bugün

akıl sağlığından şüphe edilen insan..
şöyle ki sağlıklı bir insan böyle kaliteli yazar mı? sanmıyorum.
sinemaya uyarlandığında yüzüklerin efendisi gibi bir patlama beklenen kara kule serisinin yazarı.
yazdıklarıyla beni kitaplarına esir eden yazar, dahi. öyle de bağlıyor ki kopan olayları birbirine.. inanılmaz!
tanıdığım en ruh hastası yazardır. tren rayına bir taş bırakıp günlerce o trenin akıbetini düşünmekten uyuyamayacak kadar psikopat bir çocukluk yaşamış. aşırı korkak olması etrafındaki insanları korkutma eğilimine yöneltmiş. yönetmenliği yazarlığı kadar başarılı değildir.
sinemaya uyarlanan tek iyi eseri the mist olan yazardır. o da sonu değiştirildiği için sanırım.
maine doğumlu korku, gerilim tarzı eserler veren, mektup yazsa filmi çekileceğinden emin olduğum yazar.
populer olan her şeyin de kötü olmadığını insanlık alemine ispatlamış amerikalı korku yazarı, sinemacı, sanatçı.

king'de korku, insanları yiyen canavarların sağdan soldan "bööö" yapması şeklinde gelişmez.. önce her okuyana "oldukça tanıdık gelen" gerçek hayatlar, gerçek insanlar üzerinden inşa edilir. bu hayatlar o kadar "gerçek"tir ki dinlediğimiz şarkıcılar dinlenir(örn frank sinatra) yediğimiz şeyler yenir (örn big mac) içtiğimiz şeyleri içilir (örn coca cola). hayatlar kurulurken en küçük bir ayrıntı dahi ihmal edilmez.

king bu hayatları kurup bırakmaz, yavaştan başlayıp hızlıya doğru öyle bir tempoda hikayeyi götürür ki kişileri ve hayatları özümsemekte hiç zorluk çekmeyiz, ve onun da bizi yakalamak istediği (hep de yakaladığı) noktaya doğru ister istemez sürükleniriz; kendi hayatınız gibi gördüğünüz sıradan hayatlar öyle bir tersyüz olur ki; "lan bunlar benim de başıma gelebilir (hatta geliyor mudur nedirr??) lann!!" diye ister istemez yüz kaslarımız gerili bir şekilde hikayeyi okuruz ve "korku" edebiyatına kattığı 3. boyut nedeniyle ensemizdeki tüyler ürpermeden bitiremeyiz.

king'in yaptığını kısaca özetlemem gerekirse şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: king okuru kendi canavarıyla yüzleştirmektedir, ki king "korku"sunu sanata dönüştüren de budur..

asla eksik etmediği mizahın de gerçekten güldürdüğünü ihmal etmeyeyim, ki hikayenin bütünüyle beraber düşünüldüğünde bu durum grotesk bir tat bırakmaktadır damakta.

sonuç olarak iyi ki de vardır, iyi ki de yazıyordur, aman yazmayı kesmesindir.. (bkz: yaşasın kral)
edebi olarak pek başarılı olmasa da; bulduğu hikayelerle, kurguladığı karakterlerle klasik olmayı başarmış usta yazar. ayrıca kendisi korku dolu bir çocukluk geçirmiş*. buradan da neden korku romanları yazmayı seçtiğini çıkarabiliriz sanırım.
adını dünya korku sinemasına altın harflerle yazılmış bir kişidir, özellikle hayvan mezarlığı romanının sinemaya uyarlanmış hali beni hala etkilemektedir, ruhlar dükkanı ve sadist romanını okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
bazı kitapları beyazperdeye aktarılmış yazar.
(bkz: esaretin bedeli)
(bkz: yeşil yol)
(bkz: sis)
http://www.astrozoom.com da yıldız haritası bulunuyor, üç gezegenin bulunduğu 3.evde (merkürün yönettiği ev) iki tane üçgen gözüküyor. üçgen şans getirirmiş.
twilight hayranı -16 tayfasının stephanie meyer ile karşılaştırma cüretini gösterdiği müthiş yazar, tapılası kişilik.

aralarındaki tek benzerlik, isimlerinin ilk 5 harfinin ortak olması.

tüm kitaplarının neredeyse birbiriyle bağlantısı var. örneğin "o" romanında büyük rol "çorak yer" adlı bölgenin sonunda bulunan su deposunun yakınlarında, "rüya avcısı"nın en önemli karakterlerinden biri olan jonesy, "o" romanındaki pennywise adlı palyaçonun anısına dikilmiş bir yazıyla karşılaşır. veya salem's lot adlı romanında akibeti belli olmayan tek karakter olan peder callahan, kara kule serilerinde karşımıza çıkar.

büyük adam.
dünyanın gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biridir.
yıllarca en çok satanlarda üst sıradalarda olmuş, en çok romanı filme uyarlanan tam bir dahi.
herkes ona korku romanı yazar desede ruhlar dükkanı gibi muazzam bir psikolojik gerilime imza atmış ve kara kule gibi frp tarzından efsane ve kült bir eser ortaya atan insan yavrusu.

onu övmek ve anlatmak için sayfalar yetmez.
en iyisi kitaplarını alıp tek tek okuyup; onun büyülü dünyasına akmaktır.
eserlerinin sonunu hiç bir zaman beklediğim gibi bitiremeyen dahi. konu güzel, karakterler harika, ilerleyiş muhteşem sonu bok gibi. hep mi aynı olur yahu?
Hayalgücüne hayran kaldığım, romanlarını filme uyarlamamasını düşündüğüm insanüstü varlık.
kitaplarinin bu kadar cok filme uyarlanmasinin nedenini kendisinin bilincli olarak yaptigini dusundugum yazar.yani film senaryosu yazacagina kitap yaziyor ama bunu filme uyarlanmaya uygun olarak tasarliyor.hemen ardindan da film geliyor zaten.
oldukça başarılı ve üretken bir yazardır.
karanlık çökünce (#5261188)
hayvan mezarlığı (#5371671)
tepki (#5537183)
hakkında
- çamaşır listesini yayınlasa bestseller olur
gibi bir yorum okumuştum yıllar önce (times ya da new york bilmem nede yayınlanmıştı).
ilk düşüncem ne kadar şişirilmiş oluğu yönündeydi, alabildiğine de antipatikti doğrusu.

işin garibi (kitaplarını okuduktan sonra) şimdi benim yorumum da aynı olacak, ama en azından şu anda neden böyle bir yorum yapıldığını açıklayabilecek durumdayım, açıklaması da çok basit;
allah kendisine yazma yeteneği vermiş...

allah kime bir konuda yetenek vermişse onun yaptığı işi izlemek, mucizeye şahitlik etmek gibi. gerek bir şairin şiiri, bir ressamın resmi ya da bir yazarın romanı... (bkz: herşeyde allah ı görmek)

netice olarak kendisine yazma yeteneği verilmiş kişi çamaşır listesini de yazsa, çok güzel yazıyor; hayranlık bırakacak kadar güzel. bu nedenle benim tanımım da; çamaşır listesini yayınlasa bestseller olacak yazardır.

not. mucizeye şahitlik etmek için ne yazık ki kitaplarını ingilizce orjinal metinden okumak gerekiyor, king'in kitaplarının türkçe çevirileri, çeviriden çok kitap hakkında geniş bir özet gibi.
yeni nesil vampir kitaplarını(vampir akademisi, twilight serisi vs...) gerilim diye tanımlayan kişilerin okuması gereken kitapların yazarı. bir de gelip demiyorlar mı:
x: aaaa canım twilight ı okurken buz kestim ya yok öyle bir gerilim!
ks: yok ya gerilim yoktu çok.
x: inanmıyorum!!! kendini vermemişsin sen okurken, üzerine tanımam yani!!!
ks: hiç stephen king okudun mu?
x: yoo...(iç ses: ne demeye çalıştı?)
ks: anladım...
bir de bunun agatha christie bağımlılarıyla olanı var. hayır yani katili bulacaksın diye ne geriliyorsun, zaten olay bitmiş. sırf bu tartışmalar yüzünden agatha christie okudum, hiç de heyecanlanmadım. twilight serisi için şunu söyleyebilirim, tamam etkiliyor ama aşk yönünden. kısacası, gerilim ustası stephen king.
özellikle lise son sinifla üniversite yillarimda bolca okuduğum gerilim ve korku romanlarinin sahibi ünlü yazar. lakin 5-6 adet romanini okumama rağmen şu anda hatrimda, ağzindan salyalar akarak fotoğraf makinesinden çikan bir köpek, bir adamla bir çocuğun drezinle hortlaklardan kaçarkenki hali, herkesin birbirine düşman olduğu hayaletli bir kasaba, büyük bir yangin, zengin bir ailenin biri öz diğeri üvey evlatlari gibi üç beş kareden başka ne kitaplarin ismi ne de konulari ile ilgili, sonuna dek yardirmama rağmen, hiçbir şey hatirlayamamaktayimdir.
bu zat i muhtereme, bir de korku ve gerilim hususunda bir otoriteymişçesine serüven, korku, gerilim gibi ögeler barindiran roman ve sinema filmlerinin arka kapaklarina; " müthiş beğendim, böyle bir şey olamaz, ağzim ayrik kaldi, damağim takiladi, biri bi bardak su versin" tarzinda yorumlar yaptirirlar ya, insanin oturup ağlayasi, yaşam felsefesini ve dünyaya bakiş açisini yeniden sorgulayasi gelir
Tüm kitaplarının bulunduğu bir kitaplıkta, her bir romanın bitiminde diğerine başlarken büyük bir heyecan duyulan yazar..
kendisinden bir tek sadist isimli kitabı okumama rağmen hayalgücünün sınır tanımadığını düşündüğüm insan.
fakat vikipedi'de okuduğuma göre kendisini tekrar ettiği gerekçesiyle 2006 yılında yazarlığı bırakmış. yeni haberim oldu. üzüldüm.

edit: stephen king is my buddy'den gelen uyarı şöyle ki; yazar bu açıklamayı 2003'te yapmış. nedeni de 1999 yılında yaşadığı birtakım olaylarmış. onların etkisinden kurtulamadığı için böyle bir şeye karar vermiş ancak daha sonrasında bu kararından vazgeçerek çalışmalarına tam gaz devam etmiş efendim. bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum bilgilendiren arkadaşa.
herhangi bir kaynak bulamadım ama kitaplarında bahsettiği kadarıyla, kendisi bir audiophile olabilir.
''insanları kontrol etmek için onları korkutmalısın'' sözü ile çok güzel tespitte bulunmuş yazar.
hayatımı dahi yazsa, bir gerilim furyası çıkarabileceğine inandığım yazar.accaip bi zeka, müthiş yaratıcı, olağanüstü bir tasvir yeteneği..Okurunu baya baya tırsıttıran, hemde bunu kitaplarla başara bilen yegane yazar. Kaçıktır kendisi. Bir çok kitabını tavsiye edebilirim fakat, eğer hiç okumadıysanız (bkz: karanlık öyküler) ile başlayabilirsiniz diyebilirim...