bugün

entry'ler (68)

evde bira yapımı

geçen seneden bu yana sırası ile Pilsener, Bock, irish Stout, Bock ve son olarak Lager tarzı bira ile devam ettiğim yapımı çoğu Türk yemeğinden daha kolay olan, kovada min 3 hafta; şişede ise min 10 gün beklettiğim, bekledikçe güzelleşen, en önemli noktası sıcaklık aralığını tutturmak olan tadı da gayet güzel olan bira elde etme yöntemi.

Kimyager olarak da söylemekte yarar görüyorum ki; çorba yapabiliyorsanız bunu da yaparsınız.

Ufak bir not: 23 litrelik bira için 1 kg şeker kullanmak yerine 0,5 kg şeker 0,5 kg kuru malt özü(yapacağınız biraya göre açık veya koyu malt özü almaya dikkat edin) ile daha güzel, içerken yormayan biralar elde ediyorsunuz.

editing: kova ve şişe temizliğine mutlaka özen gösterin.

editors

9 mart 2018'de Violence adlı VI. albümlerini çıkartacak ve her albümlerinde üstene koyarak devam eden, değişiklikten korkmayan Brit müzik grubu.

albümün şarkı listesi ise şöyle;
1. Cold
2. Hallelujah (So Low)
3. Violence
4. Darkness at the Door
5. Nothingness
6. Magazine
7. No Sound But the Wind
8. Counting Spooks
9. Belong

toplam uzunluğu 47dk 17 sn olacak albüm için seçilen ilk single Magazine oldu.

ben şahsen her versiyonunu ayrı sevdiğim No Sound but the Wind'in bu albümde hangi şekilde yayınlanacağını albümün geri kalanına oranla daha çok merak etmekteyim. *

greg laswell

buraya seneler önce demişim ki ingrid michaelson ile ayrıldıktan sonra nasıl bir albüm yapar da hepimizi intiharın eşiğine getirir; kendisi o albümü everyone thinks i dodged a bullet ile 2016 da yaptı. dodged a bullet ve lifetime ago ile daha albümün başından lafı koyduğu için ben albümün geri kalanını dinleme cesareti gösteremedim. tanım gereği; 8 şubat 2018'de What do i know isimli şarkısını yayınlamış abd'li müzisyen, şarkı yazarı.

masterchef

yamulmuyorsam şu sıralar 24 kitchen'da yayınlanan ve gordon ramsey'nin en sevimli halini barındırdığı şahsımın ise haftasonları bingewatch yaparak izlediği çok fazla entrika ve gıybetin dönmediği yemek yarışması programı.

the 100

3.sezonu baya iyi başlamış olan dizi.
4. bölümü de gördükten sonra yazacaktım ama bugün 3x04 n tanıtım resimlerini gördükten sonra dayanamadım.

direk spoiler verelim ayıp olmasın.

--spoiler--
nereden başlasam bilemedim dizide o kadar çok olay oluyor ki

ilk bölümde bellamy ve tayfası kendi halklarından geri kalanları ararken farm station ı bulmayı başarıyor fakat biraz olaylı oluyor ice nation askerleriyle karşılaşıyorlar ortalık karışıyor neden karışıyor peki dizinin açık ara en salak üç insanından biri olan jasper malının densizlikleri yüzünden çünkü dünyada bi bu malın sevgilisi öldü de ona göre davranıyor bu mal. şimdi karşılaştırma açısından geçen sezon benzer durumda olan clarke ve raven nın(clarke finn i öldürdü falan filan) kabüllenişlerini ve nasıl davrandığını düşünelim jasper cidden mal yani.

raven demişken nolur şu minnoşa eziyet çektirmeyin artık ya dizinin başından beri çekmediği dert çile kalmadı kızın.

şimdi 2. ve 3. salaktan da bahsediyim de içimde kalmasın. tabiki de bellamy ve pike dan bahsediyorum. pike kim di la diyenler için; farm stationdan kurtulanların başında bulunan kendi stationı, ice nation bölgesine düştüğü için ice nationun çeşitli işkencelerine barbarlıklarına ve faşistliklerine denk gelmiş ve maalesef kendisinin de yakın zamanlarda bu ünvanlara sahip olucağına inandığım ark insanı. yok efendim bütün grounderlar kötü hepsini öldürelim falan ayıp hem adamların toprağına in yerleş hem de alayına isyan olmaz. artık ton dc halkınında ark halkını kabüllenmeye başladığını da gördükten sonra ortalığı germe bak kane minnoşuna ne güzel anlaşıyor insanlarla az örnek al. şimdi sıra bellamy de; ben bu çocuğu seviyordum özünde de iyi insan zaten de evladım öfkeyle kalkan zararla oturur bir kafanı çevir bak kardeşine ne güzel kabullenmiş tri kru yu yaşıyor adapte olmaya çalışıyor. bu düşmanlık sırf mount weather da sizi bırakıp gittiler diye mi? kusura bakma da baby kim olsa aynısını yapardı sen de olsan aynısını yapardın clarke kızımız da olsa aynısı yapardı. kimse 50 tane ergen için 1000 savaşçı feda etmez herhalde grounder kültüründe gördüğümüz bu en azından. şimdi sana asıl kızdığım arka planda o kadar olay var o her yerinden fesatlık akan echo nun dediğine inanıp ki kendisi ice nation bu arada gidip polis de heda nın toplantısını basıyorsun sonra mount weather havaya uçuyor yine gelip ice nationun bir numaralı düşmanı olan lexa yı suçluyorsun eee mantık bunun neresinde. sevgiline üzüldüm bak iyi kızdı ama ravenin da dediği gibi sana fazlaydı o kız. haa bide 3 sezon boyunca Jason Rothenberg(yapımcı) çeşitli trollüklerini gördük olum bu adam clarke i sana yar etmez bu dizide onu da bil.

evet bu kadar clarke clarke dedikten sonra sıra sana geldi wanheda.
kendinden ve herkesten kaçtın 3 ay boyunca bebiş ama kaç kaç nereye kadar ki zaten herkes senin peşinde. ice nationdan tut heda sına ve tabiki de sizinkiler seni arıyorlar her yerde. sonunda roan dediğimiz ve sonradan da öğrendiğimize göre ice nation prensi seni buluyor ve yaka paça sevgili lexa nın karşısına getiriyor. tabi haklı olarak sende öfkelisin bağırdın çağırdın 12 ulusun heda sının suratına bile tükürdün(gerçekten yaptı bak bunu) ama ortalık karışık lexa nın sana ihtiyacı var ice nation denilen psikopatlarla savaş çıktı çıkacak bütün millet seni öldürmenin derdinde falan neyse zaten akıllı kızsın kabul ettin 13. ulus olmayı (tabi burada kane e rep) de sorunlar çözülmek yerine daha da arttı gibi.

şimdi burada bir de lexa dan ve clarke lexa ikilisinden (hatta ship name olarak da clexa uygun görülmüştü geçen sene bu arkadaşlara ) bahsetmekte yarar var ki gerçekten çok iyi işleniyor ilişkileri dizide. şimdi geçen sezon indra lexayı 'ruthless' olarak tanımlamış ve neden iyi bir heda ve lider olduğunu bu kelimeyle açıklamıştı. 3x03 de biz de neden böyle olduğunu gördük çatı katından aşağı elçi atmalar olsun (çok iyiydi ama) sözümün üstüne söz söylenmez falan baya iyiydi yani hatta az biraz fangirllük de yapıyım bildiğin ayaklı karizma modunda kadın, ayrıca bu sezon akıbetini en merak ettiğim karakter kane ile beraber. ama bütün bunlar clarke i görünce bitiyor ya o da ayrı bir hikaye işte. lexa nın clarke i mount weather da bırakıp gitmenin üzüntüsünü ve pişmanlığını yaşadığını görmemek için kör olmak falan lazım herhalde ki iş bu nedenden ötürü de yani bir daha halkıyla clarke arasında seçim yapmamak için de bu sky people in koalisyona katılmasını bu kadar çabuk ve efektif bir şekilde istediğini düşünüyorum ben. ayrıca eklemeden de geçemicem o bölümün sonunda diz çökmesi ve clarke a yemin etmesi çok iyiydi. (yazsam daha neler yazılır da üşeniyorum artık sıkıldım yani yaz yaz nereye kadar)

şimdi 3x04 de ice nation sanıyorum ki lexa nın konumuna meydan okuyor ki roan ve lexa arasında bir düello izliyoruz. şimdi burada merak ettiğim bir iki husus var (bir bilen var ise ve aydınlatabilirse beni bu hususta çok mutlu olurum);
1. bu ice nation tri kru arasında ki bu epik düşmanlığın nedeni nedir ki bunca zaman savaşmışlar bunlar misal ice nation ın lexa nın sevgilisini öldürdüğünü ve lexa nın bu olaydan sonra çok radikal kararlar aldığını biliyoruz ama o sırada anladığım kadarıyla zaten hali hazırda bir savaş vardı. nasıl bir anlaşma oldu da ice nation koalisyona dahil oldu?
2. 3x04 ün tanıtım resimlerinde lexa nın burnunun kanadığını görüyoruz ama kan kırmızı değil baya baya siyah sonra 3x03 de lexanın da bizzat eğitiminde bulunduğu çocuklara verilen topyekün isim nightbloods bide bölümde bir yerde lexa yı commander of blood olarak refer ettiler. buradan bir şeyler çıkacak herhalde hatta bu olayı bir şekilde city of light olayına bağlarlarsa cidden bir bravoyu hak ederler ve dizi epik bir konuma yükselebilir bence.

octavia seni de o minnoş ve seksi sevgilini de çok beğeniyorum size bir şey olmasın çok üzülürüm indra da aldı seni tekrar yanına senden çok iyi grounder olur. öptüm kib.

--spoiler--

iki saattir git gel şu entryi yazıyorum daha polimerizasyonumun sıcaklığı sabitlenemedi. bir iki haftaya tekrar bir destan yazarım diye düşünüyorum. *

2 şubat 2016 ankara şehiriçi ulaşım zammı

istanbul da zam yapıldıktan sonra tabi ki de kim olduğunu bilirsin senin bunun da altında kalmayarak bizlere kitlediği zamdır.

şimdi işin en bok yanı artık öğrencilerden de aktarma ücreti (20 kuruş) alınacak oluşudur. açıkçası nasıl bu kadar para göz olunabiliyor çok merak ediyorum ve yine, yeniden sinirlerime hakim olamıyorum.

hacettepe üniversitesinin beytepe kampüsünde okuyan biri olarak kampüse ulaşabilmek için her koşul altında 3 kere kart basmak zorundayım. neden çünkü metro açıldığından beri ne 230 kaldı ne de eskişehir yolundan geçen bir belediye otobüsü. şimdi hadi metrodan sonra ringe binerken aktarma ücretinin alınmıcağını varsayalım ki metro hattı üzerinde oturan arkadaşlar aktarma ücretlerinden paçayı kurtarmış olsun (şimdiki durumda metro+ring yapıldığında tam kartlardan aktarma ücreti düşmüyor diye biliyorum) 1.75 lira da 2.35 lira da her türlü çok hayvani para ankara gibi yarı boktan ulaşım sistemine sahip bir şehir için. metro hattı üzerinde oturmayanlar ise örneğin; çankayanın çoğu semti(dikmen vb.), keçiören(hala metrosu yok bak) gibi yerlerde oturan seve seve çıkacak o aktarmanın parasını. bu hayvanlıktır başka bir şey değildir artık.

hatırlatmakta yarar var bu zammı yapan belediye çayyolu, sincan ve keçiören metrolarını devlete yaptırmıştır.

öho larda da tam ücret 2.55 lira olmuş lan dolmuş 2.25 bu şehirde bir şey diyemiyorum gerçekten ona da zam gelir zaten.

edit: yanlış bilgilendirme yapmayalım dolmuşa da zam gelmiş.

o her aktarmaya verdiğim 20 kuruş girsin bi tarafınıza başka bir şey demiyorum artık.

yazarların en sevdiği üç müzik grubu

editors
alt-j
daughter.

marching orders

editors ın in dream albümündeki içinde geçen i used to write down my dreams now they're gone when my eyes open on you sözüyle kalbime işleyen muhteşem şarkısı.
hem albümün hem de albümü takiben çıktıkları konser turunun söylenen son şarkısıdır.
sözleri de budur:

I can open my mind
But there's no makings of a dreamer in you
In these desperate times
I'm walking home
Walking home to you

I will fall with the rain
I will flicker with the flame
The fire

I used to write down my dreams
Now they're gone when my eyes open on you
Well even though you've fucked up
There's still the makings of a dreamer in you

I will fall with the rain
I will flicker with the flame

I will fall with the rain
I will flicker with the flame
The fire
The fire

These are the marching orders
These are the rules that we break
These are the doubts we cling to
Tryin' to get more
Tryin' to get more

These are the marching orders
These are the rules that we break
These are the doubts we cling to
Tryin' to get more
Tryin' to get more than we take

(ohhh)

Tryin' to get more
Tryin' to get more

These are the marching orders
These are the rules that we break
These are the doubts we cling to
Tryin' to get more
Tryin' to get more

(ohhh)

(Tryin' to get more)
(Tryin' to get more)

Tryin' to get more

Tryin' to get more
(Tryin' to get more)
(Tryin' to get more)...

the 100

2. sezonuyla başarılı bir ivme kazanmış yoklukta gideri olan dizi sıfatından, başlasa da izlesek konumuna yükselmiş the cw dizisidir.

3. sezonu da abd de 21 ocak akşamı başlayacaktır.

--spoiler--
3. sezonu ise clarke in ark bırakıp gitmesinden yaklaşık olarak 3 ay sonra başlayacakmış, ayrıca 2.sezonda lexa nın söz ettiği polis şehrini de bu sezon başlarından itibaren görebilecekmişiz, dizi bu sezonunda grounderların yaşamı ve geçmişi hakkında daha çok bilgi verip bizi aydınlatacakmış.
--spoiler--

vagabond

finding carter ın da opening theme i olan, you ve been up and down, down you ve been low, low, low kısmı çok güzel olan başarılı bir misterwiwes şarkısı.

buyrun sözleri de budur

There you go, there you stay
Keeping low, never wanna play
Wandering far, disappearing
Feet stuck in place, not moving

You've been up and down, down
You've been low, low, low
Troubled sea so deep, troubled home no sleep
You've been flying so high
Avoiding the road
Pretending to not feel alone [x2]

Where to fly? Who knows
Winds rapidly blow
From branch to branch you go
When you see the sun dear friend let it glow

Don't shun it all,
Don't let it fall
From your hands how you used to crawl
You're walking tall, no need to hide
Behind the clouds in the sky

You've been up and down, down
You've been low, low, low
Troubled sea so deep, troubled home no sleep
You've been flying so high
Avoiding the road
Pretending to not feel alone [x2]

Vagabond is you,
Ran the mile no shoes
If the sun goes down too soon
Embrace the starry-eyed moon

Vagabond is you,
Swam the sea at the darkest blue
You made it, made it through
You made it, made it through, oh

You've been up and down, down
You've been low, low, low
Troubled sea so deep, troubled home no sleep
You've been flying so high
Avoiding the road
Pretending to not feel alone [x2]

ms mr

nisan ayında yayınladıkları painted adlı şarkılarıyla yeni albümlerini merak ettiren grup.

no harm

editors un 5. albümün ilk single

aha bunlarda sözleri

I'll boil easier than you,
Crush my bones into glue
I'm a go-getter
The system's in red
The room is inbred
I'm a go-getter

Don't hold no harm
Don't hold no harm

My children despise my wonderful lies
I'm a go-getter
I see through your walls
And your space down your halls
I'm a go-getter

Don't hold no harm
Don't hold no harm

The fever I feel, the fake and the real
I'm a go-getter
My world just expands
Things just breaking my hands
I'm a go-getter

Don't hold no harm
Don't hold no harm
Don't hold no harm
Don't hold no harm.

editors

yeni şarkıları no harmı yayınlayan 6 aralıkta istanbul da konser verecek olan canlar, cananlar.

greg laswell

eşi ingrid michaelson ile yollarını ayırmış olan, bu yüzden artık dünyalar tatlısı olmayan adam. çok üzgünüm sözlük çok. tabi bu ayrılığın üstüne nasıl bir albüm yapar ve hepimizi intiharın eşiğine getirir onu bilemem ama merak etmiyor da değilim.

19 şubat 2015 ankara kar yağışı

beytepede çılgın atan, sabah gelmesine geldik akşama nasıl dönücez la biz dedirten kar yağışıdır.

boğaz ağrısına iyi gelecek şeyler

(bkz: jagermeister)

landfill

bağımlılık yaratan daughter şarkısı. canlı perfomansı orjinalinden daha güzel olan şarkıdır ayrıca.

love

'Did she make your heart beat faster than I could' kısmı ile çoşan fevkalde daughter şarkısı

sözleri ise şöyledir:

I can't forget it, though I've tried
I know you regret it, love,
you told me so many times.

But I still wonder,
why...
You left with her
and left me behind

Take your hands off him
'cause he's the only one that I
have ever loved
And please don't find her skin
When you turn the lights out

I can't erase it
from my mind
I just replay it, over,
Think of it all the time.
But I don't want to imagine
words you spoke to her that night.
Naked bodies look like porcelain,
You both knew I'd be bleeding inside....

Ooh x2 Ah x5

Did she make your heart beat faster than I could?
Did she give you what you hoped for?
Oh, nights of loveless love, I hope it made you feel good,
knowing how much I adored you. x2

edit: imla

ankara büyükşehir belediyesi nin attığı kazık

tanım: hacettepe üniversitesinde okuyanlara, çayyolu halkına ve turkuaz-yapracık toki de oturanlara çok ayıp edilmiş uygulamadır.

tanımı yaptım izninizle öfke kusucam.

ilk önce hacettepe nin öğrencisi olarak, 2013-2014 eğitim yılını takiben başlayan 231 nolu hat özellikle sabah saatlerinde gidenler için iyi bir çözüm olmuştu. haa çok mu mükemmeldi? değildi tabi ki de ama kurtuluştan beytepeye ortalama 30-35 dk da gidebilmek bile mucize gibi bir şeydi. metro açıldığında bu hattın kaldırılabileceği dedikoduları dönüyordu. bir hat kaldırılcaksa, hani illa kaldırılması gerekiyorsa kaldırılmaya en müsait hat 231 idi. ama dostum 230 u kaldırmak?!? bu neyin kafası gerçekten çok merak ediyorum melih psikopatından önce ego da çalışanlar hiç mi dünyadan haberiniz yok? mevcut otobüs sayısı bile yeterli değilken final haftası olmasına ramen 230 hattı yaz saati uygulamasına geçtiğinde millet dakikalarca otobüs beklerken sen yaklaşık 35 bin 40 bin kişiyi taşıyan bir otobüsü yok edemezsin.(bilmeyen arkadaşlar için durum kısaca şöyleydi: kurtuluştan kalkan otobüs sıhhiyede ortalama üstü insan sayısına ulaşır, tandoğanda maksimumuna ulaşır, kaptan insaflıysa milli kütüphanede orta ve arka kapıları açar millet binebilirse oradan biner, nizamiyeye kadar arada kalan duraklarda neredeyse hiç durulmazdı.)

şimdi mevcut duruma geri dönelim 230,231,293,546 ve 572 nin kaldırılması. bu anlamsız, saçma ve gereksiz uygulamayı gerçekleştirme düşüncesine sahip görevlilere şunları sormak isterim:

1. 6-7 km yol nasıl gidilecek? uçacak mıyız ? ışınlanacak mıyız? kimse okulun ring falan demesin mevcut sistemde de yeterli değildi bu ringler.

2. çayyolu, eryaman, elvankent, etimesgut, sincan tarafından gelen insanlara bile köprü dar gelirken yine bu duruma şehir tarafından gelenler de eklenince köprünün hali ne olacak?

3. %50 nin bile altında çalışan çayyolu metrosu(zamanlama, hız ve vagonların tam olmaması durumu) beytepe kampsüne gelecek olan öğrenci sayısıyla başa çıkabilecek mi? aynı zamanda bu öğrenci sayısına eskişehir yolu üzerinde ki bakanlıklarda çalışanları, 230 ve türevleriyle beraber kaldıracak olan çayyolu otobüslerinin popülasyonunu ve odtü gibi yine eskişehir yolu üzerinde kalan diğer önemli yerlerdeki metroyu kullananların sayılarını da ekleyelim lütfen.

4.293 (batıkent metro-beytepe), 546 (eryaman-beytepe) ve 572(fatih-sincan-beytepe) hatları da kapatılıyor bu arada. sabah-akşam 546 yı kullanan hatta yalnızca köprüde 541 bekleme fantezisine bulaşmamak için 16.45 e kadar bekleyen ve 546 ile gidip gelen çok sayıda öğrenci var, sanıyorum ki 572 nin de hatırı sayılır bir müşteri yoğunluğu vardı. şimdi bu insanlara, öğrenci dostlarıma yazık değil mi?
başka bir bomba batıkentte oturan ve sabah okula gelecekler şöyle bir güzargah izlemek zorunda kalacak ki işkenceden başka bir şey değil. metronun yakınlarında oturmadığını varsayalım; batıkent metro ringi--> batıkent metrosu -->kızılaydan çayyolu metrosuna aktarma--> beytepe---> beytepe köprüsünde kaldı zaten arkadaş çünkü artık 230 yok. olsa da zaten aktarma yapabilmesi için gereken 75 dakikalık süreyi aşmış durumda.

Yolda fazladan boşa geçecek zamanın hesabını verebilecek misiniz?

Diyeceksiniz ki çok abartıyorsun, panik oluyorsun; kusura bakmayın adamlar kampüse ulaşımı yok etmiş durumdalar. böyle bir durumda sakin olmamın, sinirlenmemin mümkünatı pek yok.

5. bir başka fakat diğerlerine göre çok önem teşkil etmeyen şu durum: malum 230 sadece hacettepe öğrencileri tarafından kullanılmıyor. iş çıkışı özellikle, demirtepe, sıhhıye ve kurtuluşa giden memurlar ve çalışan diğer vatandaşlarda 230 u sıklıkla kullanıyordu.

hattın kaldırılması yerine 230 köprü ringine çevrilebilir miydi? bence bu da pek işlevsel olmazdı istenildiği kadar otobüs koyulsun yine köprüde ki yoğunluğun önüne geçilemezdi.

7 temmuzda yaz okulu başlıyor. ego yönetimi bu salaklığından vazgeçmez gibi dava falan açılmazsa. umarım hacettepe yönetimi bu duruma karşı önlem alır.

şimdi çayyolu halkına atılan kazığa bir bakalım.

1.161 (konutkent-çankaya diye geçiyor literatürde ama çayyonunda dolaşmadığı yer yoktu otobusün) kaldırılmış. evet şimdi bu pek huzurlu zaten günde 3-5 kere kalkan otobüsümüzü kaldırarak çankaya gideceklerin yolda geçireceği zamanı min %30 artırdık mı arttırdık, kızılaya indirdik mi indirdik, aktarmaya mecbur ettik mi ettik; küfürü yedik mi? bence yediniz.

2.119 konutkent kızılay hattı konutkent koru sitesi koru metrosu olmuş. 123 yaşamkent- kızılay hattı yaşamkent- koru metrosu olmuş, 118 türkkonut-park caddesi-ümitköy-kızılay otobüsünde park caddesi bağımsızlığını ilan etmiş ego nın sitesine göre ata bilge sitesini yamacına almış (ama zaten ata bilge sitesi park caddesinde yani bunu nasıl yapmış valla bende anlamadım yaşamkentteki ata bilgeden de bahsedebiliyor olabilir, kafası karışık fazla üstelemek lazım) koru metrosuna ring olmuş. doğal olarak bu otobüslerin kızılay seferleri sizlere ömür oluyor.

3. 120 ve 121 in acınası kaderi; zaten allah ın unuttuğu yerde oturan bu sevgili tokizede vatandaşlarımızı da koru metrosuna yönlendirmişler. halbuki otobüs kendi basıp gitse eskişehir yolunda daha hızlı gider kızılaya.

4.174 ü de beytepe metrosuna ring yapmışlar. buna bir şey bulamadım sanırım mantıklı geldi. ama hacettepe popülasyonu+ sabahları beysukente gelen teyzelerimiz köprü kalabalığında eğlenceli anlar yaşabilirler. çünkü çok kalabalık olacak.

5.165,126,127 nin başına ne geldi ya da ne gelecek bir bilgi yok ortada korkmuyor değilim hani...

6.çayyolu son durağı nereye taşınıcak? 163 ler aynı şekilde devam edecek mi? bunlar merak ettiklerim.

7.bir de işin nakit ve vakit kısmına bakalım. Durum itibariyle konutkent ve yaşamkent halkı aktarmaya mecbur bırakılmış durumda. çayyolundan dışarı çıkmak oldu sana 2,70. acaba yeni moda 119 ,118, 123 ringleri kaçar dakika ara ile dolanıcak? 20 şer dakika arayla dolanmaya başladı diye düşünelim (otobüslerin normal sefer aralığı bu süre 118 hariç 122 dahil) bindin, indin, metroya geçtin tam bilet kullanıyorsan 70 kuruş aktarma parası verdin, metro geldi, doldu, kalktı gitti falan filan derken sanırım yaşamkent-konutkent halkı dolmuşa yönelir iyice. vatandaşın sıhhiyeye gideceğini düşünürsek aynı parayı vermiş olacak ve daha kısa sürede gidecek. ben ille de metro kullanırım derse biri zaten yaklaşık 1 saat olan kızılaya gidiş olacak kendisine 1 buçuk 2 saat.

toparlamak gerekirse, bu durumda kötünün iyisi olan sistem tam tabiriyle boka batmış oluyor.

not: iptal edilen ve değiştirilen başka hatlar da var ama o hatlar hakkında bir fikrim olmadığı için yazmadım.

tatiana maslany

orphan black in ikinci sezonu itibariyle televizyon dizileri için verilen bütün ödüllerin, ödül sezonunda kendisine verilmesi gereken muhteşem oyuncu.

--spoiler--

orphan black te şu ana(2x09) kadar canladırdığı karakterler ise şöyledir:

-sarah, alison, cosima, helena, rachel, beth, tony, katja

-ayrca; sarah as beth, helena as sarah as beth, sarah as alison, sarah as cosima, alison as sarah, sarah as katja, rachel as sarah şeklinde de klonlarını taklit etmişliği vardır. kısacası kendisi muhteşemdir.

--spoiler--