bugün
- gideon reid morgan jj30
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz20
- herkesin bir anüsü olduğu gerçeği12
- duşta işemek14
- michy batshuayi28
- halkımızın asıl sorunu yeterince sikişmemesidir19
- dünya kadar malın olacağına9
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı11
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- islamı tartışamamak21
- köpeğin su içtiği kabı tekmeleyene çift dalmak11
- çıkma teklifi etmek9
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı37
- bik bik'in kurban etlerini buzdolabında saklaması11
- diamond tema hakkında soruşturma açılması10
- evin büyük çocuğu olmak8
- true bir martı olsa olacaklar8
- diamond tema17
- kıbrıs ismailağa cemaati sayesinde alındı13
- izmirli sude vs karslı rojda10
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları17
- cehaletle mücadele etmek16
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen15
- anın görüntüsü19
- manyak olmaya karar verdim17
- salda gölü'nün son hali13
- sağlığı etkileyen en temel faktör12
- sözlükteki en iyi 15 yazar9
- 10 ayda evlenen insanlar8
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var13
- arda güler14
- nervionun kedisi9
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım17
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd15
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır25
- karizma10
- sözlükteki elit yazarlar20
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı9
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler18
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi12
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler11
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması21
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira12
- vladimir putin11
- diamond tema için yakalama kararı17
- ben bu yazıyı sana yazdım9
- thusneldaa12
![tirnaklarini yiyen freddy kapak fotoğrafı](http://www.uludagsozluk.com/rs/profil/img/wallpaper.jpg)
![tirnaklarini yiyen freddy profil fotoğrafı](http://www.uludagsozluk.com/zlib/aa/tas4/assets/img/none.jpg)
entry'ler (11)
biz sanat tüketicileri sunulan esere ve eser sahibine illa ki birşeyler bulup söyleriz. bunlarda çoğunlukla haklı da olabiliriz. ama yapılan en büyük hata kurunun yanında yaşın da yakılması. misal, bir müzisyenin görüşleri beğenilmiyorsa yaptığı şarkıyı güzel bulsa da dinlememek ne kadar doğru?.. ahmet kaya'yı pek sevmeyen bi arkadaş radyoda çalan ahmet kaya'nın bir şarkısının girişini duyunca heyacanlanmış ve biraz sesini açmıştı. şarkı ilerleyince ahmet kaya'nın şarkısı olduğunu anlar anlamaz kızgınlıkla radyoyu kapatmıştı.
- ibrahim tatlıses: kişiliği yaramaz ama allah vergisi bir sesi var. hertürlü şarkıyı, türküyü hiç zorlanmadan enfes okur.
- yılmaz vural: değil türkiye, dünyanın futbol bilgisi bakımından sayılı teknik direktörlerindendir. ama sadece işine odaklanmayı birtürlü beceremiyor.
- van gogh: büyük ressam.. tartışmasız.. ama insan kendi kulağını keser mi yav..
- ajda pekkan: müfredatta "bir şarkı nasıl söylenir" adlı bir ders olsa ajda pekkan da bu dersin ordinaryus profesörü olur. ama aşırı magazinel durumu kendisini itici yapıyor.
- selami şahin: mevcut dillerdeki şarkıların çoğunun söz yazarı ve bestecisi olması zor inanılacak bi durum ama gerçek. çok iyi bir müzisyen ama çok kötü bir şovmendir.
- ibrahim tatlıses: kişiliği yaramaz ama allah vergisi bir sesi var. hertürlü şarkıyı, türküyü hiç zorlanmadan enfes okur.
- yılmaz vural: değil türkiye, dünyanın futbol bilgisi bakımından sayılı teknik direktörlerindendir. ama sadece işine odaklanmayı birtürlü beceremiyor.
- van gogh: büyük ressam.. tartışmasız.. ama insan kendi kulağını keser mi yav..
- ajda pekkan: müfredatta "bir şarkı nasıl söylenir" adlı bir ders olsa ajda pekkan da bu dersin ordinaryus profesörü olur. ama aşırı magazinel durumu kendisini itici yapıyor.
- selami şahin: mevcut dillerdeki şarkıların çoğunun söz yazarı ve bestecisi olması zor inanılacak bi durum ama gerçek. çok iyi bir müzisyen ama çok kötü bir şovmendir.
demokrasinin sözlük anlamını bir kenara koyarsak, farklı seslerin farklı düşüncelerin aynı ortamda dile getirilmesi ve bunların herkesçe şiddet,baskı,engelleme vs. olmaksızın tartışılabilmesine olanak sağlamasıyla internet, demokrasinin tam anlamıyla vücut bulduğu bir yerdir. bir an için ülkelerin de bu şekilde çok sesliliğe müsaade edilen yerler olduğunu düşünelim. inançlısı inançsızı, sağcısı solcusu, feministi maçosu vb.. aynı otobüste yolculuk ediyorlar, fikirlerini söylüyorlar, ama baskı yok, şiddet yok. imkansız, değil mi?.. o zaman sloganımız: internet, büyük nimet!..
bir eda özülkü hayranı olarak bu başlığın ilk girisinin yazarı olmaktan kıvançlıyım. eda ablamızın ilk klip ve çıkış parçasıdır. klibindeki kaşlar (bkz: )http://www.youtube.com/wa...J9Qfc&feature=related ekranın üst kısmını tamamen kaplamaktadır. ayarlarla oynamayınız. ama güzel şarkıdır..
- babam ve oğlum : çetin tekindor ile hümeyra'nın hastane kantininde oturduğu sahne. çetin tekindor'un karısına, oğlunun hastalığını anlatışındaki ses tonu insana kendi başına gelmiş etkisi yapar. ağlatır evet..
- titanik : jack'in denizin ortasında, tutunduğu tahtadan donarak kaskatı bir şekilde dibe doğru ağır ağır gidişi.. insan her izlediğinde de ağlar mı be kardeşim..
- titanik : jack'in denizin ortasında, tutunduğu tahtadan donarak kaskatı bir şekilde dibe doğru ağır ağır gidişi.. insan her izlediğinde de ağlar mı be kardeşim..
- altıncı his:
--spoiler--
çocukla annesi arabanın içinde trafiğin açılmasını beklemektedirler. bisikletli kadına araba çarpmıştır. o esnada sohbet etmeye başlarlar. çocuk annesine sırrından bahseder. inanması için de ölen anneannesinin onun hakkında söylediği ve kendisinin tanık olmadığı bir anıyı aktarır. bunun üzerine kadın şok vaziyette çocuğa bakar ve ağlamaya başlar. tabi biz de aynı şekilde..
--spoiler--
- sol ayağım:
--spoiler--
özürlü çocuk okumak,öğrenmek istemektedir. anne de sabırla ona ders öğretmeye çalışmaktadır. baba bunu gereksiz görür, boşa çabaladığını söyleyerek karısını azarlar. bunun üzerine çocuk bir gayretle yerdeki tebeşiri sol ayağıyla kavrar ve tahta zemine binbir meşakkatle "mother" yazmayı başarır. anne,baba ve evin diğer çocukları hayretler içindedir. baba çocuğu kaptığı gibi sevinçle bardaki arkadaşlarının yanına götürür.
--spoiler--
ayrıca, bu ve diğer sahnelerinde, rolü oynayan çocuğun rol yeteneği takdire şayandır.
--spoiler--
çocukla annesi arabanın içinde trafiğin açılmasını beklemektedirler. bisikletli kadına araba çarpmıştır. o esnada sohbet etmeye başlarlar. çocuk annesine sırrından bahseder. inanması için de ölen anneannesinin onun hakkında söylediği ve kendisinin tanık olmadığı bir anıyı aktarır. bunun üzerine kadın şok vaziyette çocuğa bakar ve ağlamaya başlar. tabi biz de aynı şekilde..
--spoiler--
- sol ayağım:
--spoiler--
özürlü çocuk okumak,öğrenmek istemektedir. anne de sabırla ona ders öğretmeye çalışmaktadır. baba bunu gereksiz görür, boşa çabaladığını söyleyerek karısını azarlar. bunun üzerine çocuk bir gayretle yerdeki tebeşiri sol ayağıyla kavrar ve tahta zemine binbir meşakkatle "mother" yazmayı başarır. anne,baba ve evin diğer çocukları hayretler içindedir. baba çocuğu kaptığı gibi sevinçle bardaki arkadaşlarının yanına götürür.
--spoiler--
ayrıca, bu ve diğer sahnelerinde, rolü oynayan çocuğun rol yeteneği takdire şayandır.
başlıkla ilgili tenkitlere katılıyorum. "izleyince" kelimesi gereksiz olmuş. neyse..
- şampiyon: siyah beyaz tek kanallı dönemde izlediğim bir boksörün hayatını anlatan meşhur film. son sahne boksörün oğlu maç bitiminde, maçı kazanmış ama kendisi de ölmek üzere olan babasına sarılmıştır. "ölemezsin.. sen şampiyonsun baba!.." gibisinden feryat figan eylemektedir.
ağlamıştım. küçüktüm o zamanlar ama şimdi de ağlardım gibi geliyor.
edit: imla
- şampiyon: siyah beyaz tek kanallı dönemde izlediğim bir boksörün hayatını anlatan meşhur film. son sahne boksörün oğlu maç bitiminde, maçı kazanmış ama kendisi de ölmek üzere olan babasına sarılmıştır. "ölemezsin.. sen şampiyonsun baba!.." gibisinden feryat figan eylemektedir.
ağlamıştım. küçüktüm o zamanlar ama şimdi de ağlardım gibi geliyor.
edit: imla
herkes şenol hocaya aykut kocaman'la ilgili son konuşmasından sonra methiyeler düzüyor. ancak ben bu tip bir konuşmayı gereksiz buldum. kamuoyu zaten aykut hocanın sözlerine gereken cevabı ağızbirliğiyle verdi. şenol hoca hiç konuşmasa daha da büyürdü. geçen sezonlarda bülent uygun'un çok konuşması sivasspor'u aşağıya çekmişti. bu sene aynı handikapla karşılaşmamasını dilerim. doğru,güzel ve bilgece de konuşsa insan çok fazla konuşmamalı. herkese haddini bildirme derdine düşmemeli. çünkü gerenk yok..
bu yağmur çeşidini ilk öğrendiğim olay bir hababam filmi sahnesidir.şöyle ki; mahmut hoca hababam sınıfına bir vukuatlarından sebep ceza kesmiştir. sınıf toptan bahçede,yağmurun altında ve gelen geçenlerin gözleri önünde tekayak üzeri durmaktadır. şaban,güdük ve damat yanyanadır.yanlarına, şimdi ismini çıkaramadığım ve gülüşüne hasta olduğum tombulca velet yanaşır.dalgasını geçerek: " - içeri girsenize yağmurda ıslanacaksınız.. ama doğru ya bu yağmur sizi ıslatmaz, "ahmakıslatan" yağıyor. hehehehe.. " der.. ferit de sittiri çeker tabii..
not: izlediğim sahne yüzbininci tekrarlarından değil,ilk seferindeki sahnesindendir. yıl sanırım 1988 olmalı.. oha yaşlanmışız a.q.
not: izlediğim sahne yüzbininci tekrarlarından değil,ilk seferindeki sahnesindendir. yıl sanırım 1988 olmalı.. oha yaşlanmışız a.q.
herhangi bir konu tesbit edilir.örneğin uzaylı.. bu konuyla ilgili bir makro olay ve bir de mikro olay aynı anda konu içine yerleştirilir. örneğin NASA yetkilisi gelir, mahalle bakkalıyla polemiğe girer..ve olaylar gelişir. güldürmek için ekstra espriye ihtiyaç yoktur.normal koşullarda yanyana gelemeyecek herhangibir büyük obje ile yine herhangibir küçük objeyi yanyana getirdiniz mi insanı gıdıklamaya yakın bir etki yapmış olursunuz. bkz; isviçre konsolosluk yetkilisinin gelip mahallede geyik çeviren gençlere sopayla dalması.. siz de evinizde kendiniz deneyebilirsiniz. kolay gelsin..
hayatın tek kelimelik ifadesi "sorumluluk" dur.. doğduğun anda başlar,öldüğün güne kadar birşeylere karşı sorumlusundur mutlaka.
mahsun kırmızıgül'ün yönettiği filmlerinden tek izlediğim filmdir.önyargısız bir bakış açısıyla ama biraz da pek birşey ummayarak izlemeye başlamıştım.sonra izledikçe baya baya sevdim filmi.izlediğim çoğu filmden -ki buna yabancı filmler de dahildir- gayet iyi kotarılmış bir filmdir kanımca. izleyen kimselerin pek dikkatini çekmediğini sandığım bir sahneyi hatırlatayım: mahsun, balık kasalarını taşırken acı haberi öğrenir. kendini yerlere atar ağlarken,balıklar yerlere saçılır. kamera yerde çırpınann balıklara zoom yapar.arka planda da aynı şekilde çırpınan bir baba vardır.