bugün

Günümüz plastik sanatlarında, sanatçı sanat ve yaşam ilişkisinde mesleki uzmanlaşmanın yarattığı, sanatın profesyonel bir iş alanım oluşturması gerçeği beni, onun yaşamsal ve olgusal gerekirlik koşullarını, yani işlevini sorgulama aşamasına getirdi; Çünkü tüm vazgeçilmezliğine karşın, paradoksallaşan ve flulaşan varlık nedenleri ve üstünde durulması zor kaygan zemine rağmen en özerk yaratı alanı, insanı “en” boyutuyla insan kılan varlık nedeni; Diğer tüm varolma biçimlerinin de hakkını teslim edelim...Ancak Günümüzde plastik sanatlar çağcıl yaşamın ve girift ilişkiler ağının içinde, mesleki uzmanlaşmanın üzerini örtmeye başladığı, sanat ediminin gizil enerjisini yitiriyor mu?
Yüzyıl başlarında Batı geleneğinden kopuş ve özerkleşme çabalan içinde sanatçılar yeni kaynak arayışlarına girmişlerdir (Antropolojik katkılarla). “Simyacı”, “Şaman”, Arketipi, Ekspresyonizm ve özellikle Dada’da ilk yansımalarını buldu.
Dünyevileşen kültür, yakın zamana dek gökkubbede ikamet eden yüce tinini yitirmesiyle, kurduğu yeryüzü ütopyasında katı bir yeni-eski sistem oluşturdu.
Soyut sanatın yüce tini de, sanat pazarında metalaşınca paha biçilmez bir estetik objeye dönüştü.
Çağımız sanatçısı yaşamla yeniden organik bağ kurarken çeşitli davranış biçimleri edinmektedir. Sanat, çağın hızına yetişme çabası ve demokratikleşme adına, biricimliğini terkederken iyi niyetli çabalara rağmen, hemen tüketilen herhangi bir nesneye dönüşmüştür.
Her türlü üretimin satın alınabildiği, karadeliğe hızla kayan bir dönemde, her türlü yön duygusunun kaybolduğu bu dönem aslında yeni bir kutsallığın, tinin başlangıç safhasıdır. Sanatçıyı, sanatçı kılan şey onun gerçek karşı duruş halidir.
Çağdaş sanatta, şaman ve simyacı arketipinin sanatçı olarak ritüeli hala devam ettirdiğine dair bir tesbit yapabilir. “fin de siecle”.