içinde üç beş cümlelik basit iddia geçmesine rağmen bazılarının anlamakta zorlandığı başlık olmaktadır kendileri.
şu sığ düşüncelerini bir kenara bırakıp, lan adam haklı olabilir belki önce soluklanayım öyle karalarım birşeyler desinler diye özellikle diğer takımlardan örnek verilmemiştir.
oynadıkları dönem içerisinde alex de hoijdonk da fenerbahçenin en başarılı futbolcularındandır ama bu onları yine de yıldız sınıfına çıkartmaz. mesela gökhan gönülün bile çok daha fazla yıldız olma potansiyeli vardır, eğer büyük düşünebilirse. emre mesela daha iyi takımlarda oynamış, imzalar atmış bu sıfata daha layık bir futbolcudur.

şu ad hominem aşıkları ise bir zahmet oyun bahçesine. hoijdonk, rapaiç, revivo, alex, niang. hangisi avrupanın en büyük klüplerinde oynamış aq. niangın bir marsilyası var, son 20 yıldır ne kendi ülkesinde ne avrupada elle tutulur başarısı olmayan. tek tek detaya girmeye gerek yok, açın bakın geçmişlerine. haklarını verelim ama adamların oynadıgı en büyük klup zaten fenerbahçe. en azından 2. büyük.

bu arada fenerbahceye gelen en büyük yıldızı unutmusuz carlos'tur. takıma çok faydası oldu mu tartışılır ama geçmişi değil.

fenerbahçeye geldiği için yıldız olan futbolcular ya da fenerbahçeye gelen yıldız sanılan futbolcular olarakta değiştirebilecek olan başlık. bu üç başlıkta aslında birbirine denktir.

bunların başında sanırım, ilk akla gelenler van hoijdonk, milan rapaiç, haim revivo gibi futbolcular gelmekle birlikte liste bayagı kabarabilir.

olayın bir diğer boyutu ise bu adamları yıldız sanan aynı taraftarın populerlikleri, yetenekleri, oynadıgı takımların büyüklükleri gibi bakımlardan çok daha iyi seviyede olan birçok diğer takım futbolcularına bu sıfatı vermiyor olmalarıdır.

anelka yıldızdır ama alex değildir. ortega en azından milli takımda yaptıklarından dolayı ve o dönem için yıldız sayılabilir ama niang yıldız değildir.

sevdiriyor kerata kendini. evin haşarı çocuğu gibi.

seksten soğutur.

kimi için özgürlüktür.

o dünyaya şöyle girip biraz gezindim, dışarıdayken umdugum gibi çıkmadı, ben de hemen ölüverdim.

acemi şöfor değilseniz sıçtığınızın resmidir.

acemi adam zaten yavaş yavaş kıyıdan köşeden giderken yapar sıkıntı olmaz. usta bunu yapmışsa kesin ciddi birşeyler olmuştur ki bu hatayı yapmıştır.

"ışık" hammaddesidir.

...
- bilgisayar açılmıyor, ne yapmalıyım?
+ fişini tak.

mavi ekran.

marco materazzi de benim adayımdır. gerçi o hırçınlıktan çok pisliğiyle önplana çıkıyor.

ulan o kafa var ya o kafa gögsünü değil başka yeri hedeflemeliydi.

ağzına kusarım öyle sevgilinin. bol bol çilek falan yesin bari aromalı gider belki.

neden baktıgı sorulması gereken erkekdir.
yaptım ama bi sor, "neden yaptım?"

sistemin karşısında olmaktır ama herkes mümkünse olmasın anarşist. sisteme ihtiyaç duymayacak kadar vicdanı olan insanların işidir anarşizm. hakkım yeniyor diye ota boka sinirlenip ona buna kızanların ya da sağa sola a harfi karalayanların işi değildir. yukarıdan ya da yandan gelmez o ruh hali. tam içimizden doğar ve aslında bireylerin mutluluğudur aslolan. yeri gelir tüm bu salladıklarıma siktir çekmektir anarşist olmak. (böyle dedik diye siktir mesajlarıyla muhatap olmazsam sevinirim) *

alakasız ama bi dipnot düşeyim: hiç bir ülke için ölmem de öldürmem de. anam beni ne için doğurdu bilmiyorum ama devletin köpeği olmam için bile doğurmuş olsa farketmez, hayat benimdir, beden benimdir, düşünceler benimdir. tüm tasarruflar benim varlığıma aittir, her ne kadar varlığımın henuz tam ne oldugundan emin olmasam da.

şirindir, çocuk oyuncudur zamanlarını geçeli çok oldu. bildiğin oyuncu bu kız hem de üst sınıflardan. hatta bildigin kadın olmustur neredeyse. roportajlarında falan boyle bacak bacak ustune atmalar boyundan büyük laflar etmeler. he hala şirin midir, öyledir tabi. kardeşim olsun her gün seveyim böyle, ara sıra tokat falan atayım her gün kızdırayım, ciyak ciyak bagırsın ben de hadi bi su getir de barışalım diyeyim. *

nasıl bir gazla çalışır hiç anlamam. ulan karşı da terso bi adama denk gelirsin ki mümkün bu. adamın eve gitmişsini çeker vurur. eve girmiş falandı filandı kendimi korudum der bi şekilde ufak tefek cezalarla sıyıradabilir ki burası önemli değil. önemli olan bu elemanın bok yoluna gitmiş olmasıdır. ucuz la bu hayat denen şey gerçi, ne olcak parayla mı aldık sanki.

şöyle sabit bi yerim yurdum olursa ilk yapacagım eylem. ne işim olur laptopla. şöyle adam gibi bi mousela klavye olcak, binicem üzerine vurucam kırbacı vurucam kırbacı.

hem zaten laptopu kucağa ala ala, sonunda doktorlarda bizi kucaga alacak bu gidişle.

çocuk sahibi olmama, hatta evlenmeme kararımın kendim için ne kadar doğru oldugunu bir kez daha anladım.

bu konu ciddi ciddi oturulup tartışılması gerekir. de türbanla falan alakalı olarak degil. çocugun üstünde ebeveynlerinin ne kadar hakkı vardır, devlet nerede mudahale edebilir falan gibisinden. açıkcası net fikirlere ulaşabilmiş değilim. mesela bi erkek çocuguna feminen kıyafetler giydiren ebeveynelere devlet mudahale etmeli mi? ya da ilkokulda saçları toplayacaksınız deme hakkı var mıdır devletin? mesela gün gelecek diyelim devlet baba kızlar saçları 3 numara yapacak dedi ilkokulda, bunu kabul edecek miyiz?

videoya gelirsek aslında her şey çok açık. kelimelerle dile getirmeye gerek duyulmayacak kadar açık olan biten. adamın amacı, muhabirin amacı, kafalarında geçenler ortada. çok net ayrımlar söz konusu çünkü. herkes kalıplara girmiş durumda. beni asıl rahatsız eden nokta muhabirin ama yasalar böyle falan diye sürekli duvar örmesi. arkadaş yasa denen şeyi biz yapıyoruz, değişmez değiller. insanların mutluluguna engelse değişir bu yasalar. sürekli tc devleti yasaları falanı filanı böyle der deyip işin içinden sıyrılamayız. amacımız zaten hepimizi mutlu edebilecek ortak yaşamamıza ortam sağlayacak yasaların çıkarılması. yasalarım da yasalarım diye söylenmenin anlamı yok.

bu arada elemanın hazırlıklı olduğu çok belli. özellikle tehdit altındayım dedikten sonra ki piyesi mantıken tartışmaya değer, duygusal anlamda ise çok samimiyetsizdi. hemen yobaz lan bu deyip kestirip atmamak lazım. bazı noktalarda adam tartışmaya değer iddialarda bulunuyor. diyanet böyle birşey günah diyorsa, ya da böyle bir algı varsa, önce oraları halletmek gerekir. gerçekten bu ülkede kızların başı açık oldugundan yanacagına inanan insanlar varsa önce onları dinlemek gerekli. ortada çocuga işkence kadar açık net bir olay yok çünkü. konuşalım tartışalım. ona yobaz buna dinsiz diyerek sağlıklı bi sonuç elde edemeyiz.

içiniz rahatlasın diye söylüyorum elemanın sene sonunda gitmesi durumunda bonservis tamamı verilmeyecek gibi bi durum vardı bi ara. sanırım yıllık aldıgı para ve 2 3 milyonla yırtabilirsiniz bu işten. 3 taksitin ilk taksiti ödendi. futbolcu takımına geri dönerse kalan taksitler ödenmeyecek. hagi kiralık oyuncu muhabbeti falan yapıyordu, muhtemelen bu misi için demiştir.

ed: olum şuna eksi oy basanın nasıl bir kafası var açıklarsa bana sevinirim. bilgi yanlışsa eyw da onun dışında bir sebep varsa öğrenmek için can atmaktayım.

ulan çok birşey istemiyoruz bari ezikliğimizle başbaşa bırakın bizi. siz gidin kardeş kardeş takılın büyüklük oyunu oynayın, her şamoiyonluk sonrası biriniz büyük olun falan. anlayamayacağınız şeylere de burnunuzu sokmayın. beşiktaş azımsanmayacak kadar çok seveni olan derinliği olan bir kluptur. gerçi 3 5 taraftarı da olsa birşey değişmez. siyah beyaz renkleri olan bu klubu seven en az bir kişi var burada. tüm türkiyede tek taraftar kalsam, takım küme düşse de seviyorum bu takımı. eziksek ezikliğimizle, başarısızsak başarısızlığımızla, artık ne derseniz o halimizle başbaşa bırakın bizi. bu çok zor olmasa gerek siz gibi büyük takımların yüce taraftarları için.