bugün

ölmek ve yaşamak tanımlamaları insan tarafından yapılma öznel kavramlardır. şöyle düşünelim, dünya üzerinde tek bir uyandırılan insan eğer görülenleri kendi gördüğü gibi algılamak isterse eğer kendi kavramlarını yaratabilir. tabi bunun için üst bir bilinç gereklidir. geneli sokak jargon amele tipi, marjinaliteyi popülizm den bağımsızlaştıramayan bireyler o sondaki kara ışığı göremeyeceklerdir. düz değil yamuk olmalı.
büyük bi ironidir gerçekten de. Çünkü yaşarken de ölebilir insan hatta her gün ölüp tekrardan dirilebilir. Hayat bazılarına iyi öğretir bunu. Toprak altına girmek asıl ölüm değildir. Insan iki defa ölürmüş. Birincisi mezara girdiğinde ikincisi ise adını bilen son kişi öldüğünde.
ikisinin de anlamını yitirdiği zamanlar oluyor. ama bir yerden devam etmek lazım. taa ki finish çizgisine kadar.
iyilikle kötülük arasındaki çelişki gibidir. hayırla şer arasındaki çelişki gibi...
diyalektik materyalizm'in kuantum fiziği'ne toslaması neticesin de ortaya çıkan çelişkidir.