bugün

normal ulus devletlerde olmayan kurgusal olgudur. ne zaman çanakkale yollarına düşülür, bu olgu bütün çıplaklığıyla sırıtır. ne hazindir ki osmanlı'ya karşı gerçekte ciddi bir güç olarak çıkamayan türk milliyetçiliği,resmi tez olarak kurgulandığı içinde ümmetçi yanlarıyla günümüzde de salınagelmektedir. en keskin türk milliyetçileri bile zaman zaman osmanlıcılık yaparlar. yapmak zorundadırlar çünkü başka seçenekleri yoktur. osmanlı ümmetçiliği ile türk milliyetçiliğinin bu birlikte dışavurumları cumhuriyet tarihinin hazin ingiliz mecburculuğundan kaynaklanmaktadır. düşünün ki fransız,ingiliz milliyetçileri ne ağır bedeller ödediler. bizdeki ise kısacık bir öyküdür oysa. hal ve durum böyle olunca zaman zaman kurtuluş savaşını bile "yedi düvele karşı savaştık" nidalarıyla, avlanmaya çıkan fakat avlanan osmanlı'nın emperyal maceralarında boğduruveririz. oysa tarihsel kesitler sabittir: 1914-1918
bu örtüye mecbur ve mahkum olan türk milliyetçiliği diğer ulus devletlerden biraz daha farklı olarak "topallayarak" ve sık sık bu örtüyü örtünerek hala yaşam bulmaya çalışmaktadır. milliyetçiliği, cumhuriyetçiliği makul ve doğal sınırlar içinde gelişmeyen bu devletin vatandaşları da vatandaşlık bilinç ve erdemine bir türlü ulaşamamaktadır.