bugün

haftanın en iyi gammazların da listeye giren birinin gammazlığını hatalı gammazlık yapıyorsunuz diyerek elinden alan moderasyon. ya siz de bir hata var yada istatistiklerinizde.
(bkz: çingeneyi kral yapmışlar önce babasını kesmiş)
moderasyon ya da daha türkçesi'yle yöneticilik ateşten gömlek gibidir. sözlüğe geleli yaklaşık bir-iki hafta kadar oldu ve görebildiğim kadarıyla yönetimle yazarların bir kısmı arasında çok ciddi bir sürtüşme sözkonusu. hatta öyleki; hatalı, formata aykırı, haklı gerekçeyle silinmiş girdilere dahi isyan eden yazarlar mevcut, nerdeyse bir nefret, moderasyon ağzıyla kuş tutsa 'ben sana ağzınla kuş tutamazsın demedim, ben sana ayaklarınla iguana tutamazsın dedim'cilik anlayışına dönüşmüş durumda. (bkz: yaran entry silinme sebepleri)

ha ne diyorduk, 1,5 hafta oldu ulusözlüğe geleli. yaklaşık 3 senedir ekşi sözlükte kayıtlı okurum, tanışmam biraz daha eskiye dayanır, okumaktan da yazmaktan daha çok zevk alırım, hatta öyleki bazı zamanlar olayın ciddi ciddi bokunu çıkarıp fazla oturmaktan dolayı bel zayıflığına yol açacak kadar psikopata bağladığım dönemler oldu. malum, geçen sene kasım ayında sözlük klonların saldırısı adı altında yazar alımlarını yeniden açtı, ben de legal olan 10 girdi girip 7. nesil çaylak(8 de olabilir, inanın hatırlamıyorum) beklemeye koyuldum. lakin 3 ay geçip te bi' halt değişmeyince bendenizin kafası kızıp sildirdim üyeliği. 1 ay kadar sonra gene dayanamadım, gene üye olup 10 legal girdi girip gene beklemeye koyuldum, bu sefer pek te iplemeyerek*. bunları özgeçmiş tadında neden mi anlatıyorum? sadete geleyim efendim. uludağ sözlük bayadır kulağıma çalınan bir mekan ancak nedense pek üye olma ihtiyacı hissetmedim. ta ki brick top'un peder zickler başlığında ulusözlüğe kayıt olduğuna dair bir girdisini görene kadar, sonrasında 'lan vardır bu herifin bir bildiği' diyerek ve de aileden gelen bursalılığın da gazıyla geldim ben de kaydımı yaptırdım, 10 girdiyi girip çıktım. ekşi'den bir öntecrübe olduğundan nasıl olsa en az bir ay bekleyeceğime emindim. lakin sabah kalktığımda yazarlığımın onaylandığını gördüm, takriben 8-9 saat içerisinde yani. üstelik ilginç olan -ya da bana ilginç gelen- ekşi de yaptığım gibi 'çaylaklık dönemimde siyasetle alakalı girdiler girip daha en baştan moderasyonun dikkatlerini üzerime çekmeyeyim' gibi bir çabaya girmeden girmiş olmam girdilerimi. burdan çıkarılacak nedir peki? ya uludağ sözlüğün moderasyonu übermensch ya da ekşi'nin moderasyonunda ciddi bir sakatlık var, ama en nihayetinde ekşiye kıyasla buranın moderasyonu üye alımları konusunda daha adam gibi çalışıyor, milleti yazar kuyruğunda hayatından bezdirmiyor.

henüz ortamda yeni olduğumdan gene örneklemeye kendimden devam edeceğim, ne derece sağlıklı olur bilemem, o yüzden şimdiden affoluna. yukarda da belirttiğim gibi, uludağ sözlüğün moderasyonunu geç, üyesi bi' allah'ın kulunu tanımadan girdim mecraya. hala da iki üç yazar arkadaş dışında tanıdığım yok, öyle tanışayım, sosyalleşeyim, zirveden hatun kaldırayım gibi bir niyete de sahip değilim. bunu neden belirtme ihtiyacı hissettim? şöyle ki; her bireyin/kurumun yanlış yaptığında eleştrilmesi gerektiğine inanan biriyim, hatta yeri geldiğinde en sert biçimde eleştrilmesi gerektiğine de, tabi elestiri ile hakaret arasindaki farkı kavrayarak. ancak iyi olanın da övgüyü haketmesi taraftarı biriyim, yiğidi öldür hakkını ver mottosu kısaca. tabi herkes böyle olmayabilir, kişisel iradedir, bunu eleştirmek te ben de dahil kimsenin haddine değil elbette. devam edelim, istatistiklerime baktığımda 128 girdi girmiş, 20 de başlık açmışım bu bir haftalık süre içinde. bunların içinde bir de ulusözlüğün sözlük formatını eleştirdiğim girdi de mevcut (bkz: sozluk formati/@zedx) (tabi şimdi bu refereden sonra umarım girdi uçmaz*). şu ana kadar sokaktaki vatandaş adlı açtığım başlıktaki girdim rötüşlanması isteğiyle bana yollandı, onu da altına bir not düşerek değiştirmeden geri gönderdim, sonrasında da tekrar geri gelmedi. ki çeşitlemeli girdi yazmaya çalışan biriyim, yani her girdiye tanımla başlamam, tanımı araya veya sona koyduğum oldu, tanım devamı, örneklendirme, diyalog tarzı girdiler de yazdım şimdiye kadar, altına da formata uydurma endişesi ile 'tanım: şudur budur' gibi bir not da düşmedim hiçbir girdinin. hülasa az önce bahsettiğim rötüşlanma dışında hiçbir girdim herhangi bir işleme tabi olmadı şimdiye kadar, ki girdilerimin birçoğu da siyasi ve de eleştirel gözle yazılmış yazılar. ha bu daha önceki girdilerimin ya da ilerde yazacağım girdilerin hiç silinmeyeceği anlamına gelmiyor elbette, demeye çalıştığım sözlük formatı ya da götümüze girebilir gerekçeleriyle başım belaya girmedi şu zamana kadar. moderasyon benim babamın oğlu olmadığına göre az çok sözlük formatına hakim olduğunu, en azından eleştrildiği kadar cahil-cühela olmadığını çıkartmak mümkün bundan da, benim çıkarımım bu başka bir deyişle.

bu girdiyi girmeye niyetlenmeden önce de 'kimdir burayı yönetenler hele dayı' tadında küçük bir gezinti yaptım. zall ve july4th dışında ilk yola çıkılan kadronun hepsi değişmiş gördüğüm kadarıyla. olabilir, kafalar uyuşmaz, yönetici sözlüğe daha fazla zaman ayıramayabilir, çocuğu olur, o olur, bu olur bi' şekilde kadro değişir. izlenimlerime göre zall bildiğin sözlükteki ssg'nin anlayışında. yani; gerekli teknik aksaklıkları halleden, koder*, sözlükte az çok belli şeyleri oturtmuş ve yönetimi moderasyona devredip önemli noktalarda müdahale eden gözetmen ya da hakem konumuna almış kendini. 1930 sonrası atatürk'ün izlediği politikanın sözlüğe uyarlanmış hali diğer bir deyişle. tüm moderasyona bakamadım ama özellikle eleştrilerin odak noktası haline gelen ve benim gelişimden kısa bi' zaman önce moderasyona seçilmiş alimacgraw ve vendetta'nın beğenilen ve beğenilmeyen girdilerine şöyle bir gözderdim. bu arada gene belirtme ihtiyacındayım ki 'bir açıklarını yakalayayım şunların, hepsini göt ederim reytingim artar' gibi bir niyetim ya da ukelalık yapmak gibi bir amacım bakarken de yoktu şu anda da öyle, elimden geldiğince objektif olmaya çalışıyorum. yönetimlerinden ziyade girdilerinden yola çıkarak -kendi çapımda- yaptığım karakter analizi gibi birşey bu. 20-30 girdiden sağlıklı bir izlenim çıkartılamaz elbette ama en azından bir fikir verir insana. alimacgraw'ı iyi yazar olmamakla suçlamış şu bikaç girdisine ''afssdsa'' eklerini koymasından arkadaşlar. yalnız diğer bazı girdileri gayet sağlam, çatur çutur girdiler. illa örnek vermek gerekirse şu bekaret meselesi hakkındaki girdisi. ha biraz ukela bazı girdilerinde, en azından burdan bakıldığında öyle gözüküyor, ama eleştrildiği kadar da kemal sunal'ın salako filminden fırlama bir karakter de değil. vendetta ise ciddi ciddi insanı altına işetme potansiyeline sahip biri, bu adamın espri kabiliyeti bende olacakti ki, ahh ahh. neyse.. bu arada kısa sürede yazarlığımı onaylayan da o sanırım, yazar oldunuz mesajını o atmıştı çünkü bana. yani çalışıyor bu adam da, yan gelip yatmıyor. gene görebildiğim; başlık standadizasyonu konusunda da sözlüğün hacıvatlarını aratmıyorlar, şikayet aparatını da çok geçmeden yanıtlıyorlar filan fişman.

efendim çok yazdım, bu kadar yazıyı kaç kişi okuyacak allah bilir o yüzden burada bitireyim. ilk başta dediğim gibi, yöneticilik gerek reelde gerek sanalda ateşten gömlektir. en yakın arkadaşınız bile en ufak bişeyde size sırtını dönüverir bir bakmışsınız. ayrıyetten iradenin de güçlü olması gerekli, çünkü sürekli eleştriye tabi tutulursunuz, haklı haksız yığınla şikayet vardır, hele bir de adınız çıkmışsa dokuza, sekize kemal derviş gelse indiremez. o yüzden yönetici arkadaşlara *(ki bunu onlar da biliyordur zaten) sabırlı olmalarını salık veriyorum. gene eleştiren arkadaşların ise* biraz daha sakin olmasını öneriyorum (bkz: sözlüğün barış elçisi olmak) (bkz: kofi annan sözlükte). nitekim basit ve dayanaksız eleştiriler bi' noktadan sonra eleştirenleri yalancı çoban konumuna sokar, böyle olunca da haklı dahi olsanız iplenmezsiniz, şahsen ben iplemezdim misal.

yazarın notu: 5 paragrafdan 3'ünde belirttiğimi bi' kez daha altını çizerek belirtmek istiyorum; amacım kimsenin bitarafını yalamak, yalakalık ile gözüne girmek değil, olaylara adam gibi yaklaşmaya çalışmaktır. gerçi kafasında kemikleşmiş düşünce yaratan kesime ben ne dersem deyeyim bu yazı yalakalık olarak görünecektir, o yüzden bu kadar üzerinde durmam biraz anlamsız ama gene de anlaşılamama kaygısı işte. ha bi' de, ben böyle bir girdi girdim diye sanılmasın ki ileride bir yanlışlığa şahit olduğumda(bana yapılıp yapılmaması önemli değil, herhangi bir x kişiye haksızlık ya da y konuda yanlışlık ta olabilir bu) moderasyonu eleştirme hakkımı altın tepside teslim ediyorum. dediğim gibi, övmek kadar eleştirmek te bu işin raconundan gelir. ammavelakin eleştirmek için eleştirmek ya da bayağı, seviyesiz bir biçimde eleştirmek değildir kastettiğim.
bana ve gammazlığıma nasıl katlandıklarını hala anlayamadığım grup. sanırım onlar da beni seviyor. <3 <3 *
resmi bir kuruluş olmadığı için özel günleri kutlamak gibi bir yükümlülükleri yoktur... sevgilisi olan sevgililer gününü, çocuk olan 23 nisan'ı ve ruhu genç olan da 19 mayıs'ı kutlar ama bunları yapmalarını beklemek gereksizdir ve bu konuda eleştirilmeleri de oldukça saçmadır...

oldu olacak her yazarın doğum gününü de gelişmelerden kutlasınlar iyice boku çıksın...

o değil de resmi günleri moderasyon kutlayınca daha bir güzel mi oluyor? nedir yani? sen günün gerçek anlam ve önemini bil/bilgilendir yeter! kutlama eksik kalsın...
kimi zaman sözlük formatından kopmalar ya$adığını dü$ündüğüm moderasyon. yine de i$lerini yapıyorlar.

fakat neden silik yapmakta bu kadar aceleciler? ya da silik yapmakta neden bu kadar acelecisiniz?

evet ba$lık iki kez yanlı$ açıldı, fakat ba$lığın moderasyon tarafından düzeltilmesi söz konusu olsaydı, sanırım üzücü bir $eyler ya$anmayacaktı.

her neyse bilen bilir. ben a$kımın çorapları ıslanmı$ mı bir bakıp geleyim.

edit: sanırım moderasyon eksileme ekibi i$ ba$ında. $aka $aka.
(bkz: ben bu siliği daha önceden hatırlıyorum)
pek diktatör pek zavallıca çalışan oluşummuş, formata uygun girilen entryleri isimsizce siler, moderatörünü gölgelerde kalarak haksızca korur, altına da pek zavallı bir şekilde, adeta saklana saklana tehdit notu düşermiş. ayıp be. büyümek lazım.

ben o entryleri de yazardım buraya, seni yerin dibine de sokup çıkarırdım ama kimse gocunmayacak, biliyorum. boşa kürek çekmek...
haklı tepkiler gösterince kaldıramayıp yazarını çaylak yapan moderasyondur.
kendilerini faşist, entry'lerin formata uygunluğu konusundaki yaptırımlarında ise dengesiz ve keyfi bulduğum moderasyondur. vaudeville for vendetta'yı gönderdik devrim yapacak diye sözlükte ama ters tepti nafile. her ne hikmetse iyice bir yanlışlar, dengesizlikler içine düşüldü. entry'ler siliniyor, insanlar siliniyor. ne diye? kime göre? neye göre? hiç bişey belli değil ama kesin olan şey formata göre değil.
en kısa boylusu 1.70 ile july4th en şişmanı 80 kilo ile oyuncakbulut, en zayıfı ise 63 kg ile alimcgraw olan yönetim birimidir. "onların alayı ibne!" diyenlerin iddialarını kanıtlar nitelikte bi bulguya rastalamadık hala. bulursak onu da yazarız lan merak etmeyin.

edi+; bu entry araştırılmamış bilgi içermektedir diye silinirse yazık olur. üzülürüm. bu başlığı ağlama duvarına çevirirm şerefsizim. silmeyin ulan! ayıptır.
karma puanı diye başlık açtırmayan, hem karma puanı, hem karma felsefesi'ni karma başlığına yönlendirip "ey uludağ sözlükçüler, bu başlık aradığınızı bulamamanız için düzenlenmiştir" demeye getiren ve fakat aynı zamanda konunun karma puan başlığında incelenmesinde bir beis görmeyen süpersonik moderasyon.
duyumlara göre, sözlük alemindeki en anlayışlı moderasyondur. gidin, bakın diğer sözlüklere, ne demek istendiğini anlarsınız. bir başka moderasyon, bu kadar eleştirilse, yapmadığını bırakmaz. diğer sözlük moderasyonları için "onlar eleştirilmiyor" diyenlere de, var bir cevabımız. yazarların, o moderasyonları eleştirmeye cesaretleri yok çünkü. başlarına gelecekleri biliyorlar. her sözlük, uludağ sözlük değil, her moderasyon da uludağ sözlük moderasyonu değil. değerini bilin.
adaletsiz davranan moderasyon.şöyle ki;
"2007-2008 sezonu şampiyonu fenerbahçe" başlığına, "hayallerde yaşıyor bazı..." diye girilen entryi *, "ağır derecede argo ve hakaret" gerekçesiyle silmiştir.
#3322338 bu entry ise dün bir moderatör tarafından yazılmıştır. peki bu adalet mi??
imam böyle yaparsa cemaate niye karışır?!!
kendisini sağlam şekilde gözden geçirmesi ve ciddi şekilde özeleştiri yapması gereken moderasyondur.

kendileri arasında ciddi fikir farkı bulunduğu kanısındayım. "aman kimse sözlüğe küsmesin sevgi kelebekleri" düşüncesine hakim olup, çok vahim durumları bile sümenin altına ittiriveren bir anlayışın yanında "kaliteyi muhafaza etmemiz lazım" modunda olanlar da vardır. zall'ın "aman kimse sözlüğe küsmesin" modunda davranışı ve tartışmadan, polemikten reyting bekleyen bir tarzı olduğu yapılan eylemlerden gayet net anlaşılmakta.

örneğin, bir yazarın atatürk'e hakaret -ki, bana göre ağır hakaret- etmesine verilen ceza ile terör örgütü sempatizanı kişiye "hayat kadını çocuğu" ifadesinin kullanılmasına aynı cezayı -aynı süre çaylaklık- reva görebilmektedir. atatürk'e hakaret 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ile cezalandırılır ayrıca bu hakaret bilişim ağı üzerindense ceza; mahkemenin takdir ettiği cezanın %50 oranında arttırılmasına sebep olur ve ilgili bilişim ağına da ciddi cezai müeyyideleri vardır.

e şimdi bu 2 olaydaki eylemleri görünce insanın midesi bulanmıyor değil. ha tabi, atatürk'e hakaret eden canlı eğer silinirse peşindeki kankaları -ki, alayı ak gençlik ve fethullahçı gençlik- ya sözlüğe küserse, ya sözlüğe zarar vermeye kalkarlarsa değil mi? adamın hakaret içeren entryisini sil, 10 gün de çaylak et, sular durulsun, aynen devam... herkes unutur. inceldiği yerden kopsun o zaman bu derece düşmeyi göze alıyorsanız.

sözlükte bazı ibneler var hani şu seovi denilen dick -alm. kalın- kafalılardan. -aha iddia ediyorum, bu entryyi beğenmeyip de eksileyenler başım gözüm üstüne, bir tane ibne artık hangi entrym dübüründe 35 metre çapında bir tahribata yol açmışsa bilemiyorum, imzamı görüp eksileyecek- bunların bazıları işi artık öyle bir raddeye getirmişlerdir ki, artık nasıl bir kuyruk acısıysa, adamın yüzüne karşı laf söyleyemez, yemez, zekası yetmez, pipisi yetmez... memur gibi her sabah sözlüğe girip, gözüne kestirdiği yazarlara sistematik biçimde, okumadan, önce son beğenilenlerini sonra bir gün önce kaldığı tarihten gerisini eksiler. bu moderasyona sorarsınız, "bu saldırının bir cezası var mı?" moderasyon cevap verir, "o kişi beğenmedim derse bir şey diyemeyiz" ulan o adamın 5-10 paragraflık yazıların eksilenmesindeki aralık 15 saniye olması yetmiyor tabi saldırıp saldırmadığını anlamaya değil mi? neyse, hani de ki, "oylamaları sistemden göremiyoruz" kestir at, ama yok illa ukalalık yapılacak ya, "karmanıza etkisi git gide azalır, karma sistemi korumalıdır" zart, zurt sana "karmam düşüyor, ühühühühü" demiyoruz ki ağam? karmanın yükselmesini hedeflesek, sadece taşak entryler girip, kimseyle dalaşmayız, anlaşılamayan entrylerimizi de sildik mi? oh... mis... derdimiz, saldırı... yok "karmanızın düşüş hızı giderek düşecektir" yok "o kişi beğenmedim diyebilir". ulan de ki, "sistemden bu görülür fakat, bu iş için ayrıca vakit ayırıp saatleri verip, takibat yapmak gerekir, bu sebepten bizleri yormazsanız seviniriz" buna eyvallah, "oylamaları göremiyoruz" de buna da eyvallah. ukalalığın bir manası yok ki?

alın aklı paklı, nurlu güllü devam edin... "aman sözlüğe küsmesinler" "aman polemik çıksın bizim reytingimiz artsın" mantığı ile devam edin... insanları buraya bağlayan da şu değil mi, meydanı diğerlerine bırakmamak. daha çok kavga çıksın ama kavga edenler bırakamasın burayı, bırakıp giden "kaçtı demesinler" "amacı bu zaten bizleri yıldırmak, gitmeyecem ulan, inadına yazacam" mantığı ile hareket etsin değil mi?

elinizden kayıp giden beyinleri, bazı zamanlar inanılmaz derecede foseptik çukurunu andıran sol frame'i bir kez daha düşünün, "yahu biz nerede yanlış yapıyoruz?" diye sorun kendinize...

ya da boşverin, şimdi 3-5 beyin fukarası sözlüğe küser, sol frame'deki angut başlıklarda azalma olur, sözlüğün reytingi düşer... aman ha, küsmesin kimse... cezası hapis olan yazıları yazan yazarları bile küstürmeyin...

ama unutmayın ki, ne tek klon burası, ne burası vazgeçilmez, ne de "kimse bırakıp gidemez" diye bir şey var.
kuralları kişilere göre uygulayan moderasyon.
fenerbahçe ile ilgili yazıları güzelce kırpan insanlar. tabi içlerinden birkaçı diyebiliriz fazla söz söylemeyeceğim inşallah anlaşılmıştır.
içlerinde, yüklem içermeyen kelime topluluklarının cümle olmadığını bilmeyenler de olduğundan "madem türkçe'ye, türkçe'nin bu kadar basit bir kuralını bilmeyecek kadar az hakimsin nemeye türkçe ihlalinden dolayı yazılanların silinebileceği bir ortamda moderatör oluyosun?" diye sormak istediğim grup.
çok sevecen, bir o kadar da ilgili modersayondur. gecenin bir vakti özel mesaj atarsanız, size hemen dönüp kuşkulu bir abi edasıyla sıkıntınızı öğrenmeye çalışırlar. hatta o kadar ilgilidirler ki özel mesaj beklediğinizi duyunca yaz, kış hiçbir zorluk dinlemeden sözlükte online olup, halinizi hatrınızı sorarlar.
net olarak kuralları uyguladıklarını düşünmediğim gruptur. ray ban yerine 5 ytl'lik gözlük alan kişi gibi bir başlığa espri olsun diye yazdığım küfürü siliyorlar fakat pkk için yazılan küfürleri silmiyorlar. burada pkk'ya küfür edilmesin demiyorum. yanlış anlaşılmasın ama yasak yasaktır. benim yaptığım küfürlü entry yazmak ise pkk başlığına yazılanlar küfürün son noktasıdır. biz de bilelim artık net tavrın ne olduğunu ki ona göre davranalım yani.
fanatizmin gözünü bürüdüğü ve artık çığrından çıkmış olan moderatörlerden oluşan moderasyon. şahsıma sipariş üzerine (#3267873) 10 gün çaylaklık verdikten sonra, cezanın bittiği gün yeniden beni 10 günlük çaylaklıkla cezalandırmışlardır.

sebebi hikmeti ise 27 nisan 2008 galatasaray fenerbahçe maçıdan önce yaptığım maç analizinin altına girmiş olduğum "hocasız kalabilirsin ama kocasız asla" bakınızı imiş, evet küfür yok, ağır hakaret yok ama 10 günlük çaylaklık cezası var, şaka gibi ama gerçek, burası uludağ ayağınızı denk alın, ayık olun...

şimdi bu arkadaşlar ya patagonya muz cumhuriyetinde ikamet etmektediler, dolayısıyla sözlükle pek haşır neşir olamamaktadırlar ya da fenerbahçe nefretiyle yanıp tutuşmaktadırlar, ki ikinci seçenek daha çok ağır basmakta, aski takdirde bu saçma sapan cezaların mantıklı açıklama yolu tıkanmaktadır.

halbuki fanatizm yeleğini çıkartarak herhangi bir fenerbahçe başlığının altına, çok değil 30 sn bakmış olsalardı, japon bayrağı gösterenleri, bozduk mu bozduk eheee, kocanız biziz ulan diyen güruhu, fenerbahçe camiasından kimi bulursa hakaretler yağdıranları çok kasmadan görebilirdi, belki biraz utanırlardı, ulan çok mu belli ettik ne diye de hayıflanırlardı belki, hiç ama hiç sanmasam da..

(bkz: yazık)

peşin edit: farklı görüşlere saygılı moderatörlerimizin bu entryi anında uçurması, hatta bununla bile yetinmeyip "ulan bu adam da çok oluyor ha" diyip beni bile uçurması sürpriz olur mu, olmaz canım hiç olmaz...
tck nın aşağıdaki maddelerini okuması ve özellikle sözlükte bu anlamda yazan ırkçıları uyaraması gereken moderasyon.

''MADDE 216. - (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.''
Amaç kimseyi karalamak değildir.
Haklarını yemek kat'a değildir.

Amma velâkin Uludağ sözlük bünyesindeki gammazlar akla zarar, kalbe ziyan, yazmaya tam bir baltadır, perdedir! ironi yaparsınız, 'anlaşılmaz entry' diye silik yersiniz. Nesi anlaşılmaz diye sorarsınız: çıtt yok... Zira o zihniyet bilmez niye anlaşılmaz olduğunu. Anlamadığı kelime öbekleri, aşina olmadığı ironiler vardır. Sözün bittiği yerdir. Ötesi, ' O köy bizim köyümüzdür'...

Eleştiri ve fikirsel yazılarınızı yazarsınız, hoppala; bu defa sanırsam yönetimden;Bu entry sözlüğü yasal yönden zor durumda bırakabilir; diye silik yersiniz. Gazete köşelerinde anbean tartışılır, TV'lerde sürekli gündemdedir konu, ama iş sanal aleme gelince, bir sansür, bir sansür... sormayın gitsin. Sorarsınız nedenini, benim gibi hala yanıt beklersiniz.

Yazma şevkinizi kırmasını bir kenara bırakıyorum, zihniyetler çatışması çok yoğun oluyor bu ortamda. Uluslar medeniyetler çatışması yaşarken, bu hadise devede kulak kalıyor amma velâkin, ülkemizin bir boyutunu da gözler önüne seriyor. Bunca yoğun ve kaliteli olan bir sözlüğe de bu yakışmıyor bence.

Yapıcı olmayan eleştirileri sevmiyorum ama, maruz kaldığım bu kaçıncı hadise... Kendi halinde yazar olan beni bile zıvanadan çıkarıyor bunlar, çok üzücü...
tuttukları takımlar:
july4th fb
josef k gs
salca bjk
oyuncakbulut bjk
alimacgraw ?
vaudeville for vendetta ?
belli bir ideolojinin esiri moderasyondur.
saçma sapan bahanelerle entry silen insanlar. sözlükte taşak kokusu gibi gereksiz ve anlamsız yüzlerce başlığa dokunmazken. ali kemal in torunu londra belediye başkanı oldu şeklinde başlığı silmişlerdir helal olsun. neymiş efendim gazete başlığınının aynısı silinirmiş. yahu arkadaş sözlükte gazete haberlerinden alıntı onlarca başlık var onlar silinmiyorda bu başlık niye siliniyor yoksa ali kemal i çok mu seviyorsunuz. siz böyle devam edin yakında sözlük taşak gibi kokmaya başlar bu ortamı sürdürün.

(bkz: şakirt)