bugün

entry'ler (1)

devletin kaynaklarının galatasaray a peşkeşlenmesi

FB nin sahasını nasıl aldığını bilmeyen gazlı içeceklere gelsin: (Yalçın doğan'ın kaleminden.. )

"Top korner noktasına dikildi Taksim Stadı’nda istanbul’da. Maliye Vekili Şükrü Saracoğlu önündeki kağıtlara son kez bir daha göz attı Ankara’da ve kendi kendine "tamam bu iş" diye düşündü.

istanbul Taksim Stadı’ nda kornere dikilen topa üç dört Fenerbahçeli birden koştu vuruşu yapmak için.

Ankara’da Maliye vekili Şükrü Saracoğlu koltuğunda söyle bir geriye doğru yaslandı Stadı önce "ittihat Spor" dan almak ve Milli Emlak idaresi’ ne vermek gerekiyordu ki, stad önce devletin eline geçsin. Ama, Milli Emlak idaresi’ne devretmek için de herhalde bir önkoşul bulmak zorundaydı.

Fenerbahçe-istanbulspor maçının son dakikaları oynanıyordu Fenerbahçe korneri kazandığında. Topa koşan üç-dört Fenerbahçeli futbolcu arasından Büyük Fikret atıldı arkadaşlarına "bana bırakın" diye bağırdı. Taksim Stadı’nda korner noktasına gitti Topu düzeltti. Vurmak için gerildi.

"Tek maddelik bir yasa çıkartırım, olur biter" diyerek kendi kafasından geçen düşünceyi yeniden kağıda döktü Maliye Vekili Saracoğlu. Kabinede kısa bir sunuşla sorunu çözeceğine yüzde yüz inanıyordu. Sonra da Meclisten rahatlıkla geçirebilirdi tek maddelik yasayı, zaten, o tarihte ne muhalefet vardı, ne de alınan kararlara karsı çıkabilecek bir başka güç.

Fenerbahçe eğer bu son fırsattan yararlanamazsa, artık son dakikaları oynanmakta olan maç 1-1 berabere bitecek, şampiyonluk da elden kaçacaktı. Büyük Fikret geldi ve vurdu. Taksim Stadı’nda bir gürültü koptu. Kornerden gelen top doğrudan doğruya istanbulspor ağlarına takılmış, Fenerbahçe Büyük Fikret’in vuruşuyla 2-1 öne geçmişti. Hakem maçın bitiş düdüğünü çaldığında, Fenerbahçe’nin de şampiyonluğunu ilan ediyordu istanbul’da.

Ankara’da Maliye Vekili Saracoğlu için tek maddelik yasayı meclisten geçirmek hiç de güç olmadı. ilk bakışta çok masum görünen bir yasaydı zaten:
"Aynı semtte kurulmuş olan ve faaliyet gösteren spor kulüplerinin sayısı birden fazlaysa, o semtte üye sayısı daha fazla olan kulüp faaliyetlerine devam eder".

Tek bir madde ile Fenerbahçe yaklaşık on beş yıl sonra Altınordu’dan rövanşı acımasız biçimde alıyordu. Fenerbahçe, yıllar önce en güç günlerinde Altınordu’ ya kaptırdığı futbolcularının ve kaçan iki şampiyonluğun acısını hiçbir zaman unutmamıştı. Biriktirmişti. işte, şimdi tam sırasıydı. Bu karar Fenerbahçeliliği ile ünlü Maliye Vekili Şükrü Saracoğlu’nun daha sonra aralıksız onaltı yıl başkanlığını sürdüreceği Fenerbahçe’ye önemli bir armağandı. Tek maddelik karar, sadece Fenerbahçe için yürürlüğe girmişti. Cumhuriyet kurulup ülkede yeni bir devletin temelleri atıldığında, ittihat ve Terakki Fırkası çoktan tarihe karışmıştı. Ama, ittihat ve Terakki’nin kulübü Altınordu’ nun izlerine hala rastlamak mümkündü. Raşit Aydınoğlu Bey Altınordu’yu 1921 yılında "ittihat Spor" adi altında yeniden kurmuş ve kulüp faaliyete geçmişti. Gerçi ittihat Spor’un artık pek gücü kalmamıştı. Ne var ki, önemli bir varlığa sahipti: Union Club Sahası... Yani, bugünkü Fenerbahçe Stadı...

Fenerbahçeliler ikide bir Raşit Bey’ e gidip, "Şu stadı Fenerbahçe’ye sat" önerisinde bulunuyor. Raşit Bey de eski yılların unutturamadığı rekabet içinde "Olmaz" diye direniyordu. Fenerbahçeliler ısrar ediyor, ittihat Spor geri çeviriyordu. Bir, iki, üç... Eeee, artık bu ittihat Spor da fazla olmaya başlamıştı...

Vekiller Heyetinde o tarihte Maliye Vekili olarak görev yapan Şükrü SaracogIu Fenerbahçeliliği ile ünlüydü. Belki o bu işe bir çare bulabilir, ittihat Spor’dan ittihat Spor Sahası’nı satın alabilirdi. Ancak, satın almak için karşı tarafın onayı gerekiyordu. Gelin görün ki, karşı taraf böyle bir onaya hiç de yatkın değildi. Sorunu kestirmek ve çözmekten başka çare kalmıyordu.

Maliye Vekili Saracoğlu formülü bulmuştu "Ayni semtte faaliyet gösteren" iki kulüp vardı Kadiköy’de. Biri ittihat Spor, diğeri Fenerbahçe. Açıktı ki, Fenerbahçe’nin üye sayısı ittihat Spor’a göre çok daha fazlaydı. Demek ki, faaliyetini sürdürecek olan Fenerbahçe idi. Demek ki, diğeri, yani ittihat Spor bu yasadan sonra artık -faaliyetini sürdüremezdi.

Nitekim, sürdüremedi. ittihat Spor Sahası önce Milli Emlak idaresi’nin yönetimine bağlandı. 1929 yılında Fenerbahçe Milli Emlak idaresi’nden sahayı önce kiraladı. Hemen birden olmaz, adım adım ilerlemek gerekiyordu. Kiraladıktan sonra da adım değiştirerek, ittihat Spor Sahası, Fenerbahçe Stadı oldu.

Bu arada Saracoğlu Maliye Vekilliğinden ayrılıp ekonomik konularda araştırma ve temaslarda bulunmak üzere Amerika’ya gönderilmişti. Türkiye’ye döndükten sonra, önce Osmanlı Borçlarının tasfiyesiyle ilgili taksit sorunlarını çözmek üzere kurulan bir komisyonun başkanlığına getirilmiş, kısa süre sonra da, bu kez Adliye Vekili olarak yeniden kabineye girmişti, Kendisi Adliye Vekili iken, Maliye Vekaletinden gelen 6 Temmuz 1932 tarih ve 1213 sayılı öneriyle Fenerbahçe Stadı’nın Milli Emlak idaresi’nden alınıp Fenerbahçe Kulübü’ne satılması bakanlar kurulu tarafından karara bağlandı. Satış işlemleri yaklaşık on ay sürdü.

1933 Mayıs’ında çok eskiden "Silahtar Ağa Sahası", sonraları bir ara "Papazın Çayırı" derken "Union Club Sahası" Cumhuriyetten önce "ittihat Spor Sahası", 1929’ da "Fenerbahçe Stadı" artık Fenerbahçe Kulübü’nün malı oldu.

Tam bir Türk Lirası’na... Evet, Fenerbahçe bugünkü stadın mülkiyetini elde ederken Saracoqlu-nun araya girmesiyle Milli Emlak idaresi’ne, yani devlete sadece bir lira ödedi.

Adliye vekili olarak Fenerbahçe’nin bir maçını izlemek üzere Fenerbahçe Stadına geldiğinde Saracoğlu sade bir cümle söylemekle yetinecek ve Fenerbahçeliliği’ni vurgulayacaktı: "Bir haftalık yorgunluğumu Fenerbahçe’yi seyrederken unutuyorum."