bugün

Ünlü türk ressamı
(bkz: bana mutluluğun resmini çizebilir misin)
bundan birkaç yıl önce özgürlük parkında kocaman bir heykeli olan ressamımız .
(bkz: aaa heykel hadi fotograf çektirelim)
(bkz: ölüm mü ne buluş)
cok degerlı bi ressamdı. Öldüğü günü hala hatırlarım.
yakın arkadaş olduğu nazım hikmet üzerine yazılar, nazım hikmet'in kendisine yazmış olduğu mektuplar ve bu mektuplarda gönderdiği şiirleri içeren nazım üstüne isimli bir kitabı vardır.
1913 yılında doğan Abidin Dino, Robert Kolej'deki öğrenimini yarıda bırakıp, ağabeyi Arif Dino'nun desteğiyle resim, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başladı. ilk desen ve yazıları 1931 yılında Artist dergisinde yayınlandı. D grubunun kurucuları arasında yer aldı. Önce SSCB, sonra da Paris'te ressam ve dekoratör olarak film çekim çalışmalarında bulundu.

Türkiye'ye dönüşünde çeşitli dergilerde çizgi ve yazılarıyla halktan yana, gerçekçi bir sanat görüşünü savundu. Çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplerini özgün bir üslupla işledi. Başlangıçta Picasso'nun etkisinde kalan sanatçı, daha sonraları yapıtlarında özgün ve yerel bir senteze ulaşmıştır

7 Aralık 1993'te Paris'te ölmüştür.
arif dinonun kardeşi.üçüncü kardeş de ali dinodur.aile boyu ressam ve karikatüristtirler.hatta halasının oğlu sedat nuri ileri de ressam ve karikatüristtir.genetik bi yanı var mıdır merak ederim
nazım hikmet'in ilk şiir kitabını resimleyen,
çağdaş türk ressamı..
ressam, heykeltraş, düşünür, yazar sanat adamı..toplumsal yeni gercekciler grubundan olan büyük sanatcı bir dönem siyasi fikirleri nedeniyle istanbuldan uzaklaştırılmış, güney dogu anadoluya yerleşmiştir.bu dönemde yaptıgı resimlerde köy yaşamını işleme fırsatı bulmuştur..
1952de parise yerleşen sanatcı, 1993 yılında yine pariste ölmüştür...
acılarla boğuşurken ölüme dair hastanede tuttuğu notlardan bazıları şöyledir:

"yere ayak basmanın baş döndürücü zorluğu
bir yudum su kadar önemli bir şey var mı?
zil,gelen giden yok.
nefes gittikçe daralıyor.
bakış,gördüğüm ne ki?
yatak,kurşun bir kalıp

damla damla serum.bunca acı suyun ne işi var kanımın içinde?

yerleri silen iki kadın arasında bir konuşmadan anlıyorum,
kendi sancılarına çare olacak bir üfürükçüye gideceklermiş
akşam.aynı maksatla hastaneye gelmişim ben.
arada bir yanılgı mı var?aldanan kim?
ölüm havası,ölüm hevesi.
ölüme ortak çıkmak.
ölüm mü?
ne buluş!

doğduğum gün çoktan ölmüşüm.
öldüğüm gün çoktan doğmuşum.
bu konuda tecrübeliyim.doğmadan önceki yokluğum,ölümümden
sonraki yokluğum kadar sonsuza dek sürmüştü.önceki ve
sonraki yokluk kavramına ulaşmak.ikisi bir yerde bitişiyor mu
yoksa?

nazım hikmet'in mutluluğun resmini çizmesini istediği ressam.
Oradaki başarılarınla övünüyorum. Türk resminin yüzünü ak ediyorsun. *
nazım hikmet hakkında:

Günün birinde, durup dururken haşarı küçük Nâzım bir cam kıracak olmuş.
'Neden kırdın bu camı?' sorusuna çocuğun karşılığı aydınlatıcı :
'Camdan bir uçak yapmak için!'
Belki yeni bir şiir türünün başlangıcı sayılabilirdi bu söz. Çok sonra Bursa Hapishanesi'ne 'Taş tayyare' adını koyacaktı tutuklu şair. Acayip bir ilişkisi olacaktı Nâzım'ın uçaklarla. Pekin'de geçirdiği 'enfarktüs' krizi üstüne apar topar Moskova'ya dönüş serüveni örneğin...

Havana'ya uçuşu bir sevinç olmuştu, ona karşılık Tanganika'ya uçuşta yüreği çok ağrımıştı. Ve elbette oralara kadar gitmesi kesinlikle doğru değildi. Hangi sersem bu yolculuğu istemişti Nâzım'dan? Lübnan'a giderken uçak Türkiye toprakları üzerinden geçmişti, öylesine yüksekten ki, türkiye boz bir kilime benziyordu.
Kederli kederli anlatmıştı Nâzım uçak lombozundan memleket manzaralarını seyredişini. Aşkla seyretmişti bozkırları, dağları, ırmakları, ovaları son kez. *
internet aleminde altında imzası bulunan mutluluğun resmi adlı eser kendisine ait değildir. Dianne Dengel adındaki bir sanatçının eseridir.
Nazım hikmet'in meşhur sorusuna ne cevap verdiği merak edilen adanalı ressamdır.
çizdikleri 24 kasım'dan itibaren sabancı müzesi'nde sergilenmeye başlanan ressam. sergide nazım hikmet ve yaşar kemal'in romanları için çizdiği resimlerin yanı sıra, degilerde yer alan yazıları ve arkadaşlarıyla çektirdiği fotoğrafları da yer almaktadır. meşhur el ve ayak resimleri de serginin büyük kısmını kaplamaktadır.
yazar, şair, düsünür, ressam, heykeltras... yani bir dünya..

(bkz: güzin dino)
Necip fazil kisakürek' in, kendisi icin nasipsiz pezevenk yakistirmasi yaptigi (umarim yanlis hatirlamiyorumdur) zat.
Zira Nacip fazil ve abidin dino birlikte Abdulhakim Arvasihazretlerinin yanina giderler. bu vakitten sonra nacip fazil sürekli gidip gelmeye ve feyz almaya baslamistir. fakat abidin dino bir daha gelmemis ve kendi bildigi yoldan devam etmistir. necip fazil'in bu yakistirmasi da ona atfendir.
(bkz: abidin dino güzin dino mektupları)
çağdaş türk resminin öncülerindendir ayrıca yazardır. "yedi tepe öyküleri" adında çok hoş, içinde küçük hikayelr bulunan okunulası bir kitabı da vardır. kitabın yazılışı 1930 lu yıllar olduğu için dili bir zordur.
paris'te bir dönem parasız kaldığı için barlarda ayaküstü suluboya resimler yaparak içki parasını çıkarmış ressamdır. fikrimce, dianne dengel'in resmini dino'nun sananlar ya harbiden hiç resmini görmemişler dino'nun, ya da resim denen sanattan zerre nasiplenmemişler.
kendi üslubuyla istanbul'u böyle anlatmıştır :

"istanbul kah sinip yamyassılaşan
kah kabarıp gökyüzüne tırmanan
bir yaratık,
bir hayvan cinsi,
bir canavar.
ne yapacağı hiç belli olmaz."

yaşadığı sürgün vs gibi hayalkırıklıklarına metanetle gülümseyerek bakan iyi bir ressam, iyi bir yazar, bu estetik buluşmanın şehir çocuğudur kendisi.
eşi güzin dino'yla olan mektupları okuyucuyu düşsel bir ziyarete götürüp, muazzam bir aşk ziyafetine bırakır.

tarihsiz bir senenin 18 mayısında eşine "güzinim" diye başlayamn mektubunu "seni yüreğimin dibinden seviyorum" diyerek bitirmiş, beni de okurken bu cümlesiyle mest etmiş büyük üstadtır.
mina urganın arkadaşı.
eller isimli eserinde, deforme ettiği ellerle insanı kendine hayran bırakır.
nazım'ın sorusuna yanıtı da yine bu kitabın sonunda yer alır:

''yapamam elbet!
fakat resim çizebilmek ne büyük mutluluk! çizmek; bana ayrılan boyutu çizmek.
son bir söz: dört ayaklı bir yaratık olan atın gözlerine dikkatle baktınız mı hiç? parmakdsız bacaklarının küt uçları, ne verecek, ne de bir şey alacak durumda, böylece at ne resim yapabilir, ne de okşayabilir. gözlerinin sonsuz kederi işte bu yüzden''
Konuşurken dinlemekten en çok keyif aldığım insanlardan biri... Konuşurken duraksaması, hafif gülümsemesi, kısa bir nefes alıp ciddiyetle ve farklı tonlamalarla süslediği konuşması, ellerini tutuşu... Yağmurun yerden yağdığını hayal ettiği bir konuşması vardır bilmem izleyen dinleyen var mı? Eşi Güzin Dino onun yaşamını çok güzel ve dürüstçe anlatmıştır (Gel Zaman - Can Yayınları)