bugün

nüktedan manzaralardır. şöyle ki, yıllardır akp den demokrasi neferi olarak söz edip, yaptıklarının ucunda demokrasi arayanlar olmuştu. kendi yaşamında demokrat olmayan insanların mensubu oldukları veya yönettikleri başka bir birimi demokratik hale getirmesinin çok gerçeğe uygun olduğunu düşünmüyorum. bunu destekler nitelikteki örnekleri de burada paylaşmak isterim:

http://siyaset.milliyet.c....2012/1612069/default.htm

bülent arınç'a göre parti liderinin sunduğu bir karara partiden kimsnein karşı çıkmamalı, çıkarsa milletvekilliği tehlikede. peki paşazade'm, niye siz 300 kişisiniz. o zaman niye bu kadar milletvekiline maaş veriliyor? her biri milletin farklı bir bölümünün temsilcisi olan insanların, aynı partiye mensup diye aynı fikirde olması şartı aranmaz. bu öncelik ise milletvekili niteliksizdir; dolayısıyla onları oraya seçen halkı da niteliksiz, tepedeki ne derse düşünmeden he he diyen insanlar olarak görüyorsunuz demektir.

Bu kadar mühim yetkileri olan başbakanın oylamaya katılmayıp vekalet vermesi de, kurallara bağlı değil kişiye bağlı uygulama yapıldığının ikinci bir göstergesidir. daha kendi parti uygulamalarında demokrat olmayı bırakın; ancak yılda bir iki olayda kendini gösteren çoksesliliği fazla gören insanların bence demokrasi sözcüğünü telaffuz etmeleri samimiyetsizliğin zirvesidir.
http://sozcu.com.tr/bakan...z-ogrenciyi-azarladi.html

Bakana atamalar ile ilgili soru soruluyor. ya bir kere, en acımasızca müşteri-satıcı yaklaşımına bakıldığında bakanlık makamındaki kişinin kendini pazarlaması lazım çünkü karşındaki onun müşterisi. insanlara iş sağlama zorunluluğu olmadığı doğru olabilir ama bu şekilde ifade etmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum.

niye bu vatandaşına özel eğitim kurumlarında çalışmayı tavsiye edemiyor mesela? ya da bir çözüm önerisi sunamıyor?
http://siyaset.milliyet.c....2012/1619591/default.htm

sayın başbakan, 29 Ekim yürüyüşleriyle ilgili yorumda bulunmuşlar. tek tek irdelemek isterim.

--spoiler--
Erdoğan CHP’nin yasadışı bir yürüyüşe katıldıklarını savunarak, CHP’nin “Cebren ve hile ile 1. Meclis’e yürüdüğünü” söyledi.
--spoiler--

cumhuriyet bayramında yürümek, türkiye cumhuriyeti tam bugün kurulmuştu, yaşasın, kutlu olsun anlamına gelir. yasadışı, cebren ve hile laflarının bununla bir ilgisi var mı? şarkı sözü yazar gibi konuşma hazırlayıp sonra anlam yoksunluğuna düşmek kötü bir durum.

devam edecektim ama... bunlar gerçek mi diye inanmakta zorlandığım için merak ediyorum. bu laflara doğru diye inanan var mı? sokakları terörize etmek ne demek? terörün korkutma anlamında kullanıldığı durumda dahi, allahaşkına atatürk resimli türk bayraklı büyük bir kitleden bahsediyoruz. kim daha korkunç acaba, onlar mı yoksa sulu panzerli gazlı siperli polisler mi?

biz bayrağımızı alır istediğimiz zaman istediğimiz yerde yürürüz efendi! hakkari de dolaşılamayacağını savunan sen misin? görevin ne senin? baş eleştirmen mi? hakkari de insanlar türk bayrağıyla dolaşamıyorsa, bayrağın dalgalanması için gerekeni yapması gereken hiçbir kurum görevini yapmıyor demektir. bunlar yasal olarak başbakanlığa bağlı değil mi?

siz hala hayali teröristler yaratmaya devam edin. bu kadar yalakalığın hüküm sürdüğü yerde artık insanlar bıktı, farkında değil misiniz? akp ye oy veren çoğunlukların da eminim artık ne oluyor diye düşünmeye başladığı bir an gelmiştir, televizyonda aynı suratlar, pankart afişlerde aynı suratlar, nereye gitsek aynı suratlar. insan sıkılır, tepki verir. onlar öcü böcü değil, sizin iyi olduğunu düşünerek yaptıklarınızın, size yalakalık olsun diye sizi el üstünde taşıyanların insanlara yansıttıkları o gördükleriniz. eserinizle gurur duyun.

diyeceğim, başbakan ve hükümet hepimizin. ama belli ki işlerine gelmediklerinin başbakanı olmak istemiyorlar, ben de onların yaptıklarından faydalanmak istemiyorum. faydaları da onların olsun, beni yalıtsınlar kendi yaptıkları işlerden, olur mu?
http://haber.sol.org.tr/d...ahri-doktora-haberi-62312

Oldu olacak üniversite adresi de şu olsun: Tenzile Ana Mah. Recep Tayyip Erdoğan Cad. No:256 Rize

Bir de eserden bahsediliyor ama ben eser göremiyorum işin kötüsü? Tabela ile ilgili konuştuğu gelecekle ilgili bir öngörü mü acaba?
http://gundem.milliyet.co....2012/1627071/default.htm

Bu konuyla ilgili yazılacaklar vardı ama Mehmet Tezkan bugünkü köşe yazısında gayet iyi açıklamış, onu iletmeyi tercih ederim:

http://gundem.milliyet.co....2012/1626630/default.htm

yani mevcut demokraside suratınıza tedbir olarak sıkılacak biber gazına vergileriniz gidiyor. elinde biber gazıyla dolaşan ve vergilerinizle maaş alan polisler, günahını almayayım ama sokak ortasında sizi soysalar bu derece hassas yaklaşırlar mı merak ediyorum.
http://siyaset.milliyet.c....2012/1630505/default.htm

Haberi özellikle okumanızı isterim ama burada temas edeceğim bir anafikir var. bülent arınç iddianameyi okuyup yüz kızarmasından bahsediyor. ben gidip savcılığa suç duyurusunda bulunayım, diyeyim ki bülent arınç ın dedesi menemen olayında kubilay ı kesmiştir. hattazerine diyeyim ki bu örgütlenme ile ilgili 1930 larda sürdürülen bir soruşturma vardı, o kapsamda bu insanların asla ve asla müslüman olmadığına ilişkin kanıtlarım da var. tutun ki savcılık inceleme için benim getirdiklerimden bir iddianame hazırladı. kendisi patlıcanın hangi tonuna girer ben merak ediyorum.

bunun yanında savcılar, iddianame çok ayyuka çıktı, bence siniri kesinlikle bu yoldan rahatça yürüyemedikleri içindir. anayasa referandumunun asıl amacını görüyoruz artık, yemiyoruz. alın liberaller ve sözde demokratlar, sizin ipinizle inilecek kuyu bu kadar olur. çakma atatürkçüleri ısıtıp ısıtıp önümüze koyacağınıza, kendiniz 60 yılın sağ iktidarlarıyla ne haltlar ettiniz onun hesabını çıkarmaya başlayın!
Yorum yapmadan aktarmak istiyorum ama özet bilgileri de geçeyim:

http://siyaset.milliyet.c....2012/1498747/default.htm

başbakan gençler dini değerlere bağlı olmasın da tinerci mi olsun demişti.

http://gundem.milliyet.co....2012/1634810/default.htm

burada da imam hatip öğrencileri uçucu madde ile yakalanmış... Yok yorum yazmayacağım.
http://magazin.milliyet.c....2012/1638474/default.htm

Muhteşem yüzyıl amma dert oldu hepinize. kaldırın, kaldırın. ama sakın, bunu ecdadımızı koruyoruz diye yapmayın.

ülke coğrafyasını berbat eden, cumhuriyet değerlerini ortadan kaldıran, değil tarihi eserleri ve şehir görünümünü dağlara denizlere bilgisayar terimi ile format atan bir zihniyet gelip ecdadımızı koruduğunu iddia etmesin.

en azından yüzyıllarca saygınlığını koruduğunu düşündüğümüz bir devlet idaresi ve bir tavrımız vardı. bunu sıfırın altına düşüren, sağdan solan fırça yeyip ağzını bile açamayan, kendi sınırları içindeki terörist grupları da bu eziklikle hortlatan bir hükümetin gündem değiştirmek için yaptığı bu aşağılık hamle iki kere ayıptır, bir kere bile değil. buyrun demokrasinizi
http://www.dagmedya.net/2...demokrasi-tarihine-gecti/

Bir gazetenin genel yayın yönetmeni ve yardımcısı dahil üç yazarı gazeteden istifa ediyor, gazetenin sahibi de bunu önceden planlanmış yönetim değişikliği olarak lanse ediyor. benim bildiğim bir kurumda belli bir görevden ayrılmakla o kurumdan ayrılmak birbirinden farklı şeylerdir. hatta son bir yılda ertuğrul özkök hürriyet içerisinde benzer bir görev bırakma işi yaptı, taraf ta olanla bunu aynı kefeye kimse koymasın bence.

olan bellidir, başka otoritenin dümen suyuna giden, kendi bağımsız kimliği olmayan kurum ve kurumun fertleri o otoritenin her türlü yaptırımına tabi olur. kimse popüler, kulağa hoş gelen slogan ve kavramların arkasına sığınmasın. uzun süredir gerçekliğine inanmadığımız birtakım vaatlere nasrettin hoca nın göle maya çalması gibi bekledik, maya tutar mı diye? zaten tutar gibi gözükmüyordu, tutarlılığı hiç yokmuş. bu saatten sonra daha tutmasını bekleyen varsa, eminim onlar da çıkarı olanlardır.
dün erdal erenın ölüm yıl dönümüydü ne kadar demokratik ve adil bir ülke olduğunu çok iyi açıklıyor. dar ağacında 17 yaşında bir çocuk...
http://siyaset.milliyet.c....2012/1647817/default.htm

Soner Yalçın tahliye edildi. anlamı şu: Türkiye'de medya birşeyin üzerine fazlaca gittiğinde geri adım atılmakla beraber, tepki verilmeyen konularda etik, adalet, namus, acıma, insaniyet yok. Niye Yalçın Küçük ile Hanefi Avcı hala tutuklu? Yanıt yok.

Şahsen gönlüm biraz daha hafifledi, suçu kesinleşmemiş bir insan daha mahkumiyet yaşamayacak. Ama geride kalanlar için kahrolmaya devam edeceğiz.
statükoyu yıktığı, hizmet getirdiği ve yenilikler yaptığı savlarıyla 10 yılı geçkindir iktidarda olan dindar kökenli bir partinin, içi hiçbir zaman doldurulmamış demokrasi, insan hakları, özgürlükler kavramlarıyla süslenmiş icraatlerinin sonuçlarına bakalım:

içlerinde ünlü yönetmen ve oyuncuların da olduğu, protesto amaçlı toplanmış insanlar, protesto ettikleri tarihi sinemanın yıkılışı ile ilgili sinemanın önüne geliyor. bakalım:
http://fotogaleri.hurriye...d=67659&rid=2&p=1

hakkındaki iddialar kanıtlanmamasına rağmen yıllardır içeride yatan yüzlerce insanın olduğu bir dava ile ilgili insanlar takip etmek, davada bulunmak üzere mahkeme önüne geliyor. bakalım:
http://webtv.hurriyet.com...vri-de-olaylar-cikti.aspx

bir üniversitede öğrenciler yemekhaneyi protesto ettikleri için özel güvenliklerce durduruluyorlar. bakalım:
http://www.haber7.com/gen...e-zam-protestosu-9-yarali

işte geldiğimiz nokta burası. tabii bunun ek bilançoları da var. şöyle ki:

ilk olaydan sonra, türkiye nin en ünlü sinema yazarı atilla dorsay yazarlığı bırakıyor. sinema görüşlerini beğenmesem de, sinema ile ilgili elitistlik yaptığını düşünsem de, hiç bir insan fikrini tepkiyle gösteriyor diye tartaklanmamalı. halktan uzak işler yapmasının bir sonucu olarak yorumlanabilir, ama karşılığı gördüğü muhattap, halk adına alışıyor gibi gözükse de halkın tepkisini yansıtıyor diyemiyorum.

ikinci olayla ilgili zaten zulmün derecesine söylenecek birşey yok. uzun uzun tekrar yazmayacağım, ama insanları öldürmek illa ki çekip vurmakla olmuyor, cehennem azabı yaşatır gibi zulmetmenin hesabını nasıl verecekler, bunu yapanların vicdanları nasıl böyle birşeye müsaade ediyor, anlayan versa beri gelsin.

Diğer taraftan, devlet kademeleriyle ilgili yaşananlar da malum, işte bir örnek:
http://www.odatv.com/n.ph...olis-protokolu-0904131200

TC ibaresinin kurumlardan kalkarak millileşmenin önüne geçiliyor olmasıyla ilgili yapılan protestoların marjinal bir azınlık tarafından yapıldığını düşünmek nasıl bir gaflettir anlamıyorum. insanların gerizekalı yerine koyulduğunu sayfalar dolusu yazdım, (bkz: geri zekalılara hazırlanan haber ve bilgiler) daha da yazacağım elbette. ama ben marjinal, tek değilim ki arkadaş, yüzbinler milyonlar var. facebook tan verilen tepkiyi azımsamaya çalışmak neyin nesidir, ufacık maddi veya manevi çıkarlar için 4-5 yılda bir sandıkta oy atmaktan başka fonksiyonu olmayan gafiller, neyin peşindesiniz?

ciddi bir kitle tepkili işte. bastırmaya, sindirmeye çalıştıkça da azalmıyor, bundan sonra azalmaz, ters tepeceği yere geldiniz. zindana atıyor, gaz basıyorsunuz. karşılığında bir infial çıksın, insanların canı yansın diye bekliyorsunuz. öyle birşey olmayacak, şükür ki bu kitle sizin oyununuzu sizin kurallarınızla oynamakta ısrar ediyor ve o kadar çabanıza rağmen insanlıktan çıkmadı. ama merak ediyorum, kendi yurttaşına bu kadar zulmü hak gören yetkililer kendilerini ne olarak görüyorlar? kendi iradeleriyle bunu yapmıyorlarsa, kimin oyuncağı oldular böyle de; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesindekiler içeride de, anayasamızı teröristlerle müzakere ederek yapılıyor?
demokrasiyi savunduğunu iddia edenlerin balans ayarı vermesi durumu.
http://gundem.milliyet.co....2013/1692646/default.htm

Ey askeri versayet karşıtları! Ey ordu her konuda konuşmasın diyenler! Yarından itibaren tüm medya organlarını tarayacak, tartışma programlarına bakacağım. Bakalım bir tane adam çıkıp Murat Karayılan da kim oluyor, siyasete karışmasın diyecek mi? Özellikle bas bas televizyon programlarında bağıran tipleri bekliyorum, nasıl tepki verecekler bakalım? artık o korktuğunuz askerler değil, dağdaki terörist basında boy gösteriyor.

Şuna bak, geldiğimiz yere bak. Atatürk ilkelerini korumakla görevli ordu subayları düzmece bir davadan içeride, teröristler ülkede olup bitenler konusunda açıklama yapıyorlar. Önemsiz gözüken bence önemli bir nokta, bakalım bu açıklamadan sonra kim nasıl tavır takınacak? aklımızı yitirdik gerçekten de.

edit: bu entry i kötüleyen arkadaşla fikir alışverişinde bulunmak isterim. çünkü olmadığını düşünüyorum, net görmem lazım.
http://gundem.milliyet.co....2013/1693925/default.htm

(#19324552) de yazmıştım, tekrar yazıyorum çünkü bunun normalleşecek bir tarafı yok. teröristler sağduyu çağrısı yapıyor, komutanlar hapiste. hükümet türkiye büyük millet meclisinde yürütma faaliyetlerini devam ettirmiyor, teröristler ve akil adamlar isimli yandaşlardan ibaret toplulukla bu süreçleri götürmeye çalışıyor. akil adamlar bir araya geldiğinde ilk hedefleri ulus devlet yapısı oluyor.

buyrun yetmez ama evetçiler, hala yetmedi mi? hizbullah ile pkk yanlılarının üniversitelerde çatıştığı, vatanı oluşturan öğelerin hafifletildiği, ülke sınırları içerisinde ülkenin bayrağının suç unsuru, terör örgütü bayraklarının** serbest olduğu demokrasimiz sizin için yeterince iyi mi?

yıllar yılı var olanı çürütmeyle ilgili pek de güzel marifet sergilediniz, görelim bakalım her türlü etik olmayan yöntemle eleştirip alaşağı ettiğiniz konularla ilgili siz ne oluşturabiliyorsunuz?
http://siyaset.milliyet.c....2013/1700406/default.htm

Yorum yapmıyorum, sadece konuşmadan bir bölüm alıntılayacağım:

--spoiler--
Yahu çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun. Denizin kenarında üç beş çanak çömlek, üç beş çatal bıçak bulunmuş onu koruyorsun da bu tarihi binayı neden korumuyorsun.

O zaman ne dedik, “olacak” dedik, şimdi oluyor. Bu tabi kışla olmayacak. AVM, belki rezidans olarak hizmet görecek.
--spoiler--
http://siyaset.milliyet.c....2013/1701093/default.htm

Yorum yapmaya aslında gerek yok, kendi içerisinde çelişen bir konuşma metni. Ama ifade etmem gerek, hatayı kendimde aramaya başlayacağım çünkü. hani bir ülke başbakanı, aynı meclis altında çalıştığı bir milletvekiline bu şekilde nasıl hitap eder, edepsizliği ifade ederken edepsiz olmak nasıl birşeydir? bunu anlayamıyor ve üzülerek işaret etmek istiyorum.

--spoiler--
Erdoğan, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e yönelik sözlerini eleştirerek, ”Benim dilim o şahsa milletvekili ya da adam demeye varmıyor. Bir müsfette tarafından Bakanımıza, bir hanfendiye, bir eşe, bir anneye ağza alınmayacak ifadelerle saldırı düzenlendi. Bu saldırıyı, bu edepsizliği, bu şenayeti şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyorum” dedi.
--spoiler--
http://siyaset.milliyet.c...detay/1701184/default.htm

arada bir zülf-i yar'e dokunduk (#19533120) tam yerine rast geldi (bkz: senin ananı sikerim) manzara koyduk.

küfür için özür diliyorum, vallahi meclis tutanaklarından alıntı yaptım. söyleyen kişi için (bkz: zeyid aslan)
1 Mayıs 2013 kutlamalarının Taksim'de yapılmaması ile ilgili sert tedbirlerin alınmasını günlerdir güzellenerek yayınlanması, neredeyse beni de haklılar, inşaat var, aman aman gibisinden düşündürecekti. Sonrasında başbakanımızın bir daha taksim de 1 mayıs olmayacağı, onlar nereyi gösterirlerse orada kutlamanın yapılacağını söylemesinin ardından, galatasaray ın şampiyonluk kutlamalarının da** aynı meydanda yine kalabalık bir ekiple yapılmasından sonra net bir şekilde ortaya çıktı ki, konu insanların can güvenliği değildi. belki polis tatbikatını bedavaya getirmekti, belki topluma bir mesajdı bilemiyorum. sadece, mesajlar artık dolaylı yoldan verilmiyor. kurbağanın içinde beklediği tencerenin altında yanan ateş tamamen açıldı sanki?

buyrun türkiye'den demokrasi manzarasına.
bugünkü demokrasinin tanımıdır;

herkes her istediğini konuşabilir, herkes her istediğini yapabilir, herkes her istediğini eleştirebilir, herkesin herşeye hakkı vardır,

yeter ki mevcut iktidara karşıt fikirli olmasın.
demokrasiyi kullanarak iktidar olup demokrasiyi ortadan kaldirma manzaralari var. geldiler ama bir daha da gitmezler.
http://gundem.milliyet.co...detay/1704747/default.htm

Polis olmanın bir prestiji vardır. Polis,asker, bu güvenliğimizi sağlayan insanları delikanlı biliriz. kaldı ki insan psikolojisinden tutun da,sürtüşmeden en ağır kavgaya kadar araya girme ve ayırma konusunda ihtisas yapmış olmalılar. ama görüyorum ki, kendilerinin biraz zorlu bir ortamda yapmayı terich ettikleri, sıradan vatandaşın kendini korumak için aldığı tedbirlerden farklı değil.

anlayamıyorum, devlet kurumları ve kurum çalışanlarını, ekolleri olan meslekleri kim bu hale nasıl getirdi? Bunun yanıtını verebilir ve çözmeye çalışırsak, birçok zorluğun da üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum. Ve de, prensipli davranmaya çalıştığım her durumda dudak büküp amaaan diye tepki gösterenleri bozmadığım her an için de pişman oluyorum. umarım hiçbir yakınım bana bunlarla gelmez. yere çöp at ne olacak ki, ters yoldan gir ne olacak ki, vergi kaçır ne olacak ki? al bu olacak işte elinin körü!!
Artık yazmaya ve not almaya utandığım manzaralardır.

http://gundem.milliyet.co...detay/1704994/default.htm

Video görüntülerinde net bir şekilde vatandaşı döven polis memurları var ve ceza almıyorlar. Bunun daha yapılacak yorumu yok, ben başka birşeylerden bahsetmek istiyorum. (bkz: devlet niye var)
vatandaşlar bunlara tepki göstermiyorsa sorun biraz da vatandaştadır.

kimse tepki gösterenin başına gelenleri görmüyor musun kolaycılığına kaçmasın.
biber gazıyla toz duman olan demokrasi. Manzaraya sis çöküyor.