koah hastalığı.
uyuşturucu bağımlılığı

astrologlar, ne iş yapıyorsunuz? astrologlokluk?
emlakçılar, ki çoğunun emlakçılar odasında, maliyede kayıtları bile yoktur. Vergi ödemez, her türlü üçkağıdı yaparlar.
psikologlar, tedavi etmezler, kendilerini 10-15 seans ziyaret ederseniz belki?
diyetisyenler ,önce şişmanlatır, sizi deneme tahtasına çevirirler. Zayıflatamayınca da 10 bin adım yürüyün derler. O kadar yürüyüşle her durumda kilo verirsiniz ama yaşlanınca kemiklerinizi tedavi ettirmeniz gerekir.

Bodrum, artık yaşanmaz hale geldi. Hayat inanılmaz derecede pahalı. Belediye başkanı "gelen turistin parasını son kuruşuna kadar almakla mükellefiz" diyebildi. Esnafın da böyle bir bakış açısı var. Ev fiyatları her yıl katlanarak artıyor. Kiralık ev bulmak gerçekten sorun. 70 metrekare evlerin kirası, 3500-4000 TL. civarında. Sezonda kiralar 40.000-50.000 TL. olabiliyor. Daha da yüksek paralarla da ev kiralayabilirsiniz. Yazın aşırı derecede sıcak olur. Çünkü herkes klima kullandığı, sıcak hava dışarı verildiği için, ortam ısınır. Otellerde çalışan personel sezonluk olarak gelir , personel lojmanında kalırlar, kişisel temizliğe dikkat etmezler. Eve çağrılan usta iş beğenmez, servis parası alır. iyi usta bulmak gerçekten de sorundur. Pazartesi günleri imza atmak üzere denetimli serbestliğin önünde en az 200 kişi vardır. Yani hapishaneden salıverilmiş en az 200 kişi, aranızda yaşamaktadır. Temizlikçi kadınları zenginler normalin üzerinde paralar verdikleri için , evinizi kendiniz temizlemek zorunda kalırsınız. Balık lokantasına giderseniz, zehirlenebilirsiniz. Bir kahve içip kalkayım derseniz, masalarını işgal ettiğiniz için minimum 500 TL. 1000 TL. arası bir şey ödettirirler. Bodrum'da adalet , zengin ailelerin keyfine göre işler %100 haklı olduğunuz davayı kaybedersiniz. Çünkü, devreye bu adamlar girerler. Çoğu devlet memuru kiracılarıdır çünkü. Bodrumlu mülk sahipleri kirayı yıllık elden alır, asla vergi ödemezler. Bodrumun yerel halkı yeni gelenlerden nefret eder ve ellerinden geldiği kadar zarar vermeye çalışırlar. Yazın denize girmeye kalkarsanız, halk plajları ücretsizdir. Ama , kızınızı , eşinizi dikizleyen heriflere tahammül edebilirseniz. Plajda yalnızsanız, yüzerken her şeyiniz çalınabilir.
Evinize gelip, tam pansiyon kalıp, sizi hizmetçi gibi kullanmak isteyen "dostlarınız" veya "akrabalarınız" normalde hiç aramaz, Haziran'da çat kapı geliverirler. Her şeyin Türkiye ortalamasına göre 2-3 kat pahalı olduğu bir yerde ne yedirip ne içireceksiniz? Onlar Bodrum'u yaşarken, siz, kredi kartınıza yüklenir, borçlanırsınız.
Bodrum'da emlakçılar, küçük işlere bakmazlar, bir de avukatlar. Herkes büyük işlerin peşindedir. Bir çok dolandırıcı, kriminal tip vardır. Asla yakalanamazlar. Komşunuz esrarkeş olup, sizi astım, kalp hastası yapabilir. Komşunuz tam manzaranızın önüne, koca koca ağaçlar ekebilir. Site yönetimleri tek kelimeyle hırsızdır. Sitenin arsalarını çoktan satmışlardır. Kışın matkap, kaya delgisi, iş makinası, hafriyat kamyonlarından uyuyamazsınız. Her yer inşaattır. Doğa acımasızca katledilir, ağaçlar kesilir veya yakılır, kimsenin gıkı çıkmaz.

Çok şükür artık Bodrum'da değilim. Allah, oturanları da kurtarsın.

çoğu zaman fark bile etmiyorum, gece gece birden kedim çığlıklar atmaya, tırnaklarını geçirmeye başlıyor. Uyanıyorum, kalbim deli gibi atmaya başlamış, terlemiş oluyorum.

Kapımın önünde maskesiz bir şekilde çığlıklar atarak top oynayan çocuklar var. Evimin panjur ve camları kapalı olduğu halde ses 200 desibelin üzerine çıkabiliyor. Polis çağırıyorum gelmiyor, çocuklardan birisinin babası zaten zabıtada çalışıyor. Zabıtaya da şikayet etsem boşuna. Doğal olarak başım ağrıyor. Bu işkence her öğleden sonra 15-21 saatleri arasında devam ediyor. Güya yasak var, takan mı var?

berbattı, hayatım boyunca nadiren bu kadar kötü bir gün yaşadım.

Fakir semtin sokaklarındaki evcil kedi ve köpekler yaralı ve pistir. Çünkü kimse onları beslemez ve temizlenmeleri için temiz su koymaz. Kediler pis hissettiklerinde yalanırlar ve su bulamadıkları veya çöplerden beslenmek zorunda kaldıklarında kirlenirler. Zengin semtlerde insanlar kedileri, köpekleri besler ve yakalayabilirlerse veterinere götürüp, aşılarını yaptırtır ve kısırlaştırırlar. Zenginler köpeklerinin kakalarını pek temizlemedikleri için henüz pek de görgülü sayılamazlar, bence...
Fakir semtteki çocuklar, ders çalışmak yerine top peşinde koştururlar. Birçoğunun hayalinde topçu olup, sınıf atlamak vardır. insanlar çocuklarıyla pek ilgilenmeyip, sokağa salarlar, çığlık çığlığa .Zengin semtte ise sokaklar boştur. Etraf sessizdir. Çocuklar özel dersler alıp, çeşitli kurslara giderler.
Fakir semtlerde çöp kutularına çöpler öylesine atıldığı, pek de toplanmadığı için salgın hastalık riski vardır. Zengin semtlerde ise çöpü atmak için ayrı eleman vardır ve, kağıtlar, metaller ve camlar ayrı çöp kutularına atılabilir.
Fakir semtte de zengin semtte de çocuğunuzu zararlı arkadaşlardan korumanız şarttır.
Çocuğunuz arkadaşları sayesinde bağımlı olabilir.
Fakir semtlerde dedikodu ve mahalle baskısı had safhadadır. Zengin semtlerde komşular sadece selamlaşır, komşuculuk oynamazlar.

Kemiğiniz kırıldığında veya kaburganız çatladığında, daha çabuk kaynamasını sağlayan bir çorbadır.