bugün

tam da hava kurşun kadar ağırken, yalnızlık günün erken saatlerinde iliklerinize doğru sancaklarla hücuma geçmişken üzerine biraz kafa yorulması gereken eylem.

çok okudum. çok adamın, çok kitabını okudum. öğrendiğim yegane şey, her eylemin bir sonucu olduğuydu. başlıkta yer verilen ve tariflendirilmeyi bekleyen konunun esas oğlanı, çocuk ve yalnızlıktır. okuduğum kitapları beynimde çek ediyorum ve işte verilen salık:

"mastürbasyon, insanın kendiyle sevişmesidir."

hep hayalinde yaşattığın çocukla kendini sıcak yaz günlerinde, üstsüz kadınların yaşadığı uçsuz plajlarda kumdan kaleler yaparken mi görüyorsun? yanılgı.. o çocuk öyle olmayacak biliyorsun değil mi mirim? anasını alıp düğüne gideceksin ve 3. sınıf kalitedeki bir balonu aldırmak için desibeline soktuğum şiddette ağlayıp zıplayacak. burnundan getirecek arkadaşlarınızla oturduğunuz rakı masalarında. ben yalnızlığı seçtim ve asaleten yerleştim o kontenjana.

çare, yalnızlık. *

görsel
imkanlar dahilinde olup da yalnızlığı seçen çok sayıda insan vardır..yalnız olan herkese şu aptal yaftanın takılması cidden garip..anne babalarımızın jenerasyonunda 30una kadar bekar kalmış insan milyonda birdir..sebebi herkesin ruh eşini bulmasından çok görücü usulü saçmalığının yaygın olması,salak bi toplumsal baskı,arkadaşların hepsi evlendiği için kendini dışlanmış hissetmek gibi çoğaltılabilir..sonuç,mutsuz iğrenç evlilikler..ulan erkek olmama rağmen arada bir kulak misafiri olurdum annemlerin muhabbetlerine,bir kişi mi evliliğinden mutlu olmaz arkadaş,sorunlar da eften püften sebepler değil hani..ama neyseki günümüzde eskiye göre daha bilinçli insanlar..ha şuan baskı yok mu tabii ki var,ama eskiye oranla daha az..şuanda 25 yaşındayım,evlilik aklımın ucundan geçmiyo,aday bulamamakla alakası yok bu durumun..belki 30 35te düşünülür,ama şu yılları aptal aptal sorumluluklarla heba etmek saçma gelir hep bana..hadi bi mucize oldu da evlendim,oyle olsa bile çocuk çok uzak ihtimal..