bugün

sizden önce okuyan, kitabın ırzına göz dikmemişse, göze batacak derecede yıpratmamışsa, ikinci kalite bir aşifteye çevirmemişse, yani satırların altını üstünü mürekkepli kalemle çizilip, kıyısından köşesinden daha da fenası ortasından katlayıp öylece bırakmamışsa, gerek fiyatı gerekse eski görünümü, kokusu, baskısı kısacası gün görmüşlüğü ile tercih sebebi olacak kitaptır.
(bkz: olgunlar sokak)
görmüş geçirmiş kitaptır. yaşanmışlık kokar. bulduğunuz küçük notlarla sevinirsiniz, garip bir merak kaplar sizi, o kitabı sizden önce okumuş kişilerle ilgili..
anılarımı depreştiren başlık...
ikinci el kitap sattığım hatta çoğu zaman "aman okusunlar da paraya gerek yok" dediğim bir dükkanım vardı...
o ıkıncı el kıtaplar elden ele dolaştıkça onların da ruhunu alıp getirirdi sanki... kelepir dünya...
tabı ben kımseden para ıstemeyınce kitaplar uçtu gitti... dükkan kırası vergisi zartı zurtu derken borç boyumu aştı..
şimdi emeklı bir öğretmen işletiyor orayı...
önünden her geçtiğimde hala benımmış gibi davranıyorum o dükkana...
altı çizilmiş cümleler, yıldızlanmış paragraflar, notlar görür gülümsersiniz belki. sürprizlerle doludur 2. el kitaplar.
öğrencinin vazgeçemediği kitaplar. yıpranmış ilk sahibi gibi kokan.
korsan almaktansa yerine göre alınması daha doğrudur. ikinci el orijinal kitap almak iyidir.
bazı özel kitapların bulunabilecek tek türüdür.

sahaf sahaf dolaştırır adamı hazine arar gibi.
çok değişik hazlar barındıran kitaplardır. kenarda köşe bulunan yazılar gibi..
aptullah kuran kütüphanesindeki ikinci el kitapların içinden 20 lira çıkabilmekte.
(bkz: based on a true story)
akla saman kağıdı getiren, çoğunluğu mis gibi kokan kitaplardır. altları çizili ya da içinden not çıkarsa okuru * çok mutlu eder, hayaller kurdurtur. *
çok kitap okuyan insan için cennettir ikinci el kitap satılan yerler.ankaradakiler için adil han kitapçılar çarşısı önerilebilir.
kitap sahibine göre değişecek etkendir.
kiminden alırsınız, el sürülmemiştir.
kiminden alırsınız, sayfalar bir birine yapışmıştır.
sayfalarından hem kitabın içinde yazılı olan, hem de kitabın bizzat yaşadığı olayları okuduğunuz ve bir taşla çifte deneyim sağladığınız kitaptır.
Hacettepe'de Fizik mühendisliği bölümünün fizcafesinde var bu ikinci kitap işi hatta üçüncü, dördüncü el okuyan geri bırakıyor. gerçekten çok güzel bir uygulama olduğunu düşünsemde kitabı alıp geri getirmeyen arkadaşım çok fazla. kimse ilk sahipleri kadar düşünceli ve paylaşımcı olamıyor ne yazık ki.
Kitabı siden önce okuyan kişiden izler bulmak heycan vericidir. kitabın sayfalarını değiştirdikçe yaşanmışlıkları düşünmek çok güzeldir.
ikinci el kız gibidir parmak izleri ile birlikte ter-sümük-salya ve hatta mikrop bile doludur üstü.
bende çok olduğundan satışa sunduğum kitap türü
-> http://gurabasahaf.blogspot.com/
ikinci el kitaplar her zaman güzeldir,yani eskidir,bazı sayfaları yırtıktır,kabı yıpranmıştır ama diğer okuyanlardan bir iz taşır.bu altı çizili kelime olur,notlar olur vs. ve fiyatları da genellikle ucuz olduğundan bir öğrenci olarak ikinci el kitabı tercih ederim.
genel yapısıyla bana hikayesi olan insanları anımsatan kokusu şişlenip akşam üstü etrafa sıkılası, küçük matbaa hataları bile ayrı sevimli olan kitaplardır.
aralarında mektup veya fotograf bulmak için ekstra zevklere girer.
her kitabın içindekilerinden bağımsız bir de hikasi varıdr...
içinden yazarının imzası çıkması halinde uçuran sahaf malzemesi.
satın almayı en çok sevdiğim kitaplardır. özellikle şiir kitaplarında altı çizili ve ya benden önce okuyan birinin yazdığı ufak bir not çok hoşuma gidiyor. farklı zamanlarda aynı şeylerin hissedildiğini bilmek güzel bir duygu.
içinden çeşitli fotoğraf, minik kağıtlar yahut özellikle katlanan sayfalar çıkarsa ağzını burnunu yiyeceğiniz kitaptır.

dipnot: sabahattin ali'nin kuyucaklı yusuf kitabının eski bir baskısında, almanya'daki bir ablamızdan, abisine yazılan bir mektup çıktı. mektubun ortalarında ''markette bile gurbetçiyiz'' diye bir cümle geçiyor.**
hafif sigara ve kagit kokusu karisik, yer yer notlar alinmis kitaptir.
Okuduğumuz hikayelerden başka hikayelerde olur ya bu kitapta, başkalarının hayatları, o sanırım bizi çeken. Başka hayatlara dokunmak gibi. Gerçekten başka.

(bkz: başka)