bugün

entry'ler (6)

boşaltın aklınızı ve unutun bildiklerinizi

Ne gerek var?

istediğiniz kadar bir konuda uzmanlaşsanız da , istediğin kadar bir ilimde, bir bilimde bilgi sahibi olsanız da asla bir cahil kadar herşeyi bilemeyeceksiniz.

Çünkü bir cahilin profilinin sol köşesine yazdığı "Hayat Üniversitesi" sizin okuduğunuz üniversiteden, lisansınızdan, yüksek lisansınızdan daha şanlıdır.

Çünkü onun aldığı "kulaktan dolma 101" dersleri sizin aldığınız bütün akademik bilgilerden daha kesindir. Tartışılmaz.
Hayatında bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kitap ya okumuştur ya okumamıştır. Ama ömrü buyunca 3.997 kitap okumuş bir lideri eleştirmekte üstüne yoktur
Ve arada bir ağzını açıp şu iki klişe cümleyi tekrarlar durur:
"Sizdeki imkanlar bende olsa şimdi ohoo ben neler olurdum neler"
Oysa yetim kalmış bir çocuğun dayısının tarlasında yırtık şalvarla, rengi solmuş fesle karga kovaladığı günlerden, cumhuriyeti kuran bir lidere dönüşmesini,
imkansızlıklar içinde büyüyen, ama Türk gençliğine nice imkanlar bırakarak göçüp giden lideri görmezden gelir.
Çünkü o lider bir şey bilmez(!) ne söylediyse yalandır(!) en iyisini bizim cahilozoflarımız bilir.
Tarihi ne Halil inalcık'tan öğrenmeye çalışır ne de ilber Ortaylı'dan... Onun bir numaralı tarih hocası tv'ye çıkmadan önce kafayı bimilyonlara çeken fesli tarihçidir. O ne derse doğrudur. Ona göre şimdiye kadar öğrendiğimiz tarih külliyen yalandır(!)

Ve bizim cahilozofumuz çıkar der ki:
"Fesli hoca doğru diyor. Atatürk Osmanlıyı yıkmış da Türkiye'yi kurmuş vay haiiin onca toprağı düşmana vermiş vay vay"

Bunu der. Çünkü o cahilozofumuz küllerinde boğulmuş bir imparatorluğu, küllerinden yüceltmeyi Atatürk ve arkadaşlarından daha iyi bilir(!)

Çünkü cahilozofumuzun gözünde Osmanlının son halleri, aynı Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki gibidir. Cahilozofumuz, Anadolunun, kurtlar sofrasında bin pareye bölündüğü haritaları bilmez görmez. O gider, osmanlıyı sırtından vurup ingilizlerle kucak kucağa oturmuş arapların topraklarını dert eder.
Onun gözünde arapların ihaneti yoktur. Ona göre "Atatürk o toprakları kurtarmamıştır"

Sultan II. Abdulhamit Han'ı sorsan bilir. Ama Abdulhamit'in yahudilere toprak vermediğini ve cevap olarak "Biz o toprakları atalarımızın kanlarıyla aldık, ancak ve ancak kanımızın son damlasıyla veririz" dediğini bilmez
Ve dur, bitmedi, Bizim cahilozofumuzun derdine düştüğü arap topraklarını arapların kendi elleriyle yahudilere sattıklarını da bilmez tabi.
Ve cahilozofumuz bugün çıkar, arap dünyasındaki fitne fesata üzülür.
Halbuki araplar bugünkü çıkmaz kuyuyu kendileri kendi elleriyle kazmışlardır.
Tabi bizim cahilozofumuz koyu bir arapsevici olduğundan tüm bunları görmezden gelir. Tüm bunların tek sorumlusu tabii ki Atatürk'tür(!)

Tabii, cahilozofumuz din bilgisi üzerine kimseyi de tanımaz. Ona göre Atatürk ve eski devlet büyüklerimiz dinsizdir. Çünkü onlar hilafet devletini kaldırmışlardır.
Tabi yine bu kaldırılan hilafet bizim cahilozofumuzun gözünde Kanuni Sultan Süleyman Han dönemindeki gibidir.
Halbuki Osmanlı'nın son dönemlerinde hilafetin etkisi kalmamıştır, sembolleşmiştir.
Hilafeti ortaya çıkaran araplar dahi, halife olan padişahlarımızın çağrılarına uymayarak ingiliz ve fransızlarla kol kola gezmişlerdir.
Hatta ve hatta Osmanlı Padişahların hilafetlerini tanımayarak kendi içlerinden yeni halifeler türetmişlerdir.
Tabi bunun suçlusu yine Atatürktür der bizim cahilozofumuz. Böyle der kolaya kaçar

Ama Atatürk'ün küçük yaşında Kur'an-ı Kerim'i hatmettiğini bilmez.
Bununla yetinmeyip, diğer semavi dinlerin kitaplarını da okuyup, Yaradan'ın mesajlarını anlamaya çalıştığını da bilmez.

Kurtuluş mücadelesi devrinde düşmanların camilerimize yaptıklarını, Atatürk yapmış gibi gösterir,
ama
günümüzde yol yapmak için cami yıkanları
tarihi cami ve külliyesini tıkıp yerine otopark yapanları
görmeeeez. Çünkü onlar müslümandır.

Peki kime göre, neye göre? Bizim cahilozofumuz engün tarih, din ve kültür bilgisiyle ölçer tartaar ve bu malum kişileri müslüman, Atatürk ve Atatürk yoldaşlarını da dinsiz ilan eder.
Çünkü cahil dediğin her şeyi bilir abi, her şeye karar verir....

Vay efendim Atatürk naapmış? "Gitmiş Arap Alfabesini kaldırmış da latin harflerini getirmiş. Püü gavurcu(!), onun yüzünden dedelerimizin mezar taşlarını dahi okuyamıyoz, püü ona!"

Halbuki bizim cahilozofumuz Osmanlının son dönemide 40.000 köy olduğunu ve bu köylerden 38.000 inde okul olmadığını, nüfusun %90'ının okuma yazma bilmediğini bilmez....
insanların okuyacak kitap bulamdığını, düşmanların osmanlı devletindeki bütün ilmi ve bilimsel kitaplara el koyduğunu, ambargo koyduğunu bilmez....

Aaa ben bilmez mi dedim. Bilir canıım. O her şeyi bilir elbette.
Suçlu Atatürk'tür tabiiki yine.
Çünkü Atatürk, bize okuma yazmayı öğretmiştir.
Ama mezar taşı okuyamıyoz onun yüzünden. Tüü onun yüzüne(!)

Büyük komutanlarımızdan Fatih Sultan Mehmet Han'ın istanbul'u fethettiği gün, gayrimüslimlere söylediklerini, onlara uyguladığı hoşgörü politikasını hepimizi biliyoruz diye düşünüyorum.
Osmanlı imparatorluğu bir kültür mozaiği olarak bu politika sayesinde 600 yıl boyunca ayakta kalabilmiştir.
Fakat yıkılmasına yakın dönemlerde kapitalist düşman devletlerin Osmanlı devleti içerisindeki azınlık halindeki milletleri kışkırması üzerine hoşgörü politikası da kar etmemiştir ve devlet bölünmüştür. Hoşgörü politikamız demode olmuştur çünkü.

Bunun yerine "Laiklik" gibi modern bir tanım gereklidir.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerinde yaşayan fertler istedikleri dini yaşamakta özgürdür. inanç ve ibadet haklarına karışılamaz."

Fark ettiyseniz bu laiklik politikası Fatih Sultan Mehmet Han'ın istanbullu gayrimüslimlere uyguladığı politikadan farksız gibidir.

Yani Atatürk ne yapmıştır? Hoşgörü politikamızı modernize ederek, devleti ayakta tutan ilkelerden biri haline getirmiştir.

işte bu yüzden Atatürk suçludur der bizim cahilozofumuz.
neden diye sormayın suçludur işte. Suçludur.

Çünkü bizim cahilozofumuz laikliğin anlamını bilmez. Lailkliğin anlamını "dinsizlik sanar."
ve bu doğrudur efendim!
Atatürk'ün dediği yanlıştır. O nerden bilecek(!)

O yüzden gel gelelim bir şey bilmeye gerek yok.

Boşaltın aklınızı

açın kulaklarınızı

ve de sağdan soldan çürümüş kokuşmuş ne kadar yoz bilgi varsa

doldurun içinize

çünkü cahillik budur

bu varken ne gerek var alimliğe?

sevilen şiirin en vurucu cümlesi

"Lambada titreyen alev üşüyor"

Bu cümle nedense içinde bir çok anlam barındırıyor bana göre

metrodan inerken omuz atan hödük

bir de metroda hiçbir yere tutunmadan yürüyen ve metro hareket ettiğinde üzerimize düşen hödükler vardır ki, düşman başına...

anıtkabirin abartılı bir yapı olması

bin odalı saraycığı göz önüne almayı unuttunuz sanırım.

vizelerin bazılarına girecek olması

Atalarımız olanla girene çare yok demişler.

sahil kenarındaki evsize ferrariyi bırakıp gitmek

yardımseverlikten çok, bu hareket o adamcağızı daha çok üzer şahsen.