bugün
- crop giyen erkek8
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- hamas bir terör örgütüdür20
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (102)
şiir gibisin ferhan abi...
gözlerin deniz gibi,yüzünde oluşan yaşanmışlıklar rakı gibi,ellerin kuyu gibi derin,saçların rüzgar gibi sen hiçbir yere varmayan yürünmesi zor bir yol gibisin hayat gibi...
gidişini izlerken de bir şey öğretebiliyorsun.
masumiyeti aradığımda o küfürlü konuşmalarındaki samimiyeti buluveriyorum baba gibisin.
gözlerin deniz gibi,yüzünde oluşan yaşanmışlıklar rakı gibi,ellerin kuyu gibi derin,saçların rüzgar gibi sen hiçbir yere varmayan yürünmesi zor bir yol gibisin hayat gibi...
gidişini izlerken de bir şey öğretebiliyorsun.
masumiyeti aradığımda o küfürlü konuşmalarındaki samimiyeti buluveriyorum baba gibisin.
biscolata erkeklerinin gay olma olasılıklarıyla victoria secret kızlarının anoreksiya olma olasılıkları eşittir lakin bunun sadece bir olasılık olduğunu ne yazık ki gözardı edemeyiz.
böyle bir düşünceye sahip insanların hala var olması ve bu insanlarla aynı havayı soluyor olmam bile rahatsız edici... daha ne düşünceler duyacağız,okuyacağız canım ülkemin canım insanları!
her ikisi de.yapılan şeyden dolayı pişmanlık duyduğunuz zaman kafayı yiyecek gibi olursunuz uyuyamazsınız,kendinizi parçalarsınız adeta.yapılmayan bir şeyden duyulan pişmanlıkta belli bir zaman geçtikten sonra karşınıza çıkar geriye doğru baktığınızda gözyaşlarınıza engel olamazsınız ve durup biraz geriye doğru gidip ikisine birden baktığımda her ikisi de diyiveririm şimdiki zamanda.
kendine yaşattığı acı kadar etrafa da umursamaz biri gibi duran yapısıyla da çok fazla acı yaşatır bunlar.sessizliğiyle insanı delirtirken gözlerinin içine baktığınızda söylemek istediği cümleleri anlamınızı sağlarlar ve bu da insanı derinden yaralar.aslında insanlara zarar verme niyetinde olduklarından değildir sadece kendilerine çokça zarar verdiklerinden içindeki çıkmazlardan sizide çıkmaza sürüklerler sonra hiç beklemediğiniz bir anda adeta yok olurlar ama sanki hiçbir zaman iyi olmayacağını fısıldayarak gitmiş gibidirler.karamsar,ne istediğini tam olarak bilemeyen,eğlenceli ve vurdumduymaz gibi dururken sabaha kadar uyuyamadıkları geceler yaşayan insanlardır bunlar.
aman allahım bu diziyle ilgili başlık açılıp birde sayfalarca entr mi girilmiş diyerek yorumları okuduğumda gerçekten benim gibi düşünen insanları görmek içimi rahatlattı tesadüf eseri beş on dakika izlediğim ve bu ne böyle demekten kendimi alamayıp kumandayı fırlatıp odama doğru yol aldığım saçma sapan bir yapım.
''laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız''
bu şiir adamı mafeder!
ulaşım sorunu olmasa gerçekten çok daha iyi bir yer olacak olan fuar alanı.bir dalgınlığa geldin bir durak önce indin diyelim yaya yolu bile yok kalıyorsun dımdızlak.servisler desen bekle ki dolsun da servis hareket etsin.
ama ama bugün ki yayınında bizi sesinden mahrum bırakmıştır ki.dosttur,candır!
çocukken oynamak için can attığımız oyun parkları.şimdilerde geceden kalma soğuk ve ıssızlığı çocukların bedenleriyle kapamaya çalışan mekanlar gibi geliyorlar gözüme...
diyalektik meteryalizm bu kavramı defalarca unutup tekrardan hatırlamak zorunda kaldığım zamanlar geliyor aklıma sinir krizlerine gebe anlardı neyse ki hafızamdan şüphe etmeye başladığım dakika da unutkanlık kelimesinde hatırladığım ilk kavram oluverdi kendileri.
toplumsal baskılar.
benden adam olmaz.beni adam yapmaya çalışanlar utansın.
seçmeli dersten bir kaç sene sonra zorunlu hale getirilecek olan ders olacaktır.bu bir kaç seneyi bile bulmayabilir tabi.
sabah uyandığımda ben ne istiyorum sorusunu sorup diploma koleksiyonu mu yapıcam sanki diploma alınca hemen işe mi giriveriyorsun bu ülkede ben ne istiyorum yatıp uyumak diyerekten girmediğim sınav.
ve hayat oyununda sahnesini tamamlayan usta sanatçılardan biri...umarım istediği gibi bir oyun yaratmıştır.
çiçeksepetinde destek amaçlı çalışma durumum olduğu için nasıl sorunlar yaşandığını çok iyi bilmekteyim açıkçası sevgilinize aldığınız hediye 14 şubat yerine 15 şubatta eline geçebilir bundan daha kötüsü sizin aldığınız hediye yerine saçma sapan başka bir hediye ile karşılaşabilirsiniz sonuç olarakta destek amaçlı çalışan kişilerde o gün bir güzel küfürü yer.
kendi kendine konuşmak.
yurttan haftasonu eve dönmekteyimdir hafta sonunu ailemle geçirme planıyla havanında yağmurlu olmasıyla yanıma ne var ne yok alırım sırt çantamı sırtıma takar elimdeki yaşlı dedelerin kullandığı uzun şemsiyemle yola çıkarım ve otobüs maceram böylece başlar neyse sorun yaşamadan evime kadar geldim diye düşünürken otobüsten inme anımda bir dakika bir dakika der eşyalarımı toparlamaya çalışırken sırt çantamı tekrardan sırtıma takma çabasıyla şemsiyeyi hızlı bir şekilde arkaya doğru manevralarla bir gencin hassas bölgesine indiriveririm tabi arkam dönük olduğundan ahhhhhhhh ıhhhhhhhhhhhmmmm gibi sesler duyar sonra arkama döndüğümde ezilmiş büzülmüş birini görmemle beraber o an ne yapacağımı bilemem ve kapı kapanmadan çocuk sinirli bir şekilde in in diye söylenirlen eve kadar kahkaha atarak bir yolculuk maceramı daha sonlandırırım.