bugün

geçmişte istanbul üniversitesi sosyoloji bölüm başkanlığı yapmış olan cemil meriçin kızı
(bkz: içimdeki cennete yolculuk)
30 yaşındayken intihar etmeyi düşünmüş, o gecenin sabahında duyduğu ezan sesiyle ilk namazını kılarak karanlıktan aydınlığa çıkmış ünlü sosyolog.
babasının düşünce mirasına duygusal bağlarla bağlı, başkaca da bir söylem üretemeyen, işbu sebeple sosyoloji tahsili de olsa bu handikaptan kurtulamayacak olan, iyi niyetli olmanın verdiği motor gücüyle de bir yerden sonrasına fikri açılım getiremeyeceğini bilmesi gereken, kendisini severiz sayarız hanımı.
maddi alemde ki babasi cemil meric, mana alemindeki babasinin muzaffer ozak oldugunu soyleyen derin, guleryuzlu, ve tasavvufun inceliklerini ogrenen, ogrenmeye devam eden ve ogreten bir duygu insani.
bölüm başkanlığı, profesörlük gibi rütbelerini, dine ve tasavvufa yöneldikten sonra, başını örtmesiyle elinin tersiyle iten sohbeti güzel kadın. (bkz: yay burcu kadını)
iyi ki onunla aynı ülkede yaşıyorum dediğim şahsiyet.
sohbet konularının cemil meriç'le sınırlı kalmadığı "cemil meriç'i anma" toplantıları düzenlerdi zamanında, belki (ve umarım) halen de düzenliyordur. bir defasında tanpınar'dan bahsederken, "biliyor musunuz, tanpınar da istemiş benim annemi, ay düşünsenize, ben az kalsın tanpınar'ın kızı olacakmışım" dediydi. o kadar da güzel mizahı olan bir hanımefendidir.