bugün

mine kırıkkanatın 28 ağustos 2009 tarihli yazısı. yazıda okurundan gelen mektubundan bahsetmektedir. ardından açıklamaları. benim her zaman anlattığım durumu sistemli bir şekilde anlatmıştır. tebrik ediyoruz. işte yazı;

''Merhaba Mine Kırıkkanat, yazılarınızı büyük bir dikkatle takip ediyorum. Ben cumhuriyetçi, Atatürkçü bir kültürde yetiştim...

Adım B. yaşım 20. istanbul;da üniversite okuyan bir öğrenciyim. Girdiğim Ö.S.S;yi Türkiye (Y.N: ilk 700 içindeki bir derece);ncisi olarak kazandım...

istanbul gibi bir kentte okumanın zorluğunu bilerek yaşıyorum ve fakat sosyal devletin gereği olan eşitlikten mahrum olduğumu düşünüyorum... Nedir mi bu eşitsizlikler? Ben burs alamıyorum (sadece 180 TL, başarımın karşılığı) ama Fethullahçılar alıyor, öğrenci kardeşlerimin beynini yıkayarak... Süleymancılar alıyor, PKK'nın siyasi zeminini savunan öğrenciler burs alıyor, ama Atatürkçü, cumhuriyetçi öğrenciler malesef harcını yatıramayacak halde, okul kitaplarını alamayacak halde, gazete alamayacak halde, sinema, tiyatro, konser izleyemeyecek haldeler.

Biz nasıl çağdaş olacağız?.. iki ihtimal mi var bizler için?

Birincisi onur ve gurur kavramlarını hiçe sayarak Fethullahçıların, Süleymancıların, PKK’nın vb. emireri olmak, ikinci ihtimalse okumayan, düşünmeyen, idrak edemeyen insanlar olarak kalmak. Ya köle ya da hiç olmak...

Bu mu olmalı sonumuz?

Benim babamın maaşına yüzde 1,83 zam yapan zihniyet benim harcıma yüzde 8 zam yapıyor.

Aldığı bütün parayı borca yatıran ve kimseye eyvallahı olmayan bir babanın çocuğu olmaktan gurur duyuyorum. Lakin benim ülkemi yöneten insanlardan utanıyorum... Annem yaptığı el işlerini saatlerce bekleyerek halk pazarlarında satıyor, onunla da gurur duyorum elbette...

Eylül ayında okullar açılacak; ben kıyafet alabilecek miyim, ben kitaplarımı alabilecek miyim, ben harcımı yatırabilecek miyim, ben ulaşım, yemek gibi temel ihtiyaçlarımı karşılayabilecek miyim? Maalesef hayır...

Onurumla çalışmayı düşündüm, neredeyse kapı kapı gezdim, ama iş bulmak mümkün degil, hele bu teğet geçmeyen krizde..

SiZ BAŞARILI, iLKELi BiR BASIN iNSANISINIZ, iLAN EDiN BU YAZDIKLARIMI...

Bu ülkenin ÇAĞDAŞ, CUMHURiYETÇi, ATATÜRKÇÜ insanları çıkıp bu duruma müdahale edemez mi?

Yeni kuşakları öğretmenlere, cumhuriyeti gençliğimize emanet etti büyük önder Mustafa kemal ATATÜRK.

Ben 2-3 yıl sonra öğretmen olacağım, ama Atatürkçü, CUMHURiYETÇi, ÇAĞDAŞ ve onurlu olmak istiyorum!

Haydi sesimi duyurun... B.''

***

Sevgili okurlar, adı bende saklı gencin yukardaki satırlarda dile getirdiği gerçek, yüz binlerce öğrencinin ortak çaresizliğidir.

Bütün ülkelerin kaderini belirleyen temel ögenin, gerek yöneten, gerek yönetilen nüfusun kafa yapısı olduğunu düşünecek olursak, Türkiye;nin devlet yapısında, yaşam felsefesinde, gelecek iradesinde yön değiştirmek isteyenler, bu amaca genç beyinleri yönelterek ulaşacaklar.

Bir ülkenin rejimi o ya da bu hükümetin ne siyasal, ne ekonomik, ne de sosyal icraatıyla yön değiştirir. Ancak ve yalnız gençlerin eğitim biçimi, böyle bir yön değişikliğini sağlar.

Genç nüfus çoğunluğu nasıl eğitildiyse, dünyaya, tarihe, coğrafyaya ve sanattan bilime, uygarlığa dair hangi beyin yapılanmasıyla hazırlandılarsa, biliniz ki Türkiye;nin geleceği bu yapılanma yönünde belirlenecektir.

Halen, ülkemizde çağdaş uygarlığa karşı en tehlikeli suikast, gençlerin eğitim biçimine yönelik olanıdır. Laik ve cumhuriyetçi yoksul çocukları ne denli başarılı olurlarsa olsunlar devlet desteğinden mahrum bırakıp, tarikat ve cemaatlerin dağıttığı burslara, yurtlara vb. özendirmek, hem toplumsal tabanın hazırlandığı yeni yapılanmanın, hem de bu yapılanmanın temelini attığı rejim biçiminin göstergesidir.

Türkiye;nin geleceğine yönelik bu gerici komployu fark edip, hiç olmazsa birkaç bin gence tarikat ve cemaatlerden bağımsız, fikri hür, vicdanı hür yetişecekleri eğitim koşulları sağlamaya çalışan ÇYDD;den burs alan çocuk yaştaki çocukları bile soruşturma kapsamına almak ise, hazırlanan rejim biçiminin bire bir kanıtıdır.

Bu tabloya Konya;da gaz patlamasıyla yıkılan kaçak Kur;an okulu sorumlularını kovuşturmayanların, depreme dayanıklı hangi okulu gayretkeşlikle yıktıklarını eklerseniz, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

hadi fetocular eksileyin. vakit kaybetmeden*
insanları hemen "kafa çekme" ile yaftalayan minik beyinlerin anlayamayacağı isyan mektubu. bu cumhuriyet te, cumhuriyet düşmanlarının en iyi yerlerde olmasına bir kanıt daha. cumhuriyete kılsınız ama nimetlerinden faydalanmaya utanmıyorsunuz bu nasıl zihniyet, nasıl samimiyetsizlik?
aynı zorluklar yaşatılır bu ülkenin okumaya çalışan çoğu evlatlarına, aynı dertler. bomboş bozdolaplı öğrenci evim, sağlıksız eğitim şartları, üzerimize yüklenen gereksiz ödevler, ideolojisi eğitimciliğinden önce gelen doçentler okutmanlar proflar ve en zoru da ailenizin sizi okutabilmek için, aile bütçesinde büyük delikler oluşturan harcamalar.bu ülkede okuyan insanın derdi eskiden beri bitmez, döneminde abilerimiz ablalarımız kitap okudukları, demokrasiyi savundukları, türkiye nin bağımzsızlığını düşündükleri ve bu ülke halkının özgür yaşabilmesini istedikleri için, düşündükleri, çabaladıkları için anarşist ilan edildiler, kamplara bölüştürüldüler. kendi istekleriyle değil zorla beyinleri yıkanarak, mecbur bırakılarak. okullar yıkılır, eğitim biter sonra da rejim ama bu kadarla da kalmaz eğitim biterse ülke biter, karış karış satılır vatan toprağı cahil ellerde, hukuk işlemez insanlar kendileri çözer sorunlarını, ancak çağdaş demokratik düzenin altında olduğu gibi sözlerle yasalarla değil, kanla gözyaşıyla acıyla çözülür sorunlar. aç kalır insanlar, değişen büyüyen ve hızla globalleşen dünya da bilgi kıtlığına düşerler, işsiz aşsız aç kalırlar, içi makinalarla dolu fabrikaları çalıştırcak ne elektrik bulurlar ne de o makinaları kullanacak eğitilmiş beyinler. ve yaşanamayan, gelişemeyen, üretemeyen ve kazanamayan ülkeyi birileri gelir istila eder. eğiitimden yoksun kalmış, cahil beyinlerden yükselen ezberletilmiş " vatan bölünmez, bu ülkeyi kimse elimizden alamaz" sözleri boş bir söz öbeği olarak kalır yurdumun üzerinde.
okuyan gençlerin derdi bitmez bu ülkede ama biz atatürk gençliğinde de bu azim bitmez..
önce hüplet sonra gümlet sloganı gibi. önce sarsın sonra gümletin. maalesef.