bugün

insanda beyin fırtınaları estiren film.

daha izlemedim. *
Özel olarak seçilmiş 17 şarkı üzerine kurulan film. ayrıca sezen aksu yeni bir beste daha yaptı bu film için.
Yapımcılığını Ahmet Çelenk in üstlendiği, Korhan bozkurt un yönetmenliğini yaptığı "O Kadın" adlı sinema filminin çekimleri tamamlandı. Selin Demiratar , Tardu Flordun, Burak Hakkı, Burhan Öçal , Şebnem Dönmez , Nefise Karatay , Sinemis Candemir ve Erol Günaydın gibi ünlü isimleri oyuncu kadrosunda buluşturan filmde, iki aşk arasında kalan bir kadının hikayesi ele alınıyor.
13 aralıkta tarkan ın da katılacağı (magazincilere iyi malzeme çıkar) galası olacak film.
az önce izlediğim,sezen aksuya yapılabilecek en büyük haksızlık olan film..

oyuncular kendilerini kapak çekiminde sanmışlar,oyunculuk yok,poz çok.
galasında bulunduğum film. ilk yarım saati şahane, gerisini gereksiz buldum. teknik ekip üst düzey çalışmış ama senaryo yetersiz yada bizler repliksiz bir filmi kabullenemedik. müzikal ve görsel bir şölen isteyenler için bir başyapıt ama film olarak sınıfta kalmış. konu yok , replik yok, gerçi filmde anlatılmak istenen de bu.
not: garip bir yazı oldu ama bu filmde böyle garip işte.
on yedi çarpı beş, eşittir, seksen beş. muhtemelen 85'lık bir film.*
kabadayının gölgesinden hemencecik kurtularak patlama yapacak olan film.

(bkz: sezen aksu)
sezen aksunun muhteşemliğinin bir kere daha anlaşılmasına inandığım film.
Öyle çok Sezen Aksu hayranı bir insan değilim aslında ,tek bi albümüne para vermiş değilim.Ama O Kadın filmine gittiğimde farkettim Sezen Aksunun bir çok parçasını ezbere biliyorum, bilmek de değil hissediyorum aslında tam tanımlıyamıyorun da garip, saçma ... Sezen Aksu parçalarından bu kadar etkilenebileceğimi hiç düşünmemiştim. Oyle bir şeyki içiniz de gömdüğünüz ne kadar anınız varsa dışarı fışkırıyo o kadar duygu yükünün arasında aptallıyosunuz ne olduğunu bile farkedemeden oylece mal gibi kalıyosunuz , gözleriniz nemlenmiş burnunuzu çekerek..
Ne tuhafdır sinsi sinsi işlemiş içimize o parçalar ve biz farkına bile varamamışız ve ne garipdir ki kabullenmemek için çaba bile gösterememişiz, sanki bir den yıllardır görmediğiniz sevdanız gibi ortaya çıkıp o en unutamadığınız gülümsemesiyle ben döndüm demiş ve hiç bir tepki veremeyip sadece hoş geldin diyip baka kalmışsınız, tüm o kafanızdan yıllardır geçirdiğiniz, defalarca hesabını yaptığınız hesap sorma eylemleriniz, kininiz nefretiniz acılarınız oylece akıp gitmiş o gülümsemenin karşısında ve en aptal bakışınızla onun tekrar gideceğini bilerek kabullenmişiz acı çekeceğinizi bile bile. Aşk ne aptalca.
Acı çekmek te ayrı bi olay Sezen Aksu parçalarında , o kadar saçmaki mazoşist olduğunuza sizi ikna ediyor sanki , O parçalardaki aşk acısından mahvolmuş , ezilmiş, bitab düşmüş ,acınası insanın yerinde olmak onun gibi acı çekmek için can atıyosunuz siz de kahrolmak ızdırapların arasında içmeseniz bile eliniz de içki kadehi sigara eşliğinde güneşin doğuşuna ağlamak istiyorsunuz sebepsiz yere.En tuhafı da hayatınız da herşey normal gidiyordur, tüm o eviniz, işiniz, sevdiğiniz kadın , rutin olağan hayatınız her şey çok güzelken , dayak yemek için kaşınan insan modeli gibi huzur bulamıyorsunuz.
işte bu duyguları bana hissettiren O Kadın Sezen Aksu.
hayatında hiç aşık olmamış biri bu filme gitmemeli.Çünkü filmi izlerken empati yapıyorsunuz,daha sinema salonundan çıkmadan eleştirmeye başlıyorsunuz yeşim'i ve kendinizi.O kadın'daki duyguları, yaşananları anlamanız için aşkı tatmanız şart yoksa çok sıkılırsınız.Saçma gelir film...
türk sinema tarihinde belkide yeni bir akıma öncülük edebilecek bir film..

konusu 80 lerden fırlama bir aşk öyküsü filmin başından sonunu tahmin etmek pek te zor değildi.filmin başı gerçekten eğlenceliydi..şarkılar sahnelerle gerçekten uyum içindeydi.fakat son yarım saatte bitmesi için gerçekten beklenilen bir film.

tüm film boyunca selin demiratar'ı süsleyip püsleyip çekmişler sahneleri.
erol günaydın ile nefise karatay'ın repliklerinin çok zorlama geldiği, ancak mükemmel sezen aksu şarkıları için, uzun metrajlı bir video klip tadında defalarca izlenebilecek bir film.
insana 2 büyük devirttirir* şerefsizim.
hikaye de biraz klasik olmuş, çok daha renkli ve farklı olabilirdi. utanmasam; bu kadarını ben de yapardım diyeceğim, ayıp olacak.
koyu bir sezen aksu hayranı olan fatih akın çekseydi böyle bişeyi, tadından yenmezdi diye de düşünmeden edemedim hani. şöyle; istanbul hatırası tadında; yarı belgesel falan, di mi?

yalnız, bir insan şarkılarıyla bu kadar mı içimize işler arkadaş ya?

peşin edit: öyle gibi görünse de yukarıdaki entry alkol içermemektedir. en azından şimdilik...
GENELDE ALDATILDIĞINI DÜŞÜNEN KADININ, DiĞER KADIN iÇiN SÖYLEDiĞi SÖZ. HEP O KADIN, O KADIN DENiR. AMA BU KADIN BiLMEZ Ki, O HEP, 'O KADIN O KADIN' DEDiKÇE ADAMI O KADINA DAHA FAZLA iTECEKTiR. BU HEP BÖYLEDiR BÖYLE DE OLACAKTIR.
erol günaydın ve nefise karatay repliklerinin, oyunculuğun ve sezen aksu dinlemenin keyif verdiği filmdir. Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer olan kürkçü dükkanı sözünü hatırlatmaktadır.

selin demiratar ve tardu flordun'un enfes şekilde karakterleri ve rolleri ile uyum sağladığı gözlemlenmiştir.

--spoiler--
hayatta tüm ihtimaller yüzde ellidir ve bu sana acını seçme şansı verir.
--spoiler--
sezen aksu'nun album klibi gibi olmuş film.
türk radyolarından ümidi kesmeme neden olan, aysel gürel anısına çıkarılan çinar albümünde sezen aksu tarafından yorumlanan şahane şarkı.

böylesi güzel bir şarkıyı radyoda dinlemek neredeyse imkansız. bir iki yer dışında çalan yok. verin özcanı, gülbeni, demeti, iboyu mınakoyym.
bir taraftan şarkılarla hüzünlenirken diğer tarafta selin demiratar'ın kıyafetlerini incelemekten yorgun düşüp sonunu getiremediğim filmdir. o kadar kıyafet değişimine gerek var mıydı acaba diye düşündürten film olmuştur.
türk sinemasında yapılan güzel işlerden biridir. ancak filmin içerisinde garip olan nefise karataylı bölümlerin dublajıdır. o ses nefise karatayın rolünü bitirmiştir.
acaip kusur bulunan,falso aranan bir filmdir. Tamam filmde her şey dört dörtlük değil ama insanın içine işleyen pek çok yer de mevcut. Ne yazık ki millet olarak yere bildiğimiz kadar övemiyoruz. isimler, daha göz önünde bulunan kişiler arasından seçildiği için olağanüstü yetenekli bir oyuncu kadrosu yok. Ama bu onlardan çok cast seçimini yapanların hatası. Daha cesur olabilselerdi daha etkileyici bir film olabilirdi. Pek çoklarınca yapmacık ya da eğreti duran Erol Günaydın ve Nefise Karatay diyaloglarını geri kalan kesimin bir üyesi olarak not almaya çalıştım. En az şarkılar kadar etkileyici idi. Ya da şöyle demeli: şarkıları tamamlayan ana etkendi. Senaryoyu kim yazdıysa ya da bu diyalogları tebrik etmek gerekir. Her kırık aşk yaşayanın ki yaşamayan olduğunu sanmıyorum filmden etkilenerek çıkması yüksek ihtimal. insanın içinde hafif,yutmak istemediği,beraber yaşamak istediği bir acı bırakan bir film olmuş. Bu öyle bir acı ki hem canınızı acıtırken hem de size bir keyif veriyor. Herhalde yaşamınız boyunca birden fazla kişiyi sevme ya da birden fazla kişi tarafından sevilme hissinin yarattığı bir durum bu. Bütün bu karmaşık hislere sebep olan ise sadece bize nasip olmuş olağanüstü Sezen Aksu şarkıları. Biz onsuz ne yapardık gerçekten kestirmesi zor. Ama bu filmi Sezen Aksu ile birlikte seyretmeyi hayal ettiğimde kendimi onun kucağında yatarken ve ona devamlı "bizi ne hallere soktuğunun farkında mısın" derken buldum.
Çok yaşasın. Acılarımızı bize hatırlatmayı en iyi bilen belki de onları yaşayan bizlerden bile iyi ifade edebilen bu şarkılara çok şey borçluyuz. Film de buna yapılan bir güzelleme tadında.
''klasik bir yeşilçam senaryosu bir adet koca eşeği ağlatabilir mi?'' sorusuna 'konu sezen aksu ise gerisi boştur. hem de hüngür hüngür ağlatır'' cevabını verdiren film.
sezen aksu şarkılarının aslında hayatın -daha doğrusu bir aşkın- her evresinde olduğunu göstererek herkesin kendinden bir şeyler bulabilmesini en net şekilde açıklamış ve gözler önüne sermiş korhan bozkurt filmi.

filmde oynayan sadece 8 kişi vardır. daha da ilginci film gereği senaryo ile belirlenmiş isim sahibi karakter sayısı sadece 3 tür. -imdb-

filmde ki diyalogları eleştiren arkadaşlara erol günaydın ile nefise karatay konuşmalarına bir daha bakmalarını öneririm. özellikle erol günaydın ın felsefik yaklaşımı üzerine çok yakışmış ve konuşmaları bile neredeyse bir sezen şarkısı gibi duygusal olmuştur.

--spoiler--
röportaj sırasında nefise nin 'neden aşklarını söylememişler ki?' sorusuna erol günaydın ın 'kelimeler en güçlü olduklarında bile aciz kalan kavramlardır, asıl olan duygulardır.' cevabı neredeyse bir şarkı sözüdür.
--spoiler--

p.s: izlenmeli mi? sezen aksu nun 17 şarkısını farklı kliplerle izlemek isteyenlere önerilir.
Şimdi çıkmaz sokaklarda
Yalnızlığın rıhtımında,
Elinde şemsiye
Yağmuru beklemekte

Kendini bulacağı yağmur tanelerine
Dua etmekte-teslimiyetin ikamesinde
itirazı batan güneşe,
Zira doğmasından endişe etmekte
Güneş ise kalanıyla ısıtır
Isındıkça ıslanır o kadın

mehmet toker
Halit refiğ'in yönettiği, başrollerini Gülşen Bubikoğlu ve Cihan Ünal'n paylaştığı film. genç ve başarılı bir mankenin, nişanlısının kurduğu tuzak sonucu peşkeş çekildiği iş adamı tarafından tecavüze uğrar. intiharın eşiğine gelen genç kız akıl hastanesinde tedavi görür. Sorunlu bir evliliği olan doktoru genç kıza aşık olur. Ancak bu aşk çevresel faktörler nedeniyle yaşanması imkansız bir ilişkidir, sürekli aşağılanan ve kadınlık onuru çiğnenen sevgilisini kurtarmak için doktor kendisini radikal ve trajik bir sona hazırlar. 1982 yılı Türiyesi için cesur bir aşk filmi.
(bkz: o kadin)
olmayan kadındır.