bugün

bazı maksadı belli vatan haini provokatörlerin ve bu provokatörler ile birlikte hareket eden kendini bilmezlerin son günlerde maksadını aşan iftiralarına verilen belgelere dayalı cevaplardır...

atatürk ve kurtuluş savaşımıza, milli mücadelemize atılan iftiralar neydi?

1)ingilizler neden tek kurşun atmadan istanbul'u terk etti?
2)mustafa kemal ingilizlerle işbirliği yaptı, milli mücadelede ingilizler ile işbirliği içindeydi, ingiliz valisi olmak istedi.
3)kurtuluş savaşında ingilizlerle neden hiç savaşılmadı?
4)atatürk ingilizlerin isteği ile halifeliği kaldırdı.

atatürk'e ve kurtuluş savaşımıza atılan iftiralar bunlar, şimdi belgeleri ile birlikte gerçekleri bilal'e anlatır gibi anlatmaya çalışacağım ve tüm bu iftiralara açık kapı bırakmayacak şekilde cevap vereceğim...

her şeyden önce bu konuda konuşabilmek için o dönemin tarihi olaylar örgüsüne hakim olmak gerekir.
öncelikle dönemin bazı tarihi olaylarını/gelişmelerini tarihleri ile birlikte vermek istiyorum.

mondros mütarekesi: 30 ekim 1918
1. dünya savaşının sona ermesi: 11 kasım 1918.
istanbul'un işgali: 13 kasım 1918
mustafa kemal'in samsun'a hareket etmesi ve samsun'a çıkışı: (16-19 mayıs 1919)
amasya tamimi: 22 haziran 1919.
erzurum kongresi: 23 temmuz 1919
sivas kongresi: 4 eylül 1919.
istanbul'un topyekün işgali ve idarenin işgalcilerin eline geçmesi: 16 mart 1920.
tbmm'nin açılması: 23 nisan 1920.
sakarya zaferi: 13 eylül 1921
ankara antlaşması: 20 ekim 1921
büyük taarruz: 26 ağustos 1922
dumlupınar zaferi: 30 ağustos 1922
izmir'in kurtuluşu: 9 eylül 1922
türk ordusu'nun çanakkale boğazına girişi: 12 eylül 1922.
mudanya mütarekesi: 11 ekim 1922
türk ordusu'nun istanbul'a girişi: 19 ekim 1922
saltanatın kaldırılması: 1 kasım 1922
istanbul'un düşman işgalinden resmen kurtuluşu: 6 ekim 1923.

evet, şimdi iftiralara cevaplara geçelim...

1)ingilizler neden tek kurşun atmadan istanbul'u terk etti?

istanbul'un işgali, bizim için 1. dünya savaşının resmen bitişi olan mondros mütarekesinin hemen ardından 13 kasım 1918'de başlamış, 16 mart 1920'de ise resmi bir işgale dönüşmüştür.

takip eden aylarda ve senelerde şanlı türk kurtuluş savaşı sona ermiş, anadolu işgalden temizlenerek 9 eylül'de düşman izmir'den denize dökülmüştü.

lakin bütün bu zaferlere rağmen işgal hala sona ermemişti.
istanbul ve çanakkale işgal altındaydı.
trakya işgal altındaydı.

işte, izmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun hemen ardından, başkomutan mustafa kemal, ordunun çanakkale üzerine yürümesini emreder.
emir gayet açıktır, müttefik kuvvetlerin herhangi bir direnişi ile karşılaşılacak olunursa, türk yurdunun gerçek bir vatan olabilmesi için gerekirse yeniden savaş dahi göze alınacaktır.

aynı emir, izmir limanında demirli olan ingiliz savaş gemileri için de verilmiş ve izmir körfezindeki düşman unsurları aldıkları ultimatom sonrası türk karasularını terketmek zorunda kalmışlardı.
görsel

(not: izmir limanındaki ingiliz gemileri için verilen bu ultimatomun tercümesini ileride mustafa kemal ile evlenecek olan latife hanım yapmıştır)

çanakkale boğazına yürüme emri alan türk ordusu 2 gün içinde çanakkale boğazına varmışlardı.
ingiliz hükümeti işgal kuvvetleri komutanı general harrington'a, "türk ordusu'nun çanakkale'ye girmesi halinde karşı konulmasını ve bölgenin ne pahasına olursa olsun savunulması" talimatını göndermişti.

fakat çanakkale'de bulunan fransız ve italyan işgal kuvvetleri türk süvarilerinin bölgeye ulaşması ile birlikte geri çekildiler.
(fransızlar ile 1921'de yapılan ankara antlaşması bunun en önemli sebebidir)

böylece general harrington türk ordusuna karşı yalnız kaldı ve çıkacak yeni bir savaşın sadece ingilizlerin inisiyatifinde çıktığı algısı yaratmamak için bu sorumluluğu üstlenmedi ve londra'dan gelen emre rağmen direniş göstermedi.

böylece türk süvarileri çanakkale müstahkem mevki komutanlığı karargahına türk bayrağını çekmişlerdi.
lakin çanakkale boğazı hala düşman zırhlılarının kontrolündeydi, bunun üzerine türkiye, ingilizlere bir nota ve ultimatom daha verdi.

savaştan yeni çıkmış yorgun türkiye, yeni bir savaşa hazırlanıyordu.
britanya imparatorluğu da keza türkiye'nin bu restini görmüş, savaş hazırlıklarına başlamıştı.
lakin konunun parlamentoda görüşülmesi esnasında lloyd george hükümeti karşısında son derece sert ve kararlı, bir o kadar da savaştan bıkmış bir muhalefet buldu.

muhaliflere en büyük desteği verenler ise kanada ve hindistan gibi büyük dominyonlardı.

savaş kararı alabilmek için kanada ve hindistan'ın da oluru gerekliydi.
söz isteyen kanada temsilcisi "konu hususunda kararın kanada parlamentosunda alınacağını belirterek, savaş kararı alınacaksa bu kanada'yı bağlamaz, kanada parlamentosu savaş kararını kendi alır, londra'da değil" diyerekten kanada'nın ingiltere'ye karşı ilk siyasi ayrılığını başlatmış oldu.

kanada'nın gösterdiği bu tepkiye avustralya, yeni zelanda ve hindistan'da destek verince britanya parlamentosunda bir kriz başgösterdi.
işte bu kriz sonrası ise lloyd george ve partisi liberal parti istifa etmek zorunda kaldı.

dünya tarihinde "çanakkale krizi"(chanak affair) olarak bilinen bu kriz, ingiltere'de hükümeti devirmiş, lloyd george'un siyasi hayatını bitirmiştir.
lloyd george'un yerine gelen geçici hükümet ise ankara'nın tüm isteklerini kabul etmek zorunda kalmış ve tek kurşun dahi atılmadan hem çanakkale, hem de istanbul geri alınmıştır.
https://en.wikipedia.org/wiki/Chanak_Crisis
https://www.tandfonline.c...308851?journalCode=fdps20

yani, ingiltere kendine bağlı kanada, avustralya, yeni zelanda ve hindistan gibi ülkelerden yeni bir savaşa girişecek desteği bulamadığı için ankara'nın tüm taleplerini kabul etmiş, çanakkale krizi sonrası toplanan mudanya mütarekesi'nin imzalanmasının hemen ardından çanakkale boğazı ve trakya türkiye'ye teslim edilmiş, ilk türk kuvvetleri de işgale son vermek amaçlı 19 ekim 1922'de refet paşa (bele) komutasında istanbul'a girmiştir.

lakin yine mudanya mütarekesi gereği, "barış antlaşması imzalanmadan işgal kuvvetleri istanbul'u terk etmeyecek" maddesine göre, son ingiliz birlikleri lozan antlaşması'nı takiben 4 ekim 1923'te dolmabahçe'de türk bayrağını selamlayarak şehirden ayrılmış, 6 ekim 1923'te ise şükrü naili paşa (gökberk) komutasındaki 3. kolordumuz istanbul'a girerek istanbul'un işgalini resmen sona erdirmiştir.
görsel

mudanya mütarekesi'nin ilgili maddesi;
görsel

mudanya mütareke sözleşmesi tam metni;
https://www.ttk.gov.tr/wp...016/11/4-1922_Mudanya.pdf

son olarak istanbul'un tek kurşun atılmadan alınması mevzusunda eklemek istediğim bir anekdot daha var.

1922 yılı temmuz ayında akşehir'deki ordu karargahında büyük taarruz hazırlıklarının son aşamasında, kut'ül ammare'de esir alınan ingiliz generali charles townshend britanya ordusunun elçisi sıfatıyla mustafa kemal paşa ile görüşmeye gelmişti.
niyeti pazarlık etmekti, lakin bizim şartlarımız belliydi. işgalin sona erdirilmesi ve tam bağımsızlık...
işte o görüşmede mustafa kemal paşa, general townshend'e bir hediye ile birlikte bir mesaj iletti...o mesaj ingilizler tarafından çok net alındı.
okuyunuz;
(bkz: atatürk ün ingiliz generaline verdiği ayar/#40397036)

-------------------------------------------------
geçelim 2. iftiraya...

2)mustafa kemal ingilizlerle işbirliği yaptı, milli mücadelede ingilizler ile işbirliği içindeydi, ingiliz valisi olmak istedi.

ingilizler istanbul'da kendilerine bağlı bir hilafet ve kendilerine bağlı bir hükümet ile hem islam dünyasını hem de osmanlı devleti'nin kalan topraklarını yönetmeye çalışırken, öte yandan mustafa kemal önderliğindeki milli mücadele de 23 nisan 1920'de büyük millet meclisi'ni açarak ingilizlerin bütün planlarını suya düşürüyordu.

esasen ingilizler mustafa kemal'in samsun'a çıkmasının ardından gerçek niyetini anlamışlar ve mustafa kemal ve onunla birlikte hareket edenleri sürekli suikastler ile ortadan kaldırmak, yahut tutuklatıp istanbul'a geri getirmek için uğraşmışlardır.

ingilizlerin bu konudaki ilk girişimleri erzurum kongresi'nin öncesinde olmuştur.
https://i.ibb.co/6np56Y1/belge1.jpg
https://i.ibb.co/D9Dfk4d/belge2.jpg

ve yine mustafa kemal'e suikast planları yaparlar.
https://i.ibb.co/R9ZG32Q/belge3.jpg
https://i.ibb.co/G9wwtrY/belge4.jpg

e hani kadir mısıroğlu, mustafa armağan, fatih tezcan'a göre atatürk ingiliz valisi olmak istiyordu(!), ingiliz işbirlikçisiydi(!) ya hani?
ingilizler neden kendi adamlarını(!) tutuklatmak, hatta suikast ile öldürtmek istesin ki???

ingilizlerin mustafa kemal'e suikast için gönderdikleri en bilinen kişi de mustafa sagir'dir.
bu mustafa sagir de, yukarıda suikast belgesinde gördüğünüz ingiliz muhipleri cemiyeti başkanı sait molla iti tarafından yönlendirilmiştir.
fakat ingilizlerin mustafa kemal'e suikast için gönderdiği mustafa sagir yakalanmış, itiraflarda bulunmuş lakin istiklal mahkemeleri tarafından mayıs 1921'de idam edilmiştir.

mustafa sagir'den başka hint müslümanı bir başka ingiliz ajanı da bupsy paury'dir, fakat paury açığa çıkınca kaçmayı başarmış, mustafa sagir gibi olmamıştır.

mustafa sagir olayının patlamasından sonra da ingilizler bu emellerinden vazgeçmemiş, mustafa kemal ve yanındaki komutanlarımızı ortadan kaldırmak için başka tetikçiler, suikastçılar göndermeye devam etmişlerdir.
https://i.ibb.co/xfHfnQt/belge5.jpg
https://i.ibb.co/zZm64C8/belge6.jpg
https://i.ibb.co/Jx3YvN8/belge7.jpg
https://i.ibb.co/P45fJk7/belge8.jpg
https://i.ibb.co/rtphvtW/belge9.jpg

ingilizlerin anadolu'daki milli mücadeleyi bitirmek için istanbul'da kurdukları bir istihbarat örgütü bile vardı.
black jumbo adı verilen bu örgüt, ingiliz istihbaratı mi6'nın istanbul merkezli, türk kurtuluş savaşına ve milli kuvvetlerin istihbari faaliyetlerine karşı olarak kurmuş olduğu casus ve kontrespiyonaj ağına verilen addı.
(bkz: ingilizlerin istanbul daki örgütü black jumbo/#40620495)

black jumbo casusları genelde müslüman osmanlı vatandaşlarından oluşurdu.
tabi bunların dışında rum, ermeni, yahudi üyeleri de vardı.

black jumbo'yu binbaşı john bennet yönetiyordu.
john bennet kusursuz türkçe konuşuyordu. bir müslümandan ayırt edilemezdi, sırf bunun için sünnet bile olmuştu.

john bennett'i fatih tezcan, mustafa armağan, kadir mısır püskülü gibiler iyi tanırlar.
hani atatürk'ün samsun'a gidişinde vize veren ingiliz subayı. bu vize verme işleminden dolayı da atatürk'ü ingiliz işbirlikçisi yapar bu mallar. halbuki istanbul'dan ayrılacak herkese ayrılma iznini veren kişi john bennett'ti...

neyse, black jumbo'ya dönelim biz...

john bennet'in emrindeki türk ve müslüman casuslardan en önemlileri şunlardı;
-herekeli terzi mehmet.
-diş hekimi ahmet ihsan.
-mahmut hamdi.

john bennet'in üstünde ise albay nelson bulunmaktaydı.
bennet'e bağlı ajanlar ve black jumbo üyesi diğer casuslar işte bu albay nelson'a bağlıydı.
albay nelson'un bilinen adı ise ramiz bey'di.

işbölümüne gelince, istanbul'daki işleri john bennet, anadolu'daki faaliyetleri ise albay nelson idare ediyordu.

---------------------------
ara not: black jumbo mensubu olan ingiliz ajanlardan biri wilfred dunderdale'ydi.
kim bu wilfred dunderdale?
wilfred dunderdale, ingiliz yazar ian fleming'in yarattığı james bond karakterinin esin kaynağı olan casus...
yani meşhur james bond bile kurtuluş savaşımızda bizimle uğraşmış, ama başedememiş işte...
(bkz: james bond un kurtuluş savaşında ajanlık yapması/#40612452)
--------------------------------

black jumbo tüm bu suikast planlarında başarısız olunca, john bennett işi kendisi yapmak istemiş, anadolu'ya geçerek atatürk'ü kendisi öldürmek istemiş, lakin karakol örgütü ve mim mim grubu'nun istihbaratları sonucunda bu girişim de başlamadan bitmişti.
https://i.ibb.co/swPct4s/bennett.jpg

ingilizlerin tüm bu girişimlerine karşı mustafa kemal paşa ne yapıyordu peki?
bunu da geçtiğimiz günlerde paylaştım. mustafa kemal paşa ingilizleri en çok korktukları şey ile tehdit ediyordu...sömürgeleriyle
(bkz: 1 mayıs 1920 ingiliz the mail gazetesi manşeti/#43226600)
görsel

iftiracı tayfanın bir başka iddiası daha var.
belgelerlegerçektarih.com diye bir site var.
fatih tezcan, kadir mısıroğlu, mustafa armağan üçlüsünün ürettiği sahte belgeleri sosyal medyada pazarlama ve aktrollere ulaştırma amacıyla faaliyet gösteriyor. bu sitenin paylaştığı bir sözde belge şu;
https://i.ibb.co/xgY1hqZ/blg.jpg

bunların iddiasına göre ingilizler 1921 yılında bize cephane yardımı yapmışlar...bu iddialarını da hikmet bayur'un yazdığı bir kitaba dayandırıyorlar.

ne var ki bu iddia da çamur at izi kalsın tipi klasik fetö iftirasından başka bir şey değil.

bahsedilen kitaptan bir paragrafı cımbızlamışlar ve buradan "atatürk'ü ingiliz işbirlikçisi" yapmışlar ve "ingilizlerin atatürk'e silah ve mühimmat verdiği" iftirasını atıyorlar.
lakin aynı kitabın sonraki sayfalarında ingilizlerin görüşme teklifinin mustafa kemal tarafından reddedildiği ve iyi niyet göstergesi olarak gelen cephanelerin kabul edilmediği konusuna hiç değinmezler.
bunun da belgeleri şurada;
https://i.ibb.co/k1nk9nx/...format-jpg-name-small.jpg
https://i.ibb.co/nsv7jvK/...format-jpg-name-small.jpg
https://i.ibb.co/QHK0NP2/...format-jpg-name-small.jpg
https://i.ibb.co/YR6tkjq/...format-jpg-name-small.jpg

görüldüğü üzre belge diye koydukları aynı kitaptan bu sayfalar. yani bir cümleyi cımbızlayıp algı yapmışlar olay örgüsünün devamını okumadan...
-----------------------------------------

geçelim 3. iftiraya...

3)kurtuluş savaşında ingilizlerle neden hiç savaşılmadı?
deli saçması bir iftira daha.
yukarıda gördük.
diplomasi, ajanlar, istihbarat, kontrepiyonaj vb...
"hani nerde kurşun? nerde ingilizlerle savaştığımızın belgesi" diye soranlar için, onun da belgeleri var.
bakınız aşağıdaki belge ingiliz belgelerinden. haziran 1920'de izmit ve çevresinde meydana gelen çatışmalar.
https://i.ibb.co/3NLwCM7/belge11.jpg

izmit çatışmalarına dair bir başka ingiliz belgesi;
https://i.ibb.co/6wCMvqj/...format-jpg-name-small.jpg

ingilizlerle olan diğer çatışmalar şöyledir;

i)5 eylül 1919'da, birer ingiliz-fransız taburu dörtyol'un gürlevik mevkiinde, işgalcilere karşı çıkan kara hasan'ın kuvvetini kuşatır. çatışma sonunda, oldukça zayiat veren ingiliz ve fransızlar, dörtyol'a çekilirler.

ii)27 eylül 1919'da, merzifon'daki ingiliz birliği samsun'a, kendisini izleyen bir kuva-yı milliye birliği ile çarpışa çarpışa çekilir.

ii)21 haziran 1920'de, 150 kişilik bir türk birliği çamlıca'daki ingiliz mevkilerine saldırır, top ve makineli tüfek ateşiyle püskürtülür.

iv)25 haziran 1920'de, yunan ilerlemesini kolaylaştırmak için mudanya'ya çıkan ingiliz kuvvetini, türk birliği ateşle karşılar, bazı kayıplar verdirir ve geri çekilir, akşam ingilizlerin çekilmesi üzerine mevzilerine geri döner.

mudanya'da şehit olan şükrü çavuş ve arkadaşları adına dikilen anıt bugün mudanya'daki iskele meydanındadır.
görsel

şu da şükrü çavuş'un ingilizlerle çatıştığına dair resmi belge;
https://i.ibb.co/9V0pt8K/belge12.jpg

v)ingilizlerle kurtuluş savaşı sırasında yaptığımız muharebelerden biri de güney cephesindeki revandiz harekatıdır.
revandiz harekatı da kurtuluş savaşımızda nedense fazla bahsi geçmeyen muharebeler dizisidir ve ingilizlere karşı verilmiştir.
(bkz: kurtuluş savaşının bilinmeyen cephesi revandiz/#42137933)

yani ingilizlerle çarpışmış mıyız? evet. kurşun atmış mıyız? evet.

istiyorlarsa yeniden gelebilirler.
biz her zaman buradayız...
-------------------------------------------

ve 4. iftira...

4)atatürk ingilizlerin isteği ile halifeliği kaldırdı.

iftiracı vatan hainlerinin en önemli iddialarından biri de "halifeliğin kaldırılmasını ingilizlerin istediği" konusunda.

oysa ki 1. dünya savaşı sonrası, istanbul ve anadolu'nun işgalinde halifelik makamı tamamen ingiliz çıkarları için kullanılmış, iyice rezil kepaze edilmiştir.
işgal yıllarındaki osmanlı padişahı ve aynı zamanda halife olan vahdettin, halifelik makamını kendi bekası ve ingiliz çıkarları için kullanmaktan asla tereddüt etmemiş, "ingiliz ve yunan orduları halifenin ordusudur" fetvası yayınlanmıştır.

atatürk'ün ve tbmm'nin esasen "halifeliği kaldırmak" diye bir düşüncesi yoktu.

lakin vahdettin'in ingiltere'ye sığınması ve ingilizlerin vahdettin'in halifelik makamından faydalanarak himayesi altındaki müslümanlara zulme devam etme planı idrak edilmişti.

evet, ingilizlerin planı buydu ve ingiltere, daha doğrusu britanya imparatorluğu o dönemde dünyada en çok müslüman nüfusa sahip devletti...

tabi türk kurtuluş savaşı ve türklerin kazandığı zafer en büyük takdir ve alkışları işte bu britanya sömürgesi olan müslüman milletlerden almıştı.
hepsi mustafa kemal'i kurtarıcı olarak görüyor, hepsi de türkler gibi zafer kazanmayı umut ediyorlardı. (özellikle hindistan müslümanları)

hindistan, britanya imparatorluğunun hayat damarıydı ve hindistan müslümanlarının atatürk'ü ve türk zaferini örnek alıp ingiliz hakimiyetine baş kaldırması ingilizlerin en büyük kabusuydu.

bu yüzden vahdettin'i "halife" sıfatıyla hindistan müslümanları'nın başına geçirmek istediler.

işte tam bu anda türkiye büyük millet meclisi osmanlı hanedanından abdülaziz han'ın oğlu abdülmecid efendi'yi 19 kasım 1922'de halife ilan etti.

bakınız, saltanat 1 kasım 1922'de kaldırıldı, vahdettin ise 17 kasım 1922'de türkiye'yi terk etti.

kurtuluş savaşı zaferimizin tescil edildiği 11 ekim 1922 mudanya mütarekesi ve akabinde 5 kasım 1922'de refet bele komutasındaki türk silahlı kuvvetleri'nin istanbul'a girişi ile ingilizler vahdettin'in halifelik makamını kullanmak, ukdelerine almak için planlara başladılar.

amaçları yukarıda da belirttiğim gibi vahdettin'i halife olarak hindistan'a yerleştirmek ve buradaki müslümanları kontrol altında tutmaktı.

saltanatın kaldırılması ve abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi arasında geçen 19 günlük süre boyunca ingilizler bu planı uygulama çabasına giriştiler. fakat abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi bu planı bozmuş oldu.

britanya imparatorluğunda mudanya mütarekesi sonrası bu planlar yapılıyordu işte. hatta bunun için hindistan bakanlığı, hindistan kral naipliğine mektup yazmış ve vahdettin'in hindistan'da halife olması için görüş almıştır.

hindistan kral naipliği'nin 10 kasım 1922'de ingiltere hindistan bakanlığına gönderdiği yanıt ise bunun mümkün olmadığını, hindistan müslümanlarının vahdettin'i istemediğini britanya hükümetine bildirmiştir.

söz konusu 10 kasım 1922 tarihli mektubun özeti şudur;

--- spoiler ---
"padişahın halifeliği dışında, kendisi hindistan’da pek az tanınmıştır ve türkiye’nin işgali sırasında, onun ingilizlerin aleti olduğundan kuşkulanılmaktadır. dolayısıyla, genel eğilime göre onun tahttan indirilmiş olması hindistan’da ilgisizlikle karşılanmıştır. mustafa kemal ise ülkesinin kurtarıcısı ve islam’ın şampiyonu olarak görülmektedir. ” (ida, fo 371/7913/e 12699: kral naibinden hindistan bakanlığı’na ivedi, özel ve gizli telgraf, 10.11.1922)
--- spoiler ---

ne demiş?
"mustafa kemal ülkesinin kurtarıcısı ve islam'ın şampiyonudur." demiş.

başka ne demiş?
"padişah ingilizlerin kuklasıdır onu ülkemizde istemiyoruz" demiş.

burada kullanılan "şampiyon" sıfatı, bir spor müsabakası şampiyonu değil, bir amaç uğruna bir ulusu, bir topluluğu temsil eden ve o topluluk için mücadele eden sembol isimdir...

işte bu şartlar altında önce abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi ingilizlerin planlarını alt üst etmiş ve halifelik makamı üzerinden müslümanlara zulüm edilmesinin önüne geçilmiştir.

bundan sonra abdülmecid efendi ve halifelik makamı, her şeyin üzerinde olan tbmm'nin kudreti altında olmuş ve daha sonra 16 ay sonra türkiye cumhuriyetindeki iki başlılığı kaldırmak ve cumhuriyet değerlerine daha sıkı bağlanmak için halifelik makamı kaldırılmıştır...

yani, halifeliğin kaldırılmasını isteyen ingilizler değildir, bilakis ingilizler halifelik makamını sömürgesi altındaki müslümanları ezmek için kendi uhdelerinde devam etmesini istemiş, lakin mustafa kemal atatürk bu kirli oyuna mani olmuştur...

halifelik makamı ingilizler için o kadar önemliydi ki, halifeliğin kaldırılmasından 13 yıl sonra 1937'de dahi halifelik ingilizlerin gündemindeydi.
belge.

ek olarak:
fransız belgelerinde halifeliğin kaldırılması.
---------------------------------------------------
sonuç olarak;

bütün bu yazdıklarımız, tarihi gerçekler ve belgelerin ışığında

1)istanbul'a tek kurşun atmadan geri alınması yalan mı? yalan.

2)mustafa kemal paşa'nın ingiliz valisi olmak istediği ve ingiliz işbirlikçisi olup ingilizlerden destek aldığı yalan mı? yalan.

3)ingilizlerle hiç çarpışmadığımız yalan mı? yalan.

4)ingilizlerle halifeliği kaldırmak şartıyla anlaşarak girdiğimiz yalan mı? yalan.

tüm bunları belgeleri ile sunmaya çalıştım. buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim...

#tarih
Zoruna gidenin bir taraflarına girsin ...
Gelinen çağda Atatürk ve Kurtuluş savaşını bile tartışmaya açan onun bunun evlatları ile aynı oksijeni almak bile insanı kahrediyor.

Sağ- sol çatışmasında bile 2 tarafta Atatürk’e tek laf etmemiş, söyletmemiştir!
Yobazları dut yemiş bülbüle çeviren cevaplardır.
Keşke bir de Koçgiri isyanı'nı yazsaydın aralarına. Gerçekten uzun soluklu ve hız kesmeyen bir anlatım. Tebrikler. Ama ataları Koçgiri isyanına katılıp, Kuvay-i Milliye ruhunu küçük görmüş mezhep faşistleri, Sünni Mezhep'ten olduğu için Çanakkale Savaşı'nda savaşan kahramanlarımız, onların eşlerine, kızlarına, çocuklarına tecavüz edip evlerini yağmaladı. Şimdiki torunları ise Atatürkçülük gibi yüce bir ideolojiyi yüzüne maske olarak sımsıkı takarak mezhep faşisti yüzlerini saklamaya çalışıyorlar, laiklik ilkesi diyerek "Yobaz, çomar, koyun" gibi hakaretlerde bulunuyorlar bazı kitlelere. Neyse ne...
atatürk şeriat sever bir dindar yobaz olsaydı, bugün atatürk hakkında atıp tutanlar veli falan ilan ederlerdi onu.
maalesef dinciler böyledir insanları yaptıklarıyla değilde bizden mi değil mi diye yargılarlar.
Komplo teorisi standartlarının bile çok ama çok altında, bırakalım gerçekleri, belgeleri, kasten göz ardı edilen hususları, kendi içinde bile tutarlılığı olmayan, akıl hastalarına özgü hezeyanlara verilen ciddi cevaplardır.

Tengir'in bunlara ciddi cevaplar vermesi, yobazların badelenmiş büzüklerinden sıçtığı şunca ishalli bokun zerre kadar da olsun bir hakikati olabileceği anlamına gelmez. Memlekette bırakalım bilgi sahibi olmayı, biraz düşünmekle fark edilebilecek gerçekleri görecek kadar bile sağduyu sahibi olmayan çok mal var. Maksat uyanmalarına vesile olsun... Yalan büyük tutulur, sürekli tekrarlanır, kimse cevap vermezse, bir süre sonra doğru sanılır.

Şurada hiç tengir'inki kadar yoğun bilgi içermeyen bir düşünme egzersizi var: (bkz: kurtuluş savaşı nın bir senaryo olması/#29216815)

Eblehler sabah akşam 20 kere okursa, terliksi hayvan mertebesindeki algılarında bir yıl içinde açılma olacağını sanıyorum.
Bakın birinin kuşçuk beyninde hafif bir hareketlenme oldu bile..

iyi yapıyorsun, kahve zihnini açar... Bir ambar dolusu tüketirsen bir umut... Ha gayret...
yahu ne cevabı; kanı beş para etmezleri muhatap alıp bir de cevap mı vereceğiz. adam yerine saymayın bunları lütfen. tengir'e emeklerinden dolayı teşekkür.
Oportünisti doğru yazmayı başarabilse biraz fikri olduğunu sanabileceğimiz yobazlara verilmiş cevaplardır.

Baktı ki yalanları yerle bir edildi, bu sefer başka saçmalıklara sarıldı. Yakında "madem öyle değil, mars'a neden el atmadı?" diye de soracak!

iyi.. işimiz gücümüz yok, burada dershane açalım. Len batı Trakya ne zaman elden çıktı haberin var mı? Musul ve kerkük konusunda ne çabalar sarf edildi ama niye olmadı tengir kırk kere belgeleriyle ortaya koydu, okusaydın. sakarya savaşı'ndan sonra büyük taarruz'a kadar neden bir yıl beklendi biliyor musun? büyük taarruz'da kullanılan silah, teçhizat, cephane nasıl temin edildi biliyor musun? daha savaşacak imkan var mıydı, bir çok kanaldan bir yılda güç bela ikmal edilen ve önemli bir kısmı harcanan mühimmat aptülhamit'in anadolu'nun ortasına diktiği devasa silah fabrikalarından mı temin edilecekti biliyor musun? sen ne biliyorsun? hiç bir şey! pis kini dini olmuş cahil bir yobazcıksın o kadar...

(bkz: şark kini kanserlerin en habis soyudur/#31380362)

Lan siz kimsiniz be? Hangi cüretle kendinizi soru sorma makamında görüyorsunuz ulan hainler? Lan atamız yunanla uğraşırken 28 büyük, sayısız küçük isyan çıkartan kimdi? Üstüne kuvva--i hainiyeyi, anzavur'u salan kimdi? Yunanı desteklemek için sayfa sayfa fetvalar yayınlayan kimdi? Sevr'i onaylayan kimdi? Savunduklarınız değil mi? Neden islam ordusu haçlıya karşı savaşırken haçlı uşaklığı yaptılar, sen ona cevap ver.

Sadece şimdi yazdıklarıma değil, şunlara da cevap ver verebilecek gücün varsa:

(bkz: yobazların hep haçlıların tarafında saf tutması/#31221802)

(bkz: islam kilidinin anahtarını ingiltere ye vermek/#31236162)

(bkz: selahaddin eyyubi hayvan oğlu hayvandır/#27688075)

(bkz: keşke yunan galip gelseydi/#34365092)

Bu işler öyle bir bok biliyormuş ayağına alayının cevabı belli olan yavşak sorular sorup, "çok manidar" teresliği yapmakla, sikik bir karikatür yüklemekle olmaz. Bu sorulara neden cevap veremiyorsun? Bu başlıkların altında neden yoksun?
ingilizler bizimle savaşmaktan korkmuyorlardı onları korkutan avrupa’da yükselen tehditti. zaten amerika ve wilson ilkeleri sömürgeci devletlerin içini bir hayli zora sokmuştu.

misak-ı milli içindeki kerkük’ü bırak, atatürk batum’dan feragat etmiştir sen bugün o pembe götünle otur da barış içinde yaşa diye. hatta hatay için çok savaşmış, gazetelerde farklı mahlaslar ile inönü’yü eleştirmiş ve 40 asırlık türk yurdu düşman elinde kalamaz demiştir ama kendisi vefat ettikten sonra o yurt türkiye’ye katılmıştır. sebeplerine gelecek olursak sayın pembe götlü arkadaşım atatürk son 12 yılını bordo klavyesini takıp online değil, sahada bir gözü kör olarak savaşmıştır.durmadan 12 yıl diyorum sen bunun ne demek olduğunu anlayamazsın. bu yüzden daha fazla savaş türk milletinin zararına olurdu ve doğuda patlak veren şeyh sait isyanı sayesinde ingilizler musul kerkük gibi yerleri kurtarmıştır. bugün şeyh sait olmasa oralar bizimdi ama oldu ve bunun artık çaresi yok.

boğazların tam hakimiyeti neden mi alınmadı? son 100 yılda senin donanmanı 3 defa yaktılar pardon da pembe götlü kayıklarla mı istanbul boğazını ruslar, ingilizler amerikalılar fransızlar gibi büyük devletlerden koruyacaktın? fırkateynlere hamsi mi fırlatacaktın?

mustafa kemal atatürk ne makyavelisttir ne de fırsatçıdır ne gerekiyorsa onu yapan zeki bir adamdır. kardeşim, atatürk yokken türk milleti diye bir şey yoktu siz kuldunuz kul, kul. padişah ne derse onu yapan köpeklerdiniz. bugün seni temsilen biri duruyor orada köpek senin fikrini bile önemsiyor demokrasi işte.

bunun dışında aziz önderimiz hiçbir zaman ingiliz valisi olmamıştır böyle bir niyeti de yoktur. hatta ismet inönüden halide edip adıvar’a kadar manda ve himayeyi destekleyen herkese rest çekmiş, ya istiklal ya ölüm demiştir.

misak-ı milli diyorsun utanmıyorsun değil mi bunu ağzına almaya. misak-ı milli kararları tartışılırken geçici mecliste boğazda tartışılan yeri yarım ay şeklinde çevreleyen onlarca savaş gemisi vardı ve karar çıkınca 52 milletvekilini ters kelepçeleyip diz çöktürüp malta’ya götürdüler, sürgün ettiler. ya sizde hiç mi vefa yok bunu anlamıyorum ya. her zaman diyorum, hep söyleyeceğim. atatürk bu millet için fazlaydı, bir istisnaydı. avrupa’da olsa adama taparlardı ama burada küfür ediyorlar, iftira atıyorlar. ulan almanlar hitler’e bile laf söylemezken sözüm ona türkler atatürk’e iftira atıp küfür ediyor. işte bu koyuyor adama.

(bkz: Facebooktan tarih öğrenenler).
(bkz: (#43248413) )

adam resmen kitap yazmis,resimler, linkler vermis, yobaz hala ne diyeyimde bok atayim derdinde...

Senin derdin soru sormak, cevap almak degil. Senin derdin koru korune karsi cikip bok atmak. Cunku haklisin demek zor geliyor.

Senin gibi yobazlara agizlarindan dusurmedikleri kurandan cevap vereyim. :

"Onların kalbleri vardır, fakat onunla gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır, fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır, fakat onlarla işitmezler. işte bunlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da aşağıdırlar. Bunlar da gafillerin ta kendileridir."

Sizin gibilerin din sadece dilinde oldugundan, acip okumak gibi zahmete kapilmadiginizdan suresini, ayetinide vereyim :Araf suresi-179 ayet.

Kendini goruyor musun bu ayette ?

Edit : Silmis entry i
Anlatılanları detaylı bir canlandırmasıyla görmek isteyenler için kurtuluş dizisinin linklerini koyayım ben de bari. (TRT arşivden kaldırılmış yeniden, şaşırtmadı)

https://www.belgeselce.co...tum-bolumler-6-bolum.html
atatürk ingilizlerle iş birliği yaptı diyenler için, ingilizlerin ve onun yalakalarının suikast girişimleri.

öyle abilerinden duyduğun laflarla işbirlikçi Atatürk deme.

belgeler: (#43241105)
Ahahah, cımbızcı Kemalistler yine kendilerine güzel bir helva yapmış yalana yalana yiyor.

Arkadaş kaleye file germiş ama top geçmiyor diye delik yok diyor...

Eğer müsait şartlarda bulunsaydım, bu tip tarihi magazin ve soytarılıklardan tiksinip nefret etmeme rağmen bu saçmalığın nasıl bir yamalı bohça olduğunu anlatırdım.

Zahmet etmiş,yazmış; zahmet ettik, okuduk.

Bu yalan ve kılıfına uydurma kumkumasını 90'a çakılacak güzel bir frikik detayı olarak bir kenara koyuyor, o ağı yırta yırta parçalamanın müsait şartlarını gözlüyorum.
Sözlüğün kıdemli yobazını da hoplatan cevaplardır.

"şartları müsait değilmiş" bu tipin, yoksa çok kötü fena yapacakmış!

Valla sabahtan beri şartları müsait olup da dişe dokunur tek bir şey yazabilen yobaz olmadı. Geçelim sabahı akşamı, şuradaki (bkz: atatürk ve kurtuluş savaşına iftiralara cevaplar/#43248473) sorularıma yıllardır tek bir yobaz çıyan " cevab" veremedi.

E hadi görelim bakalım ne zaman şartların müsait olacak da ağzımızın payını vereceksin. her zamanki gibi ense traşını aldırmaya niyetin var gibi görünüyor bana..
bademlendikleri şeyhleri tarafından beyinleri yıkanan gizli eşcinsellerin hala kem küm diye karşılık vermeye çalıştığı cevaplardır.

kendi düşüncelerine göre vahdettin kaçmamıştır. mustafa kemal tarafından sürgün edilmiştir.
mustafa kemal ingiliz valisidir.

1) vahdettin madem çok seveni olan bir vatanperverdi, neden ülkede kalıp kendisine destek olanlarla birlikte mustafa kemal'i devreden çıkartamadı?

a) vahdettin'in seveni yoktu.
b) vahdettin'in halifeliği müslümanları ilgilendirmiyordu.
c) vahdettin vatana ettiği ihanetlerden korktuğu için kaçtı.
d) hepsi.

2) istanbul ingilizlerin elindeyken, yunanistan egede bayrağını dikmişken, diğer avrupa ülkeleri de kendine pay çıkarmak üzereyken ingiltere neden kendi adamını karşısına koyup savaşmak istedi?

a) ingilizler gerizekalıydı.
b) dünyada yapacak iş yoktu, sıkıntıdan kendi adamlarıyla savaşmak istediler.
c) ingilizlerin günümüzde türkiye'de yaşayan gerizekalı torunları öyle sanıyor.
d) hepsi.

3) mustafa kemal ingiliz ajanı ise, o çok büyük osmanlı devleti'nin istihbaratı yok muydu? osmanlı ordusunda yıllarca görev yapan bir ajanı neden tespit edemediler?

a) çünkü mustafa kemal ajan değil, gerçek bir vatanseverdi.
b) osmanlı padişahları karı kız peşinde koşmaktan en mühim devlet işlerini boşlamışlardı.
c) osmanlıda ingiliz askerleri zaten vardı.
d) biz çomarlar olarak hepsine inanırız.
Bu emek up lanir arkadas.
dünya tarihini bilmeyip sadece türkiye tarihini yarım yamalak bilenler fikirler ileri sürmeye çalışmış.
Daha iyisini, daha doğrusunu bilen varsa çıksın yazsın.
Hiçbirşeyi kanıtlamayan cevaplar.

Ültimatom verdiğimiz için çekilmişler haha, o zaman bir ültimatom daha verseymişiz musuldan da çekilselermiş. Ama orda petrol var de mi olmaz..

ingilizlere kurşun sıkan tabiki vardı ama onlar yerel kuvvetlerdi.

Evet.
anca yumuşak çavuşunu tokatlayacak itlerin haybeye karşılık vermeye çalıştığı cevaplardır.

efendim, ingilize kurşun sıkan yerel kuvvetlermiş! öyle mi? lefke boğazında ingilizlerin leşini seren 24. tümen yerel kuvvet miydi? ya 22 ocak 1920'de yayınladığı emirle anadolu'nun muhtelif yerlerindeki 29 ingiliz subayını tutuklatan, bir yıldan fazla esir tutan, sonra malta sürgünleriyle değiş tokuş eden kimdi? keza yerel kuvvetler kafalarına göre mi hareket ediyordu? mesela barış yapıldıktan sonra bile ingilizle çarpışmaya devam eden ve revandiz'de zafer kazanan özdemir bey?

detaylar şurada:

https://www.sozcu.com.tr/...k-ingiliz-savasi-5790907/

https://www.atam.gov.tr/n...larin-tutuklanmasi-karari

http://web.firat.edu.tr/s.../cilt10/sayi1/069-078.pdf
up lamaya deger bir entry.
halk ne durumdaydı?

halk kaç yıl seçimsiz yönetildi?

halk neden bombalandı?

benim için sonuçlar önemli. bunlar eğilir bükülür şeyler.