bugün

refik halid karay'ın eskici isimli öyküsünün en akılda kalır cümlesi.
şimdilerde var mı bilmiyorum ama 90'larda çocuk olup da türkçe dersinde bu öyküyü okumayan yoktur herhalde.

--spoiler--
satıcı iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti. bu dört yanı duvarlı, tek kat, basık ve toprak evde öyle canı sıkılıyodu ki... şaşarak eğlenerek seyrediyordu: mukavvaya benzettiği kalın deriyi iki tarafı keskin incecik, sapsız bıçağıyle kesişine, ağzına bir avuç çivi dolduruşuna, sonra bunları birer birer, istanbul'da gördüğü maymun gibi avurdundan çıkarıp ayakkabıların altına çabuk çabuk mıhlayışına, deri parçalarını, pis bir suya koyup ıslatışına, mundar çanaktaki macuna parmağını daldırıp tabanlara sürüşüne, hepsine bakıyordu. susuyor ve bakıyordu.

bir aralık nerede ve kimlerle olduğunu keyfinden unuttu, dalgınlığından anadiliyle sordu:

-çiviler ağzına batmaz mı senin?
--spoiler--
v.2014

+ o çiviler ağzına batmaz mı senin?
- ya nerden buldunuz beni gene ya.. türk müsün birader. hee türksün amk soruya bak bende de kafa gitti. batar batar gel.
güncel Önemli Başlıklar