir. Örnek: Allah belanı versin. insallah mutlu olamazsın. Sürüm sürüm sürün. Lanet olsun seni gördüğüm güne. Kendini bir şey sanıyorsun ama g.tüme benziyorsun.

keşke hiç tanımasaydım denilen kişiler

hayatlarınızın bir bölümünü belirli bir zaman diliminde işgal etmiş, varlıklarıya yaşamınızı kabusa çevirmiş hiç olmasaymış ne güzel olurmuş diye düşündürttüren, isimleri kendileri gibi lazım olmayan kişilerdir.

hayatta hiçbir zaman başarılı olamayan insan

mutlaka bir başarısı olup önemsemediği için onu başarıdan saymamış kişidir. Yoksa harbiden hiç aferinlik bi olaya girmemişmidir yok yahu mümküm değil en kötü ihtimalle bir teşekkür belgesi almıştır ilk okulda falan.

tek yaşayan insanın evdeyken duyduğu garip sesler

buzdolabından gelen uğultu, tam dalmışken deli gibi çalan telefon ya da mesaj sesi, üst kattaki teyzenin çocuklarına bağırışi, çamaşır telinden düşen bir pantolon, ısıtıcıdaki suyun kaynamasıyla oluşan fokurtu ve akabindeki tık sesi, bazen çekyatın altında dolaşan hamam böceği, yakınlarda bir de poşet varsa artık o böcek poşetle oynadıkça bitmek bilmeyen hışırtılar yalnız yaşayan kişinin mütavazi evinin başta ürküten bir süre sonra duyarsızlasştıran sesleridir. Yalnız yaşamak güzeldir.

kimsenin seni sevmek zorunda olmaması gerçeği

yürek burkan lakin doğruluğundan da süphe duyulmayan gerçektir. Zorunluluktan da olsa sevseydi lan nolurdu ki sanki.

şimdiki kızlar rahat her şeyi makine yapıyor

elli yaş üzeri en az üç çocuk sahibi annenin, oğlunun sevdiği kızla muhabbet sırsında mutlaka araya sıkıştıracağı,hafif laf sokma hafif serzeniş hafif de özenme cümlesidir. Çamaşırlar, bulaşıklar makineye, elektrik süpürgesiyle bir toz alacaksın o kadar şeklinde de devam eder.

biz de baş örtüsüyle okula gidemiyoruz

Alakalı alakasız her konuyu baş örtüsüne bağlayan, gezi parkı eylemcilerine yapılanları bile bu sebepten haklı bulan, biz baş örtüsüyle okula gidemiyorduk şimdi de sıra size geldi şeklinde anlamsızlık sınırlarını aşmış yorumlar yapan sözde üniversite okumuş kişilerin tartışma sırasında mutlaka kurdukları yegane cümle.

kader

zeki demirkubuz'un muhteşem filmi.

görünmez olsaydınız şu an nerede olurdunuz

görünmez olduğuma bir türlü inanamadığımdan bu saate nereye gidecem lan deyip otururdum oturduğum yerde. bu kadar da hayal gücü dar bi kişiliğim.

sırf zorunda olduğumuz için yaptığımız eylemler

ders çalışmak, işe gitmek, erken uyanmak, bulaşık yıkamak, klozeti fırçalamak, çok sinirliyken susmaya çalışmak, sevmediğimiz birine gülümsemek, kumaş pantolon giymek, diyet yapmak gibi mecburi eylemlerdir.

banane gezi parkından diyen umarsız kişi

Ülkede neredeyse devrim olurken; gezi parkı nerede, ee ne var yani burda çok mu güzel bir yer, başka park mı yok sanki şeklinde dumur sorular sorup yorumlar yapan, doğum günü partisini taksimde kutlayamayacağı için eylemcileri kınayan değişik tür.

hala sevilen eski sevgilinin düğün davetiyesi

ellerin titreyerek açtığın, defalarca okuduğun, sonra masanın üzerine dikey bir biçimde koymak suretiyle bakıp bakıp içtiğin, birilerini o kadar mutlu ederken seni bu kadar kahretmesine şaşırdığın, sırf canını yakmak için davetiyeyi sana getirene de ara sıra saydırdığın, kısacası saniyeler içerisinde seni alt üst edebilen allı pullu kağıt parçası.

sözlük yazarlarının etkilendiği filmler

paramparça aşklar köpekler.

isyan edilesi durumlar

aceleniz varken köprüde takılı kalma, sevgilinin başkasına aşık olup gitmesi, telefonun hiç çalmaması, çok açken dolapta sulanmış zavallı yoğurttan başka bir şey olmaması, annenin durmadan sizden şikayet etmesi, çalıştığın halde sınavlarda başarısız olup dersleri hiç önemsemeyenlerin çok daha iyi notlarla geçmeleri,elmalı kurabiyeden gelen yanık kokusu, sifonunun bozuk olduğunu bilmediğin klozeti kullanma üstelik bu klozetin senin evinde olmaması, patronunun çifte standartı,sabah altı buçukta durmadan çalan alarm, film izlerken bilgisayarın takılıp durması, en yakın arkadaşının yurd dışına yerleşmesi, tatile çıkacak paraya sahip olamama, kazandığının neredeyse yarısını kiraya verme, evin her hafta temizlenmesi gerekliliği, arkadaşının erkek arkadaşından nefret etme ama üzülmesin diye bişe söyleyememe, memleketin çok uzak olması nedeniyle özledikçe gidememe, dünya para verip aldığın ayakkabının davete giderken topuğunun elinde kalması, hiç ummadığın bir zamanda hiç istemediğin birini görmek şeklinde listenin aslında çok daha uzun olduğu bitsin artık dedirten durumlardır.

en tatlı sabahları başlatan şeyler

kızartmalı, menemenli, sucuklu, börekli bir kahvaltı. Açık havada olursa bir de tadından yenmez.

annelerin hep hasta olması

annemin, arkadaşlarımın annelerinin, akrabalarımın annelerinin, ya da bir şekilde tanıştığım bir annenin şeker, tansiyon, kolestrol, kireçlenme, ülser gibi hastalıkların en az birine sahip olmasıdır. Bir anne yoktur ki benim bildiğim çok sağlıklıyım desin bununla gururlansın. tabi ki o kadar yorgunluğa, çocuk artı eş sıkıntısına dayanamıyor bünye. Bir de yaş var ilerleyen. Yine de gençlere bir çok konuda taş çıkarırlar o ayrı.

bir yanı uzun diğer yanı kısa saç şekli

son günlerin popüler saç şeklidir.Kimisine çok yakışırken kimine de hiç olmaz. Yani herkese yakışan bir model değildir özellikle de saçlarınız kıvırcık ya da dalgalıysa bu tarz modeli kullanabilmeniz için sürekli saclarınızı düzleştirmeniz gerekir. O yüzden herkes kendini bilmeli saç yapısı ve yüz şekline göre kesim seçmelidir. Yoksa bir elinde maşa bir elinde fön makinası uğraş dur.