bugün

subliminal advertising* e bir örnektir. tek fark, burada bir marka yoktur ama ürün ön plandadır. özer hurmacı ismini duyunca veya gazetede okuyunca bilinçaltına yerleşen bir çağrışımla insanın canının hurma çekmesi durumudur.*
don skilachi ismini duyunca...

(bkz: baki mercimek ismini duyunca canın mercimek çorbası çekmesi)
Mersin de yolda yuruRken her 31 plaka okuyunca, masturbasyon yapma istegi uyanmasi ile e$deger hede.
neşeli günler filmi her izlendiğinde canın turşu suyu çekmesi gibi bişeydir sanırım.
(bkz: nihat kahveci ismini duyunca canın kahve çekmesi)
bilal kısa ismini duyan portekizlilerin canlarının yarrak çekmesiyle doğru orantılıdır.
(bkz: çağla kubat ismini duyunca canın çağla çekmesi)
(bkz: balık ayhan ismini duyunca canın balık çekmesi)