bugün

milli mücadele sonucunda tümgeneral selahattin adil komutasındaki askerlerin büyük bir coşku ile istânbul a girdiği gündür.
daha önce yapılmışı için;

(bkz: 29 mayıs 1453)
istanbul'da vatan caddesi ve bu caddeye çıkan yolların kapalı olacagı gündür. yogun trafik istanbul halkını beklemektedir.
normalde cumartesileri çalıştığım halde tatil verilmeyen gündür. mk istanbul kurtulmuş bunlar hala para derdinde. kahrolsun kapitalizm.
sene-i devriyesi 6 ekim 2012 tarihi itibariyle istanbul' un kurtulamamış olduğunu gördüğümüz gündür.
orospu cocuklarindan kurtuldugu gunun yil donumudur bugun. her ne kadar durdurulamayan nufus artisi ve trafigi ile icine edilse de emperyalist ulkelerin elinde olmasindan daha iyidir tabi. ama pek bir tarafimiza takmiyoruz sanirim bugunu. istanbul'un fethi olsaydi vatan caddesi falan kapanirdi. kutlu olsun.
(bkz: geldikleri gibi giderler)
Bir kez daha kutlu olsun.
istanbul'un işgal edildiğinden habersiz yetiştirilmek istenen yeni nesil bilsin ki atatürk ve onu lider olarak takip eden türk ulusu olmasaydı dünyanın en güzel şehri ingiliz ve yunan çizmeleriyle ezilmeye devam edecekti.
istanbul mondros mütarekesinden 13 gün sonra 13 kasım 1918'de 55 savaş gemisinin çanakkale bogazından geçmesi ve 3500 düşman askerinin istanbul'a ayak basmasıyla işgal edildi.
Daha sonra bunlara yunan askerleri de katıldı.
Bir süre halkı sanki idare hala osmanlıdaymış gibi kandıran ingilizler, anadolu'daki direnişin güçlendiğini ve papucun pahalı olduğunu görünce 15 mart 1920'de bütün devlet binalarına el koyup, meclisi basarak 8 türk'ü şehit ettiler. Ertesi gün de 5 askerimizi öldürdüler.
10 ağustos 1920'de imzalanan sevr antlaşmasıyla da padişah bir ingiliz kuklası olduğunu resmi olarak onaylamış oldu.
Padişah rahat seyretsin diye tam da dolmabahçe'nin önüne demirleyen işgalci ingiliz zırhlılarını görünce "geldikleri gibi giderler" deyip milli kurtuluş mücadelemizin ateşini yakan Sevgili atam'ızın kararlılığı sayesinde geldikleri gibi gittiler.

Bugün kandırılmış hödüğe rağmen Beyoğlunda işgalcilerin bayrakları dalgalanmıyorsa mustafa kemal atatürk sayesinde.

görsel

Fotoğrafta yunan askerleri beyoğlunda.
görsel

Ekim 1922 Norveç Gazetelerinde istanbul'un boşaltılması ile ilgili ilginç başlıklar :

● Türk Topları boğaza hakim noktalara mevzilendi. M.Kemal askeri yığınağı iki katına çıkardı. Savaş tehlikesi kapıda.
Kemalistler ateşle oynuyor.

● istanbul içerisinde kuşatma durumu ilan edildi. Türkler şehrin telgraf bağlantılarını kopardı. istanbul'da ekmek sıkıntısı başgösterdi. içeride ayaklanma tehlikesi var. Hristiyan halk panik içerisinde şehirden kaçıyor. Dün 2 ingiliz askeri bıçakla yaralandı. Kemal yanlıları isyan hazırlığındalar.

● Kemalistler ingiltereyi savaşla tehdit ediyor. General Harrington görüşme talebine henüz yanıt alamadı. Türklerle daha önce savaşan General Towsend istanbul'un savunulamayacağını, Türk zaferinden sonra islam aleminde ayaklanma hareketleri olduğunu belirtti. Olası bir savaşın tehlikeli sonuçları olacağını, bolşeviklerin kafkasya ve hindistan sınırında hareketlenmelerde bulunduklarını bildirdi.

● Fransa ve italya kuvvetlerini çekme kararı aldı, ingiltere yalnız savaşmakla yüzyüze. Savaş karşıtı protestolar artıyor. Kanada asker göndermeyi reddetti. Avustralya olumlu yanıt verdi. Lloyd Georg hükümeti zorda, toplantılar birbirini izliyor. Curzon parise gitti.

https://www.facebook.com/...5/posts/2834498696675845/
Ne yazık ki Akşamın darında kimsenin yazmadığı başlıktır.

görsel

Mondros hükümlerine dayanarak istanbul'u işgal eden itilâf Devletleri'nin askerleri Osmanlı'nın tüm silâhlarına el koyarken Fatih Sultan Mehmet'in toplarını da unutmamıştır.
Fatih'in topları da 6 Ekim 1923 günü, 97 sene önce bugün, istanbul'la beraber bağımsızlığına kavuşmuştur.

Bir daha olmasın kutlu olsun.
Teslim alış imzasını kAZAN TATARI YUSUF AKÇURA ATMIŞTIR. O AN:

görsel
Bugün istanbul'un işgalden kurtuluşu ama aynı zamanda Damat Ferit’in de öldüğü gündür. işgal döneminde uygulamalarıyla, en çok da Sevr ile damga vuran Damat Ferit, istanbul’u geri aldığımız gün, yani 6 Ekim 1923’te Fransa’nın Nice şehrinde öldü.
Eskiden tatil olurdu 6 ekim. Şimdi esamesi bile okunmuyor.
Bir preveze deniz zaferi olmadığından, sanırım kimsenin umursamadığı istanbul'un Kurtuluş günü.
bugün 98. yıldönümü olan kutlu olay.

13 kasım 1918'de başlayan ve tam 5 sene süren işgal, ulu önder gazi mareşal mustafa kemal atatürk başkomutanlığında tbmm orduları tarafından bugün sona erdirilmiştir.

kutlu olsun...

ne yazık ki günümüzde "osmanlı torunu" olduğunu iddia eden bazı soysuzlar istanbul'un kurtuluş gününü, istanbul'un son ve kalıcı olarak fethedildiği bugünü "ingilizler tek kurşun atmadan çekildiler" diyerek küçümser, tam 4 sene süren kurtuluş savaşımıza leke sürmeye çalışırlar.

oysa ki istanbul işgal edilirken tek kurşun atılmadan işgal edilmiş, istanbul'un anahtarı işgalcilere vahdettin tarafından şöyle teslim edilmişti;
https://streamable.com/d8d3s

işte bu teslimiyetçi zihniyete tapan yobazlar kıt akılları ile istanbul tek kurşun atılmadan nasıl geri alındı diye sorgularlar, ama istanbul'un nasıl teslim edildiğini hiç dile getirmezler... zira bu konu üzerinden şanlı kurtuluş savaşımıza ve ulu önder atatürk'e dil uzatmaya çalıştıkları bir gerçektir...
bunun üzerinden daha da ileri giderek "atatürk ingilizler ile anlaşıp halifeliği kaldırdı" palavrasını söylerler.

şimdi bu kurşun atılmadan istanbul geri alındı mevzusunu sizlere bilal'e anlatır gibi anlatmaya çalışacağım...

her şeyden önce bu konuda konuşabilmek için o dönemin tarihi olaylar örgüsüne hakim olmak gerekir.
öncelikle dönemin bazı tarihi olaylarını/gelişmelerini tarihleri ile birlikte vermek istiyorum.

mondros mütarekesi: 30 ekim 1918
1. dünya savaşının sona ermesi: 11 kasım 1918.
istanbul'un işgali: 13 kasım 1918
mustafa kemal'in samsun'a hareket etmesi ve samsun'a çıkışı: (16-19 mayıs 1919)
amasya tamimi: 22 haziran 1919.
erzurum kongresi: 23 temmuz 1919
sivas kongresi: 4 eylül 1919.
istanbul'un topyekün işgali ve idarenin işgalcilerin eline geçmesi: 16 mart 1920.
tbmm'nin açılması: 23 nisan 1920.
sakarya zaferi: 13 eylül 1921
ankara antlaşması: 20 ekim 1921
büyük taarruz: 26 ağustos 1922
dumlupınar zaferi: 30 ağustos 1922
izmir'in kurtuluşu: 9 eylül 1922
türk ordusu'nun çanakkale boğazına girişi: 12 eylül 1922.
mudanya mütarekesi: 11 ekim 1922
türk ordusu'nun istanbul'a girişi: 19 ekim 1922
saltanatın kaldırılması: 1 kasım 1922
istanbul'un düşman işgalinden resmen kurtuluşu: 6 ekim 1923.

evet, istanbul'un işgali, bizim için 1. dünya savaşının resmen bitişi olan mondros mütarekesinin hemen ardından 13 kasım 1918'de başlamış, 16 mart 1920'de ise resmi bir işgale dönüşmüştür.

13 kasım 1918'de istanbul işgal edilmişken, aynı gün kartal istimbotunda cepheden yeni dönen ve osmanlı'nın acziyet, imkansızlık ve yıkımına şahit olmuş bir çift mavi göz işgal donanmasına bakarak şunları söylemişti;
"geldikleri gibi giderler..."

takip eden aylarda ve senelerde şanlı türk kurtuluş savaşı sona ermiş, anadolu işgalden temizlenerek 9 eylül'de düşman izmir'den denize dökülmüştü.

lakin bütün bu zaferlere rağmen işgal hala sona ermemişti.
istanbul ve çanakkale işgal altındaydı.
trakya işgal altındaydı.

işte, izmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun hemen ardından, başkomutan mustafa kemal, ordunun çanakkale üzerine yürümesini emreder.
emir gayet açıktır, müttefik kuvvetlerin herhangi bir direnişi ile karşılaşılacak olunursa, türk yurdunun gerçek bir vatan olabilmesi için gerekirse yeniden savaş dahi göze alınacaktır.

aynı emir, izmir limanında demirli olan ingiliz savaş gemileri için de verilmiş ve izmir körfezindeki düşman unsurları aldıkları ultimatom sonrası türk karasularını terketmek zorunda kalmışlardı.

(not: izmir limanındaki ingiliz gemileri için verilen bu ultimatomun tercümesini ileride mustafa kemal ile evlenecek olan latife hanım yapmıştır)

çanakkale boğazına yürüme emri alan türk ordusu 2 gün içinde çanakkale boğazına varmışlardı.
ingiliz hükümeti işgal kuvvetleri komutanı general harrington'a, "türk ordusu'nun çanakkale'ye girmesi halinde karşı konulmasını ve bölgenin ne pahasına olursa olsun savunulması" talimatını göndermişti.

fakat çanakkale'de bulunan fransız ve italyan işgal kuvvetleri türk süvarilerinin bölgeye ulaşması ile birlikte geri çekildiler.
(fransızlar ile 1921'de yapılan ankara antlaşması bunun en önemli sebebidir)

böylece general harrington türk ordusuna karşı yalnız kaldı ve çıkacak yeni bir savaşın sadece ingilizlerin inisiyatifinde çıktığı algısı yaratmamak için bu sorumluluğu üstlenmedi ve londra'dan gelen emre rağmen direniş göstermedi.

böylece türk süvarileri çanakkale müstahkem mevki komutanlığı karargahına türk bayrağını çekmişlerdi.
lakin çanakkale boğazı hala düşman zırhlılarının kontrolündeydi, bunun üzerine türkiye, ingilizlere bir nota ve ultimatom daha verdi.

savaştan yeni çıkmış yorgun türkiye, yeni bir savaşa hazırlanıyordu.
britanya imparatorluğu da keza türkiye'nin bu restini görmüş, savaş hazırlıklarına başlamıştı.
lakin konunun parlamentoda görüşülmesi esnasında lloyd george hükümeti karşısında son derece sert ve kararlı, bir o kadar da savaştan bıkmış bir muhalefet buldu.

muhaliflere en büyük desteği verenler ise kanada ve hindistan gibi büyük dominyonlardı.

savaş kararı alabilmek için kanada ve hindistan'ın da oluru gerekliydi.
söz isteyen kanada temsilcisi "konu hususunda kararın kanada parlamentosunda alınacağını belirterek, savaş kararı alınacaksa bu kanada'yı bağlamaz, kanada parlamentosu savaş kararını kendi alır, londra'da değil" diyerekten kanada'nın ingiltere'ye karşı ilk siyasi ayrılığını başlatmış oldu.

kanada'nın gösterdiği bu tepkiye avustralya, yeni zelanda ve hindistan'da destek verince britanya parlamentosunda bir kriz başgösterdi.
işte bu kriz sonrası ise lloyd george ve partisi liberal parti istifa etmek zorunda kaldı.

dünya tarihinde "çanakkale krizi"(chanak affair) olarak bilinen bu kriz, ingiltere'de hükümeti devirmiş, lloyd george'un siyasi hayatını bitirmiştir.
lloyd george'un yerine gelen geçici hükümet ise ankara'nın tüm isteklerini kabul etmek zorunda kalmış ve tek kurşun dahi atılmadan hem çanakkale, hem de istanbul geri alınmıştır.
https://en.wikipedia.org/wiki/Chanak_Crisis

yani, ingiltere kendine bağlı kanada, avustralya, yeni zelanda ve hindistan gibi ülkelerden yeni bir savaşa girişecek desteği bulamadığı için ankara'nın tüm taleplerini kabul etmiş, çanakkale krizi sonrası toplanan mudanya mütarekesi'nin imzalanmasının hemen ardından çanakkale boğazı ve trakya türkiye'ye teslim edilmiş, ilk türk kuvvetleri de işgale son vermek amaçlı 19 ekim 1922'de refet paşa (bele) komutasında istanbul'a girmiştir.

lakin yine mudanya mütarekesi gereği, "barış antlaşması imzalanmadan işgal kuvvetleri istanbul'u terk etmeyecek" maddesine göre, son ingiliz birlikleri lozan antlaşması'nı takiben 4 ekim 1923'te dolmabahçe'de türk bayrağını selamlayarak şehirden ayrılmış, 6 ekim 1923'te ise şükrü naili paşa (gökberk) komutasındaki 3. kolordumuz istanbul'a girerek istanbul'un işgalini resmen sona erdirmiştir.
görsel
görsel

yani sevgili osmanlı torunları, 6 ekim 1923 istanbul'un kurtuluşu için söyleyeceğiniz tek söz şu olmalıdır;

"yaşa mustafa kemal paşa yaşa..."

#tarih
23 mayıs 1919 . istanbullu türkler işgali protesto ediyor ....

görsel

istiklal caddesinde işgal birlikleri ....

görsel

16 mart 1920 tarihinde şehzadebaşında ingilizlerin şehit ettiği türk askeri ...

görsel

nihayet türk ordusu istanbula giriyor . galata köprüsü ....

görsel

kadıköyde türk askerleri ...

görsel

2021 yılı itibariyle gene işgal altındayız . bu işgalden de kurtulacağız ....
gün boyunca kutlanacak olan kutlu olaydır. yarından itibaren istanbulun gayrı resmi olarak mülteciler ve diğer yabancılar tarafından işgaline kaldığımız yerden devam edeceğiz..

nice türk komutan, lider bu şehri almaya çalıştı. nihayetinde fatih sultan mehmed han aldı. yüz yıllarca sürecek süre boyunca istanbul bizimdi artık. fetih edilemez denen bu dünyanın en gözde şehirlerinden bir tanesi türklerin oldu. hatta koskoca bir imparatorluğun başkenti oldu. sonra ingilizler geldi yunanlarını önlerine katıp işgal ettiler. bu sefer bir diğer büyük türk çıkıp şehri ve tüm vatanı tekrar aldı. bugün geldiğimiz noktada artık ne kılıçla topla, ne tüfekle gemi ile uçak ile geri alabiliyoruz. ne de isyan ederek. isyan etmeye kalkınca birileri kalkıp sana "islam düşmanı arap kardeşlerimizi istemiyor" diyerek yafta yapıştırmaya kalkıyor ufacık aklı ile. oysa tek istenen kendi vatandaşımızın selameti ve şehrin bu çöl yaşamından gelenler tarafından anasının ağlatılmaması..

gayrı resmi olarak şehir artık bizden çok bu mülteci ve yabancıların. istanbulda bir araştırma yapılsa türkçe konuşanlar ile türkçe harici bir dili konuşanların sayısı eşitlenmiş belki onların sayıları bizden fazla bile olmuş olabilir. şimdi kalkıp istanbulun kurtuluşunu bundan misal 10 sene önceki gibi kutlayabilmek ne mümkün. bu yazılanlar böylesine önemli bir günde acı ama gerçekler..
Kutlu olsun.
Önemli bir tarihi gelişmedir. Kıymetini bilelim.
Birileri istanbul'un 2. Defa tekrar fetih edilmesini ve ingilizlerin tek kurşun atmadan (bu tek kurşun atmama söylemi çok yanlış, atılan her kurşun ingiliz kurşunuydu. ingilizlerin ortağı olan italya Fransa Yunanistan yanında Rum ve Ermeni yanı sıra Kürt ile Kürt olmayıp da mandacılık veya yobazlık ile de işgal tarafında olan Türklerin yenilmesi başarısız olup geri çekilmesiyle yalnız kalan ingilizlerin) istanbul'u terk ederek tekrar Türklere vermesini küçümseyen yaklaşım yapıyorlar.

Bu kişiye "ulan öküz, senin padişahın istanbul'u tek kurşun atmadan teslim etti, buna neden tek kelime etmiyorsun? Üstelik Anadolu Trakya istanbul'un kurtuluşu, yeniden fetih edilmesi için mücadele eden bu yolda şehit olanlara idam fermanı çıkaran, onlar ölünce şehit olmaz diyen, bağımsızlık için işgal güçlerine karşı savaşanları vatan haini ilan eden, hilalin karşısında haç'ın yanında olan ve bunun için fetva kanun çıkaran senin benim padişahım değil mi, senin benim din adamları değil mi?" Diye sormak lazım.
'' yok canm ne işgali istanbul'da 4 yıl boyunca ingilizler ve beraberlerinde getirdikleri hintli askerler sırf görüntü olsun diye geldiler bu topraklara, zaten kurtuluş savaşı'da olmadı resmi tarihin uydurması bunlar '' diyen bir kitle var bu memlekette sizlere tek diyeceğim umarım bu ülke bir daha o günleri yaşamaz.
kutlu, mutlu olsun!
2023 de AKP'den kurtuluş yıli olur inşallah.
Kürt sait yancısı bir fetöcü tarafından, hem de atamızın resmi ve anıtsal sözüyle neden kutlandığı anlaşılamayan kutlu gündür.
23 haziran değil miydi?