bugün

Yalan olmayandır. Gerçektir. Mekapla dövrim yapmaya çalışan öşekçileri kudurtur aynı zamanda.

Çin Seddi denilen 6700 km uzunluğundaki devasa yapıyı bilmeyen yoktur. Bu set, Çin’i, Orta Asya’daki diğer toplumlardan kesin olarak ayıran ve bu ayrışmayı kültürel düzeyde de gerçekleştirmeyi amaçlayan bir mimari yapıdır.

Aslında bu seddin inşasıyla ilgili tarih içerisinde çok farklı düşünceler ortaya atılmış ve özellikle bu seddin yapımı tezi, Çin’in Hun Türkleri’nden korunması arzusuna dayandırılmıştır. Zira Teoman Han zamanında yoğunlaşan Türk-Çin mücadelesi, büyük Türk Hakanı Mete Han zamanında Hunların mutlak üstün olduğu bir konjonktüre evrilmiştir.

Evvela bilinmelidir ki bu teori kısmen doğru olsa da bir nebze eksiktir. Zira bu devasa set, Hun akınları başlamadan çok önce belli oranda şekillenmiş, dolayısıyla Türk akınları sadece bu süreci hızlandırmıştır.

Çin Seddi, Çin’de siyasi birliğin henüz sağlanamadığı 7 beylik dönemi mücadelelerine kadar giden bir tarihe sahiptir. Bu beyliklerden birisi kendi sınırlarını duvarlarla çevirince bu set örme geleneği başlamış ve sonrasında tüm bu beylikleri hâkimiyet altına alan Ch’in döneminde esaslı bir şekil almıştır.

Son derece zorba bir yönetim anlayışı benimseyen Ch Hanedanlığı, diğer beylik mensuplarına adeta kan kusturmuş, yüzlerce aydını ve binlerce kitabı yaktırmış, sınırlara duvar ve gözetleme kuleleri inşa eserek, ülkeden kaçmayı imkânsız hâle getirip, insanları mutlak bir kölelik altında tutmak istemiştir. Dolayısıyla seddin inşa edildiği dönemde Çin, adeta bir açık hava hapishanesi gibidir ki, pek çok Çinli, bu seddi aşıp kaçarak Hun Türkleri’ne sığınmıştır.

Çin Seddi’nin inşası sırasında köle olarak yüzbinlerce insan çalışmış ve sayıları net olmamakla birlikte binlerce insan ağır çalışma şartlarında can verip, seddin dibine gömülmüştür. Set, hem Hun akınlarını durdurmak hem de Çin toplumunu kültürel anlamda Orta Asya toplumlarından ayırmak için inşa edilmiştir.

Bir Çin efsanesine göre, seddin nereye yapılacağını Çin toplumuna gösteren bir ejderhadır. Ejderha, set boyunca uçmuş ve bu güzergâh boyunca bir çizgi hâlinde heryeri yakarak seddin güzergâhını oluşturmuştur. Bu bağlamda Çin mitolojisindeki ejderha figürü bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.

Peki bu devasa set, Hun akınlarını, Türk’ün gâzâ tutkusunu durdurabilmiş midir? Elbette ki hayır. Özellikle Mete Han, ne zaman istese bu seddi kolayca aşmış ve çelikten yumruğunu zalim Çin hükümdarlarının başına indirmiştir.