entry'ler (79)

sözlük yazarlarının tipleri

(bkz: patates)

sözlük yazarlarının itirafları

burada çok az entryim var ve okursanız çoğunun veryansın ettiğim ya da aşk acısı çekerken yazdığım şeyler olduğunu görebilirsiniz. bunun sebebi benim salak gibi diğer platformdaki yazarlığımı söylemem ve o yakındığım heriflerin ya da ne bileyim ev arkadaşımın da özenip yazar olması. burası kurtarılmış bölgem. buradan hepsine sövebiliyorum.

sevgili

öyle bir taneye sahibim ki artık dilim sevgili demeye varmıyor. bir insan hayal edin. gün içerisinde ya da hayatında neler yaptığı hakkında en ufak bir fikriniz yok. ilişkiyle ilgili sorunlarınızı dile getirdiğiniz uzun mesajları okumuyor. terk edeceksiniz ya sanki hissediyor bir anda o en baştaki haline dönüyor; ben seni seviyorum bu bir geçiş süreci diyor ve aklınıza geçmişte geçirdiğiniz mutlu günler gelip bekliyorsunuz. farklı şehirlerdesiniz, ama oraya gitseniz size ayırabileceği iki saati dahi yok, her akşam dışarıya çıkabilecek vakti varken. ailesi ve arkadaşları sevgili olduğunuzu biliyor ama telefonda vs konuştunuz, zaten çoğu ortak arkadaşınız. geçiş sürecinde sizi ters yatırıp düz sikiyor resmen. 2.5 ay mutlu mesut aynı evde yaşadınız ama şehirler ayrılınca ilginin ''i'' sini isteseniz, sen sevgililiği sürekli ilgilenmek biliyorsun bla bla şeklinde bir ton kafa sikiyor. ama kesinlikle ayrılık lafını ne ediyor ne de ettiriyor. ben ne olduğunu ya da ne yapmam gerektiğini çözemedim ve sanırım sonunda kafayı yedim.

sözlük yazarlarının itirafları

aradan 3 yıl geçti ve ben dünyanın küçük olması bir kenara dursun, aynı şehrin içinde bile karşılaşmamıştım eski sevgilimle. ta ki bugün gelip, kedileri hasta olana kadar. karşımda annesi ve o kadar yabancı duran eski sevgilimi görünce içim acıdı. annesi ile olan sıcacık kucaklaşma, ona ise baş ile verilen soğuk bir selam... insan ne söyleyebilir ki bu konu hakkında? bedenim titriyordu ama belli etmemek için gülümsüyor kendileri ile az sonra ilgileneceğimi söylüyordum. üzerimi değiştirdiğim sırada sakinleştirdim kendimi bir nebze. evet, sıradan her gün baktığım hastalardan birinin sahibiydi vs vs. palavraları ile kendimi oyaladım. 1.5 senenin gecesi gündüzü birlikteydi, ben bırakın aileyi sülalelerinin gelini konumundayken iki yabancıyı oynuyorduk bugün. yüzlerimize bakmaktan çekiniyorduk ya da yılların neler değiştirdiğini görmek istiyorduk emin değilim. muayene faslı bitti, derse girmem gerekiyor diyerek ayrıldım yanlarından. öğrencilerin karşısında kaç kere gözlerim doldu ama tuttum kendimi emin değilim, bedenim amfideydi evet ama ruhum geçmişe saplanmış, o ana geri dönemiyordu. insan gerçekten bir defa aşık oluyor ve onu karşısında gördüğünde böyle paramparça mı oluyor? peki o neler hissetmişti? ona da biraz olsun koymuş mudur iki yabancı olmak? gibi sorular dönüp duruyor hala kafamda. bu görüşümden sonra kendimi ne kadar sürede toparlayacağım gerçekten çok merak ediyorum.

sevgiliye mektup

aslına bakarsan sevgilim bu mektup adının önüne eski sıfatını yerleştirecek. hayatımın son 3 4 yılı gerçekten son sürat bir şekilde iğrençleşti. hayatım iğrençleştikçe ben kendimi biraz daha kirli görür oldum. yeri geldi bulunduğum yeri sorguladım, yeri geldi nerede olmak istediğimi. ve şu anda pamuk ipliği ile bağlı olduğum hayatta bir belirsizliğe daha yer bulamıyorum. inişli çıkışlı, ayrılmalı barışmalı ilişkimize bir son vermemiz gerek artık. yüzümdeki gözyaşlarının arka fonunu tek bir cümlenle gülümsemeye çevirebiliyor da olsan onlar akmaya devam ediyorlar. o omzun benden çok uzakta. kafamı gömmek istediğim, kokusunu içime çekmek istediğim o bedenin benim yanıma ne zaman gelecek bilinmez. bir şeyler bitiyor da olsa bana söylediklerine, beni sevdiğine inanmak istiyorum. hayatımın sonuna kadar acaba nasıl olacaktık, haksızlık mı ettim diye düşüneceğim ve içimde bir ukte olarak kalacaksın. 23 yılda bu denli uyumu yakalayabileceğim biri daha olmaz sanırım. birlikteyken etraf için maksimum troll halimizden ötürü tehlikeliydik zaten. ve bir çocuğumuz olsa sanırım hayattaki en büyük sorunumuz baş gösterirdi. bu iki genetik yapının harmanlanması çok korkutucu bir olay. gözümden yine yaşlar akıyor ve ben bu yaşlarla içimden seni söküp atabilmeye çalışıyorum. ve sevgilim sana çok söylemedim ama giderken bil istiyorum, seni seviyorum. yaşadığın hayat senin tercihin değildi, sen de bu şekilde olmasını istemezdin, bu kadar sorumluluğun olmasını istemezdin biliyorum. limoncu olsam böyle olmazdı ama o zaman da sen bana bakmazdın diyen şapşal sevgilim içini hep böyle temiz tut. seni uzun süre bekleyebilecek iyi insanları sev. üzmesinler seni, benim gibi bırakıp gitmesinler. gücüm yok üzgünüm. seni sevmeye gücüm var ama sensiz kalmaya, sana güçsüz olduğumu göstermemeye tek başıma ayakta kalmaya çalışırken seni özlüyor olmaya gücüm yok.

bu da bana ilk gönderdiğin şarkıydı; https://www.youtube.com/watch?v=vEH_7lMYeRQ

elveda sevgilim.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

seni sevmek istiyorum hem de öylesine çok ki. bir daha başka birinin adını dilime, ruhunu kalbime almayacak kadar çok. tüm kalbimi son atışına kadar sana adayacak kadar çok. ama aklım giriyor devreye, güvenemiyorum.

çok geç

melis danişmentin sesinden dinlerdim yıllar önce ve derdim ki bir süre sonra bu şarkı canımı yakmayacak. şöyle bir bakıyorum da durum öyle olmuyormuş meğer. gerçekten doğru bir şeylerin bittiğini bildiğinizde üzülmek için çok geç oluyor. http://www.youtube.com/watch?v=MWZWNh0UqUs

yazarlarin kalıcı hastalıkları

mide fıtığı.

eski sevgilinin söylediği unutulmayan sözler

''ben de gider eski sevgililerimden biriyle barışırım.''

söylediği sözlerden tek tuttuğu buydu sanırım. o bu karakterle mutlu oluyorsa ben de dünyanın adaletine sokayım.

sözlük yazarlarının itirafları

eski sevgilimi hatırladığımda üzülüyorum, eski sevgilisi ile barıştığını hatırladıkça küfrediyorum falan ama sonra yüzünü okşarken içimden lan aslında ne kadar tipsiz bir adam deyişim aklıma geliyor, egom tavan yapıyor ve onu acılarımla birlikte anılarda bırakıp normal hayatıma devam ediyorum.

gönül

(bkz: durduk yere adamın amına koyan şarkılar)

günün özeti

dünyalılardan tiksiniyorum.

sözlük yazarlarının itirafları

bugün gittim ve hamster aldım adını da puştluğunu x koydum, xhamster oldu. ama bunu herkese söyleyemeyeceğim için diğer adını da kafası siyah olduğundan dolayı karabaş yaptım. depresyon bana hiç yaramıyor.

hayata dair iç burkan detaylar

annem başka bir ülkede hoppidik hoppidik gezerken ben burada hem okuyor, hem çalışıyorum. eve döndüğümde de yorgunluktan bayılacak kapasitede oluyorum. genç olan bendim dimi?

sözlük yazarlarının itirafları

bana yalnızca '':)'' diye mesaj atan insanlara acayip derecede küfrediyorum. onu yazacaklarına küfretseler daha iyi. o ne yani? çok zor olmuyor mu hem shift hem nokta tuşuna basmak ardından hem shift hem 9'a basmak falan? insan hayret ediyor.

sözlükte popüler olan konular

aşk acısı çekenlere tavsiyeler
eski sevgilinin geri dönmesi
eski sevgilinin yeni sevgilisi
eski sevgilinin mesaj atması
eski sevgiliyi hala unutamamak
eski sevgiliyle buluşmak
eski sevgiliyle tekrar sevişmek
eski sevgilinin hala kızı
eski sevgilinin amca oğlu...

ben sizin de kendimin de kalbimizde bitiremediğimiz duygularımıza tüküreyim.

zona

(bkz: allahın belası)

seni kimler aldı

toygar ışıklıdan dinleyince daha bir dağıtan şarkıdır. dinlerken bir bir anılar canlanıyor gözümde. evet adam, bu şarkıyı söylemiştik birbirimize bakarak, gülümseyerek, olacakları, biteceğimizi önceden tahmin ederek. şimdi acısını yaşasam da sadece güzeldi be adam. sen güzeldin, biz güzeldik. şimdi o omuzda kim yatıyor, o yanağı kim okşuyor, o dudakları kim öpüyor bilmesem de gözümdeki hatıralarda ben varım yanında. yanyanayız, birbirimizi hiç kandırmamışız gibi, onca saçmalık yaşanmamış ve bütün parçalarımızı toplayıp hayatlarımızdan çıkmamışız gibi...

50 yıllık komadan çıkan adama söylenecek ilk söz

biz de tam senden bahsediyorduk.

system of a down

an itibariyle anasını ağlattığım lonely day şarkısının sahibi grup. severim.