bugün

öncelerden ingiltere nin, şimdilerde de amerika birleşik devletleri nin başı çektiği küçük ve gelişmemiş ülkeleri pazar ve ham madde olarak yorumlama sanatı; hırsızlık.
eskiden birçok taraftarı olan görüştür. batı medeniyeti, kendi kıstaslarına göre gelişmemiş ülkelerin kaynaklarını kullanmayı bilmedikleri yaklaşımından hareketle, emperyalizmin en azından dünyadaki kaynakların etkin kullanımı sağladığını öne sürerek bu milletleri sömürmenin white man's burden* olduğunu savunacak kadar adileşmiştir. aslında bugün de küreselleşme adı altında yapılan şey katmanları kazındığında aynı şeydir, hatta daha kötüsüdür, çünkü görünmezdir.
tekellerin ve mali sermayenin egemenligini kurdugu; sermaye ihracinin birinci planda önem kazandigi; dünyanin uluslararasi tekeller arasinda paylasilmasinin baslamis oldugu ve dünyadaki bütün topraklarin en büyük kapitalist ülkeler arasinda bölüsülmesinin tamamlanmis bulundugu bir gelisme asamasina ulasmis kapitalizmdir.
kapitalizmin en yüksek aşamasıdır. mali sermayenin dünya çapında egemenliğine dayanır.
(bkz: yeni emperyalizm)
en güzel ve basit bir şekilde şahları da vurular oyununda anlatılan olgu.

ömer hayyam: öh
fraksiyon nusret: fn
revizyonist rufai:rr
(oyunun türkçesi iran diline yakın olsun diye deforme edilmiş. espiri olsun diye)

öh: men sizi şimdi anlamışem nahanda bu da duvarlara gayrı kabili anlaşılı yazılar yazanlardan. mir laf var idi, men okuyabilemezem, makat görünce şıppadanak tanırem. yek başına bir evin yek cephesini işgal eden bir laf, en uzunu, üstü çok noktalı... miliyor idim...

rr: emperyalizm!

öh: mak mak mak yazıyı yazan milir. neyizm neyizm

fn: emperyalizm! ecnebi tahakkümü. ingilizin mizim petrolü mize satması gibi mir şey.

öh: saçma sama konuşma. ingiliz mizim metrolü, mize nasıl satar imiş?

rr: ömer sen gazı nerden alırsen?

öh: makkaldan.

rr: makkal nerden alır?

öh: mistasyondan.

rr: mistasyonun adı ne?

öh: mobil.

rr. mobil ne demek?

öh: mobil demek... gazın, benzinin cem'an külliyesi demek...

rr: mobil farisi bir laf mıdır? niye menim adım rufai? anın adı nusret, senin adın ömer? menim ismim john mu? anın ki jim mi? senin ismin tom mu ki, mistasyonun ismi mobil olsun? *
günümüz sistemine verilen ad. bu sisteme göre kapitalizmin serbest piyasa aşamasındaki burjuvazi sermaye birikimini arttırarak uluslararası sermayeyi doğurmuştur. uluslarası sermaye, kapitalist ülkelerdeki sermaye fazlasını az gelişmiş ülkelere ihraç ederler. bu sayede az gelişmiş ülkelerin pazarlarını ele geçirerek, kendilerini geliştirmeye devam ederler. bu dönemde, burjuvazi sistemin en gerici unsuru olup, üretici güçlerin gelişmesini engellemek amacıyla her türlü şiddete başvurabilmektedir.

kapitalizmin ilk aşamasında ortaya çıkan emek-sermaye arasındaki çelişki artarak kapitalizme özgü yeni bir çelişki yaratır; o da ulusrarası burjuvazi arasındaki çıkar çatışmaları. yeni pazarları ele geçirmeye çalışan uluslarası burjuvazi tüm dünyada mali bir oligarşi kurarak güçlü devletlerin zayıf devletleri sömürmesini sağlamıştır. yani ezilen ulusların emekçileri iki kat daha ezilen anlamına gelmektedir! kendi aralarındaki çıkar çatışmaları günümüzde de sürmekte olup tüm dünyayı savaşa ve kana bulamaktadır emperyalizm yoluyla sermaye.
(bkz: anlatılmaz yaşanır)
(bkz: kuresel emperyalizm)
(bkz: Amerikan emperyalizmi)
günümüzün aids hastalığından daha büyük bir hastalık olan durum.
kafayı fena halde kuzey koreye ve onun sevgili lideri kim jong il'e takmış ideoloji.
baharatla başlayıp petrolle devam eden 600 yıllık "kanlı bir hikaye"...
(bkz: emperyalist)
komünistlerin her cümlede kullandığı kelime.
''emperyalizmin köpeği olmuşsun olm sen.'' gibi.
latince, emretme, hükmetme anlamlarına gelen imperium sözcüğünden batı dillerine geçiş yapmıştır. istilacı ve sömürgeci anlayışı benimsemiş her türlü doktrinin çıkış noktasıdır. emperyalist bir devlet, başka ulusların topraklarını ele geçirerek yayılmayı, onları siyasal ve ekonomik egemenliği altına almayı amaçlar.

yazar notu: deniz gezmiş ve arkadaşlarının uğruna savaş verdikleri bu anlayış, onların sonu olmuştur hemen herkesin bildiği gibi. fakat suç teşkil edeceği gerekçesiyle bahsi geçen kişilerin son sözlerinden bu kelime * çıkarılmıştır, tutanaklara ... şeklinde geçirilmiştir.
hobson'un ilk defa 1902'de yayınlanan en önemli eseri.
süregiden çağlar boyunca anlamını değiştirmiş, yepyeni kılıklara bürünmüş, kavram ve metodlarını yenilemiş günümüzün sömürü sistemi.

şimdilerde yayılmacı politikasına kültürleri deforme ederek, onlara entegre olarak ve yer yer onları kullanarak devam etmektedir.

örnekleme; hamburger kimsenin yaşamak için ihtiyaç duyduğu bir besin değildir. ancak çeşitli entegrasyonlarla (ateş üstü köfte, mangaldan çağrışım vb.) türk kültürüne kendisini enjekte etmiş, ve kendisine bir kitle oluşturmuştur. bu sayede türk insanı diğer emperyalizmin kucağına düşmüşlerle en azından ortak bir mutfak elementine sahip olmuştur.

genel maksat; ortak paydaları çoğaltarak tüketim anlamında bir global düşünce tarzı yaratmak ve kültürleri arz/talep ilişkisine indirgemektir.

bu sebeple emperyalizm, özellikle kapitalist emperyalizm; günümüzde globalizm ve enternasyonelizm gibi esasında düşman olması gereken marksist bakış açısını körüklemekte ve bundan güç almak suretiyle kafa karıştırarak ulusal kavramları yoketmeye çalışmaktadır. (bkz: bir kapitalist emperyalizm ikonu olarak che)

sınırların yokolması, kültürlerin birbirine geçmesinin sonucu ise kapitalizmin tepesinde ki global sermaye sahiplerinin daha çok satış yapmasına, saniyede daha çok bilmemkaç milyar dolar kazanmasına olanak sağlayacaktır.

komünist emperyalizminin ise boş durduğunu düşünmek abesle iştigaldir.
Bir devletin, başka devletler aleyhine sınırlarını genişletme hırsına verilen ad .ilk ve Orta çağlarda devletler bu yola giderek, çeşitli devletleri egemenlikleri altına alma yoluna gitmişler ve böylece siyasal bakımdan büyük imparatorluklar kurmuşlardır. Son yüzyılda, bu yolda amaçları olan devletler de çıkmış (Almanya gibi) fakat, yapılan Birinci ve ikinci Dünya Savaşlarında yenilgiye uğrayarak bu amaçlarında başarıya ulaşamamışlardır.

Bugünkü medeni dünyada, kurulmuş olan Birleşmiş Milletler Teşkilâtı ile bir devletin, başka bir devletin aleyhine az da olsa menfa etlenmesi önlenme yoluna girmiştir.
emperyalizm kavramını ilk kullanan yazarlardan biri olan ve hatta lenin'in emperyalizm teorisini geliştirmesinde ilham kaynağı olan liberal düşünürlerden ingiliz iktisatçı hobson'a göre emperyalizm kapitalizm içindeki yanlış uygulamalardan kaynaklanmaktadır. zira küçük bir varlıklı kesim aşırı tasarrufta bulunurken büyük bir yoksul kesim üretilen ürünleri satın alacak güce sahip olmadığı için kapitalist toplumlar aşırı üretim ve yetersiz tüketim ikilemini yaşamak zorunda kalıyor. oysa eğer kapitalist devletler ortaya çıkan ir takım zenginlik fazlasını bir takım refah artırıcı önlemlerle yeniden bölüştürecek bir sistem geliştirirseler bu yapısal sorunu da aşmı olacaklar. fakat kapitalist devletler bunu yapmak yerine ortaya çıkan sermaye fazlasını ülke dışında kar elde etmek amacıyla yeniden yatırıma dönüştürmeyi tercih ettiklerinden emperyalizm denen olay yaşanmaktadır. diğer bir deyişle ülke içinde kullanılmayan sermaye ve tüketilmeyen mal için yeni yatırım ve pazar olanaklarının araştırılması emperyalizme yol açmaktadır.
kapitalizmin kankası.
"emperyalizmden söz etmek istemeyen birinin faşizm konusunda ağzını açmaması gerekir."

nikos poulantzas, faşizm ve diktatörlük, sayfa 27.
Kurtlar vadisidizisindekı muronun kullandığı laflardan biridir...
amerikanın yıllardır uyguladığı politika.
" 1)tekelci kapitalizm
2)çürüyen ya da asalak kapitalizm
3) can çekişen kapitalizm, sosyalist devrimin arifesidir." v. i. lenin