bugün

http://www.milliyet.com.t...detay/1982408/default.htm

hapishanede yatan terörist örgüt başının konuştuğu ve aldığı kararları can kulağıyla dinliyoruz. diğer taraftan, hakkında hırsızlık, rüşvet suçlaması olan bakan ve cumhurbaşkanı nın durumuyla ilgili merakımızı anlatsak polis bizi tutukluyor, tartaklıyor ve zehirliyor.

kime oy verdiniz bilmiyorum, ama verilen tüm oylar sonucunda hapishanedeki bir teröristin lafına göre ülke yönetimi şekilleniyor. terörist evet, sabrının taşacağını basına açıklayarak ne yapıyor sizce, korkutuyor, ültimatom veriyor işte. işine gelirse diyor, açıkça telafuz etmesini mi bekliyorsunuz? hoş, etse ne farkeder ya, ilerleyelim. verdiğiniz vergiler, cumhurbaşkanlığı sarayı, çamlıca camii ve biber gazı alımına gidiyor. hatta, ışid'e, öso'ya silah olarak gidiyor. sayıştay denetimi 2012 yılından beri yapılmadı ve başbakanlık ödenekleri ibra edilmedi. buna dava açan, soruşturan da yok. diyeceğim, gırtlağımıza basılmış durumda ve ağzımızı açsak yemediğimiz küfür laf kalmıyor.

özetle, ileri demokrasinin geldiği yer burası. tartışmak isteyeni beklerim. peşinen hiçbirşeyi kabul etmemi beklemeyin, kalbinizi kırarım.
http://www.milliyet.com.t...detay/1971340/default.htm

80 yıl önce iktidar olan partinin genel başkan yardımcısı, bütünüyle millet tarafından anlaşılmamış bir olay için özür diliyor, özrün sözde muhattabını bu kesmediği gibi devlet yönetiminden de aynı tavrı bekliyor.

bakın artık sıktınız. bu devlet ve halkı bir savaş falan kaybetmedi. fiilen yenilmedik lan alçaklar! kime ve neye göre kimden ne için özür dileyecekmişim ben? maçanız sıkıyor mu, hadi tarihçilerden bir komisyon kurulsun da, o dersim olayları ile ilgili ne yaşanmış tek tek çıkartılsın. ama komisyonda herkes olacak, size arka çıkan da, karşıt görüşlü olanlar da. ona göre sonuçlansın; sonra sabiha gökçen e artistlik taslayın.

allah allah ya! demokrasi sözcüğünü ağzına dolayanların dönüp dolaşıp geldiği yerde ben tazminat ödemeye doğru gidiyorum. ya ne için? başı sonu belli olmayan olay için. delikanlıysanız, belli edin, af dilenmesi gerekiyorsa her türlüsünü dileyelim, geçmişi tekrar yaşama şansımız olmadığı için günümüz koşullarında nasıl tazmin edilecek o ortaya çıksın. yok, tablo bulanık, sen gelip bulanık tablodan net bir sonuç çıkartıyor, bulanıklığı aşmaya yanaşmıyor ve sonuç da aleyhimize işliyorsa; kusura bakmayın; ya hainsiniz, ya da olan bitenden bir çıkarınız var. öyle anlatıyorlar ki sanki özür dilerim diyecek birisi, diğerleri de peki diyecek falan. bedava mı kardeşim bunlar; bedeli var; bedel deyince de benim diyen zenginin cebinden çıkartıp ödemeye razı olacağı kadar ucuz bir bedel değil, söyleyeyim.
http://www.odatv.com/n.ph...erbiyesiz-dedi-0411141200

Sabah'ın haberine ne olduğundan ziyade Sabah'ın haber yaptığı noktadayım.

bilmem kaç yıldır ankara belediye başkanlığı yap, kanal sahibi ol, koca yaşlı başlı adam; ama baksan insan vasfı yok. içme suyu ile ilgili verecek yanıtı olmayınca aklı sıra laf sokarak üstünlük sağladığını düşünen zavallı.

eğer insan makam sahibi, varlık sahibi olup da insanlara laf yetiştirerek kendini tatmin ediyorsa, hem de bunu üslubunca değil de son derece terbiyesiz bir şekilde dile getiriyorsa bir kere insani açıdan gelişimini tamamlamamış, eksik insandır. o kadar görmüşlük geçirmişlik bir işe yaramamış, muhafazakar kültür falan da kurtarmamıştır.

bunun gibi, geldiği yeri özümseyemeyen, orada oturmaya layık başkalarına da ayıp ettiğinin farkında olmayan binlerce cahil mahluğun köleleriyiz işte. suyun çamur akıyorsa eşşek gibi içeceksin, işyerinde tedbir alınmıyorsa imha edilen haşereler gibi öleceksin, trafiğe çıktılarsa onlar geçecek sen bekleyeceksin, onlar dolaşıyorsa sen ortalıkta dolaşmayacaksın, konuşmayacaksın, hatta sigara içmeyeceksin. sonra bu mahlukattan maaşlanan bir sürü asalak da bunları güzelleyen yazılar yazacak, sen bir de bu asalakları dinlemek ve okumak için üstüne para vereceksin. sana küfür de etseler haklı olacak, mahluk dediğin zaten devlet kurumlarının her yerinde ve devlet kurumları da vatandaşa hizmet etmesi gerekiyor normalde. kime hizmet etmiş oluyor bu durumda? efendim?? ha, parasını bastırıp alsalar anlarım da, lan bunların hepsinin parasını da sen-ben veriyoruz. fark etmiyorsun vergi diye kesiyorlar. anladın mı??? yok, aymamışsınız.

yeni türkiye, ileri demokrasi falan geldiğimiz yer burası işte. sizce de artık birilerinin hiçbir işi beceremeyeceği belli değil mi? özel şirket olsa normalde böylelerini beslemek yerine kapının önüne koymak uygun düşler, ama ben sanmıyorum zamkla kendini yapıştırmış bu insanların cesedini zımparayla o koltuklardan kazıyabilelim.
http://www.milliyet.com.t...ktas-1927682-skorerhaber/

neresinden tutsan elinde kalıyor. beyefendiler kulübün toplantılarına iştirak etmiyorlar. toplantıların bir boka yaramadığını kabul edenler, önem atfetmeyenler böyle davranır. sonra da devamsızlıkları sebebiyle üyelikten düşürme söz konusu olunca isyan, efendim önemli isimlermiş nasıl olurmuş...

ya koca bir kulüp bu, 111 yıllık geçmişi var, bu koca kurumu nasıl insanların ayağına düşürebiliyorsunuz? kalıbımı basıyorum, manchester united'da bu kural olup, barcelona'da bu kural olup uymayan kimse siktiri çekip bırakıyorlardır. da siz kimsiniz kardeşim, hanginiz beşiktaş'tan büyük? yanıt üyeliği düşürülmesin denen herkes. yok değil diyorsanız, e o zaman toplantıya katılın?? yok. parası çok olsun ne yaparsa yapsın, ne ala memleket.

ikinci garabet de, şayet varsa böyle birşey, bu durumun kimseye bildirilmemesi. beşiktaş'ta sekreter mi yok, faks, e-mail, sms, telefon imkanı mı yok da insanların haber yok?? orada da saçmalık var.

sonuç olarak, işte bu tablodan bir halt çıkmaz. ancak iyi oyuncu, teknik direktör olacak, bu insanların kendi sistematikleri olacak öyle yürür. o da yürüdüğü yere kadar işte. ne dandik insanlar ne konumlar almışlar, inanası gelmiyor insanın. sonra da demokrasiymiş, peh!
http://www.milliyet.com.t...detay/1921159/default.htm

ülkenin başbakanı ve cumhurbaşkanı adayı açıklama yapıyor. pensilvanya konuşuyor, pensilvanyagelecekti diyor. manşette ne yazıyor, gülen.

ne lan bu kızım sana söylüyorum gelinim sen anla muhabbetleri. allah topunuzun belasını versin, yüksek yargının anasını bellerken sesiniz çıkmıyordu. şimdi yemiyor değil mi isim telafuz etmek? insanları ismini telafuz etmeden ima ederek konuşuyoruz. lan zaten bizi normal vatandaş olarak bu hale getirdiniz de, siz daha neyin sefasını sürüyorsunuz, hangi makamda nesiniz be? dünya lideriymiş, tüm dinlerin, toplumların ve kutsal kitapların lanetlediği ne varsa onların liderisiniz, tepe tepe kullanın.
http://www.youtube.com/watch?v=2heRANHRomg

ziraat bankası batık firmaya 670 milyon TL* kredi veriyor. sayıştay rapor yazıyor, muhalefet açıklama yapıyor. iktidardan hesap soran da yok, medyadan üzerine giden de yok. dahası, kredi onayını veren ziraat bankası genel müdürü bddk ya denetçi göreviyle geçiyor.

ve de konuşmayı iyi takip edin, konuşmayı yapan aykut erdoğdu asla polemiğe girmiyor, belgeyle konuşuyor ve soruyor. şimdiden sonra bakacağız bakalım bunun altı boş mu kalacak? ama şu kadar söyleyeyim, bu kadar rezillik yapanın yanına kar kalırsa yuh olsun; hepimize hem de, kocaman yuh!
görsel

şimdilik hiç birşey demiyorum, ağzımı açmıyorum. Burada bir kahramanlık öyküsü yazılıyor havası var. tabii hikaye gerçek yaşamla ilgili, neler olur bilinmez. bugün umutlu ama kötü gitmeye başlayan bir seyir var. sonrası? göreceğiz.

edit: sonrasında referans vermek amaçlı yerleştirmekle beraber, evet ülkemden bir demokrasi manzarasıdır.
http://siyaset.milliyet.c...detay/1774517/default.htm

söylenen her takiyye cümlesini teker teker yanıtlamaya günler gerekiyor. bu yüzden bu kadar detaya girmek istemiyorum. diyeceğim odur ki, muhafazakar geçinip yenilik adı altında devlet geleneğinde yer alan etmenleri ortadan kaldırmaktaki çelişkilerini hiçbir şekilde anlayamadığım hükümeti oluşturan akp nin, andımızdaki hangi cümleye takıldığını bir türlü anlayamadım. kişilerin maneviyatına zararlı bir metin olduğunu ağzına dolayarak bir kere bile neresinin zararlı olduğunu söylemeden yapılan edebiyatları hala yiyecek kadar salak toplulukları etki altında bırakabilirsiniz. ama bu konuda durup düşünüp kararını öyle veren insanlar bunu yemezler. şimdi, her sabah toplanıp okunulan bir and'ın en başta eşitliği ve bağlı olunan değerleri vurguladığı bir gerçekken, her türlü manevi değeri eleştirmekte ve yozlaştırmakta bir sakınca görmeyen bir zihniyetin oturup kendisi birşeyler yapmaya çalışınca ne yapabildiği herkesin malumu. her halta itiraz, her şeye muhalif zihniyetin zararını ağzına sakız edip kendisi bir kere bile hakim ve otorite olarak ortaya birşey koyamayan; ama kendisine itirazları da aynı tonda değil ancak o itirazları yapanları bir yere kapatarak ve susturarak karşılamaya çalışan tavrını gördükçe de nereye kadar demekten kendimi alamıyorum.

Türk'üm,* doğruyum, çalışkanım, ilkem**: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir.** ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.*** varlığım, türk varlığına armağan olsun.**
ey bugünümüzü sağlayan ulu atatürk!** açtığın yolda, kurduğun ülküde*, gösterdiğin amaçta, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim!

ne mutlu türküm diyene!

bu andı söylemeyi bıraktık ama trafik kilitlenmeyi bırakmadı, ücretlerimiz artmadı ya da fiyatlar ucuzlamadı, yurttaş olarak haklarımızda olumluya bir gidiş olmadı. verilenlerle de acaba mağdur denilen insanların hayat kalitesinde zerre değişiklik oldu mu merak ederim.

edit: andımızı yazan reşit galip üzerinden bunu anlamlandıramazsınız. şu anda konu şu: ben bunu yıllarca her sabah okumuş ezberlemiş ve destur bellemişim. dolayısıyla bu artık sadece reşit galip in 1933 te yazdığı bir metin değildir, benim kültürümün bir parçasıdır. benim gibi düşünen sayısız insan var. bunu bu şekilde ele almalı diye düşünüyorum, yoksa değerlendirme hatalı oluyor.
http://www.milliyet.com.t.../48305-yasam-buyuk-ayip/1

Ajda pekkan ı kişi olarak sevmem, saygımı yıpratıcı işler de yapmıştır. ama bu saygı düzeyi kişiliği ile ilgilidir, sahnedeyken durum değişir.

sahnede performans sergileniyor, birileri de izliyorsa, performans sergileyene saygılı olmak esastır. karşınızda ne olursa olsun, beğenmezseniz her türlü davranışta bulunmanız kabul edilebilir. sahneye müdahale etmek dışında tabii.

burada sözü geçen saygısız adam da, çok zengin olduğu için muhtemelen bokunu yemeyi birçok insanın göze alabileceği telman ismailov. benzer olaylar, sahnesi olan-olmayan birkaç farklı yerde başıma geldiği için çok garipsemedim. ama koca ajda pekkan a yapılmasına yakıştıramadım ve bu çirkinlik de her türlü lafı kanımca hakediyor.

peki benim başıma neler geldi, hemen sıralamak istiyorum:

üniversite birinci sınıfta gemide yemekte müzik grubumuzla çalmamızı isteyip, çaldığımız birkaç parçada değiştirmemiz yolunda yoğun baskı yapıp en son daha kapanışı yapmadan, son şarkıda olduğumuzu bile bile bangır bangır banttan müzik girilmesini yaşadım.

yine bir üniversitenin kültür etkinlikleri kapsamında bir bankanın sponsor olduğu etkinlik öncesindeki konserimiz, bitmeden sponsor bankanın görselleriyle sahneye müdahale ile kesilmişti.

dağda bayırda çalıp da kesilmesini falan söylemiyorum, ama mekanlarda çalarken müşteri ya da mekan sahibinin çaldığını bitirmeden şarkı değiştirmem için ısrar etmesi, onlarla mücadele etmek zorunda bırakılmamı falan unutmam. diyeceğim o ki, saygısızlığın bu denli yaygın olduğu, süperstar ajda pekkan ın bile sahneden indirildiği ortamda yapılan hiçbir işten hayır gelmez. ancak, saygısızlığı vurgularken insanlıktan çıkmak bana yakışmaz. o nedenle, müdahil-muktedir-işadamı şahıs umarım ajda pekkan ı soktuğu durumdan beterine kendisi düşer. haber asparagas ise yazdıklarımı geri alırım, kısmen tabii.
http://ekonomi.milliyet.c...efault.htm?ShowPageSkin=1

Evet, zaten kazandığından çok harcayan bireyler olmamızın zarar yazması bir tarafa, şimdiye kadar o az kaynakla fazla borcu yamaya yamaya idare ediyordunuz. ama artık bitti.

elektronik olarak alacaklarınıza haciz konması demek, paranızın kontrolü borçlu iseniz sizde değil, geçmiş olsun demek. bu sistemde tek kişiden alacaklı küçük esnaf mı istifade eder dersiniz, yoksa tahsilatlar için ordu gibi insan çalıştıran büyük şirketler mi?

ben bir hükümet görmedim ki, söylemleri ve yaptıkları tamamen ters olmasına rağmen ve hep halka zarar yazmasına rağmen halkın desteğini almaya devam etsin. Bu kadarı hakikaten fazla.
http://www.odatv.com/n.ph...n-ilk-fotograf-1707131200

işte boğazımda düğümlenen, kelime edemediğim, çaresiz kaldığım, tepki veremediğim resimler bunlar. Niye mi?

Bu ikili, Tuncay Özkan ile Mustafa Balbay, iddialar ve iddianame ile 5 yıldır hapis yatıyorlar. ortada somut bir delil de yok. Peki bu kadar uzun süre nasıl içeride tutuldular? Kendileri hakkında açılan davanın iddianamesi milyonu bulacak sayıda sayfa içeriyor. bu iddianamenin normalde okunması, savunma yapılması, karşı tezlerin sunulması gerekiyor. ama bu kadar büyük lükte bir belge kontrol altına alınamıyor. ve büyük iddialar dolayısıyla, gizli tanık ifadeleriyle bu insanlar 5 yıldır içeride.

Yani, bize tonlarca iddia anlatılıyor ama somut olarak gösterilen birşey yok. ha, kimliği ortaya çıkan gizli tanıklar var. birisi pkk nın yöneticilerinden ve 33 askeri şehit ettiği sabit suç olarak şemdin sakık. ona göre düşünmek gerek.

uzun lafın kısası, bu insanlar yıllardır suçsuz yere zindanlarda çürüyorlar, biz hayatımıza devam ediyoruz, birileri de toplanan kaymağı olduğu gibi kendi ve çevresi için saklıyor. alın size ileri demokrasi!
(#19539914) de anlattığım olay TBMM disiplin kuruluna sevkedilmiş. Ve karar çıkmış:

http://www.sabah.com.tr/G...d-aslan-kararini-acikladi#

Vay be, bu hareketin ceza karşılığı yok. tbmm kürsüsünde konuşan bir milletvekilinin üzerine yürüyüp, ana-avrat sinkaflı küfretmenin karşılığı yok! tamamen soyutluyorum. tbmm, onun yönetildiği türkiye cumhuriyeti, büyüklere hürmet etmek*.. neleri ayaklar altına alıp çiğnemiş oluyoruz, hele bir düşünün.

aslında zeyid aslan ın diyaloğunu alıp, çeşitli alanlarda provokasyona geldiğimizi düşündüğümüzde icra etsek, acaba nasıl tepki alırız. Araya insanlar girse, olay çıksa.. Sonra?

Manyaklık halindeyiz, herkes kafayı yedi ve bu kadar absürtlüğü sineye çekmeye çalıştıkça günden güne daha da deliriyoruz. Belki kısmet olur, ilerleyen yıllarda geri dönüp bu yazıları okuma şansım olursa muhtemelen bu nasıl mümkün olabilir diye soracağım. bari ruh halimizi not edeyim de, duruma gerekçe oluştursun.
http://siyaset.milliyet.c...detay/1709549/default.htm

işte, bravo! ne kadar kararlı milletvekillerimiz var öyle değil mi? tabii ya, 4bin bürokratın kullandığı haklar var, milletvekilleri kullanmış çok mu? yürüyün, kim tutar sizi!

her vatandaş eşittir, milletvekilleri daha eşittir. (bkz: hayvan çiftliği)** ee, milletvekili benim adıma otoyoldan geçiş üstünlüğüne sahip. ben neyim ki, sıradan vatandaşım, sizin tüm işleriniz benim tüm işlerimden daha değerli, öyle değil mi?

kurban olduklarım, bu kadar kararlıydınız sahi, şu reyhanlı da olanlar üzerine acımız dinmedi, ona da birşey yapın olmaz mı? icraatiniz yoksa bari söyleminiz olsun, bu aşağılık saldırının faillerini bulacağız deyin, reyhanlı da yaşayanları güvende hissettirin. yalan bile olsa razıyım ya, söyleyin.
1 mayıs 2013 işçi bayramı günü beşiktaş'ta çekilmiş bir fotoğraf,vergi talebi iki ağaç arasına gerilmiş,altında kendi vatandaşına güç kullanan bir iktidarın demokrasi manzarasıdır.

görsel
biber gazıyla toz duman olan demokrasi. Manzaraya sis çöküyor.
vatandaşlar bunlara tepki göstermiyorsa sorun biraz da vatandaştadır.

kimse tepki gösterenin başına gelenleri görmüyor musun kolaycılığına kaçmasın.
Artık yazmaya ve not almaya utandığım manzaralardır.

http://gundem.milliyet.co...detay/1704994/default.htm

Video görüntülerinde net bir şekilde vatandaşı döven polis memurları var ve ceza almıyorlar. Bunun daha yapılacak yorumu yok, ben başka birşeylerden bahsetmek istiyorum. (bkz: devlet niye var)
http://gundem.milliyet.co...detay/1704747/default.htm

Polis olmanın bir prestiji vardır. Polis,asker, bu güvenliğimizi sağlayan insanları delikanlı biliriz. kaldı ki insan psikolojisinden tutun da,sürtüşmeden en ağır kavgaya kadar araya girme ve ayırma konusunda ihtisas yapmış olmalılar. ama görüyorum ki, kendilerinin biraz zorlu bir ortamda yapmayı terich ettikleri, sıradan vatandaşın kendini korumak için aldığı tedbirlerden farklı değil.

anlayamıyorum, devlet kurumları ve kurum çalışanlarını, ekolleri olan meslekleri kim bu hale nasıl getirdi? Bunun yanıtını verebilir ve çözmeye çalışırsak, birçok zorluğun da üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum. Ve de, prensipli davranmaya çalıştığım her durumda dudak büküp amaaan diye tepki gösterenleri bozmadığım her an için de pişman oluyorum. umarım hiçbir yakınım bana bunlarla gelmez. yere çöp at ne olacak ki, ters yoldan gir ne olacak ki, vergi kaçır ne olacak ki? al bu olacak işte elinin körü!!
demokrasiyi kullanarak iktidar olup demokrasiyi ortadan kaldirma manzaralari var. geldiler ama bir daha da gitmezler.
bugünkü demokrasinin tanımıdır;

herkes her istediğini konuşabilir, herkes her istediğini yapabilir, herkes her istediğini eleştirebilir, herkesin herşeye hakkı vardır,

yeter ki mevcut iktidara karşıt fikirli olmasın.
1 Mayıs 2013 kutlamalarının Taksim'de yapılmaması ile ilgili sert tedbirlerin alınmasını günlerdir güzellenerek yayınlanması, neredeyse beni de haklılar, inşaat var, aman aman gibisinden düşündürecekti. Sonrasında başbakanımızın bir daha taksim de 1 mayıs olmayacağı, onlar nereyi gösterirlerse orada kutlamanın yapılacağını söylemesinin ardından, galatasaray ın şampiyonluk kutlamalarının da** aynı meydanda yine kalabalık bir ekiple yapılmasından sonra net bir şekilde ortaya çıktı ki, konu insanların can güvenliği değildi. belki polis tatbikatını bedavaya getirmekti, belki topluma bir mesajdı bilemiyorum. sadece, mesajlar artık dolaylı yoldan verilmiyor. kurbağanın içinde beklediği tencerenin altında yanan ateş tamamen açıldı sanki?

buyrun türkiye'den demokrasi manzarasına.
http://siyaset.milliyet.c...detay/1701184/default.htm

arada bir zülf-i yar'e dokunduk (#19533120) tam yerine rast geldi (bkz: senin ananı sikerim) manzara koyduk.

küfür için özür diliyorum, vallahi meclis tutanaklarından alıntı yaptım. söyleyen kişi için (bkz: zeyid aslan)
http://siyaset.milliyet.c....2013/1701093/default.htm

Yorum yapmaya aslında gerek yok, kendi içerisinde çelişen bir konuşma metni. Ama ifade etmem gerek, hatayı kendimde aramaya başlayacağım çünkü. hani bir ülke başbakanı, aynı meclis altında çalıştığı bir milletvekiline bu şekilde nasıl hitap eder, edepsizliği ifade ederken edepsiz olmak nasıl birşeydir? bunu anlayamıyor ve üzülerek işaret etmek istiyorum.

--spoiler--
Erdoğan, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e yönelik sözlerini eleştirerek, ”Benim dilim o şahsa milletvekili ya da adam demeye varmıyor. Bir müsfette tarafından Bakanımıza, bir hanfendiye, bir eşe, bir anneye ağza alınmayacak ifadelerle saldırı düzenlendi. Bu saldırıyı, bu edepsizliği, bu şenayeti şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum” dedi.
--spoiler--
http://siyaset.milliyet.c....2013/1700406/default.htm

Yorum yapmıyorum, sadece konuşmadan bir bölüm alıntılayacağım:

--spoiler--
Yahu çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun. Denizin kenarında üç beş çanak çömlek, üç beş çatal bıçak bulunmuş onu koruyorsun da bu tarihi binayı neden korumuyorsun.

O zaman ne dedik, “olacak” dedik, şimdi oluyor. Bu tabi kışla olmayacak. AVM, belki rezidans olarak hizmet görecek.
--spoiler--
http://gundem.milliyet.co....2013/1693925/default.htm

(#19324552) de yazmıştım, tekrar yazıyorum çünkü bunun normalleşecek bir tarafı yok. teröristler sağduyu çağrısı yapıyor, komutanlar hapiste. hükümet türkiye büyük millet meclisinde yürütma faaliyetlerini devam ettirmiyor, teröristler ve akil adamlar isimli yandaşlardan ibaret toplulukla bu süreçleri götürmeye çalışıyor. akil adamlar bir araya geldiğinde ilk hedefleri ulus devlet yapısı oluyor.

buyrun yetmez ama evetçiler, hala yetmedi mi? hizbullah ile pkk yanlılarının üniversitelerde çatıştığı, vatanı oluşturan öğelerin hafifletildiği, ülke sınırları içerisinde ülkenin bayrağının suç unsuru, terör örgütü bayraklarının** serbest olduğu demokrasimiz sizin için yeterince iyi mi?

yıllar yılı var olanı çürütmeyle ilgili pek de güzel marifet sergilediniz, görelim bakalım her türlü etik olmayan yöntemle eleştirip alaşağı ettiğiniz konularla ilgili siz ne oluşturabiliyorsunuz?