bugün

entry'ler (508)

islam a göre evlilik içi tecavüz mübahtır

haberi tanımlamak için klasik bir tabir vardır; "köpek adamı ısırırsa haber olmaz. adam köpeği ısırırsa işte bu haberdir" çünkü rutin dışına çıkılmış olur.

ister evlilik içi olsun isterse evlilik dışı tecavüzün her türlüsüne adı-makamı ne olursa olsun kimse tarafından cevaz verilemez. aklı başında-zihinsel yeterliği olan hiç kimse de bu duruma karşı çıkmaz. dangalağın biri çıkmış "evlilik içi tecavüz mübahtır" diye osurmuşsa, bu işte haberdir. -yukardaki gerekçeyle-. sözcü'nün de bunu okuyucularına haber olarak sunması son derece doğaldır.

kız tavlamak isteyen erkeklere tavsiyeler

nefes alsın yeter demeyin. çıtayı yüksek tutun.

selehattin demirtaş apodan icazet almaz

evinde son sözü hep hayri abi söyler. kendisine kılıbık diyenleri şiddetle kınıyorum.

şizofreni nasıl anlaşılır

açılın gençler ben musluk tamircisiyim!

öncelikle en belirgin özellik kişinin gerçeği ayırt etme yetisini kaybetmesidir. açalım uğurcuğum; kişi hayal dünyasında yaşar, kimsenin görmediği kişileri görür, hayali arkadaşlar edinir, onlarla yanındalarmış gibi konuşur, gaipten sesler duyar vs.

bir başka belirleyici özellik stereotipikjest ve mimikler ile konuşmalardır. Mesela; sürekli eliyle aynı hareketi yapama, sürekli "ananlara selam söyle" gibi belli bir kalıbı kullanma gibi. mesela geçen biriyle karşılaştım, adama "selamun alyeküm" dedi, "aleyküm selam" dedim. "selamımı alsana lan!" dedi. devam ettim. baktım sokaktan geçen hemen herkese, selamını alsın almasın aynı tepkiyi veriyor "selamun aleyküm-selamımı alsana lan!"

duygulanımda küntlük de görülür. yani hissetse bile etrafına hissettiremez. paranoidler aşırı şüphecidir. sürekli birilerinin kendilerini takip ettiğini, eşinin başkalarıyla alemden aleme aktığını, aldattığını, komşularının arkasından konuştuklarını vesaire söylerler. bu şüphe onları yer bitirir. en tehlikelisi de sanırım bunlardır. iş cinayete kadar gidebilir.

velhasıl-ı kelam; Allah kimseyi öyle bir dertle imtihan etmesin.

ideal penis boyutunu kağıda çizen kadınlar

kağıda çizmek yerine kille çömlek yapar gibi yapsalarmış kitleler üzerinde daha etkili olabilirmiş. gelecek nesillere de birer hatıra olarak kalırdı yaptıkları.

kemal kılıçdaroğlu nun ermeni olması

zeka turnusolu başlık. kılçdaroğlu'na oyunuzu vermemek için onlarca sebep bulabilirsiniz. iyi muhalefet yapamıyor dersiniz, pasif dersiniz, chp'yi sağa kaydırıyor dersiniz, ne bileyim ben gençlerin önünü kapıyor dersiniz. ama "kılıçdaroğlu ermeniymiş" bugüne kadar duyduğum en saçma bahane. ne olmuş ermeniyse? başbakanın başdanışmanı da ermeni? ona ne diyeceğiz?

aşkım böbreğini satıp bana tektaş al diyen kız

en asil duygunun kezbanı. taşlanmayı istemektedir.

namus bacak arasında değil beyindedir

bir kısım insanlarda beyne kerkinme isteği uyandıran söylem.

bunu söyleyen kimse şunu demiyor; "insanlar dilediği insanla dilediğince sevişebilir, pompişlerden pompiş beğenip eşini-sevgilisini aldatabilir, bu namussuzluk değildir!" böyle bir şeyi hangi aklı başında insan söyleyebilir?

denilmek istenen; namus kavramının ya da namussuzluğun sadece cinsel ilişki teması üzerinden değerlendirilmesi hata olduğudur. eşini aldatan da namussuzdur, yetim hakkı yiyen de namussuzdur, insanları provake edenler de namussuzdur vs. bütün bunları eyleme dönüştürmeyip zihninde bunun hayaliyle yaşayanlar da pekala namussuzdur. fırsatını bulunca hayaller eyleme dönüşebilir zira.

kaldı ki; namus kelime anlamıyla yasa demektir. yazılı ay da yazılı olmayan yasalara-normlara uymayan davranışlar bu çatı altında değerlendirilebilir.

besiktaş a kaleci gelsin

dünkü maç için konuşulacaksa yenilen birinci golde tolga zengin hatalıydı, kabul edelim. ha, stoperler de görevini yapmalıydı, eyvallah ona da tamam. ama elde ne kaleciler var, takımlarını ipten alan. ben beşiktaş'ın kalecileriyle kazandığı bir maçı son yıllarda hatırlamıyorum.

dul yazarlara tavsiyeler

size yazanları kaale almayın. siz yazmaya devam edin.

beşiktaş

bugün kazanması halinde deli gönlümü şen eyleyecek takımım. şu hayatta mutlu olmak için o kadar az bahanemiz var ki; haydi beşiktaşım ele liverpool'u sevindir bizi.

kocasına erkek evlat verememiş kadın

başlık espri mahiyetinde de olsa yazma gereği duydum. çünkü hala aynı kafada olan insanlar var bu toplumda. çoğu yazmış zaten bebeğin cinsiyetini er kişinin belirlediğini. e, ne yapsın kadıncağız? erkek evlat vermek için o da başkasına mı versin, nedir yani? ondan sonra kadınlar kocalarını boynuzluyor diye isyan başlar.

ciddi söylüyorum; aldatma üzerine araştırma yapılsa nedenlerin başında çocuk doğurma ısrarı, ikinci sırada erkek doğurma ısrarı gelebilir. özellikle bu tarz baskıların yaşandığı kesimlerde.

haydar dümen in oğlu olmak

HAYDAR hoca'dan sonra dümene geçecek kişi olmaktır. yaşasın beşik ulemalığı !

canı sıkılınca sanayiye giden erkek

aradığı huzuru sanayi esnafında bulan er kişi. arabasına da ara pasına da düşkündür. vursa gol olur.

eşin eşe tecavüz etmesi

kişilerin beden algısıyla doğrudan alakalı durum. isteği dışında eşlerden birinin diğeri ile zorla cinsel ilişkiye girmesi elbette tecavüzdür.

bunun dışında kişinin eşine hoşuna gitmeyecek sözler söylemesi, cinsel içerikli olsun ya da onu rahatsız edecek imalarda bulunması, onurunu zedelemesi elbette kabul edilemez.

iki insan evlendi diye birbirine istediğini yapabilir mantığı son derece yanlıştır. eşlerin birbirlerine karşı sorumlulukları mutlaka vardır. ancak evli de olsalar iki insan iki ayrı bireydir. olaya böyle bakmazsak daha çok aile içi şiddet vakasına, kadın cinayetine şahit oluruz.

ak saray da tasarruflu ampül kullanmayan zihniyet

saraya ne kadar fatura geldi, ya da ampüller tasarruflu mu değil mi bilemem. ancak bildiğim tek bir şey var o da tasarrufun önemli olduğu. japonlar bile bir kaç sene içinde sadece led ampüller kullanacaklar. itibarsa, japonya'nın dünyadaki itibarı sanırım bizden daha fazladır.

yatağa başını koyduğunda düşünülenler

yastığı mı değiştirsem acaba?

diyette arzulara yenik düşüp 1 kg çikolata yemek

fırtınalar koparsa kopsun demiş kişi eylemi. manidardır.

türkiye deki minibüsçülerin eğitim seviyesi

insanlıkla eğitimi birbirine karıştıranları ortaya çıkarmış başlık. okumak cehaleti alır eşeklik baki kalır, diye boşuna dememiş atalarımız. eğitimle şiddet arasında bağ olsa, üniversite mezunlarının bir tanesinin bile suça bulaşmamış olması gerekirdi.

asıl sorun mezun olunan okullarda değil. o okullarda verilen eğitimde. 12 yıl gibi ortalama bir insan ömrünün altıda biri okullarda geçmekte. ki bu süre hiç de öyle kısa bir zaman dilimi değil. asıl sorgulanması gereken 12 yıl boyunca insan olmayı öğretemeyen eğitim sistemi. ya da çocuklarına insan olmayı öğretmeyen aile yapısında. biraz kafamızı kaldırıp bunları sorgulamalıyız bence.

200 lirayla yapılabilecekler

sehpanın üzerine pudra şekeri serpilip, sevgili içeri girdiğinde rulo yapılmış 200 lira vasıtasıyla burna çekilebilir. böylece monoton ilişkinizde bir aksiyon yaşanmış olur. daha heyecanlı-atraksiyonlu günlere yelken açarsınız.