bugün

--spoiler--
Vakti zamanında bir ülkede herkes halinden memnunmuş. Kralın çok tuhafına gitmiş bu. Ne yapsa ne etse de bir türlü şikayet görememiş. VEzirine emir verip vergileri 2 katına çıkarmış. Yine tık yok. 3 katı, 4 katı derken herkes yine Halinden memnun.

Artık dayanamamış, vezirini çağırıp 'şehrin bir girişine bir de çıkışına 1'er adam koy, gireni de çıkanı da siksin.' Demiş.

Vezir gerekeni yapmış. Aradan zaman geçmiş, kral bu sefer ne düşünüyorlar diye ahaliyi toplamış. SORMUŞ, 'hala mı yok bir derdiniz?'
ARKALARDAN bir dayı el kaldırıp, 'efendim şu giriş çıkışa birkaç adam daha koysanız da bizi hızlı sikseler, çok kuyruk oluyor' demiş.
--spoiler--

Anlayana kıssadan hisse işte.
(bkz: rahatsız ediyorsak biz çıkalım)
Azizim açacak kapı kalmadı.
Hani Olsa dükkan senin.
Memleket folloşfol, ekonomi yalama oldu.
Not: göte giren şemsiyeyi açsan ne olur, açmasan ne olur.

görsel
Kapıları aç, iş yerlerinde ucuza çalışsınlar Türk vatandaşı işsiz kalsın arapça ledli tabelası olup vergi levhası olmayan dükkanlarda kaçak mal satsınlar memleketin bir çok yerinde olay çıkarsınlar, evli kadınlara sarkıntılık etsinler mekan bassınlar halkta huzur bırakmasınlar suriye de çatışmasınlarda değil burda türk halkına saldırsınlar yetmezmis gibi milletvekili olsunlar. Kapıları açın açın genişlediniz iyice nasıl olsa.
Tamam açılır da çözüm mü? Değil. Gelenler bilinmeyen bir yolculuğa çıkıyor. Yolda ölenler, denize açılanlar, yersiz yurtsuz kalanlar. Şüphesiz ki bunlara neden olanlar ilerde vicdanları rahat olmayacak.
Kapıyı açmak yetmez. Tez zamanda her suriyeliyi kız kardeşlerinizle ve ablalarınızla evlendirmelisiniz. En kötü ihtimalle bu şerefli misafirlik için babanız bir adım atacak ve annenizi boşayıp kendi elleriyle bir Suriyeli kardeşimizle evlendirecek. Akrabalık bağı olacak. Enişteleriniz olacak.