bugün

ing.
1. bir kere
2. bir zamanlar, eskiden.
nightwish'in 2004 tarihli albümü.

tracklist'i de söyle ;

1. Dark Chest Of Wonders
2. Wish I Had An Angel
3. Nemo
4. Planet Hell
5. Creek Mary's Blood
6. The Siren
7. Dead Gardens
8. Romanticide
9. Ghost Love Score
10. Kuolema Tekee Taiteilijan
11. Higher Than Hope
isp. 11.
öfkeyi ve çaresizliği en iyi yansıtan pj şarkılarından biri. *
bu yıl en iyi müzik dalında oscarı sırtlamıs film.

http://www.youtube.com/watch?v=eUS2ieIO5os
içinde harika şarkılar olan güzel film.
gösterişten uzak, sıcak, samimi, bünyede irlanda'ya yerleşme isteği uyandıran bir film.
izlenmesi, izlemeyenlere izletilmesi gereken bir yapıt.
müzikleriyle olsun, o soğuk ülkenin sımsıcak ortamıyla olsun, müthiş filmdir. 2006 * yapımıdır.
başroldeki kadının ve adamın ismi film boyunca geçmez. jenerikte ise guy ve girl diye yazar.
guy, the frames'ten de tanıdığımız glen hansard'dır. girl ise daha 88'li marketa irglova'dır.*
filmde guy'la girl'ün söylediği şarkıların çoğu the frames şarkısıdır.
kanımca en içli sahnesi, girl'ün marketten pil alıp eve yürürken şarkı söylediği sahnedir.

ha bir de; guy'la girl'ün, şarkılarını stüdyoda kayıt ettirmek için müzisyen ararken, tanıdıkları sokak grubunun yanında gidip, kendileri için çalmalarını rica etmesi ve gruptan birinin de "we only play lizzy songs" gibisinden bir şey demesi, irlanda kökenli aşmış müzik grubu thin lizzy'ye çok hoş bir göndermeydi. belki gönderme değildi ama hoşuma gitti yine de.**
modern müzikal diye geçen, izledikten sonra soundtrack albümünü indirme içgüdüsünün bastırılamadığı, sonu gerçekçi, izlenesi filmdir.
erkeğin gitarla söylediği şarkılardansa kızın piyanoyla çaldığı şarkılar daha hoşa gitmiştir. *
sımsıcak bir sountrack filmidir.
sonu zınk diye gelen bir filmdir kendileri.
müziklerine hayran bırakan irlanda filmidir. izlenesi.
sonu istenilen gibi bitmese de sıcacık bir film. hele ki müzikle ilgileniyorsanız mutlaka ama mutlaka izelnilmeli.
parçalar bir bir dinlenirken insanı alıp götüren mükemmel bir romantik müzikal.*
"Huzur, hayatın her yerinde ihtiyacımız olan yegane şeydir. Bunu biliyoruz ve buna gerçekten ihtiyacımız var. Bunu elde etmenin, herkese göre farklı yolları ve biçimleri var. Ben, son zamanlarda ihtiyaç bulduğum huzuru, bir filmde buldum. 2006 irlanda yapımı, Sundance ödüllü Once bana son huzur seansımı yaşattı açıkcası. samimi ve içten bir oyunculuk ile; terketmenin, terkedilmenin, hayata karşı mücadelenin, farklı yollardan gelen ama yolları müzikte kesişen iki güzel insanın hikayesini anlatıyor bu film. Hayatlarının garip dönemlerinde birbirini bulan, içlerindeki boşlukları aynı şeyle dolduran, bolca kalp kırıklarını uhu ile yapıştırmaya çalışırken, birbirini tanımaya çalışan iki güzel insan; Glen Hansard ve Marketa Irglova bizleri sessiz, sakin, bol müzikli, kışın yorganın altında oluşan sıcak atmosfer kadar huzurlu bir yolculuğa çıkarıyor. Dublin sokaklarında başlayan hikaye, giderek birbirinin içine sızan karakterlerin içlerini birbirileri ile doldurmaları ile devam ediyor. Müzik demiştik değil mi? En can alıcı nokta da bu ki film bu konuda oscar sahibi. Bazı şeyler tam olarak ifade edilemez, dolasıyla uzatıp büyüsünü kaçırmaya niyetim yok. Sadece izleyin, hepsi bu. Gülümseyeceksiniz ve ertesi sabah kalktığınızda en azından saçınızın kötü görünüyor olmasına aldanmayacaksınız. "

http://viskosite.blogspot...rileri-huzur-mu-dedi.html
doğallığı sayesinde film izlediğinizi unutturup bir dostunuzun başından geçenleri dinliyormuş hissi uyandıran 85 dakikalık film. bir kere, alışık olduğumuz film sonu yok; hayatın ta kendisini görüyorsunuz. her şey seyircinin dilediği gibi değil, gerçek dünyada olduğu gibi. ayrıca kamera çekimlerinin de sadeliğiyle sizin gözünüzü boyamaya çalışan bir film olmadığını, senaryosu ve oyuncularıyla etkilediğini kanıtlıyor.
"kaybedecek birşeyi olmayan adamdan korkacaksın" ana temalı bir pearl jam klasiği.
iki arkadaşın 'hadi lan film çekelim' demesiyle yapılan filmdir. çok düşük bütçeli filmle insanları tatmin etmişler ve de mutlu etmişlerdir. oscarcan'ı when your mind's made up almalıydı; ama falling slowly almış. o da mutlu eder.
basit mekan , doğal oyuncular , güzel metin , sadelik , harika müzikler ...
içe dokunan bir genelleme..
john carney in 2006 yapımı filmidir.

dublin sokaklarında geçen bir modern günler müzikali. irlandalı grup the frames den gelen hansardın başrole soyunduğu film, bir sokak müzisyeni ile bir çek göçmenin yegane aşk hikayelerini anlatan şarkılarını yazarak, prova ederek ve kaydederek geçirdikleri olaylı bir haftayı anlatıyor.
huzur veren film. bitmesin istedim, bitmedi.
"işte şimdi iyileşiyorum"

iyi değildim kaç zamandır. kaç zaman? dur zaman, kaçma lan!

hani derler ya 'bok gibi', hani demezler ama ya çaresini...
hani o büyük amca demiş ya "acı ve ızdırap ve keder verirse hayat; sükuneti müzikte arayın", hani maalesef birçokları aramış taramış ama bulamamış ya...

olsun. yine de iyidir müzik. musiki. müyuzik vb. ki bence en ulvisi sokak müzisyenliğidir. ki ben bir sokak müzisyeni filan da değilimdir. ki, ne maçam yetmiştir müziğin ruhunu oralardan yaymaya, ne yeteneğim, ne de...amaan be birader neyse ne...çok takıyosun kafanı sen. sakin gel...al benden bi şarkı sana.

falling slowly

düş düşebildiğin kadar. düş tabi düş..."bütün bunlar düş..."

"işte şimdi iyileşiyorum"
once upon a time I could control myself
Once upon a time I could lose myself
Once, upon a time I could love myself
Once upon a time I could love you

sözleri barındıran (bkz: pearl jam)şarkısı.
oyuncuların kendi hayatlarından bölümler taşıyan doğal ve mükemmel film.
izlerken sürekli "ne zaman birbirlerinin adlarını soracaklar" diye bekledim ama yok. isimlere bile ihtiyaç duyulmamış o derece güzel...
when ile aynı anlamda da kullanılabilir.