bugün

ülkemizin taşı toprağı altın, dört bir yanı cennet çok şükür ama ya biz? ya bizler hak ediyor muyuz bu cennet vatanı?

kıymetli arkadaşlarım 13 yaşından beri araba kullanırım. (not: 62 yaşındayım) ilk yıllarımda el işlerinde direksiyon sallardık. köy yerinde bahçadan bahçaya traktör sürerek başladık şoförlüğe. e serde cahillik var, garibanlık var, toyluk var biz ne bilelim yayanın öncelik hakkı olduğunu o yaşlarda.

sonra sonra elimiz bolladı, büyükşehir gördük, kuyruğu biraz diktik, insan içine çıktık. görgüyü öğrendik, nezaketi tattık. işte o kalas çocuk, bugünün hassa nihatı oldu.

duramam! efendiler, ben, yaya gördüğümde duramam yol veririm. ancak bunun dezavantajları var elbet. küfür yemek, kornayla taciz edilmek, el kol hareketlerine maruz kalmak...

ancak bu yaşımda (not: ilk kez belirteceğim ama 62 yaşındayım) yeni bir zararını daha öğrenmiş oldum yayaya yol vermenin.

bugün az daha bir cinayete neden oluyordum. yaşlı bir çiftin geçmesi için 7-8 metre kadar geride durup dörtlülerimi yaktım. hani arkamdan gelen yayayı rahatlıkla görsün, dörtlüleri de fark edince hızını düşürsün diyerek. ancak son derece, çok özür dilerim, barzo bir kardeşim, beni sollayarak, adeta bir çift d cup memeye koşar gibi yanımda seyirtti geçti. az daha o sevimli yaşlı çifti eziyordu.

bugün bir karar aldım arkadaşlar. ben artık yayalara yol vermeyeceğim. hayatımın son demlerine geldiğim şu günlerde (not: 62 yaşındayım) böyle bir vicdan azabı yaşayamam.

not: siz de gözlemlemiş olduğunuz dezavantajları bu vesileylen paylaşırsanız mutlanırım efendim. hürmetlerimi arz ederek huzurlarınızdan müsademi talep etmekteyim. teşekkürler.