bugün

"Dünya, 15 yaşından küçük çocuklara din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz."
arthur schopenhauer.

yazarın notu: üstatlarım konuşurken ben susarım.
zorunlu tanım: yanlıştır.
ağaç yaş iken eğilir sözünün gereklerinden biridir. 15 yaşında çocuğunu kerhaneye götüren zihniyetten nispeten daha iyidir. *
olması gerekendir. kızların başını kapatmayı öğrenmesi de bu şekildedir. düşünün bakalım, hiç bilmeyen bir çocuğa 15ten sonra sıfırdan din öğretmeye başladığınızı, bir kızın başını 15ten sonra bir anda kapatmasını istediğinizi. imkansızdır.
ağacı yaşken eğip, gelene gidene eğilir hale getirmek için yapılandır.
neden verilmesin çocuklara 15 yaşından önce ingilizce derside veriliyor mesela.din dersi verilmesi demek çocuğa ahlak kültürü vermek demektir.15 yaşındaki çocuk din dersinde büyüklere saygı,hoşgörü vb dersleri görür nedir bu telaş.
"Dünyaya bakış açımızın sağlam temelleri ve derinlik veya sığlığı çocukluk yıllarında oluşur. Bu görüş daha sonra özenle düzeltilir ve mükemmel hale getirilir, ama özde değişmeden kalır."
arthur schopenhauer.

bu cümleden yapacağım çıkarım şu olacaktır;
15 yaşına kadar, anneannesiyle geçirdiği zamanlarda -bu sadece genel bir örnektir- beynine fütursuzca nüfuz ettirilen, yıllanmış hikayeler, insanı yaşamının sonuna kadar bırakmaz. ancak, gerçeği fark edebilecek kadar güçlüyseniz bu narkozun etkisinden kurtulabilirsiniz. bunu ise, kendi başınıza becerebilirseniz, işte gerçek insan sizsiniz.
yoksa, güzellik uykunuzdan uyanmadan huzurluca ölürsünüz.
ve uykudan uyanmak her zaman güzeldir demiyorum sizlere.
(bkz: neden mizah)
15 yaş bu tayfa için geç bile. * *
aslında normaldir.

dinin felsefi boyutunu anlat çocuklara. bak din şudur de. şöyle şöyle dinler vardır, ama şu şu şekilde aksi fikirler de vardır de, din şunun için gereklidir, şunun için şöyledir böyledir de. sonra bırak, öğrendiğini yorumlasın o çocuk. neye inanacaksa ona inansın. bırak.

ama maalesef biz çocuklara din dersi veremiyoruz. ahlak bilgisi veremiyoruz, dinlerin kültürlerini öğretemiyoruz.

kendi dilini tam manasıyla kavrayamamış çocuğa arapça dua ezberlet, dinin ne olduğunu anlamaya çalışırken sadece islam'ı hatta sadece sunniliği anlat sonra ağaç yaşken eğilir.

ee eğilince düzeltebiliyor musun bari?
Çocuk ve Eğitim psikolojisi uzmanları iyi bilirler ki bir kişinin dünya görüşü temelde 5 yaş gibi küçük yaşlardaki telkinlerden bina edilir. Ayrıca milletlerin kimliklerini ve bilinçlerini oluşturan bileşenlerin başında, ırk ve din gelir ki bunlar birlikte kültürü meydana getirirler.

Dini yaklaşımlar bir tarafa, bir türk çocuğuna temeli sağlam, makul ve onurlu bir islam bilinci vermemek bu milletin geleceğini dinamitlemektir. Öyle ya da böyle, hoşa gider veya gitmez, türk milleti artık islami yönüyle türktür. Sen kendini böyle bilmiş ve tüm dünya da seni böyle tanımışken senin iyi bir türklük ve islam kimliği benimsememiş çocuklardan peyda olacak türkiye, ya avrupa hristiyanlığına kayarak frenkleşecek veya ingilizleşecek (ki bu bir yıkımdır. Kimlik bunalımları bin yıl bile sürebilir, çünkü basitçe: senin genetik kodundan kaynak alan duygusal dengelerine göre oluşmuş kültürün ingiliz kültürü değildir) ya da çok daha güçlü ihtimalle ne olduğu belli olmayan bir hal kazanır. Sonuç olarak ortaya çıkacak şey 'türk' olmayacaktır.

Öte yandan ailelerin çocuklarını istedikleri kültürle yetiştirmeye hakkı hiç şüphesiz vardır. Bilimsel olarak kabul gören düşünce, küçük yaşta temelleri atılan bir din ve millet mensubu olma duygusu daha stabil zihinler ve kararlı kişilikler için dramatik öneme sahiptir. Bu nedenle avrupa ülkeleri veya rusya veya nereye bakarsanız bakın, çocuklarına ideolojilerini, dinlerini vs küçük yaşlarda enjekte ettikleri açık ve net görülür. Avrupa'da kliseler ve eğitim kurumları bu görevi üstlenmiştir. Prof. Dr. ilber ortaylı'nın ifadelerine göre türk aile geleneğinde bu görev ailenin yaşlı bireylerine aittir. Ancak her nedense çekirdek aile yapısının kutsanmış, geniş ailenin yok edilmeye çalışılmıştır. bunun sonucunda türk toplumu her yönden bocalama içine girmiş ve hali hazırda hala bunu yaşamakta. Ayrıca millet bilinci ve millet bilincinin bileşenlerinden türk kültürü çocuklara yeterince iyi aktarılamadı. Bu süreçte yetişen sorunlu neslin hali ortadadır. Hiç bir yönden vasıflı olamayan, ne batıya ait ne doğuya, ortada kalmış, hala çocuğuna neyi öğreteceğini bilemeyen zihinler hem kendisiyle hem birbiriyle çatışıyor.

ideoloji açlığı çekmeye mahkum insan beyni, bu konuda yol gösterilmeye muhtaçtır. Bu besbelli bir gerçekken 'bırakalım yolunu kendi seçsin' demenin ne denli akla uygun olduğunu siz taktir edersiniz.
eger cocuk dokuz (9) yasindaysa dersi yatakta vermek sunnettir, ya da degildir. ben bilmem beyim bilir.
çocuklarınıza bu tür dersleri vereceğinize onları yalnızca sevin. ama gerçekten sevin. bakın o zaman çocuğunuz dindar da olur çağdaş da olur, ufku geniş, aklı hür, zihni özgür de olur. kısacası her şeyin iyi olan tarafındaki sıfatların hepsi olabilir. sevgi vermeden bilgi vermeye kalkan ve kendini bir b*~k sanan herkese duyurun bunu. bırakınız, hiç bir şey için zorlamayınız. madem o nu dünyaya getirdiniz bırakın sizden başkası olma fırsatını kaçırmasın.
sen kendine katlanamazken
bir sen daha
söyle
nasıl çekilir dünya!

siz o nu severseniz evrene ait ne varsa sevebilir o da. ama daha küçükken o na da akıttığınız nifak tohumları nasıl tırpanlanır sonra. o nu da ben söyleyeyim. düşünmeyi seçerse er ya da geç nifak tohumlarından arındırır kendini.yana yana arındırır. hatta yaş da vereyim tam olsun. normal zekada birisi 30 yaşında ancak kendisi olabilir. ancak hür olabilir. 30 yaş. düşünsene bi. neredeyse ömrün yarısı. yazık değil mi o na. daha 6 yaşında başlarsın o okul senin bu okul benim koşturmaya. işinden arta kalan zamanda toplasan bir saatini vermezsin. sonra beklersin ki dindar olsun. olur mu bu evlat dindar. sevgi nedir bilmeyen çocuk dinin nesine saygı duyar. babasını tanımayan, iki kelam etmeyen nasıl anlar kendisini özgür kılmaya adamış adamın ruhunu! yapamaz işte. senin asli görevin ne din eğitimini zorla beynine yerleştirip karabasanlara saplatmak küçücük çocuğu ne de
atatürk yoktu
düşman çoktu
atatürk geldi
düşmanı yendi
dedirterek koskoca devlet adamını tanıtmaktır.

sadece sevginle mükemmel bir evlat yetiştirebilirsin. insan olmayı öğretebilirsin. o nu yapmak günah, bunu yapmak haram diye korku dünyası yaratmak bir işe yaramayan sapkın adamlar yetişmesine sebebiyet olur. tıpkı günümüzde yaşayan her 100 insandan 96 sı gibi.
hayata gelmesine sebep olduğun bu çocuğun yaşamından 30 yılı çalma. ki bence günah sa bu da günah.
o da düşünürse 30 yaş. düşünmezse ömrü billah ziyan bir evlat!
ders verilip verilmemesi tartışılabilir. ancak sürekli kavram hataları yapmakta direniyoruz anlamıyorum. okuduklarımızın tanımlarını kendi kafamızda değerlendirmek yerine başkalarının ondan ne anladığını anlamaya çalışıyor, böylece görecelilik kısır döngüsüne giriyoruz.
türkiyede çocuklara din dersi verilmemektedir. dini tanımlarsanız nedenini anlarsınız. din, içinde sadece islamı barındırmaz. eğer bir topluluğa din dersi veriliyor ise o topluma dinlerin eşit oranda tanıtıldığını ve seçimin öğrenen kişilere bırakıldığı varsayılır. ancak islam dini dersi verirseniz kişiyi islamın içerikleri ve islam ahlakı üzerine eğitirsiniz.
benim bu konudaki şahsi görüşüm kişilere islam dersi yerine din dersi verilebilmesidir. ancak toplumun %98'inin müslüman olduğu bir ülkede bu tabiki bir hayal olacaktır. çünkü biz henüz kültür ve zihinsel açık fikirlilik olarak yeterli değiliz. kapalı ve kendi içinde dahi yeniliklere zar zor açılabilen bir toplumuz.
bütün dinlere eşit agırlık verildigi sürece, cocugun farkli dinleri ve kültürleri anlamasi acisindan gereklidir. yanliz bir dine sürekli odaklaninca anlamini kaybeden, sacmalasir.