bugün

ebet, damam ozamansa, piki diye konuşması muhtemel çocuktur. *
hayatin yumruklarini yediği vakit üzerinden grayder gecmiş kola kutusu gibi ezim ezim ezilmeye mahkum olacak olan cocuktur.
bazen, mecburen şımartılan çocuktur. onu kaybetme tehlikesiyle burun buruna gelmiş ana, baba; her öfkelerinde, gözlerinde canlanan solunum makinesine bağlı çocuğu hatırlayıp, kendilerini engeller.
kafanıza sıçacak olandır.*
çok fazla şımartılatrak iyilik değil kötülük yapılmış çocuktur zira büyüyüp hayatla tanıştığında hiçbir şeyin evindeki gibi olmadığını şaşırarak görecek ve sudan çıkmış balığa dönecektir.
bokunda boncuk bulma ihtimalinizin yüksek olduğu, ancak atalarımız tarafından bu söze konu edildiğine göre pek de hayırlı bir vatan evladı olmayacığına inanılan pislik herifin teki.
büyük ihtimalle tek çocuktur. bu nedenle paylaşma duygusundan yoksun olan ve ailesi isteklerine hayır demediği için gerçek dünyada da herşeyin istediği gibi olacağını sanan ve olmadığını görünce büyük hayal kırıklıklarıyla başbaşa kalanlardandır.
iğrenç çocuk türüdür. istediği birşeyi elde edinceye kadar bağırıp çağırması kuvvetle muhtemeldir. insan kulağında kalıcı hasara yol acabilecek düzeyde bir sesi çevreye yaymakta olan varlıktır. uzak durulması akıl ve kulak sağlığı için şiddetle tavsiye edilir.
mız mız, istediklerini ağlayarak yaptırabiliceğini sanan, sürekli ilgi odağı olmak isteyen, memnun edilemeyen, huzursuz, mutsuz, kafasına vurulası çocuktur.
ama bir de şu açıdan bakalım. her bebek aynı şekilde dünyaya gelmiyor mu onu bu duruma getiren ailesidir. çevresidir. başlarına geldiyse çekme mecburiyetlerine sahiptirler. genelde para verilip susturulabilme özelliğine sahiptir bu çocuklar. sevgiyi gerçekten tatmamış ve geçiştirilmiş çocuklarda da şımarma eğilimi gözlenebilmektedir.
bir kere rastladım öyle bir varlığa. çocuk dört yaşlarında filan artık televizyon izlemekten beyni çekmiş. annesi de yeniden hamile. muhabbet ediyoruz bende döndüm çocuğa bütün iyi niyetimle sordum.
-ayy ne güzel teomancım, kardeşin olcak.adını ne koyacaksın? teo: şukufe
o an beklediğim son isim oydu. o kadar kıl olmuş ki çocuk bebeğe, annesine gidip: karnındankinden nefret ediyorum gibi cüce olması ihtimalini düşündüren ilginç cümleler kuruyor. çocuklardan nefret ediyorum.
ağzının ortasına yapıştırmak istediğim bir çocuktur.
bir çocuk var 6 yaşında.
ev sahibinin torunu.
geleceğin itkopuk, serseri adayı.
evdeyken bazen sesini duyuyorum.
genelde öküz gibi bağırarak konuşuyor insanlarla istisna durumlar dışında.
annesine "esoğleşşek" diye bağırıyor, anne tepki göstermiyor.
babaannesine aynısını yapıyor babaanne de ses çıkarmıyor.
annem babasına çocuğun başka bir çocuğa vurduğunu söylüyor. babası "durduk yere vurmaz o." diyor.
bahçedeki sokak köpeğine yavruyken sopayla vuruyor. annesine "yapmasın, etmesin" diyorum. annesi " kocam " saldırgan olsun sopayla vur" diyor. oğlumun köpeği ben bir şey yapamam diyor."valla benim oğlum olsa ileride, böyle bir şey yapsa hiç bir şey yapamam demem, hak ettiği cezayı veririm.
bir torun daha var 4 yaşında erkek çocuğu. geldiğinde yukarıdan aşağıya ne varsa atıyor. bazen koridora işiyor. kimse "yapma, etme" demiyor. annemle babam aileye "yapmayın, etmeyin, böyle çocuk yetiştirmeyin" diyor; ciddiye almıyorlar. bu yaz samimi olduğumuz komşunun evine yumurta attı. komşu bunlarla kötü olmamak için bu durumu konuşamıyor.
işte böyle tiplerle aynı binada oturuyoruz.
cehalet böyle bir şey.
zaten gideceğiz burdan temmuz ayında.
daha düzgün bir yere.