bugün

entry'ler (19)

kitap önerisi istiyorum

çavdar tarlasında çocuklar ve otomatik portakal.

25 ekim 2018 beşiktaş racing genk maçı

sezon başından beri haydi diye diye itekleyen taraftar, görünüyor ki yine 11 kişi eksik çıkmış maça.!
bu kadar hata artık kabul edilebilir değil.!
bu kadar top kaybı, bu kadar pas hatası.!
7 senedir klübün önüne kartal bağlasan prestij kasarsın, eşek bağlasan maskot olur.!

en ucuz sigara 20 tl olacak

olsun mk insan sevgilisinden ayrılır mı üç beş lira için.

ağlayan birini görseniz ne yaparsınız

salın insanları; hayatın akışını değiştirebilirsiniz. gideceğiniz yere geç kalabilir, yılın fırsatını tepebilirsiniz.

hiç unutmam Mudanya da ağlayan bir kadına su ve mendil verdim diye tokat yemiştim..
“ biz erkekler hepimiz aynıymışız..”

dolar

bi kulağımızın arkası kalmıştı; onu da seçime kadar halledecekler sanırım..

kitap kahramanı olsan kim olurdun

Holden Caulfield
(bkz: çavdar tarlasında çocuklar)

beşiktaş ın maça çıkmama kararı alması

Şenol Güneş’in kafasına gelen çakmağı atan şahıs “yanımdakinin gazına geldim diyor.”

Şenol hocamızın kafası soyunma odası tüneline kadar yarılmamış görünüyor, adam on dakika sonra kafasında beş dikiş, sedye ile staddan çıkıyor. neymiş yok nasıl oluyormuş o tüneldeki kavga neden çıktı, orda ne oldu kimse Allah vergisi beyni kullanmıyor.

“stadın dört köşesine adam yerleştirilmiş, bizim adamlarımız değil; stada teröristler girmiş, fetöcü bunlar diye işten sıyrılmaya çalışıyorlar.”
helali hoş, hayırlı uğurlu olsun. bu saçma işlerin böyle işlemesine sebep olan herkes iflah olur inşallah.
işiniz gücünüz fitne fesat, adam ayırmak. böyle de zor ama hayırlısı neyse o olsun.

en nefret edilen laflar

anladım..

bu ne oğlum insana kafayı bozdururrueururrr

engellenemeyen hisler

şüphe en tehlikeli zehirdir moruk..
bir defa düşünce içine ne kendini çıkarabilirsin ne de kendini tam olarak verebilirsin içinde bulunduğun duruma..

tam çıktım dersin; yine düşersin kafasına, kafanda hep “ya.?” sorusu yankılanır..
kafayı yiyecek gibi olursun, dinlenirsin ama dinlenirken bile yorulursun..

ne o pes eder seni gömene kadar ne de sen vazgeçmek istersin; seversin, sahip çıkmak istersin, çünkü belki de ilk kez bu kadar mükemmel gitmiştir herşey senin için..
alışık değilsin ya; şüphe seni yer, sen kendini..
döner bakarsın sonra elde avuçta birşey kalmamış..

siktir et mk engellemeye çalışma çünkü güvenmezsen engelleyemezsin.!

kitap yazacak olsanız son cümlesi

ritim değişiyor; meydan okuyordu artık karanlık her duvar çıkıntısına.!

mahmut uslu

heybemde buna çıkarabileceğim kelime yok xd

yorumcu: tam teşekküllü sağlık raporu almadan görevimizi yerine getiremeyiz diyerek; söylenmesi gereken herşeyi söyledi..

fenerbahçenin kadıköy de 12 kişi ile oynaması

boşuna 12 numaralı formayı taraftarlarını vermediler..

fm de bile bu formayı oyunculara veremiyorlar xd

23 eylül 2017 fenerbahçe beşiktaş maçı

Kadıköy’ün Kadıköy olduğunu yeniden görmüş olduk..

evinizden çıkış yok bunu da en güzel siz gösterdiniz..

o kadar ev sahibi gördüm böylesine ucuz muamelesini görmedim; sizlerde haklısınız, Ali Palabıyık’a teşekkürü borç biliriz..

sözlük yazarlarının itirafları

ilk kez aynaya bakmadan bıraktım kendimi botlarımın üzerine, sokakları aşındıran yağmur damlalarını yara yara geçtim.
durdum bir ara ve onların nasıl birlik olup kaldırımların, parke taşlarının ve asfaltın üzerinde kusursuzca kayışına tanıklık ettim.

evet; bulutlar bir kez daha sevişiyordu ve ölüme doğuruyordu onları. sokak lambaları eşliğinde. ölüme seyreden yol hiç bu kadar kusursuz ve huzurlu olmamıştı..

türkiye deki kızların kültürsüz olması

kültür yoksunu, abaza erkeklerimizin; bir gülüş yarım bir öpücük için, katlanmaları sonucunda ülkemizdeki popülasyonları yerinde saymamakla beraber giderek artmakta.

ben bu yazıyı sana yazdım

Başını eğdiğin yerde ölümlerin. Ölümler çok şey anlatır ama biz susalım. Konuşmak kelimelerle sınırlar en güzel ölümleri. Duaların hepsi yakarış değil bilirim. Kırık aynaların da iyilik dilediğin bir bedenin var. Ruhunu kurtarmak dileğin. Bu döngü seni hapsetmiş hissettiriyor kırık aynalara. Direnmelisin yine de tüm kırıklara. Ah. Ah ettiğin yerden ölüyorsun her dakika. Diren. Diren tüm kırıklara.

gecenin şarkısı



gecelerimin son geçesi..

kitap alıntıları

anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştığını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz ama ben pek anlatmak istemiyorum.

bazen ihtiyacın olan tek şey

gitmek..
ucu bucağı olmayan göğe, göğsümü yaslayarak; asılmış yıldızlara, kiraladığım harflerle yapıştırdığım söyleşilerimi, kuru odunlara okurken yaktığım kağıt parçalarına, göz torbalarımdan çıkan tuzlu olduğu kadar saf damlalara anlatırken dinle beni kadın.!
anlatacaklarım; ölü bir adamın son duası edilirken giydirilen zırhına atılan her kürek dolusu yirle zehirlenirken, filiz verecek tohumların miğferimi delmesiyle sona yaklaşıyor..
sayfasını çevirmekten kendimi alıkoyamadığım defterim; güneşin arkasına saklanmış kalemime yol gösterirken kaybettiğim beyin sinirlerimden birer hatıra..
dudaklarımın arasına aldığım sigaramın çizdiği portreye bakarak bir kez daha yanılıyorum; yine aynı yerdeyim, gitmekse sadece bir yok oluştan ibaretmiş.!