bugün

tanım: ailelerin çocuklarının okuyup büyük adam olma yönündeki ısrarcı tavırlarıdır.
kişisel yorum: bok var.

en basitinden türkiye rekortmenleri listesine bakıyorum, seda sayan, mehmet ali erbil ve acun ılıcalı da var.
ulan seda sayan be! evet tiye aldığımız seda sayan.

anne babalara sesleniyorum, çocuğun okuyup mühendis olcak doktor olcak diye tutturmayın.
matematik öğrendik de bi bok olduk sanki. hayvan gibi formül biliyoruz teori öğreniyoruz ve burs yiyoruz .mna k.y.m.
elin oğlu top peşinde koşturuyor götürüyor paraları.
işe başlıyoruz araba almak için kredi çekiyoruz. ulan adamların haftalık yediği para bu be.

ulen çocuğum olursa toplarla büyütçem onu. fesatlık yapma arkadaşım! ibne değil.
sanatla mı uğraşçak, uğraşsın anasını satiyim. tüm matematik bilgisi iki kere iki dört olsun. biz öğrendik noldu, bok mu var.

bak sinirlendim yine mnrznskm. neyse.
kendisi maddi durumlardan dolayı okuyamamış ailelerin içlerinde kalan bu eksikliği çocukları ile giderme isteği.
Ülkemizde üniversitelere diploma alıp bir sapa balta olmak anlayışıyla gidildiği için ailelerin çocuklarına dikte etmek zorunda olduğu durumdur. Yalnız üniversite mezunu işsiz sayısına bakacak olursak da diplomanın ne işe yaradığı tartışmalıdır. Oysa üniversiteler iş bulma kurumları değildir, ilgilenilen alanda bilgi ve kültür sahibi olmak için gidilen yerlerdir.
çocuklarına iyi bir gelecek hazırlama derdindeki ailelerin tutumudur. zira ben ebeveyn olsam çocuğumun vergi rekortmeni olmasını değil, yeteri kadar ama hakkıyla para kazanabileceği bir meslek sahibi olmasını isterdim.
(bkz: zeki ama çalışmıyor)
cehaleti para kapatır. ama hem okumamış hem de parasızsan sıçtın. ama oku, az da çok da kazansan, kariyerin olsun, bilgin ve kariyerin sayesinde her zaman saygı görürsün; felsefesini savunan akıllı ailedir.
hayata 1-0 geriden başlayan ailelerin içinde bulundukları durum.
yani iyi güzel, bunu desteklememek mümkün değil. evet okusun etsin çocuk, belki ileride bi balta bulur kendi saplığına uyan ama okuma ve okutmanın ardından gelen "gerçek dünya" gerçekliğinde ailenin artık çocuğu bırakması, git artık neyi nasıl becereceğine inanıyorsan öyle yap demesi, çocuğu bi salıvermesi lazım.

eğer bu yapılmazsa olay şu dönemeci çok hızlı dönüyor;

aile; abicik de bibicik minvalli yaklaşımlarla çocuğu yönlendirmeden önce, çocuk küçük yaşlardayken tüm tanıdıklara ve yakın çevresine "benim kızım/oğlum istediği mesleği seçecek, biz baskı yapmıycaz. o ne istiyorsa o." şeklinde yaklaşırken, çocuk büyüdükten sonra "şunu olacaksın, neden şuraya başvurmuyorsun? bak ne güzel iş, altın bilezik maşallah" diye yyönlendirmesin bi zahmet.

12 yaşına kadar çocuğu serbest bırak, 13. yaşından sonra "bu ol" de. oldu mu şimdi? olmaz.. o da insan lan, elmalı kek değil ki.