bugün

Üstad müştehir karakaya' nın en güzel şiirlerinden biridir.

IŞIK ve GECE

kış bir adamın ölümle öpüşmesidir
güz titremeleriyle ruhunu boğan

kendimi arıyorum diyor ya insan
kendini bulduğunda
boğulmuş bulur kendini başka aynada
şaşırmak bahanedir içinde yanık sarı
sen gel kentin ışıklarını yüzüme üfür
ekmeğini böl, suyunu içir
çakmağı çak ama sigarayı söndür
değerimiz acıttığımız kül rengiyledir
öldürdüğümüz bungun ruhumuzda

gece ve ışık
iki peridir tepelere doğru koşan
ışık bağırsa kül eder dağdan gelen geceyi
halvet bir sevginin dağa gömülüşüdür
çocuk ellerinde gül demetleriyle
karsalar mutlaka geceler azap verir
gündüzden bir gülüşün izi kalan yanaklarında

hey saçlarına sarı demetler taktığım
sana bir iksir bağışlayayım
iyi ol, kendini tanı
uysal bir adamın gazabından korktuğun gibi
kendini nehirlerde yıka
sonra şehri kabus gibi saran
dikenli yollardan ak da geç
güze esrik bakan adamın yüreğine

ışık gecenin aynasıdır
bin parçadan bir parça geriye kalan
dışında ansızın ağlayan bir ses
içinde kor gibi yanan bir yürek

müştehir karakaya