bugün

ben son depremde bismillah dedim, kapi pervazina gectim ve kedilerime bakinmaya basladim.
sonra esofmanlarimi giydim.
merdivenlerden indim.
bakkala gittim. sigara aldim. sigarami icerek eve geri geldim. -sakinlesmek icin sigara icerim-
kedilerimi cantaya koydum. o an bi iman gucu geldi, o agir iki kediyi tasiyarak her gun gittigim cafeye yurudum. zira orasi her gun gittigim icin herkesi tanidigim ve sevdigim guvenli alanim.
birkac saat cafede oturdum kedilerimle.
sonra aksam eve geldik, uyudum.
yataktan düştüm. "noluyoruz lan" gibisinden bir tepki verdim. nereden aklıma geldi bilmiyorum ama ilk işim kapı kilidimi açmak oldu. hayatta aklıma gelmezdi o kilidi açmak. o an korkuyla ya sıkışırsa dedim. düştüğümle kalkmam bir oldu. kapının kilidine koştum. insan korkunca aklına gelmeyen şeyler geliyor. sonrası basit tabi. ilk ginepigime koştum. hayvan korkudan dört dönüyordu. evdekileri bile umursamadım. kuşları, ginepigimi aldım. deprem bittiği gibi aşağı indim. bizimkiler de 45 dakika sonra üstlerini giyinmiş mükemmel şekilde indiler. ben ise şort atlet indim. anladım ki deprem beni cidden korkutuyor.
1999 depreminde, gece 03.00 civarı, depremden 5-10 saniye önce uyandım. daha doğrusu uyandırıldım. bilmiyorum nasıl olduğunu ama aniden gözlerimi açtım, yataktan hafifçe doğruldum, bahçeye açılan kapı aniden yavaşça açıldı, karşıya baktım, havada aydınlık gökyüzünde parlak bir ışık belirdi, içimde garip bir his var, bir şey olacak, ama ne? bilmiyorum, tarifsiz, tek hatırladığım içime bir sekinet (sakinlik huzur selamet) geldi, akabinde hafifçe bir iki ufaktan sallandı böyle az biraz, bir iki saniye sürdü sürmedi, abi bir başladı, uğultu ses ışık gürültü bi anda hepsi, deprem başladı. bilincim yerinde ama belli belirsiz. sanki korkmayayım diye tam olarak ne olduğunu farkettirmiyorlar bana. olayı seyrediyorum sadece ama yattığım yerden doğrulamadım bile. nerde öyle okucan etcen, yok valla yeminle aklıma bile gelmedi, tek bir defa bile Allah diyemedim. yok. yaşadığım şoktan mı bilmiyorum, dilim tutuldu, korkuyu dahi hissetmeye vakit kalmadı çünkü. deprem bitti kendime geldim, millet ayaklandı da anca farkettim neler olup bittiğini. yani o esnada şuurum yerinde, idrakimle olayın ne olduğunu tam anlayamasam da yine bir olay olduğunun farkındayım, bilincim açık ama basiretim kapalı, aklım başımda ama. öyle oldu yani. hayatımda öyle şiddetli bir sarsıntıyla ve böyle sallandığımı hiç hatırlamıyorum, adeta havada beşik gibiydi, hiç durmadan bir buçuk dakikaya yakın ve sürekli çok şiddetli sürdü deprem. hiç unutmuyorum.

bu son olan Silivri depreminde de ayaktaydım iş yapıyordum, bi yandan da dilimde tevhid okuyorum, ufak ufak öyle, ama bilmeden belki mutat belki spontan, ama kesinlikle habersiz, birden bir anda başım dönmeye başladı, kapaklar çarpmaya başladı, hemen dedim ki ulan noluyo, yoksa deprem mi oluyor? eyvah. deprem oluyor. yine bağrış çağrış kaçış, sesler koşuşturma falan herkes kendini dışarı attı. en arka çıktık biz de tabi hemen. kısa sürdü Allah'tan. Gölcük depremi bunun en az 10 katıydı..
kaçıyorum aga.
anayı babayı bırakıp kaçıyorum. valla bak ama bunu bilinçli yapmıyorum. milyon yıllık refleksler devreye giriyor ve kendimi fırının önünde beklerken buluyorum. ekmek neyim alıp stok olsun için.
Binama güvendiğim için sakince durmasını bekledim. Sonra yine sakin ama hızlıca giyindim. Asansörden değil de, merdivenden indim. inerken kolonlara, duvarlara falan baktım hep, kırık dökük yoktu şükür. Sonra arabayla büyükçekmece sahile gidelim dedik, yollar kilitti, 15 dakikalık yolu 1 saatte gittik. Akşam da sekiz faln gibi eve döndüm, o gece stresten hiç uyuyamadım yine olur diye. Bir şekilde sakin kalmaya kasarak geçti gün.
ateizmi sorgulamak. my god, spare me.
Deprem anı çok çaresiz bir an.

Yani korkmuyorum diyen zaten ölmüştür.