entry'ler (20)

şu an nerde olmak isterdin

artık hiçbir yerde olmak istemiyorum, yatağım ve kütüphane hariç.

kitap okuyan kız

neden zaten olması gereken şeyleri/özellikleri çok imkansız şeylermiş gibi övüyoruz ki? kadın erkek fark etmeksizin herkesin bir kitap okuma alışkanlığı olmalı, belki çok sık olamasa da, zaman buldukça herkes kitap okumalı.

sevgili için yapılan fedakarlıklar

ayrıldığımız günün gecesinde onu mitolojik hikayeler okuyarak uyutmak.

her şey yolunda giderken sevgilinin ayrılması

her şey pek de yolunda gitmiyormuş demek ki. "hadi bana sor, sevmek bu kadar mı zor?'

ünlü şairler arasında kadın olmaması

hiç didem madak okumamış insanların söylemidir. didem madak dışında birçok kadın şair örneği var tabii ki ama aklıma ilk gelen o oldu başlığı görünce.

geleceğe dair hayaller

şiir kitabım basılmış, podcast'imi dinleyenler artmış, sokak hayvanları için pansiyon açmışım ve saçım uzun... güzel şey hayal kurmak!

sözlük kızlarının saçları

kısa ve kızıl, garip bir kızıl ama.

gece 03 00 da ateşlenen sigara

ılık bir yaz gününde yıldızlara bakarak içiliyorsa insana bir garip hissettirendir. mutlu olmadığımız yerlerin kapısını çekip çıkmamız lazım!

cevabını vermekte bir hayli zorlanacağınız soru

neden affettim?

sözlük yazarlarının itirafları

hayatta hiçbir şey olamamaktan korkuyorum, hiçbir işe yaramamaktan korkuyorum. kendi düşüncelerimin içerisinde boğuluyorum resmen. ya bi' boka yaramazsam?

sözlük yazarlarından şiirler

götürün beni, günahlar işlediğim o şehre
şimdi bir afetin yokluluğundan sızlıyor ellerim, dirseklerim
mavili yeşili gözlere kanarak yaptığım devasa hatalar
bağışlasın, misyoner papazlar
kendi kendimi bağışlamadığım sürece
bir önemi yok, ötüşsün manifestolar
-olduğum gibi kabul edilmediğim yerleri nasıl özlerim
bir kalpte iki adam nasıl durur, savaşırlar-
cüsseli sessizlikte yemekhaneci er askeriyim
siluetsiz bakışlarım düşer çatışmalarımın ortasına
-düşman ateşine gülücükle karşılık verilir mi,
top atılan yangınlı çayırlara çıplak gidilir mi-
sevişmelerin hesabı kitabı
dursun orada, bu gece, dönsün yalnızlığım
aldanmayın kambur vücuduma, ruhum bir dal parçası
 evrenler toplaşsın etrafında dağınık çarşafların
bir kan lekesi kadar basittir ve derinlere işlenir yaşanmışlıklar
 kimi şiirler okunamayacak kadar güzeldir

sabır gerektiren eylemler

sosyal anksiyetenin zihne yaptığı baskıya dayanabilmek.

sonra döndüm dedim ki

iç dünyamdaki hayallerle dışarıdaki gerçekliğin savaşı yoruyor artık beni.
ben bu dünyanın maddiyatçılığını sevmedim.
sevdiklerimi, şiddet gören tüm canlıları da yanıma alıp yıldızlara doğru bir seyahate çıkacağım.
bu uzay gemisi hayallerden yapıldı, bombalayamazsınız.
bu mabet rüyalardan yapıldı, taşlayamazsınız

insanların en büyük problemi

benim problemimden şöyle bahsedeceğim:
kayıp ruhların parlayan yıldızları! kutsal gecelerinizden birkaç saniyeyi bana ayırıp, o şarkıyı gözlerime bakarak söylediği an'a yollar mısınız beni?
ben intihara meyilli değilim, onlar çok neşeli ve arkadaş canlısı varlıklar! gül satan aç çocukları kovarken nasıl bu kadar neşeli olabiliyorsunuz, -ruhları dışında- saçma olan her şeyi paylaşan çiftler?

sigara içen yazarlar

gece balkona çıkıp yıldızlara bakarak sigara içtiğim anlar çok özeldir benim için. bence böyle anlar yaşıyor olmanın hissedildiği anlardandır. özellikle de uzun zamandır tutsağı olduğunuz, mutlu hissetmediğiniz yerlerden kapıyı çekip çıktıysanız, esaretten kurtuluş hissi yüzünüze çarpan rüzgarların hafifliğiyle bile belli eder kendini.
insan olmanın hafifliğinin büyülü bir güzellikle hissedildiği anlardandır ayrıca. meditasyon yapılmaya, düşünceleri boşluğa bırakıp nefes alışverişlerine odaklanmaya oldukça müsait bir ortamı içeren güzel eylemdir.
bir de içtiğiniz küba tütünü ise, daha da güzelleşen eylemdir. iyi hafiflemeler.

hayata dair iç burkan detaylar

insanların büyük bir çoğunluğunun yapısal eleştiriye kapalı ve yargılayıcı olduğu gerçeği. kendimize güvensizliğimiz, ruhumuzu açmamamız.

hayattan zevk almak için yapılması gerekenler

ruhu özgür kılmak, meditasyon yapmak, anın farkında olmak.

bayanlardaki istediğimi giyebilirim egoistliği

her insan, kendini nasıl iyi hissedecekse öyle giyinme özgürlüğüne sahip değil midir? böyle konularda tartışmak yerine daha güzel şeylere odaklansak, dostluğa mesela?

özlenilen yer

kendi kendimi bağışlamadığım sürece
bir önemi yok, ötüşsün manifestolar, olduğum gibi kabul edilmediğim yerleri nasıl özlerim?
bir kalpte iki adam nasıl durur, savaşırlar?

kalbinin girişinde bir yazı olsaydı bu ne olurdu

"bu şarkılar nasıl uzun
ve gittikçe kısalıyor sigaralarmız,
titreşirken gölgelerimiz şimdi,
ne yapacağız?"