bugün
- sözlük kızından gelin olmaz8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim15
- cumaya gidenlerin çok azalması22
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- vatandaşlık farkı alan otel19
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı22
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş8
tdk'ya göre 56 farklı anlama gelen sözcüktür.
tüm anlamları aynen şu şekilde tdk'da bulunur:
1. -den içeriden dışarıya varmak, gitmek:
"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - Falih Rıfkı Atay
2. nesnesiz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek:
"Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı." - Atatürk
3. nesnesiz Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak:
"Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum." - Haldun Taner
4. -den Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek:
"Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık." - Yusuf Ziya Ortaç
5. -den Süresi dolduğunda ayrılmak:
Daireden çıkmak. Hastaneden çıkmak. Cezaevinden çıkmak.
6. nesnesiz Yapılmak, yürümek:
Bu dairede işler kolay çıkmaz.
7. -den Yetişecek ölçüde olmak:
Bu kumaştan bir palto çıkar mı?
8. -den Eksilmek:
Dörtten iki çıkarsa iki kalır.
9. -den Meydana gelmek:
"Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." - Reşat Nuri Güntekin
10. nesnesiz Sıyrılmak, ayrılmak:
Bebeğin patiği çıktı.
11. nesnesiz Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak:
Borçlu çıkmak. Kârlı çıkmak. Alacaklı çıkmak.
12. -den Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek:
"Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra." - Tarık Dursun K.
13. -i Bir şeyin yukarısına doğru yürümek:
"Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık." - Refik Halit Karay
14. nesnesiz, -de Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak:
Sularda bakteri çıktı.
15. -e Yetkili birinin makamına iş için gitmek:
Başkana çıkmak.
16. -e Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak:
Arkadaşa piyango çıkmış. Bize yine gezi çıktı. Bu işten size de bir şey çıkar.
17. nesnesiz Bir konu yetkililerce karara bağlanmak.
18. -e Mal olmak:
Bu ev dört milyara çıktı.
19. -e Oyunda herhangi bir rolü oynamak:
"Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı." - Bedri Rahmi Eyüboğlu
20. -e Bir yere ulaşmak, varmak:
"Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar." - Memduh Şevket Esendal
21. -e Karaya ayak basmak:
"1919 senesi Mayıs'ının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım." - Atatürk
22. nesnesiz Yayılmak, duyulmak:
"Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu." - Ahmet Hamdi Tanpınar
23. nesnesiz Olmak, bulunmak, var olmak:
"Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı." - Osman Cemal Kaygılı
24. -e Bir iddia ile ortalıkta görünmek:
"Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın." - Peyami Safa
25. nesnesiz, -den Yayılmak:
Lağımdan pis kokular çıkıyor.
26. -e Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek:
Güreşte ona çıkacak kimse yok.
27. -e Bulaşmak:
Kravatın boyası gömleğe çıktı.
28. -i Binaya kat eklemek:
Evin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu.
29. -e Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak:
"Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?" - Memduh Şevket Esendal
30. nesnesiz Niteliği sonradan anlaşılmak:
"Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı." - Reşat Nuri Güntekin
31. nesnesiz Belirmek, tanınmak:
"Bir ilçe belediye başkanı hepsinden açıkgöz çıktı." - Muzaffer izgü
32. nesnesiz Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak:
Akıllı çıktı da arkadaşına uymadı.
33. nesnesiz Yerinden oynamak:
"Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." - Reşat Nuri Güntekin
34. nesnesiz Görünür veya belli bir durumda bulunmak:
Tencerenin bakırı çıktı. Zayıflıktan kemikleri çıkmış.
35. nesnesiz Oluşmak, olmak:
Fırtına çıkmak. Soğuk çıkmak.
36. nesnesiz Piyasaya sürülmek.
37. nesnesiz Bitmek, büyümek, sürmek:
Ekinler çıkmaya başladı. Bıyığı çıktı.
38. nesnesiz Verilmek:
Maaş çıkmak. Emir çıkmak.
39. nesnesiz Ay veya mevsim geçmek:
Mart çıktı. Kış çıktı.
40. nesnesiz Yeni yetişip satışa sunulmak:
Erik çıkmış. Çilek daha çıkmadı.
41. nesnesiz Yükselmek, artmak:
Fiyatlar çıktı.
42. nesnesiz Artırmak, fiyatı yükseltmek.
43. nesnesiz Sesini yükseltmek.
44. nesnesiz Büyük abdest bozmak.
45. nesnesiz, -den Giderilmek, yok olmak:
Leke çıktı.
46. -den Unutmak:
O söz benim hatırımdan çıkmadı.
47. nesnesiz Ay, Güneş görünmek:
"Hava açılmış, ay çıkmıştı." - Refik Halit Karay
"Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
48. nesnesiz Yayımlanmak:
"Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu." - Yusuf Ziya Ortaç
49. nesnesiz Gelmek:
"Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakıyla derhâl sezmişti." - Refik Halit Karay
50. nesnesiz Gerçekleşmek:
"insanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!" - Memduh Şevket Esendal
51. nesnesiz Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak:
Arabanın direksiyonu çıkmak.
52. -den Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek:
Ev, ev olmaktan çıktı.
53. -le Flört etmek:
"Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım." - Attila ilhan
54. -e Erişmek, görmek:
"Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." - Sait Faik Abasıyanık
55. -den, mecaz Harcamak zorunda kalmak:
Paradan çıkmak. Bin liradan çıktım.
56. -i, argo Vermeye katlanmak:
Çık bakalım paraları!
tüm anlamları aynen şu şekilde tdk'da bulunur:
1. -den içeriden dışarıya varmak, gitmek:
"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - Falih Rıfkı Atay
2. nesnesiz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek:
"Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı." - Atatürk
3. nesnesiz Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak:
"Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum." - Haldun Taner
4. -den Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek:
"Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık." - Yusuf Ziya Ortaç
5. -den Süresi dolduğunda ayrılmak:
Daireden çıkmak. Hastaneden çıkmak. Cezaevinden çıkmak.
6. nesnesiz Yapılmak, yürümek:
Bu dairede işler kolay çıkmaz.
7. -den Yetişecek ölçüde olmak:
Bu kumaştan bir palto çıkar mı?
8. -den Eksilmek:
Dörtten iki çıkarsa iki kalır.
9. -den Meydana gelmek:
"Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." - Reşat Nuri Güntekin
10. nesnesiz Sıyrılmak, ayrılmak:
Bebeğin patiği çıktı.
11. nesnesiz Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak:
Borçlu çıkmak. Kârlı çıkmak. Alacaklı çıkmak.
12. -den Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek:
"Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra." - Tarık Dursun K.
13. -i Bir şeyin yukarısına doğru yürümek:
"Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık." - Refik Halit Karay
14. nesnesiz, -de Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak:
Sularda bakteri çıktı.
15. -e Yetkili birinin makamına iş için gitmek:
Başkana çıkmak.
16. -e Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak:
Arkadaşa piyango çıkmış. Bize yine gezi çıktı. Bu işten size de bir şey çıkar.
17. nesnesiz Bir konu yetkililerce karara bağlanmak.
18. -e Mal olmak:
Bu ev dört milyara çıktı.
19. -e Oyunda herhangi bir rolü oynamak:
"Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı." - Bedri Rahmi Eyüboğlu
20. -e Bir yere ulaşmak, varmak:
"Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar." - Memduh Şevket Esendal
21. -e Karaya ayak basmak:
"1919 senesi Mayıs'ının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım." - Atatürk
22. nesnesiz Yayılmak, duyulmak:
"Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu." - Ahmet Hamdi Tanpınar
23. nesnesiz Olmak, bulunmak, var olmak:
"Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı." - Osman Cemal Kaygılı
24. -e Bir iddia ile ortalıkta görünmek:
"Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın." - Peyami Safa
25. nesnesiz, -den Yayılmak:
Lağımdan pis kokular çıkıyor.
26. -e Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek:
Güreşte ona çıkacak kimse yok.
27. -e Bulaşmak:
Kravatın boyası gömleğe çıktı.
28. -i Binaya kat eklemek:
Evin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu.
29. -e Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak:
"Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?" - Memduh Şevket Esendal
30. nesnesiz Niteliği sonradan anlaşılmak:
"Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı." - Reşat Nuri Güntekin
31. nesnesiz Belirmek, tanınmak:
"Bir ilçe belediye başkanı hepsinden açıkgöz çıktı." - Muzaffer izgü
32. nesnesiz Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak:
Akıllı çıktı da arkadaşına uymadı.
33. nesnesiz Yerinden oynamak:
"Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." - Reşat Nuri Güntekin
34. nesnesiz Görünür veya belli bir durumda bulunmak:
Tencerenin bakırı çıktı. Zayıflıktan kemikleri çıkmış.
35. nesnesiz Oluşmak, olmak:
Fırtına çıkmak. Soğuk çıkmak.
36. nesnesiz Piyasaya sürülmek.
37. nesnesiz Bitmek, büyümek, sürmek:
Ekinler çıkmaya başladı. Bıyığı çıktı.
38. nesnesiz Verilmek:
Maaş çıkmak. Emir çıkmak.
39. nesnesiz Ay veya mevsim geçmek:
Mart çıktı. Kış çıktı.
40. nesnesiz Yeni yetişip satışa sunulmak:
Erik çıkmış. Çilek daha çıkmadı.
41. nesnesiz Yükselmek, artmak:
Fiyatlar çıktı.
42. nesnesiz Artırmak, fiyatı yükseltmek.
43. nesnesiz Sesini yükseltmek.
44. nesnesiz Büyük abdest bozmak.
45. nesnesiz, -den Giderilmek, yok olmak:
Leke çıktı.
46. -den Unutmak:
O söz benim hatırımdan çıkmadı.
47. nesnesiz Ay, Güneş görünmek:
"Hava açılmış, ay çıkmıştı." - Refik Halit Karay
"Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
48. nesnesiz Yayımlanmak:
"Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu." - Yusuf Ziya Ortaç
49. nesnesiz Gelmek:
"Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakıyla derhâl sezmişti." - Refik Halit Karay
50. nesnesiz Gerçekleşmek:
"insanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!" - Memduh Şevket Esendal
51. nesnesiz Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak:
Arabanın direksiyonu çıkmak.
52. -den Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek:
Ev, ev olmaktan çıktı.
53. -le Flört etmek:
"Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım." - Attila ilhan
54. -e Erişmek, görmek:
"Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." - Sait Faik Abasıyanık
55. -den, mecaz Harcamak zorunda kalmak:
Paradan çıkmak. Bin liradan çıktım.
56. -i, argo Vermeye katlanmak:
Çık bakalım paraları!
Türkçede en fazla anlamı bulunan kelimedir.
56 farklı anlamı vardır.
56 farklı anlamı vardır.
Cehenneme girince anlam kazanan fiil.
tDK sözlüğüne göre 56 ayrı anlamıyla Türkçe`de en fazla farklı anlama sahip olan kelime.
çıkar bir iş. sevmek, yanmak, kara sevdaya tutulmak nedir, çıkmak nedir?
''çıkmak, çıkmak dediğin nedir ki gülüm; ben senin için kara sevdaya tutulmuşum''
''çıkmak, çıkmak dediğin nedir ki gülüm; ben senin için kara sevdaya tutulmuşum''
Batak dilinde batmamayı garantilemek.
go out with kalıbının türkçedeki yansımasıdır. kusura bakmayın. biz türkler böyle şeyler yapmadığımızdan bizde kelimesi bile yok. bizde evermek var, mürüvvet var, allah ın emri peygamberin kavli var.
kızların yiyip içmeyi bedavaya getirmek için erkekleri kullandığı bir yöntem.
bir de iğrenç bir esprisi vardır.
-benimle çıkar mısın?
+nası yani..
-merdivenlerden zaaaaaaaaa
-benimle çıkar mısın?
+nası yani..
-merdivenlerden zaaaaaaaaa
Kızların nefret ettiği bir kelime olmakla beraber itici de bir kelimedir. nereye çıkıyorsun diye sormak biz çıkıyoruz diyen insana, sanki sevgiliyiz desen olmuyor.
en çok anlamı olan kelime.
ergen sevgili durumu... (bkz: benimle çıkar mısın)
özne, bir ilişki olduğunda berbat bir fiil. örnek;
+biz mehmet'le çıkıyoruz.
berbat lan. bu "çıkmak" fiili öyle sanıyorum ki, gavurların "dating" dediği hadiseden vuku bulmuş vakti zamanında. "nereye çıkıyoruz ki ehehehuheeh" gibi bir sığlık yapmayacağım, ama gerçekten azalarak bitmesi gereken sözcüklerin başlıcalarından.
+biz mehmet'le çıkıyoruz.
berbat lan. bu "çıkmak" fiili öyle sanıyorum ki, gavurların "dating" dediği hadiseden vuku bulmuş vakti zamanında. "nereye çıkıyoruz ki ehehehuheeh" gibi bir sığlık yapmayacağım, ama gerçekten azalarak bitmesi gereken sözcüklerin başlıcalarından.
mecaz anlamda kullanımı değişen kelime.
x: z baksana! y ile çıkıyoruz!!
z: aa sinemaya mı davet etti?!
x: yoo?!?!
z: nasıl yani bir yere gitmeyecek misiniz?
x: yok ya! msnden çıkalım mı dedi. çıkalım dedim. çıkıyoruz?
z: anlıyorum probleminizi...
x: z baksana! y ile çıkıyoruz!!
z: aa sinemaya mı davet etti?!
x: yoo?!?!
z: nasıl yani bir yere gitmeyecek misiniz?
x: yok ya! msnden çıkalım mı dedi. çıkalım dedim. çıkıyoruz?
z: anlıyorum probleminizi...
inmek eyleminin zıttıdır.
yeni nesilin dilinde olan bir sözcük.. bende yeni nesile giriyorum pardon çıkıyorum neyse kafam iyice karıştı.. çıkıp biraz dolaşsam iyi olacak
TDK'ya göre tam tamına 56 adet anlamı olan 6 harfli kelime.
argoda vermeye katlanmak. genelde alışveriş yapmadan önce biri tarafından söylenir, aga 10 lira çıkın çözelim hesabı.
biz şimdi çıkıyo muyuz erkut?
çıkıyoruz petek'çim
çıkmak çok güzelmiş ya, bilseydim daha önce çıkardım!
evet, bence de çıkmak gibisi yok...
ben artık her gün çıkarım valla...
çık tabi, durduğun kabahat...
çıkıyoruz petek'çim
çıkmak çok güzelmiş ya, bilseydim daha önce çıkardım!
evet, bence de çıkmak gibisi yok...
ben artık her gün çıkarım valla...
çık tabi, durduğun kabahat...
En çok anlamı olan kelime olup; TDK tarafından 58 anlamı sayılmıştır.
aşkı bile basitleştiren kelime...
benimle çıkar mısın ? nereye 2. kata mı? hayır yani bir sürü arkadaslık teklifi çeşidi varken çıkmak niye?
(bkz: sevgilim olur musun)
benimle çıkar mısın ? nereye 2. kata mı? hayır yani bir sürü arkadaslık teklifi çeşidi varken çıkmak niye?
(bkz: sevgilim olur musun)
cümle içinde kullanıldığında aptallaşan keliimedir. "hedegül benim çıktığım oğlum." "edehül'ün çıktığı çocuk hödögülle mi??" çıktırın gidin lan sevgili işte.
kız-erkek ilişkilerinde kullanılmasının amacını anlayamadığım eylem, ilişkilerde kullanılıyor oluşu itibariyle nefret ettiğim eylem. yahu ne demek arkadaş benimle çıkar mısın, çıktığın var mı, çıkıyorlarmış. lan dağa mı çıkıyorlar, gerdeğe mi giriyorlar? ne bu çıkmak?
sevgili olmak anlamında, genelde lise döneminde kullanılan kelime, bak bu benim çıktığım ahmet, ahmette bu benim girdiğim şule mi diyecek yani nedir bu saçma sapan kelime ,neden hala bazıları tarafından kullanılır.*
(bkz: dünyanın çivisi)
güncel Önemli Başlıklar