bugün

entry'ler (641)

3 uzatmaya gerek yok kısaca istanbul zirvesi

öncelikle, mekan çok kötüydü. yazarların yarısı dışarıda yarısı da içerideydi. saçma bulduğum bir "garsonculuk" oyunu yüzünden çok sohbet etmek istediğim bir yazarla 2 kelam edemedik. ama sevdiğim birçok yazarla da özlem giderme fısatı buldum.

lan o değil de, daha birkaç ay öncesine kadar "şeftali gibi amcüüümü sikecüler" diye sözlüğü ayağa kaldıranlar bu "erkekli" zirveye nasıl geldiler anlamış değilim. gözlerim bekaret kemeri ya da biber gazı aradı şahsen. neyse, başka bir şey demiyorum, konu anlaşılmıştır.
(bkz: destur erkek var)

moscow dream

kendisi hakkında uzun zamandır bir entry yazmak istiyordum, uludağ modern'de coştuğu şu günler güzel bir teşvik oldu benim için.

bu adamı (ya da çocuğu), en başta anket başlıklarıyla tanıdık. format yoksunu entry'lerini modern'de inceler, müjgan'la ben fenalaşırdık.
havaalanlarını çok sevdiğim için, bu elemanın havaalanlarıyla ilgili entry'lerini severek okurdum. açtığı anket başlıklarını, girdiği format yoksunu entry'leri yeni olmasına verir, bilgi entry'lerini takdir ederdim.
sonra modern'e screenshot koymaya başladı. amaaaa... -bence- fake yazarlar kendisine methiyeler düzüyor, sözlüğün en iyi yazarı olduğunu iddia ediyor, bizim moscow da bunları "benim hakkımda ne demişler, ehehe" diyerek modern'e koyuyordu.
önceleri 3-5'ti, bi baktık 9 olmuş. üstelik modern'e koyduğu ss'ler sadece kendi nick altına yazılan güzel şeyleri içermiyor. en son artılandığı entry'lerin, açtığı başlıkların ss'lerini falan koyuyor modern'e.

işin garibi, kendisine edilen küfürleri/hakaretleri hiç umursamıyor. mesela ona "nasılsın salak salak başlıklar açan mal götlek" deseniz, o "iyiyim, sen?" diye cevap verir. ya içinde aşırı bir insan sevgisi var ya da bu lafları haketmek için yaptıklarının farkında.

bence kendini aşırı beğenme hastalığı var. bu yüzden edilen küfürleri sallamıyor, görmezlikten geliyor. kendi nick altına güzel entry'ler girmesi için fake'ler açıyor. aşırı olmasa da sözlük bağımlısı. kesinlikle troll değil, aksine fazlasıyla gerçek.
ve bence, bir kedinin gizem i frekansında bir yazar. bu iltifatı da herkese etmem bak.

bu yazdıklarımdan, kendisinden nefret ettiğim çıkarılmasın. aslında modern'e koyduğu ss'lerin altında dönen konuşmaları, formspring sayfasını okurken falan çok eğleniyorum.

bi kere moskova'ya gitse düzelir mi acaba?

nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkarılması

basit bir hane ve basit bir işlemdir. bunu komplike hale getirmek, vay efenim böyle böyle yapıyolaaaa diye dövünmek yersizdir. o yapmış, sen yap(a)mamışsın. bu kadar.

fikrini beğenmediği yazara 3-5 sözcük ekseninde geçen boş küfürler etme, sonunda bir şey bulamayınca yalancılıkla suçlama numaralarını geçelim bi kere. bu numaralar ilkokuldaydı. bir şeyleri ispatlamak isteyen, bunu bu başlıkta yapmaz. bunu burada yapan ise, kendini göstermeye "ihtiyaç" duyandır. böyle bi ihtiyacım olmamasından dolayı mutluyum. zira bu boş sidik yarıştırmaları, küfür edip feci ayar verdiğini zannetmeleri aştım. sıkıldım. bu sözlüğe geldiğimden beri de polemik oluşturcak entry'ler girmekten kaçınıyorum. ne bokuma yarayacak aq?

sevgisiz kalmışlığının, dışlanmışlığının acısını, kendileri gibi olmayanlardan çıkarmak da sözlük bağımlılığı kadar ciddi bir rahatsızlık. burada ne kadar süperimsi biri olduğunu kanıtlamaya çalışmak yerine, kendini bir süre dış dünyaya kapatmak, ergenliğin getirdiği gereksiz agresifliği, eziklik duygusunu atmak, sonra bir birey olup düşüncelerini, yüz yüzeyken de aynı şekilde ifade edecek düzeyde dile getirmek daha doğru olacaktır. görüyorsunuz ya, börtü böceğe kızamıyorum da artık.

o değil de, ne kafa siktiniz arkadaş?! tüm gün el takip butonunda, "laf sokmalıyım laf sokmalıyım, iiii" diye beklemek yorucu olsa gerek.
uykum geldi aq.

nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkarılması

giriş -> çok abazansınız yhaaa!
gelişme -> çocuksunuz daha, benden küçüksünüz taam mıaaa!
sonuç -> siz bi bok bilmiyosunuz amaaaa!

ne anladık? bi sikim bilmeden dayılık kasan loser'lar, bilgi ve tecrübe eksikliklerini abazanlık suçlamalarıyla kapatmaya çalışıyormuş. zerre üstüme alınmıyorum; zira görükle'de oturmuyorum, abazan değilim (avuçladıklarımı saymayayım burda), ergen değilim, hatta hayatta herhangi bir sıkıntım yok.
nedense bazı organizmalar, bilinç altlarındaki gizli noktaları, dışa vurmaya korktukları iç dünyalarını, haybeye küfürler sallayarak gizlemeye çalışıyor bu konu üzerinden. aslında kendileriyle savaşıyorlar, farkında değiller. bazen ben de o kadar seviyesiz ve bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak istiyorum, ama yapamıyorum. ühüüüü.

hayattaki hayal kırıklıklarını, başarısızlıkları bu vasıtayla gizlemek isteyen kenar mahalle gençlerini serbest bırakalım bence, hırslarını alsınlar (ya da aldıklarını zannetsinler), rahatlasınlar.
ayar müptelezi olmuşlar, elleşmeyin.

tanımcık: tümden "hane" kaldırılmasa bile, o haneyi boş bıraktırarak mümkün olan prosedür. yapılışı kolaydır, tavsiye edilir. ama götünüz yemiyorsa, yaptıranlara da vızıldamayın.

nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkarılması

girdiği entry sayısı şahsımın 3 katı olan asosyal mantarların, haklılığını, dayanağını bilmeden ispatlamaya çalıştığı "prosedür". bir de bunlar benden 2 yaş büyük olup da, sözlükteki herkesi ergen yerine koyanlar, okudukça yarılıyorum.

kendi dışında herkesi toplum sorunlarında duyarlı zanneden, süper aktivist, eyleme gittiğini laf arasına sıkıştırmaya meyilli dangalak tayfa, kendini bi bok zanneder; ancak bi bok bile değildir. öyle adam olunmuyor, seni yemişler.
bir tek siz eylemlere katılıyorsunuz di mi dingiller? bunu övüntü malzemesi olarak kullanmaktan hoşlanmıyorum; ama bu durumda kısaca değinmek zorundayım. bayrak salladığım yürüyüşleri saysam birilerinin götü düşer. belki o seviyeye düşüp hepsini listelemeliyim ha? yeter bence. asıl konumuza dönelim.
sokakta yürürken, hadi çok meraklısınız- eylemlerde ve bunun gibi birçok yerde kimliğimi gösterdim, sonuç değişmedi. ben, müslüman olmadığım için cop yeyince mi rahatlayacak mastürbatörler? onu da yemem, hukuktan haberimiz var. 2. sınıf internet sözlüklerinde siyasi entry kasmak yerine gidin biraz kanun neyim okuyun. belki cahilliğiniz kapanır. hem kadro beklerken de sıkılmazsınız.

gerek kimlik gösterme konusunda, gerekse başka konularda birçok polisle küfürleşmeye kadar giden olaylar yaşadım; ama yok. tek anarşist sizsiniz aq, düzenin adamı biziz. islam'ı sildirmeyi götü yemeyen sizsiniz, ergen(?) biziz. siz cop yediğiniz için ezik değil, kahraman oldunuz! vay be, çok etkilendim.

eyleme katılacak kadar cesaretin var da, din hanesini sildirmeye mi götün sıkışıyor?

nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkarılması

bi sikim bilmeyip oturduğu yerden sallayanlar tarafından imkansız görülendir.
3 sene önce, dandik bir dilekçeyle, toplamda 15 dakikada islam'sız nüfus cüzdanı çıkarttım derim, inanmazlar bunlar. aynı şekilde, birkaç ay önce başka bir arkadaşımınkini de sildirttik. toplamda 15 dakikadan fazla sürmedi. tüm gün sözlükte pineklemekten dolayı haberiniz olmamıştır belki; ama yasalar değişti. burada yalan söyleyecek halim yok.

ha bir de, islam'sız nüfus cüzdanınyla polislerden dayak yediklerini iddia edenler var. ayıptır söylemesi götümle gülüyorum. öbür entry'mde söyledim, şimdi de söyleyeyim. 3 senedir, birçok polise, güvenlik görevlisine, devlet memuruna, zarta zura gösterdim kimliğimi. tek biri (rakamla 1'i) bile çevirip bakmadı! arkadaşım da aynı şekilde. ha, oldu da baktı, niçin müslüman olduğumu sorup beni dövmeye kalktı. kimse benim inançsızlığıma laf söyleyemez; ama siz din haneniz yüzünden makatınıza polis copu yediyseniz o sizin gerizekalılığınız, ezikliğiniz, mallığınız. şurada 3-5 entry karaladığınıza göre boş değilsiniz, olan bitenden haberiniz var. polislere de yasalarımızı hatırlatabilirdiniz. en basitinden; kimliğimi görmek isteyen bir polise en başta ben soruyorum "önse seninkini görelim" diye. hede hödö derse "bilmemne sayılı kanuna göre bu hakkımız var" diyorum, paşa paşa gösteriyor. çünkü polis cahil, sizden daha çok şey bilmiyor.

yapmadığınız, prosedürünü bilmediğiniz şeyler hakkında atıp tutmayın, komik oluyorsunuz.

nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkarılması

dandik bir dilekçeyle, en fazla 15 dakikada, nüfus cüzdan ücreti dışında 5 kuruş ödemeden yapılabilen işlemdir. ancak çoğunluk tarafından bilinmediğinden hala "nüfus cüzdanında din hanesi var, çok saçma yhaaa" diye bik biklenmektedir.

3 yıldır islam'sız bir nüfus cüzdanım var, şimdiye kadar bir tek insan evladı bile merak edip bakmadı din hanemde ne yazıyor diye.
içinizde hangi inancın olduğu ya da olmadığı kimseyi ilgilendirmez. seçimlerinizde özgürsünüz, doğar doğmaz yediğiniz damgayla da yaşamak zorunda değilsiniz.

uludağ sözlük sorucevap

sözlüğün en işlevsiz, kullanılmayan ama en gerekli özelliklerinden biri.
şimdiye kadar çok kereler ilan verdim, ancak sadece birine doğru düzgün cevaplar alabildim. sadece bursalıların bileceği ve yardımcı olabileceği konuları "yazarların çoğu bursa'dan. nasıl olsa bilirler bizim uludağ'cılar" diyerekten yazdım. ancak tek bir insan evladı bile cevap yazmadı, sorularım kayboldu gitti. aynı soruyu ekşi duyuru'da yazdığımda cayır cayır cevap yazıldı. sadece bursalıların cevap verebileceği soruları sormak için başka bir yer bulamadığımdan, geri kalan sorularım cevapsız, sorunlarım çözümsüz kaldı.

uludağ ilan'ı gerzekçe kullananlara değineyim. üzülerek söylüyorum ki, "sikecek kız arıyorum" ilanları artık komik değil. hatta en başından beri komik değildi. gerzek ilanlara en başta karşı çıksam da, sonraları bazı yazarların uludağ ilan'a girmesinin tek nedeninin bu ilanlar olduğunu anladım. yani, yazar o gerzek ilanları görmek için sayfaya girdiğinde, belki gözü kayar da yanda sorununa çözüm arayan birinin ilanına denk gelebilirdi.

çaresizliğin, yardım aramanın ne demek olduğunu bildiğimden, uludağ ilan'a sık sık giriyorum. elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum. ancak bazılarına o kadar uğraşıp cevap yazıp, karşılığında bir mesaj bile alamamak beni ilan sayfasından soğutuyor. teşekkür beklemiyorum; "tamam" yazıp gönderse de olur. diyorum acaba nete mi giremedi, o yüzden mi cevap yazamadı.. sonra bakıyorum beyimiz çatır çatır entry giriyor. sonra "senin için kafa patlatanın aq ben" deyip kapatıyorum sayfayı tabii.

uludağ ilan'a sık sık girin. belki sizin için önemsiz bir bilgi, bir başkası için hayati önem taşımakta. bir de, size değer verip, sorunuza cevap veren kişiye bir mesajı -teşekkür bile demiyorum bak- çok görmeyin.

şuradan başlayabilirsiniz;
http://www.uludagsozluk.com/ortam/uludag-ilan/

bimed

sitesine her girdiğimde bilgisayarımın ebesi belleniyor. yeniden başlatmak zorunda kalıyorum. eğer aslan yattığı yerden belli oluyorsa, bu dernek için çok da olumlu fikirlerim olmayacak maalesef.

bilgisayarını seven girmesin;
http://www.bimed.org.tr/

sercan

klasik garson/komi ismi. zira; 10 garsondan 4-5'inin ismi sercan.
bu isimde çok sevdiğim insanlar olsa da, pek iyi itibarı yoktur gözümde.
çocukken oturduğumuz mahallede "kebapçı sercan" vardı. sercan, restaurant'ın sahibinin oğlunun ismiydi ve bazen servise çocuğunu gönderiyordu sercan'ın babası. bu restaurant'ın eşek eti ve yağlı kebapları olduğu için, annem hep "sercan'ın kebabı yenmezzz, ben sana öğretmen evi'nden alırım" derdi. bu yüzden yıllarca nefret ettim bütün sercan'lardan...
(bkz: bu da böyle bir itirafımdır)

pseco

bildiğin lise arkadaşı kıvamındadır. bütün notların toplandığı defter ve galatasaray kalemiyle beni lise sıralarına götürmüştür. kendisiyle girdiğim ders boyunca, sıralara şarkı sözü yazasım, küçük kağıtlara notlar yazıp arkadaşlara gönderesim geldi yeminlen.
bi de gangsta rap seviyor, "pimp olmak benim hayat tarzım yanee" diyor.
(bkz: esra hanım alın bunu dışarıya)

derda küçükalp

5 dakika öncesine kadar kendisini çıtı pıtı bir bayan hoca zannediyordum. hatta dersine giren bir arkadaşım, hakkında "derda hoca çok şeker yaa" deyince bu düşüncem iyice yerleşmişti.
az önce iibf'nin sitesinde hocaların sayfalarına göz atarken rastladım kendisine. bir an gözlerime inanamadım... bu durum için en uygun bkz geliyor:
(bkz: tüh erkekmiş)

ercan dülgeroğlu

bu akşam tiyatroda 4 koltuk ötemde oyunu izleyen sanatsever hocamız. oyun boyunca yerinde duramamasından, çıkışta refakatçisine "iyi ki gelmişiz, di mi ismail" deyişinden anladım ki, derslerini çok çok özlemişim.
sayısal derslerimin az oluşunun sevinci; ancak bu sefer de ercan hoca'dan ders alamamanın hüznü ikilemindeyim...

bilgisayar laboratuvarı olmayan üniversite

türkiye'nin en iyi üniversitesi olan uludağ üniversitesi değildir. olsa olsa sikik bir taşra üniversitesidir. bilgisayar laboratuvarı denilen yer toplamda 10 metrekaredir, bilgisayarlar tarih öncesinden kalmadır ve laboratuvar(?) her zaman kapalıdır. öğrencilerini internet cafe'ye gitmeye mecbur eder. çaresiz öğrenciler ufak bir şeye bakacaklar diye beş parasız kalırlar.

ama uludağ böyle değil. zaten türkiye'nin en iyi üniversitesi olduğu için her yerde bilgisayar laboratuvarı var. ders aralarında üniversitenin sağladığı imkanlarla nete giriyoruz. iibf'deki pompiş laboratuvar şu an kapalı. diğerleri nerde bilmiyom. arkadaşlar başka yok dedi. bence yalan söylüyolar.
uludağ o kadar iyi bi üniversite ki, hocaların kitapları türkiye'nin bütün üniversitelerinde okutuluyo. bi bilgisayar laboratuvarı mı açamıycak! kıskançlar işte.

bir erkeğe söylenebilecek en güzel söz

hayat görüşüm, fikirlerim, yaşam tarzım, bakış açım, düşünce tarzım, isteklerim, ideallerim, hedeflerim; kısacası her şey* bana seni hatııırlaaayıooor...
hıçk hıçk!

her dersten sonra hocanın yanına giden yalaka

ister ilkokulda ister üniversitede olsun, nefret edilen tiplerdir bu ırıspı çocukları.
derslerde en öne otururlar, ciddi bir ifadeyle dinleyip, bol bol not alırlar. aslında o an akıllarından geçen, ders konuları değil, geçen akşam izledikleri maçın kilit golleridir. sınavlarda da tükenmez kalem kullanırlar bok varmış gibi.
her dersten sonra hocanın yanına giderler, hoca bunları sallamazsa peşinden sürüne sürüne odasına kadar giderler. hocanın yanına gittiklerinde, dersle ilgili görünen, alengirli sözcüklerle süsledikleri soruları sorarlar. misal;

- hocam sizce morgenthau, insanın ve politikanın doğasına yaklaşım bakımından birbirlerinden ayrılan iki ekol arasındaki farklılıklara mı dikkat çekmektedir, yoksa güç kavramını daha formel bir şekilde mi tanımlamaktadır?

bu sikindirik sorunun cevabı ilki, ikincisi ya da her ikisi de seçeneklerinden biri ve kitapta da yazıyor zaten. ama önemli olan bu değil dürzü için. alengirli soru sordu ya, hoca "vaay, ne zeki öğrenci" dedi. bizim götlek cevabı dinlemez bile.

geçenlerde hasta olan bir hocamızın yerine başka bi hoca girdi. yalakamız boş durmadı, hemen dersten sonra yanaştı hoca kürsüsüne.
- ciddi bi şeyi yok di miğğğ???

ulan y.rrk kafalı! adam geberse s.kinde olacak mı lan?!

bu yalakaların jöleli saçlarından tutup, kafalarını duvara çalma isteğim ise, en çok ders bittikten sonra 15 dk boyunca sınıftan ayrılmamalarında ortaya çıkıyor. öyle oturuyolar sırada, önlerine bakıyorlar. bekliyorlar ki hoca bunları görsün, "ohh shit, ne kadar çalışkansın!" desin.
sik kafalılar.

ekşi sözlük artıklarının ulu da yazarlık yapması

sözlüğümüz açısından utanç vericidir.
kimileri ekşi'de yazar olduğunu iddia eder, "ben zevkten burda yazıyorum" ayağı çeker. oysaki ekşi'de yazar hesabı bile yoktur.
kimi orada yakalayamadığı popülariteyi burada yakalamaya çalışır.
kimi de oradan kovulup buraya gelir ama "istesem orda yazarım, hıh!" yalanına sığınır.
acıyorum sadece.

bergen ilk emo dur

bergen'in yaşadığı trajediyle dalga geçmeye yeltenenlerin sözde komik, özde gerizekalıca cümlesidir.

dealextreme com

bildiğin japon pazarı. gece gece nerden gördüysem giresim tuttu, yaklaşık 5 saatimi harcayıp ürünlerin yalnızca küçük bir kısmını taradıktan sonra 4-5 parça ürün sipariş edip çıkabildim. bi daha da girmeye korkuyorum. çünkü bi giriyosun 2$'a ipod kılıfı, sağ taraftan gizli kameralar, alttan 3$'a flash'lar, çaprazdan 1-2 $'a garip garip nesneler çıkıyor. bi ona bi buna bakayım derken hayattan kopuyorsun.

2 haftaya gelirmiş mallar, bekliyoruz bakalım...

turbeyler

şehrin neredeyse her yanında vardır bu yazı; ancak çoğunda turbeyler yazısı turgeyler olarak "düzeltilmiştir". her gördüğümde yarılmaktayım.**