bugün

öyle birşey yoktur. şu kürt türkçe konuşsa da dinlesek diyen birini duydunuz mu hiç ya da konuş ulan kürt konuş türkçe konuş diye hükmeden birini. istemiyorsa konuşmasın efendim.
türkiye'de yaşadığı için gayet mantıklı bir zorunluluktur. eğer ingiltere'de yaşasaydı bu kürt, ingilizce konuşmak zorunda kalacaktı, uganda'da yaşasaydı uganda'ca konuşacaktı.
temelde hepsinin kaynağı aynıdır.

(bkz: türkiye'de ingilizce bilmediği için iş bulamayan insan)
(bkz: emperyalizm)ayrıca bununla alakalı olarak; (bkz: ulus-devlet)
(bkz: fuck the system)
arkadaş sana türkiye'de ağzına kilit vuran yok. o açıdan ne bok yersen ye. lâkin; mecliste, resmi eğitim-öğretim verilen yerlerde ve bunun benzeri senin için tehlikeli olacak adreslerde ağzını bile açma!
her ülkede, kültürel alanlarda o ülkenin anadili konuşulur. eğer ki kürtçe konuşmalarına izin versek okulda, karakolda, hastanede vb. gibi yerlerde anlaşma sorunu yaşanırdı. sosyal alanlarında yani evlerinde, dışarda beraber gezerken vs. vs. kürtçe konuşmalarını kimse engellemiyor. ama devlet ile ilgi her yerde anlaşmak istiyorlarsa bizlerle türkçeyi kullanmak zorundadırlar.
Çok da umrumda olmayan durum. Sanki biz burada tabanca dayıyoruz başına. Valla isteyenleri yollayalım ırak a, orda ister kürtçe konuşsunlar ister zimbabvece... Paşa gönülleri bilir.

(bkz: türkiye türklerindir)
türkiye de yaşadığı için türkçe konuşmak zorunda kalmasıdır. ama türkiye de yaşamak zorunda değildir. yani herhangi bir zorlama söz konusu değil.
mecburdur. şöyle ki, sen almanya'ya gitmeye heveslendin örneğin, senden %100 düzgün almanca konuşmanı isteyecekler, sınava tabi tutulacaksın, oda yetmeyecek bir almanın yanında türkçe konuşursan, götünden kan alacaktır. (bkz: nazi)
burası da türkiyedir, dili türkçedir.
amerika ve avrupadaki zencilerin hiçbiri afrika dillerini konuşmamaktadırlar..hatta bilmemektedirler bizzat biliyorum...

balkanlardaki türkler bulundukları ülkenin dilini konuşmaktadırlar...

ahıska türkleri rusça konuşmaktadırlar...

doğu türkistanda çince konuşulmaktadır...

gagavuz türkleri moldovca konuşmakta türkçe dahi bilmemekte hatta müslşüman bile kalamamaktadırlar...

iranda ve gürcistanda yaşayan azeri türkleri türkçe konuşmamaktadırlar...

vs... vs... vs...

galiba doğanın kanunu bu he ? ne dersiniz ?
olması gerekenle zorunluluk farklı kavramlar olmakla birlikte ülkemizde kürtçe rahatlıkla konuşulabilmekte, kürtçe müzik, yayın vs. yapılabilmektedir.
başlığı açan arkadaş başka gezegende yaşıyor sanırım.
ya sev ya terket*
bir yabancıya söylesen bunu, silah zoruyla konuşturuyorlar sanacak amk. 18 yıl elazığ'da yaşadım, çevre vilayetlere gittim geldim. kimseye "aa kürtçe konuşuyor tu kaka" denildiğine rastlamadım.

he ama eğitimde ve resmi işlerde bahsediyorsanız, kusura bakmayın ama sike sike konuşmak zorunda herkes türkçeyi. eğer bunu kabul etmiyorsan, ayrılıkçı olarak sana sonuna kadar "pkk'lı" etiketini yapıştırırım. hemen açıklayayım;

ailede kürtçe konuşacaksın (normal bu)
ilkokulda kürtçe eğitim alacaksın
ortaokulda kürtçe eğitim alacaksın
lisede kürtçe eğitim alacaksın

amk üniversiteye sonra nasıl geleceksin? buna cevap olarak genelde "doğuda bir kürt üniversitesi" derler, heh işte bu sebeple sana ayrılıkçı derim işte. "ana dil" diye bıdı bıdı ederek, doğuda özerk bir yapının kapısını açmaya çalışma amacın belli olur çünkü yavrum ?

türkiye'de yabancı dilde eğitim veren okullara gelirsek; ingilizce'ye muhalefet ediyorsan senle tartışmaya bile girmem üzgünüm.

yabancılar için kendi dillerinde eğitim veren okullara ise gelirsek; kimliklerine bakmak yeterli olur. "ingiliz-alman-fransız" yazmaz, ingiltere vatandaşı-fransa vatandaşı yazar, kürtler de bu ülkede türkiye cumhuriyeti vatandaşı. heh ona da karşı çıkarsan bildiğin üzere yine ayrılıkçı damgasını yersin, burdan küfür yersin.
memleketin adı türkiye olduğundandır...

(#7444737)
bu bir zorunluluk değil, zira zorunluluk olsaydı onlar hiçbir şekilde kürtçe konuşamazlardı ne aile içinde ne dışarıda hiç bir şekilde türkçe konuşmayı zorunluluk olarak algıladıklarını düşünmüyorum.

zira bu devletin ana dili türkçe'dir, onlarda türkiye cumhuriyeti vatandaşıdır, her ne kadar kürt olsalar da.
''zoruna giden varsa miktirsin gitsin efendim'' denilesi durumdur.. (bkz: burası türkiye)
onlar ayrı bir devletcik olsunlar, kendi kürt öğretmenlerini yetiştirir kendi dillerinde çocuklarını yetiştirler, türk öğretmenler bayılmıyorlar dillerini bilmeyen bir çocuğa yazmayı öğretmeye. bu ülkenin haritadaki sınırları aynı kaldığı sürece, o sınırlar dahilinde okula yazılan her kişi türkçe okuyacaktıryazacaktır ve konuşacaktır. ana dili başka olan ve yine aynı sınırlar da olan lazlar gibi, diğerleri gibi...
dar görüşlü gelişmemiş beyinlerin düşüncelerinin örneğidir .nasıl bir insan burası türkiye sadece türkçe konuşulsun diye komedi bi laf edebilir, bu tipler doldurulmuş, saygısız toplum yetiştiren beyinlerdir.bu ülkede türkler de var ,kürtler de var, benim gibi zazalar da var. burası türkiye,eğitim dili tabi türkçe olacak ama başka dil konuşma demek saçmalık. burda yaşayan her kürt sol görüşlüdür diye birşey de yok biraz büyüyün arkadaşlar, demokratik bir ülkedeyiz ve ben kafama göre takılmakta hem lafta hem icraatte özgürüm. işime gelirse türkçe işime gelirse zazaca konuşurum, aksi yorum yapanı da elerim nokta
son zamanlarda artan düşmanlıklarla çok ilgi çeken ve faşist söylemlere neden olan durum. zorunluluk kelimesi iyi irdelenmelidir. devlet zoruyla ve eliyle mi yoksa yaşadığımız toplum mu mecbur bırakıyor sorgulamak lazım. geçmişte birçok kürt arkadaşımla gece halı saha maçına gider oynardık. aralarında kürtçe bağırıp çağırdıklarında lan acaba bize mi küfrediyor diye bozulduğumuz olurdu. sanırım fark edip kendileri arasında ayıp ediyoruz diye konuştular ve bu olay gittikçe azaldı. yani çoğunluğun içinde diğerlerinin bilmediği ve bildiğiniz ortak bir dil varken konuşmamak ahlaki bir zorunluluk.

buna mahalle baskısı mı dersiniz, toplum baskısı mı bilmem ama insanlar birbiri ile anlaşmak için ortak bir dile ihtiyaç duyarlar. çoğu medeniyet bu işleri osmanlı nasıl yapmış deyip ona göre davranıyor. osmanlı egemenliği altına aldığı yörelerde o yöreye uygun kanunlarla yönetmeye devam etmiş, dillerini dinlerini serbest bırakmış. kimseyi zorla benim dilimde dinimde olacaksın diye zorlamamış.(ülke içinde iran'a destek veriyor diye alevilere bir din baskısı yaptığı söylenebilir ama bu büyük çoğunluğa sahip bir nüfusa karşı yapılan politik zulümün bu konuyla ilgisi yok)

bugün amerika'da osmanlı ve türkiyem gibi üniter bir devlet. amerika, osmanlılar gibi davranıp eyalet sisteminde ve aralarında fazla fakr olmamasına rağmen eyealetler arasında farklı kanunlara izin veriyor. bir çok değişik dil ve dinde insan bir arada yaşayabiliyor. sonuçta bir çok dil yerine çoğunluğun konuştuğu ortak dil benimsenmiş. resmi işlerde ingilizce olmasına rağmen herkes kendi dilini özgürce konuşuyor. dünyada ülkeler arasında pek fark kalmaması, seyahatlein kolaylığı ve küreselleşme sonucu insanlar değişik ülkelerde karmaşık bir yapıda yaşamaya başladılar ve çoğu ülke bizim gibi üniter yapıya dönüşmeye başladı. ingilizler buna yönelik olarak kendi kanununa ilave olarak izin verdiği topluluklar için özel mahkemeler kuruyor ve şeriat kanunlarının bir kısmının uygulanmasını kabulleniyor. avrupa'da bir çok ülke göçmenlerin anadili ile konuşması için okullar açıyor. yanında kendi dilini de öğretiyor. artık asimilasyon yerine saygı duyup ortak bir çözüm arayışına giriliyor.

şu yukarda yazdıklarımdan bıktım. hep bir şeyleri tanımlıyoruz. sorunu tarif etmekle, sorun olduğunu insanlara ispat etmekle ömrümüz geçiyor. sorunların çözümlerini ne zaman konuşacağız bilemiyorum. bazen yeter artık sorun olduğunu herkes farketsin de binlerce sayfa aynı konuları tanımlamakla uğraşmayıp, çare arayalım diyesim geliyor.

fakat hala sorunlara çözüm ihtiyacı olduğunu tanımlamaktan ileri geçemedik... ne yapalım? hala "benim için sorun yok. zorunlu kalmak istemiyorlarsa siktirsin gitsinler" diyen bir anlayışı daha "sorun var" diye ikna edemezken sorunu nasıl tanımlayacaksın, tanımladığın soruna ne zaman çözüm üretmeyi konuşacaksın... bizim yapabildiğimiz ancak tespitler yapabilmek. olanları yazabilmek. geleceğe dair isteklerimizi yazdığım gün, bu ülkede gelmeyecek mi?
nedir bunda yanlış olan denilesidir.

bir de üniversitelerde kürtçe eğitim verilsin diyenler var ki onları da anlamak güç. Oxford'a gidip türkçe eğitim ver ben türküm denir mi?
Burası türkiye arkadaş. Alışacaksın. Beğenmiyorsan defolup gideceksin. defol git tüm ülkelere yalvar bakalım çıkacak mı sana kürtçe eğitim veren.

Ulan ana dilini bile bilmezsen ülkesine vize vermeyen yüzlerce ülke var sen neyi şikayet ediyorsun ?
türkiyede yaşıyorsa türkçe konuşmak zorunda olmasıdır.
Hebele gübele nereye kadar.
(bkz: Kuş diliyle anlaşan insan)
ozaman şöyle diyeyim,

(bkz: bir kürt ün türkiye de yaşaması)
(bkz: bi siktir git çay koy)
evet zorunluluktur. türkiye topraklarında olan herkes aynı dili bilmek zorundadır. aynı dilde farklı kültürleri paylaşmak zorundadır.
*saint joseph fransız lisesi, sainte pulcherie fransız lisesi, saint michel fransız lisesi... sadece fransızca okutulan, meb müfredatı dışı okullar. peki ya aynısını bir kürt isteyince ne oldu?

azıcık beyninizi kullanın, kendinizi salak göstermekten başka hiçbir şey başaramıyorsunuz.
bir yurt dışına çıkıldığı zaman herkes mecburen ingilizce konuşuyor. çünkü orası onların ülkesi ve başka bir dili öğrenmek zorunda değiller, eğer sen onlarla iletişim kurmak istiyorsan ingilizce konuşmak mecburiyetindesin. ha kendi aranda türkçe konuşabilir misin? elbette konuşursun. bunun için kimse kendi arasında kendi dilini konuşamaz dememiştir. umarım bu yazıdan çağrışım yaptıracak kadar zekisinizdir ve türkçe biliyorsunuzdur.