bugün

tdk'ya göre 56 farklı anlama gelen sözcüktür.

tüm anlamları aynen şu şekilde tdk'da bulunur:

1. -den içeriden dışarıya varmak, gitmek:
"Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." - Falih Rıfkı Atay

2. nesnesiz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek:
"Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı." - Atatürk

3. nesnesiz Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak:
"Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum." - Haldun Taner

4. -den Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek:
"Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık." - Yusuf Ziya Ortaç

5. -den Süresi dolduğunda ayrılmak:
Daireden çıkmak. Hastaneden çıkmak. Cezaevinden çıkmak.

6. nesnesiz Yapılmak, yürümek:
Bu dairede işler kolay çıkmaz.

7. -den Yetişecek ölçüde olmak:
Bu kumaştan bir palto çıkar mı?

8. -den Eksilmek:
Dörtten iki çıkarsa iki kalır.

9. -den Meydana gelmek:
"Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." - Reşat Nuri Güntekin

10. nesnesiz Sıyrılmak, ayrılmak:
Bebeğin patiği çıktı.

11. nesnesiz Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak:
Borçlu çıkmak. Kârlı çıkmak. Alacaklı çıkmak.

12. -den Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek:
"Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra." - Tarık Dursun K.

13. -i Bir şeyin yukarısına doğru yürümek:
"Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık." - Refik Halit Karay

14. nesnesiz, -de Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak:
Sularda bakteri çıktı.

15. -e Yetkili birinin makamına iş için gitmek:
Başkana çıkmak.

16. -e Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak:
Arkadaşa piyango çıkmış. Bize yine gezi çıktı. Bu işten size de bir şey çıkar.

17. nesnesiz Bir konu yetkililerce karara bağlanmak.

18. -e Mal olmak:
Bu ev dört milyara çıktı.

19. -e Oyunda herhangi bir rolü oynamak:
"Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı." - Bedri Rahmi Eyüboğlu

20. -e Bir yere ulaşmak, varmak:
"Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar." - Memduh Şevket Esendal

21. -e Karaya ayak basmak:
"1919 senesi Mayıs'ının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım." - Atatürk

22. nesnesiz Yayılmak, duyulmak:
"Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu." - Ahmet Hamdi Tanpınar

23. nesnesiz Olmak, bulunmak, var olmak:
"Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı." - Osman Cemal Kaygılı

24. -e Bir iddia ile ortalıkta görünmek:
"Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın." - Peyami Safa

25. nesnesiz, -den Yayılmak:
Lağımdan pis kokular çıkıyor.

26. -e Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek:
Güreşte ona çıkacak kimse yok.

27. -e Bulaşmak:
Kravatın boyası gömleğe çıktı.

28. -i Binaya kat eklemek:
Evin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu.

29. -e Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak:
"Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?" - Memduh Şevket Esendal

30. nesnesiz Niteliği sonradan anlaşılmak:
"Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı." - Reşat Nuri Güntekin

31. nesnesiz Belirmek, tanınmak:
"Bir ilçe belediye başkanı hepsinden açıkgöz çıktı." - Muzaffer izgü

32. nesnesiz Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak:
Akıllı çıktı da arkadaşına uymadı.

33. nesnesiz Yerinden oynamak:
"Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." - Reşat Nuri Güntekin

34. nesnesiz Görünür veya belli bir durumda bulunmak:
Tencerenin bakırı çıktı. Zayıflıktan kemikleri çıkmış.

35. nesnesiz Oluşmak, olmak:
Fırtına çıkmak. Soğuk çıkmak.

36. nesnesiz Piyasaya sürülmek.

37. nesnesiz Bitmek, büyümek, sürmek:
Ekinler çıkmaya başladı. Bıyığı çıktı.

38. nesnesiz Verilmek:
Maaş çıkmak. Emir çıkmak.

39. nesnesiz Ay veya mevsim geçmek:
Mart çıktı. Kış çıktı.

40. nesnesiz Yeni yetişip satışa sunulmak:
Erik çıkmış. Çilek daha çıkmadı.

41. nesnesiz Yükselmek, artmak:
Fiyatlar çıktı.

42. nesnesiz Artırmak, fiyatı yükseltmek.

43. nesnesiz Sesini yükseltmek.

44. nesnesiz Büyük abdest bozmak.

45. nesnesiz, -den Giderilmek, yok olmak:
Leke çıktı.

46. -den Unutmak:
O söz benim hatırımdan çıkmadı.

47. nesnesiz Ay, Güneş görünmek:
"Hava açılmış, ay çıkmıştı." - Refik Halit Karay
"Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu." - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

48. nesnesiz Yayımlanmak:
"Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu." - Yusuf Ziya Ortaç

49. nesnesiz Gelmek:
"Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakıyla derhâl sezmişti." - Refik Halit Karay

50. nesnesiz Gerçekleşmek:
"insanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!" - Memduh Şevket Esendal

51. nesnesiz Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak:
Arabanın direksiyonu çıkmak.

52. -den Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek:
Ev, ev olmaktan çıktı.

53. -le Flört etmek:
"Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım." - Attila ilhan

54. -e Erişmek, görmek:
"Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." - Sait Faik Abasıyanık

55. -den, mecaz Harcamak zorunda kalmak:
Paradan çıkmak. Bin liradan çıktım.

56. -i, argo Vermeye katlanmak:
Çık bakalım paraları!
Türkçede en fazla anlamı bulunan kelimedir.

56 farklı anlamı vardır.
Cehenneme girince anlam kazanan fiil.
tDK sözlüğüne göre 56 ayrı anlamıyla Türkçe`de en fazla farklı anlama sahip olan kelime.
çıkar bir iş. sevmek, yanmak, kara sevdaya tutulmak nedir, çıkmak nedir?

''çıkmak, çıkmak dediğin nedir ki gülüm; ben senin için kara sevdaya tutulmuşum''
Batak dilinde batmamayı garantilemek.
go out with kalıbının türkçedeki yansımasıdır. kusura bakmayın. biz türkler böyle şeyler yapmadığımızdan bizde kelimesi bile yok. bizde evermek var, mürüvvet var, allah ın emri peygamberin kavli var.
kızların yiyip içmeyi bedavaya getirmek için erkekleri kullandığı bir yöntem.
bir de iğrenç bir esprisi vardır.
-benimle çıkar mısın?
+nası yani..
-merdivenlerden zaaaaaaaaa
Kızların nefret ettiği bir kelime olmakla beraber itici de bir kelimedir. nereye çıkıyorsun diye sormak biz çıkıyoruz diyen insana, sanki sevgiliyiz desen olmuyor.
en çok anlamı olan kelime.
ergen sevgili durumu... (bkz: benimle çıkar mısın)
özne, bir ilişki olduğunda berbat bir fiil. örnek;
+biz mehmet'le çıkıyoruz.

berbat lan. bu "çıkmak" fiili öyle sanıyorum ki, gavurların "dating" dediği hadiseden vuku bulmuş vakti zamanında. "nereye çıkıyoruz ki ehehehuheeh" gibi bir sığlık yapmayacağım, ama gerçekten azalarak bitmesi gereken sözcüklerin başlıcalarından.
mecaz anlamda kullanımı değişen kelime.

x: z baksana! y ile çıkıyoruz!!
z: aa sinemaya mı davet etti?!
x: yoo?!?!
z: nasıl yani bir yere gitmeyecek misiniz?
x: yok ya! msnden çıkalım mı dedi. çıkalım dedim. çıkıyoruz?
z: anlıyorum probleminizi...
inmek eyleminin zıttıdır.
yeni nesilin dilinde olan bir sözcük.. bende yeni nesile giriyorum pardon çıkıyorum neyse kafam iyice karıştı.. çıkıp biraz dolaşsam iyi olacak
TDK'ya göre tam tamına 56 adet anlamı olan 6 harfli kelime.
argoda vermeye katlanmak. genelde alışveriş yapmadan önce biri tarafından söylenir, aga 10 lira çıkın çözelim hesabı.
biz şimdi çıkıyo muyuz erkut?
çıkıyoruz petek'çim
çıkmak çok güzelmiş ya, bilseydim daha önce çıkardım!
evet, bence de çıkmak gibisi yok...
ben artık her gün çıkarım valla...
çık tabi, durduğun kabahat...
En çok anlamı olan kelime olup; TDK tarafından 58 anlamı sayılmıştır.
aşkı bile basitleştiren kelime...

benimle çıkar mısın ? nereye 2. kata mı? hayır yani bir sürü arkadaslık teklifi çeşidi varken çıkmak niye?

(bkz: sevgilim olur musun)
cümle içinde kullanıldığında aptallaşan keliimedir. "hedegül benim çıktığım oğlum." "edehül'ün çıktığı çocuk hödögülle mi??" çıktırın gidin lan sevgili işte.
kız-erkek ilişkilerinde kullanılmasının amacını anlayamadığım eylem, ilişkilerde kullanılıyor oluşu itibariyle nefret ettiğim eylem. yahu ne demek arkadaş benimle çıkar mısın, çıktığın var mı, çıkıyorlarmış. lan dağa mı çıkıyorlar, gerdeğe mi giriyorlar? ne bu çıkmak?
sevgili olmak anlamında, genelde lise döneminde kullanılan kelime, bak bu benim çıktığım ahmet, ahmette bu benim girdiğim şule mi diyecek yani nedir bu saçma sapan kelime ,neden hala bazıları tarafından kullanılır.*
(bkz: dünyanın çivisi)